ŞİFALI BİTKİLERİN FAYDALARI

İYİ OKUMADAN
KARAR VERMEYİNİZ


ŞİFALI BİTKİLER VE FAYDALARI
Acıbakla: ( Lupine / Lupin / Lupine) Türkiye’de yetiştiği yerler: Akdeniz bölgesi, Bursa, Antalya ve Konya çevreleridir.
10-100 cm yüksekliğinde, sık tüylü, bir senelik bitkiler. Yapraklar el seklinde parçalı, uzun saplı, 5-9 yaprakçıklıdır. Çiçekleri dik salkım durumunda, beyaz veya mavimsi renkli, çiçek taç yaprağı kelebek seklindedir. Yahudi baklası diye de tanınır.
Memleketimizde üç türü bulunmaktadır.
Beyaz Yahudi baklası: Beyaz çiçeklidir. 120 cm kadar yükseklikte, bir yıllık bir bitkidir.
Sari çiçekli Yahudi baklası: Vatani, Orta ve Güney Avrupa’dır.
Mavi çiçekli Yahudi baklası: Vatanı, Akdeniz çevresi memleketleridir.
Kullanıldığı yerler: Tohumlarının idrar söktürücü, kan temizleyici ve kurt düşürücü tesiri vardır. Bazı türlerinin kavrulmuş tohumları “sebze kahvesi” ismiyle kahve yerine kullanılmaktadır. Fakat alkaloit taşıyan türlerinin bu şekilde kullanılması tehlikelidir.

Acıçiğdem: ( Herbstzeitlose / Krokus / Colchique / Colchicum / Autumn crocuses)
Boyu 10-30 cm yüksekliğe ulasan, otsu ve yumrulu bir bitki. Sonbaharda morumsu pembe renkli, 6 parçalı çiçekler açar. Yaprak ve meyveleri ise ilkbaharda ortaya çıkar. Sonbaharda çiçek açtığından dolayı halk arasında “güz çiğdemi” olarak da bilinir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Türkiye’de pek bulunmaz. Avrupa’nın sulak çayırlarında bol miktarda yetişir.

Kullanıldığı yerler: Tıbbi önemi haiz bir bitkidir. Kullanılan kısmı yumru ve tohumlarıdır. Tohum ve yumruların idrar arttırıcı, terletici, müshil ve romatizma ağrılarını dindirici etkisi vardır. Alkaloitlerin çok yüksek zehirleyici özelliği olduğundan, bu droglar, dahilen ancak hekim kontrolünde kullanılabilir. Eskiden halk arasında romatizma ağrılarını dindirmek için haricen kullanılırdı. Bunun için bir tutam acı çiğdem tohumu, 2-3 diş sarmasak ile havanda iyice dövülür. Elde edilen sulu kişim da bir tülbende emdirilip, ağrıyan kısma sarılır. Bu pansuman birkaç gün arka arkaya tekrarlanır.
(Scille / Scillae bulbus / Sea onion / Urginea maritima)
 
Zambakgillerden bir çeşit bitkidir. Yaprakları uzun şerit seklindedir. Çiçekleri yeşil ve beyaz damarlıdır. 2 kilogram kadar olan soğan kısmı, yapraklarının altındadır. Acı ve zehirlidir. 7,5 gram adasoğanı, bir insani rahatça öldürebilir.Tazeyken kullanılmaz. Aksi halde zehirlenme ve kusmalara yol açar. Soğanın etli olan orta kısmı, dilimlenerek kurutulur. Sonra dövülüp toz haline getirilir. Çok iyi bilmeden kullanılmamalıdır.
Kullanıldığı yerler:İdrar söktürür. Kalp hastalarında vücuda biriken suyu boşaltır. Azotemiyi azaltır. Böbrek hastaları kullanmamalıdır.
Ahlat: (Yabanarmudu / Piraster / Pirus elaegrifolia / Wild pear-tree / Poirier sauvage)
Gülgillerden, kendi kendine yetişen ve üzerine armut aşılanan bir ağaçtır. Yemişi iyice olgunlaştıktan sonra yenir.
Kullanıldığı yerler: Meyveleri ishal keser. Zehirli hayvan sokmalarında, filizi ezilip yaraya sürülür.
Ahududu: (Himbeere / Framboise Common / Rasberry bush)
Ağaç çileği ve sultan böğürtleni olarak tanınır. Haziran-temmuz ayları arasında beyazımtrak renkli çiçekler açan, 30-150 cm boyunda, çok senelik, dikenli, çalı görünüşünde bir bitkidir. Dağlık mıntıkaların orman ve korularında tesadüf edilir. Gövdesi dallı, dikenli ve yatıktır. Yaprakları 3-5 parçalı, sivri uçlu, yaprak sapı kıvrık dikenlidir. Çiçekler ekseriya dalların ucunda 5-10 çiçekli salkım halindedirler. Meyvesi etli ve birçok eriksi tipli meyvelerin bir araya gelmesi ile meydana gelmiş, küre biçiminde, kırmızı renkli ve güzel kokuludur. Meyveleri temmuz ve ağustos aylarında olgunlaşır. Çoğu çeşitleri bahçelerde yetiştirilir. Umumiyetle sonbaharda 1-1,5 m aralık bırakılmak suretiyle dikilir. Ahudutları her 6-7 senede bir yenilenmelidir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Ege, Marmara, Karadeniz bölgeleri.
Kullanıldığı yerler: Kullanılan kısmi, meyve, çiçek ve yapraklarıdır. Meyveler tamamen olgunlaştıkları zaman toplanır. Yapraklarında tanen, meyvelerinde ise organik asitler (malik asit, sitrik asit vs.) seker, pektin, uçucu ve sabit yağlar bulunmaktadır. Yaprakları boğaz hastalıklarında gargara için kullanılır. Çiçeklerinden romatizma ve nıkris (gut) hastalıklarında faydalanılır. Taze olarak, şeker ve böbrek hastalıklarında perhiz yiyeceği olarak istifade edilir. Halk arasında ishal ve ateşli hastalıklara karsı tavsiye edilir.
Akdiken: (Geme iner Kreuzdorn / Nerprun Alaterne / Common Buckthorn)
Mayıs-haziran aylarında, sari-yeşil renkli, küçük çiçekler açan bodur bir ağaç. Orman ve koru kenarlarında bulunur. Dalları karşılıklı, uçları diken halindedir. Yaprakları karşılıklı ve saplıdır. Çiçekler küçük demetler halinde bir araya toplanmıştır. Küre seklinde ve bezelye büyüklüğündeki meyvesi evvela yeşil, olgunlukta morumsu-siyah renk alır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Bolu ve Trabzon civarı.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin kullanılan kısmı taze meyveleridir. Meyvelerinde yağ, renkli maddeler, şeker ve glikoz vardır. İyi bir müshildir. Şurubu yapılır. Müshil ilacı olarak kullanılır. Bunlardan başka meyvelerinin yeşil bir boya da hazırlanır. Memleketimizde yetişmekte olan bir Akdiken çeşidi de “Cehri” adıyla anılır. Bu cins sadece memleketimizde yetişir.
Anason: (Anis / Anis / Anise)
Haziran-ağustos aylarında, beyaz renkli çiçekler açan, 50-60 cm yüksekliğinde, bir senelik bitki. Gövde dik, silindir biçiminde, içi boş, çok dallı, tüylü ve üstü çizgilidir. Alt yaprakları uzun saplı, oval veya kala biçimindedir. Çiçekler bileşik şemsiyelerde toplanmışlardır. Meyveleri armut seklinde küçük, üzeri tüylü, yeşilimsi sarı renklidir.Basta Ege bölgesi olmak üzere bütün Anadolu’da bahçelerde yetiştirilir. Kültür anasonunun vataninin Anadolu olduğu tahmin edilmektedir.Meyvelerinde nişasta, müsilaj, sabit ve uçucu yağ bulunmaktadır. Uçucu yağ miktarları bitkinin cinsine ve yetiştiği yerin şartlarına bağlıdır. Uçucu yağın % 80-90’i anetoldür. Anetol, zehir etkili fakat bu etkisi çok olmayan bir maddedir. Meyvelerinden su buharı distilasyonu ile elde edilen anason yağı, hemen hemen renksiz ve karakteristik kokuludur.
Anason tıpta midevi, bağırsak gazlarının teşekkülünü önleyici, hazmı kolaylaştırıcı ve göğüs yumuşatıcı olarak kullanılır. Ayrıca nefes darlığı, öksürük ve kala çarpıntısı rahatsızlıklarında da etkilidir. Anason yüksek dozda alındığında bas ağrısı, uyuşukluk, görme zorluğu yapar. Daimi kullananlarda anisizm hastalığına sebebe olur. Bilhassa çocuklara uyku vermede, midede teşekkül eden gazları gidermede çok faydalıdır. Bebekler için bir çay kasığı tohum bir bardak suya olmak üzere çay olarak hazırlanır. Yemeklerden önce veya süte katılarak bir kaç çay kasığı verilir. Büyükler % 1-2’lik çayını günde 2-3 bardak alabilir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Bütün Anadolu
Kullanıldığı yerler: Kullanılan kısmi, meyveleri ve yapraklarıdır. Meyveleri tamamen olgunlaştıktan sonra toplanır ve gölgede kurutulur. Hazmı kolaylaştırır. İştahsızlığı giderir. Mide ve barsak gazlarını söktürür. İdrar artırır. Migren ağrılarını keser. Astım, nefes darlığı ve bronşitte görülen şikayetleri giderir.
Andızotu: (Atgözü / Kızılağaç / Inula / Inula helenium / Annuèe inule) Bileşikgillerden, menli yerlerde yetişen, 1 metre kadar sapı olan bir çeşit ottur. Yaprakları büyük, yumuşak ve yuvarlaktır. Çiçekleri sari renkte olup, acı ve kokuludur. Kökü kalındır. Meyveleri küçük, fiştik kozalağına benzer.
Kullanıldığı yerler: Mideyi kuvvetlendirir. Balgam söker. Mikropları öldürür. Vücuda biriken tuzu atar. Üremi, nefrit, sistit, İdrar yolları hastalıklarında faydalıdır. Nefes darlığını giderir. Karaciğer hastalıklarını tedavi eder. Kasıntıları keser. Fazla kullanıldığı zaman, mide bulantısı yapar.
Ararot:(Maranta nişastası / Arrow-root)
Sıcak iklimlerde yetişen "Maranta" adlı kamıştan veya ona benzer başka bitkilerin köklerinden çıkarılan beyaz bir tozdur. Nişastadan daha incedir. Kokusu ve tadı yoktur.
Kullanıldığı yerler: Çocuk maması yapımında kullanılır. Süt çocuklarına ve nekahet dönemindeki hastalara verilir. Hastalıklardan sonra görülen halsizlikleri giderir.
Ardıç:(Wacholder / Geniévre / Juniper)
Kışın yapraklarını dökmeyen daimi yeşil ağaçlardan. Yaprakları küçük pulsu veya iğne seklinde olup 1-2 cm uzunluğundadır. Bir evcikle veya iki evcikle bitkilerdir. Ardıç yemişi diye anılan kozalakları dişi ağaçlar üzerinde bulunur. Ardıç türleri kozalaklarının büyüklüğüne, rengine ve özellikle her kozalağın içinde bulunan tohumlarının sayısına göre birbirinden ayırt edilir.
Çeşitleri ve kullanıldığı yerler: Sıcak iklimlerde ve korunmuş alanlarda ağaç gibi büyümesine karşılık, soğuk bölgelerde çalı manzarasındadırlar. Genel olarak odunu yumuşak ve dayanıklıdır. Kursun kalem yapılır. Kerestesi de demiryolu traversi olarak kullanılır.
Bütün Kuzey Yarımküre’de yetişen 60 türü vardır. Memleketimizde 8 ardıç türü yetişmekte olup önemlileri şunlardır:
Katran ardıcı (Juniperus oxycedrus): Trakya ve Anadolu’da yaygındır. Çalı veya küçük bir ağaç seklindedir. Yaprakları üçlü ve baticidir. Kozalakları kırmızımsı olup iki tohumludur. Dallarından elde edilen katranı cilt hastalıklarında kullanılır.
Adi ardıç (Juniperus communis): Memleketimizde Trakya bölgesinde tesadüf edilen çalımsı veya küçük ağaçlardandır, yaprakları baticidir. Kozalakları mavimsi siyah renkli, üç tohumludur. İdrar söktürücü olarak kullanılır.
Bodur ardıç (Juniperus nane): Memleketimiz dağlarında, özellikle Kuzey Anadolu dağlarında geniş topluluklar meydana getirir. Kozalakları mavimsi siyah renklidir. Yenir ve idrar söktürücü özelliktedir.
Kokar ardıç (Juniperus foetidissima): Dogu Akdeniz Bölgesi ağacıdır. Memleketimizin dağlık yerlerinde yetişir. Sürgünleri dört köşeli, kozalakları mavimsi siyah renkli, 1-2 tohumludur. Yapraklar ezildiği zaman fena kokular çıkarır.
Yüksek ardıç (Juniperus excelsa): Memleketimizin dağlik bölgelerinde yetişir. Sürgünleri dört köşeli değildir. Kozalakları mavimsi siyah renkli, 4-6 tohumludur.
Finike ardıcı (Juniperus phoenicea): Batı ve Güney Anadolu’da yetişen çalımsı, bodur ağaçlardandır. Kozalakları kızılımsı kahverengi, 4-9 tohumludur
.
Aslanağzı:(Kurtagazi / Tavşandudağı / Anthirinum / Linaire / Muflier)
Türlü renklerde yetişen güzel görünümlü bir bitkidir. Kokusuzdur. Daha ziyade süs bitkisi olarak kullanılır.
Kullanıldığı yerler: Balgam söktürür. Bronşitte rahatlık verir
.
Aslan dişi: (Yabani acımarul / Karahindiba / Taraxacum officinalis / Dent de lion / Dandelion)
Bileşikgiller familyasından, yol kenarlarında, çayır ve hendeklerde yetişen bir çeşit bitkidir. Yaprakları rozet seklindedir. Çiçekleri saridir. Taze yaprakları salata olarak yenilebilir. Kökünde, Teraxacin, Levulin, Inulin ve seker vardır. Yaprakları ilkbahar, kökleri ise sonbahar aylarında toplanıp kurutulur.
Kullanıldığı yerler: İdrar söktürür. Mesane ve kalınbağırsak iltihaplarını giderir. Göğsü yumuşatır, öksürüğü keser. Balgamlı ishalleri keser. Karaciğer şişkinliğini indirir. Böbrek ve safra taslarını düşürür. Sarılıkta faydalıdır. Anne sütünü artırır. Taze filizleri kırıldığı zaman akan sütü de dişleri temizler. Öğütülen kökü, kahveye de katılır.
Ayrıkotu:(Gemeine Qecke / Chiendent commun / Common Couch Grass / Scutch / Twitch)
Temmuz-ağustos ayları arasında yeşil veya morumsu-yeşil renkli başaklar veren, 30-100 cm boyunda, çok senelik otsu bir bitki. Toprak altında çok fazla yayılmış olan ana kökleri bulunur. Bilhassa kumlu toprakları sever. Gövdeleri dik, tüysüz ve içi bostur. Yaprakları dar, uzun, ince, paralel damarlı, sivri uçlu, koyu yeşil renklidir. Çiçekler gövdenin ucunda ve yassı bir başak durumunda toplanmışlardır. Meyve sarimsi renkli uzuncadır. Bitkinin etli kökleri çok eskiden beri üriner hastalıklarda kullanılan önemli bir halk ilacıdır. Kökler mesane ve böbrek iltihapları dahil, mesanedeki tas ve kumları düşürmek için kullanılan iyi bir idrar söktürücüdür. İdrar arttırıcı olarak mısır püskülü, arpa ile beraber kaynatılarak kullanılır. Hatta köpekler bile ağız ve barsaklarini temizlemek için bitkinin yapraklarını büyük bir zevkle yedikleri için bitki "köpek çimeni" olarak da bilinir. Tarlalarda belirtilen türden başka, buna çok benzeyen büyük ayrıkotu (cynadan dactylon) olarak bilinen çeşidinin daha kalın kökleri olup, nişasta da taşımasıyla ayrılır ve diğeri gibi kullanılır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: İstanbul, Trakya, Muğla, Anadolu.
Kullanıldığı yerler: Kullanılan kısımları kökleridir. Köklerinde eriticin, uçucu yağ, müsilaj ve potasyum bulunur.
Badem: (Echte Mandel / Amandie / Almond tree)
Mart ve Nisan ayları arasında beyaz veya pembe renkli çiçekler açan, 5-12 m yüksekliğinde bir ağaç. Birçok çeşitleri varsa da, tıbbi bakımdan ikisi mühimdir: Amygdalus communis varyete dulcis (tatlı badem), Amygdalus communis varyete amara (acı badem). Tohumun lezzeti birincisinde tatlı, ikincisinde ise acıdır. Yaprakları saplı, parlak, yeşil renkli, kenarları dişlidir. Çiçekleri yaprakların gelişmesinden önce açar ve kısa saplıdır. Çanak yaprakları yeşilimsi sari renkli üçgen seklinde, 5 birleşik parçalı, taç yaprakları beyaz veya pembe renkli 5 serbest parçalıdır. Meyveleri oval şekilli, yeşil tüylü genellikle bir, bazen iki tohumludur.
Kullanıldığı yerler: Acı ve tatlı badem tohumlarından tazyik usulü ile yağ elde edilir. Badem tohumlarında yağ, albüminli maddeler, E vitamini; sekerler ve emulsin isimli enzim vardır. Acı badem tohumları uçucu yağ taşırlar ve ayrıca siyanogenetik bir glikoz olan amygdalin maddesi ihtiva ederler. Acı bademin uçucu yağı, iyi bir koku ve tat giderici (balık yağına ilave edilir) ve hafif bir dezenfektandır. Badem tohumları, badem şurubu hazırlanmasında kullanılır. Çocuklar için iyi bir müshildir. Kremlerin terkibine girer. Meyve kabuğu halk arasında boğaz ağrılarına karsı kullanılmaktadır.
Baldıran: (Aguotu / Conium maculatum / Ciques / Hemlock)
Nemli yerlerde yetişen, 1-2 metre boyunda zehirli bir bitkidir. Gövdesi kalındır. Saplarının alt kısmi erguvani renktedir. Yaprakları büyük, çiçekleri yayvan ve küçüktür. Ev ilaçlarında kullanılmaz.
Kullanıldığı yerler: Tıpta, özellikle dişçilik alanında kullanılır. Ağrı kesici, spazm giderici ve siyatik, tetanoz ile epilepsi hastalıklarının tedavisinde kullanılır.
Baldırıkara: (Venushaar / Frauenhaar / Capillaire / Maidenhair)
Rutubetli ve serin yerlerde, akarsu kenarlarında, kuyu duvarlarında ve mağara ağızlarında tesadüf edilen 20-40 cm yüksekliğinde otsu bir bitki. Venüssaçi da denilmektedir. Yaprakları uzun, ince, parlak, siyah veya kırmızımtrak-siyah saplıdır. Yaprak parçaları açık yeşil renkli ve böbrek seklinde olup, uç tarafları loplara ayrılmıştır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Marmara bölgesi, Karadeniz, Ege, Akdeniz bölgelerinde yetişir.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin kullanılan kısımları yapraklarıdır. Yapraklar bütün yaz esnasında toplanır, taze olarak veya gölgede kurutulduktan sonra kullanılır. Tıpta çok eskiden beri yumuşatıcı ve balgam söktürücü özelliğinden dolayı öksürük ve bronşitlerde kullanılır. Baldırıkara şurubu da yapılır. Şurup, balgam söktürücü olarak faydalıdır. Kabız edici etkisi de vardır
.
Ballıbaba: (Lamium / Lamier / Dead-nettle / Laminum)
Ballıbabagiller familyasından mor çiçekli, pembe, krem veya beyaz renkli bir bitki. Memleketimizde 27 türü tespit edilmiştir. Çoğu türleri, Bati ve Güney Anadolu’da yaygındır. Bunun yanında diğer bölgelerde de yer yer rastlanmaktadır. En çok bilinen ve kullanılan türleri şunlardır:
Beyaz ballıbaba (Lamium album): Türkiye'de yetiştiği yerler: Trabzon civarı, Bayburt (Kop Dağı), Erzurum, Bingöl dağları ve Rize’dir. Mayıs, eylül ayları arasında beyaz renkli çiçekler açan, 20-30 cm boyunda, çok senelik bir bitkidir. Çitler, koru kenarları ve rutubetli yerlerde, ekseriya ısırgan otları ile beraber bulunur. Gövdeleri dört köseli, dik, tüylü ve içi bostur. Yaprakları saplı ve tüylüdür. Çiçekleri tüplü ve iki dudaklıdır. Üst dudak miğfer seklinde, alt dudak üç lopludur.
Sarı ballıbaba (Lamium galeobdolon): Çiçekleri sarı renktedir. İstanbul ve çevresinde bulunur.
Benekli ballıbaba (Lamium maculatun): Çiçekleri kırmızı renkli, yapraklar beyaz ve siyah beneklidir. Kastamonu (Gavurdağı)da bulunur.
Kırmızı ballıbaba (Lamium purpureum): 10-30 cm boyunda otsu bir bitkidir. Çiçekleri pembe renkli ve küçüktür. Kabız ve yaraları iyi edici özellikleri vardır. Nezleye karşı iyi gelir. Memleketimizde çok yayılmıştır.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin kullanılan kısımları çiçekleri ve çiçekli dallarıdır. Çiçekler açılmaya başladıkları esnada toplanır ve gölgede kurutulur. Hafif kabız ve kan kesici özelliği vardır. İdrar yolları hastalıklarında da kullanılmaktadır. Bütün ballıbaba çiçeklerinden Anadolu’da aynı şekilde istifade edilmektedir
Bamya:(Okra / Ocker / Bamia / Gombo / Bamias / Okra / Gumbo)
Mutedil iklimlerde yıllık, sıcak iklimlerde ise, bir kaç defa yetiştirilebilen, boyu 1-2 metreye kadar uzayan, yaprakları asma yaprağına benzeyen, meyvesi beş bölmeli, tohumları yuvarlak ve yeşilimtrak gri renkte bir sebze.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Memleketimizde sebze olarak hemen her yerde yetiştirilmektedir. Akdeniz çevresi, en müsait ve önemli yetişme bölgesidir. Türkiye’nin Erzurum, Kars gibi soğuk ve yüksek yerleri hariç, hemen her yerinde yetiştirilebilmektedir. En çok Akdeniz ve Ege bölgesindeki ovalar ile Amasya’da ziraatı yapılır. Memleketimizde, Sultani, Amasya ve Balıkesir bamya çeşitleri tanınmıştır.
Kullanıldığı yerler: Faydalı bir sebzedir. Yas veya kuru olarak sarf edilir. Konserveleri de yapılır. Meyveleri müsilajlıdır. Kabızlık tedavisi ve barsakların düzenli çalışması için faydalıdır
Banotu:(Bilsenkraut / Jusquame / Herbane / Konca / Bangootu /Hyoscyamus niger) Yumuşak tüylü, otsu bir bitki. Gavurhaşhaşı adıyla da anılmaktadır. Yaprakları yumuşak, saplı veya sapsızdır. Çiçekleri sapsız veya kısa saplıdır. Taç yaprakları alt tarafta tüp seklinde, üst tarafta biraz eğri olarak genişlemiş ve yayılmış olup, tepede beş lopludur. Meyve çok tohumlu ve bir kapakla açılıp tohumlarını saçan bir kapsüldür.
Memleketimizde altı banotu türü bilinmekle beraber, bu türlerden yalnız Hyoscyamus niger (Siyah banotu) ile H.muticus (Mısır banotu) tedavi sahasında kullanılmaktadır. Mısır banotu memleketimizde Malatya civarında bulunmaktadır. Bilhassa alkaloit endüstrisi için önemlidir. Siyah banotu hemen bütün Anadolu ve Trakya’da bulunur. Tıbbi maksatlar için kullanılır.
Hyoscyamus niger (Siyah banotu): Mayıs-eylül ayları arasında sarımsı renkli çiçekler açan, 30-80 cm boylarında, 2 senelik, otsu ve özel kokulu bir bitkidir. Gövdeleri dik, basit veya dallanmış ve yapışkan tüylüdür. Yaprakları, donuk yeşil renkli, kenarları girintilidir. Çiçekler çok kısa saplıdır. Çanak yaprakları tüp seklinde, üzeri damarlıdır. Taç yaprakları huni seklinde, beş parçalı, kirli sarı renkli ve mor damarlıdır. Meyveleri çanak yapraklar tarafından sarılan, kapak ile açılan bir kapsüldür. Bu kapsül içinde gri esmer renkli, oval veya böbrek şeklinde, üzerinde küçük çukurcuklar bulunan çok miktarda tohum bulunur.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Memleketimizde altı türü vardır.Hemen hemen her tarafta, tarla ve yol kenarlarında tesadüf edilir.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin kullanılan kısmi; yaprakları, kökü ve tohumlarıdır. Yapraklar, bitki çiçekli iken toplanır ve kurutulur. Tohumlar tamamen olgunlaştıktan sonra alınır, güneşte veya daha iyisi 40-50 derecelik fırınlarda kurutulur. Yaprak, tohum ve bilhassa köklerde alkaloitler bulunmaktadır. Kuvvetli bir uyuşturucu ve ağrı kesicidir. Bazı müshillerin tesir edebilmesini kolaylaştırır. Çeşitli merhemlerin terkibinde kullanılmaktadır. Bilmeden kullanıldığında sık zehirlenmelere sebeb olan bir bitkidir.
Behmen: (Kavzakökü / Centaurea behen / Parsnip / Panais)
Turpa benzer otsu bir bitkidir. 20 Ocak ile 20 Şubat arasında çiçek açar. Çiçeğinin rengine göre, Kızılbehmen ve Akbehmen adlarında iki türü vardır.
Kullanıldığı yerler: Basur memelerinden doğan şikayetleri giderir.
Bergamot: (Bergamot Orange / Bergamote / Bergamot / Citrus Bergamia)
Ortalama 4 m boyunda bir ağaç. Esas vatani Bati Hindistan’dır. Yaprakları uzun ve koyu yeşildir. Çiçekleri beyaz renkli ve küçük olup, meyveleri küre veya armut biçiminde, 5-7 cm çapında etli kısmi ekşi lezzetli, kabuk kısmi limon sarısı renklidir. Eskiden Antalya bölgesinde geniş çapta yetiştirilmekteydi. Zamanla bu bölgede Bergamot’un yerini diğer turunçgiller aldı. Bununla beraber halen Antalya civarında bu tür az miktarda bulunmakta ve meyvelerinden reçel yapılmaktadır. Bergamot esansının sanayideki önemi sebebiyle yer tekrar yetiştirilmeye başlanmıştır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Antalya bölgesi.
Kullanıldığı yerler: Meyve kabuklarından sıkma usulü ile Bergamot esansı elde edilmektedir. Yeşilimtrak sarı renkli, hoş kokulu ve acı lezzetli bir sıvıdır. Parfümeri (ıtriyat) sanayinde kullanılmaktadır. Usaresinden kalsiyum nitrat ve sitrik asit elde edilir. Koku vermesi için bazen çaylara da karıştırılır. Ayrıca çeşitli yörelerimizde reçeli yapılarak kışın yenilir.
Biberiye: (Rosmarin / Romarin / Rosemary / Kusdili otu / Rosmarinus officinalis)
Bütün ilkbahar ve yaz boyunca soluk-mavi renkli çiçekler açan, 1-2 m yüksekliğinde, kışın yapraklarını dökmeyen bir bitki. Gövdeleri dik ve çok dallıdır. Yaprakları mızrak gibi, etli ve yeşil renklidir. Çiçekleri dalların uçlarında, yaprakların tabanlarında bulunur. Meyveleri esmer renkli ve fındıksıdır. Kuşdili olarak da bilinir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: İstanbul, Ege ve Akdeniz bölgelerinde bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilir.
Kullandığı yerler: Yaprakları ile bundan elde edilen yağı kullanılır. Yaprakları ve çiçekli dallar yaz mevsiminde toplanır ve açık havada kurutulur. Yapraklar ve çiçeklerinden uçucu yağ, tanen, acı maddeler, organik asitler ve glikozit elde edilir. Mide ve barsak uyarıcısı, idrar söktürücü ve safra artırıcı etkisi vardır. Uçucu yağ, uyarıcı olarak haricen kullanılır. Birçok preparatların terkibine girer. Ayrıca hazımsızlığı gideridir. Çarpıntıları keser. Yarım baş ağrılarını (migren) keser. İdrar ve adet söktürür.
Böğürtlen: (Brombeerstrauch, Brombeere, Mure sauvage, muron, Ing. Bramble, blackberry)
Haziran-eylül ayları arasında, beyazımsı veya pembemsi renkli çiçekler açan, yüksek boylu, çok senelik, dikenli ve çalı görünümünde bir bitki. Ekilmemiş yerlerde, çit, yol ve hendek kenarlarında çok bulunur. Gövdeleri silindir şekilli, içi dolu, odunlu ve dikenli dallar, önce dik, sonra aşağı doğru kıvrık. Yapraklar saplı, kenarları dişli, alt yüzeyleri tüylüdür. Yaprak sapında, uçları geriye doğru kıvrık dikenler bulunur. Çiçekler dalların ucunda toplanmıştır. Meyve; birçok kısmi, meyvelerin bir araya gelmesiyle meydana gelmiş küre biçiminde bir birleşik meyvedir. Rengi önce yeşil, sonra kırmızı ve daha sonra olgunlukta siyahımtraktır.
Türkiye'de yetiştiği yerler: Marmara bölgesi-Bati Anadolu ve Dogu Karadeniz.
Kullanıldığı yerler: Kullanılan kısımları yaprakları ve çiçek tomurcuklarıdır. Yapraklar bitki çiçek açmadan toplanır ve gölgede kurutulur. Yapraklarda tanen ve organik asitler ihtiva eder. Hafif kabız edici özelliği olmakla beraber; diş etleri, bademcik ve boğaz iltihaplarında, ishal ve basurda kullanılmaktadır. Böğürtlenin 70 kadar türü vardır. Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde yetişen türlerine Rubus tomentosus, R. discolor misal verilebilir.
Çakaleriği:(Pflaume / Prune / Plum)Gülgillerden, Nisan-mayıs ayları arasında, beyaz renkli çiçekler açan, 1-3 m yüksekliğinde, dikenli bir ağaçtır. Ormanlarda, çit kenarlarında ve kırlarda rastlanır. Gövdeleri silindirik, kabuğu koyu gri renkli ve çok sık dallıdır. Küçük dalların ucu dikenlidir. Çiçekleri beyaz renklidir. Meyveleri sonbahar veya kısa doğru olgunlaşan mâvimsi siyah renkli, küremsi şekilli ve ekşi lezzetlidir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Marmara, Ege ve Karadeniz bölgesi.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin kullanılan kısmi, çiçekleri ve kurutulmuş meyveleridir. Çiçekler kuru bir havada toplanır ve derhal kurutulur. Çiçekleri hafif müleyyin ve kan temizleyicidir. Meyvelerinde şekerler ve organik asitler vardır. İshali keser. Mide ve barsakların düzenli çalışmasını sağlar. Terletir ve vücuda biriken zararlı maddelerin atılmasını sağlar. Boğaz ve bademcik iltihabını giderir. Anne sütünü artırır.
Çam fıstığı: (Pines pinea) Çam kozalaklarının içinden çıkartılır. Kuvvetli bir besindir. Günde 2 çorba kasığından fazla yenmemelidir.
Kullanıldığı yerler: Bronşit verem ve akciğer hastalıklarının çabuk iyilesmesine yardımcı olur. Afrodizyak özelliği vardır.
Çemen: (Wärmflasche / Fenugrec / Fenugreek / Buy otu) Nisan-haziran aylarında, sarimsi-beyaz renkli çiçekler açan 20-40 cm yüksekliğinde, bir senelik, otsu bir bitki. Buy otu, hulbe otu olarak da bilinmektedir. Gövdeleri dik, silindir biçiminde, içi bos ve oldukça dallıdır. yaprakları saplı ve 3 yaprakçıklıdır. Çiçekler teker teker veya 2 tânesi bir arada olmak üzere bir yaprağın koltuğundan çıkar. Meyveleri düz veya az çok kıvrılmış olup, fasulye meyvesine benzer. İçinde esmer-sari veya kırmızımsı 6-20 tohum taşır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Trakya, Marmara, Orta, Güney ve Güneydoğu Anadolu.
Kullanıldığı yerler: Kullanılan kısımları tohumlarıdır. Olgun meyveler toplanır, güneşte kurutulduktan sonra, sopa ile dövülerek tohumlar meyvelerden dışarı çıkarılır. Tohumlarında müsilaj, uçucu yağ ve sâbit yağ, alkaloit, kolin, rutin gibi maddeler vardır. Eski devirlerde Asya memleketlerinde şehvet arttırıcı ve harplerde cesâret verici olarak çok kullanılırdı. Bugün taşıdığı müsilajdan dolayı, yumuşatıcı ve balgam söktürücü olarak kullanılmaktadır. Kuvvet verici ve iştah açıcı olarak, raşitizm, diyabet, tüberküloz ve kansızlıklarda da kullanılmaktadır. Unu, pastırmanın üzerini örten ve "çemen" ismi verilen karışımı (Bu karışım sarımsak, kırmızı biber ve çemen tohumu unundan ibârettir.) hazırlamak için kullanılır.
Centiyane: (Centiyana / Yilanotu / Esekturpu / Gentina lutea / Gentina radix) Dogu Karadeniz Bölgesi ve Uludag'da yetişen, 1 metre kadar yüksekliğinde, geniş yapraklı, kalın köklü bir bitkidir. Kökü acıdır. İçi sarı, dışı esmerdir. Kökü şifalıdır. Sarı ve mavi türü vardır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Doğu Karadeniz Bölgesi ve Uludağ.
Kullanıldığı yerler: İştah artırır, hazmı kolaylaştırır. Ateşi düşürür. Vücuda kuvvet verir. Mide zafiyeti ve ekşimelerini giderir. Kansizlikta da faydalıdır.
Çivitotu: (Kokar sedef otu / Sezab / Rue) Sedefotgillerden, çayırlarda ve hendek kenarlarında yetişen, zehirli bir bitkidir. Yaprakları geniş, çiçekleri küçük ve sarı renklidir. Çiçekleri dalların dışına taşmış demetler halindedir. Keskin bir kokusu vardır. Kullanırken kesinlikle tavsiye edilen doz asılmamalıdır.
Kullanıldığı yerler: Kalp çarpıntılarını giderir. Mide ağrılarını dindirir. Zeytinyağı ile kavrulduktan sonra çıbanın üzerine konulursa, çıbanı olgunlaştırır.
Çiğdem: (Krokus / Colchique / Crocus / Lahlah / Mahmurçiçegi / Colchicum) Toprak altında, üzeri ince veya zarımsı birkaç pul ile örtülü, bir yumru taşıyan çok senelik bir bitki. Yaprakları çimen yaprağına benzer. Çiçekler genellikle 1-3 tâne veya türüne göre daha fazla olup, mor, beyaz-pembe sarimtrak renklerdedir. Çiçek taç yaprakları tüpsü olup, uç kısmında huri seklinde genişlemiş ve 6 parçalıdır. Meyveleri çok tohumludur. Avrupa ve Akdeniz bölgesine yayılmış, 40 civârında türü vardır. Bunun da 20 kadarı Türkiye’de bulunur. Genel olarak zehirli alkaloitler taşıyan bitkilerdir. Çiğdem türlerinin bir kısmi ilkbaharda, diğer bir kısmi ise sonbaharda çiçek açmaktadır. Çok güzel olan çiçeklerinden dolayı da bir süs bitkisidirler. Daha çok kullanılanı ve tıbbî olarak bilineni sonbahar veya güz çiğdemi (Colchicum autumnale)dır. Bu da ağustos-ekim ayları arasında çiçek açan yumrulu bir bitkidir. Yaprakları ilkbaharda meydana gelir. Çiçekleri ise sonbaharda olup, pembemsi-mor veya beyazdır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Farklı türlerde Türkiye’nin hemen her tarafında.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin kullanılan kısmi tohumları ve yumrusudur. Tohumlarında sâbit yağ, sakaroz ve kolşisin isimli bir alkaloit bulunur. Yumrularında da kolşisin, inilin, yağ, nişasta, sakkaroz bulunmaktadır. İdrar söktürür, Kabızlığı giderir. Kesinlikle tavsiye edilen miktardan fazla kullanılmamalıdır. Çiğdem tohumu ve yumrusundan hazırlanan preparatlar uzun zamandan beri damla hastalığına karsı kullanılmaktadır. Kolşisin bir ara kansere karsı kullanılmışsa da, hayvansal hücreler için çok zehirli olduğundan hâlen terk edilmiştir. Kolşisinin hücre bölünmesini durdurması etkisinden faydalanılarak, poliploit mutasyonlar elde etmek için zirâatta kullanılmaktadır. Poliploit organizmalar genellikle normalden daha fazla olan büyüklükleri ile göze çarparlar. Bu metod sâyesinde ekonomik değer taşıyan bu bitkilerin yaprak veya meyve ürünlerini arttırmak mümkün olmaktadır.
Ciğerotu: (Pulmonaria officinalis) Hodangiller familyasından, 10-15 cm boyunda, uzun ömürlü otsu bur bitkidir. Çiçekleri önce kırmızımtıraktır. Sonra mor ve mavimsi bir renk alır. Gövdesi dik ve tüylüdür. Tanen, müsilaj, sekerler, reçine ve sabit yağ içerir. Tedavi için yaprakları kullanılır.
Kullanıldığı yerler: Göğsü yumuşatır. Öksürüğü keser. Akciğer hastalıklarında faydalıdır. İdrar söktürür.
Çilek: (Kocayemiş / Fragaria / Strawberry / Fraisier / Erdbeere / Fraise) Gülgillerden, sapları sürünce, çiçekleri beyaz bir bitkidir. Yemişi (Çilek) ilk zamanlar pembe olup, geliştikçe koyu bir renk ve güzel kokulu bir hal alır.
Türkiye’de yetiştiği bölgeler: Ege, Marmara, Karadeniz bölgesi.
Kullanıldığı yerler: Vücudu kuvvetlendirir. Hasta olmayı önler. İdrar söktürür. Böbrek ve mesane hastaliklarının iyileşmesine yardımcı olur. Mide ve barsak tembelliğini giderir. Sinirleri kuvvetlendirir. Hasta olmayı önler. Barsak kurtlarını döker. Ateşi düşürür. Cilde tazelik ve güzellik verir. Distaslarini eritir. Midesi zayıf olanlar suyunu içmelidir. Bazı kimselerde alerji yapabilir.
Çitlembik:(Terpentinpistazie / Térébinthe / Terebinth tree)
Nisan-haziran ayları arasında, yeşilimsi renkte çiçekler açan, 2-6 m yüksekliğinde, kışın yaprağını döken ağaçlar. Menengiç olarak da bilinir. Meyveleri önce kırmızımsı olup, daha sonra kahverengine döner. Ağacın dallarına yapılan yaralamalarla yahut da kendiliğinden sızmayla sakız elde edilir. Bu sakız, bal kıvamında, sarımsı veya grimsi renkli ve hoş kokulu olup menengiç sakızı adını alır. Batı Anadolu’da yabânî menengiçleri aşılamak sûretiyle antepfıstığı elde edilmektedir.
Kullanıldığı yerler: Menengiç sakızı dahilen, idrar ve solunum yolları antiseptiği olarak kullanıldığı gibi, göğüs yumuşatıcı ve balgam söktürücü olarak da kullanılır. Meyveleri rezin, uçucu yağ, palmitik, oleik, stearik asit gibi yağ asitlerini ihtivâ eder. Meyveleri idrar söktürücü etkiye sâhiptir. Gaziantep bölgesinde meyveleri kavrularak menengiç kahvesi adı altında kahve yerine kullanılmaktadır.
Civanperçemi: (Binbiryaprak otu / Kandilçiçegi / Schafgarbe / Milliefeuille / Herbeaux charpentiers / Yarrow) Haziran-eylül aylarında, beyaz veya pembemsi renkli çiçekler açan, yol kenarlarında, tarlalarda ve kurak topraklarda yetişen 20-100 cm yüksekliğinde, kokulu, çok senelik ve otsu bir bitki. Binbiryaprak otu veya kandilçiçegi olarak da anılmaktadır. Gövdeleri dik, dalsız ve yumuşak tüylüdür. Yaprakları sapsız ve koyu yeşil renklidir. Çiçekleri, küçük tepecik (kapitulum) halinde bir araya toplanmış olup, yalancı bir semsiye durumunu meydana getirirler. Bu kapitilumun diş tarafında 5-6 tane dil seklinde beyaz renkli dişi çiçekleri, orta kısmında ise tüp seklinde, kirli-beyaz renkli erdişi çiçekleri vardır. Meyveleri gri renkli ve tüysüzdür.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Kuzey ve Doğu Anadolu.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin kullanılan kısmı, yapraklı ve çiçekli dallarıdır. Dallar ve çiçekler henüz tamamen açılmadan toplanır ve gölgede kurutulur. Bitkinin bu kısımları uçucu yağ, sabit yağ ve acı glikozit maddelerini ihtiva ederler. Kuvvet verici, uyarıcı, idrar ve gaz söktürücüdür. İçerisindeki Sincolden dolayı antiseptik, balgam söktürücü ve midevidir. Yara iyi edici bir özelliği vardır. Basurda sulu hulasası fitil halinde verilir. Memleketimizde 20 kadar Binbiryaprak otu türü tespit edilmiştir. Bunların ekserisi halk arasında yukarıdaki tür gibi kullanılmaktadır.
Çobançantası:(Çoban kesesi / Çobantorbasi / Capsella bursa pastoris) Turpgillerden bir çeşit yaban bitkisidir. Meyveleri torbaya benzer. Yaprakları rozet şeklinde olup, demet görünümündedir.Çiçekleri beyazdır. Yaz aylarında toplanıp kurutulur.
Kullanıldığı yerler: Böbrek ve kum taşlarının düşürülmesine yardımcı olur. Ağrıları giderip, vücuda rahatlık verir. Burun kanamalarını durdurur.
Çobanpüskülü:(Stechpalme / Houx / Holly / Houx commun / Ilex aquifolium) Çoğunlukla çalı, bazen da, 10-15 metreye kadar boyu uzayabilen bir ağaç. Yapraklar kalıcı, derimsi, oval, kenarları geniş dişli ve dişlerin tepesi dikenlidir. Çiçekler iki evcikle olup, kurullar hâlinde bulunur. Meyvesi yuvarlak ve parlak kırmızıdır. Kuzey Afrika, Batı ve Güney Avrupa ve Batı Asya’dan Çin’e kadar olan bölgelerde yetişir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Trakya ve Kuzey Anadolu.
Kullanıldığı yerler: Ateşi düşürür, terletir ve vücuda rahatlık verir. Meyvenin iç kabuğu ökse yapımında kullanılır. Odunu çok sert, ağır ve koyu renktedir. Çok iyi cilâ tutar. Tornacılıkta, kaplamacılıkta, çark dişi yapımında kullanılır. Körpe dalları kamçı sapı yapmaya yarar. Süs bitkisi olarak da yetiştirilir.
Çörekotu:(Çörekotu / Siyah susam / Sevkerak /Nigella / Schwarz-küemmel / Nigelle / Black cumin) Haziran-temmuz aylari arasinda yeşille karışık açık mâvi renkli çiçekler açan, 20-40 cm boyunda bir senelik, otsu bir bitki. Yol kenarları ve bilhassa ekin tarlaları içinde bulunur. Gövde dik ve kisa tüylüdür. Yapraklarin alttakileri saplı, üsttekilerı sapsızdır. Çiçekler uzun saplı ve tek tektir. Taç yapraklari iki loplu ve bal özü bezleri tşıiyan 8 tâne küçük parça hâlindedir. Meyveleri çok tohumlu olup, tohumlar siyah renkli ve oval şekillidir. Güney Avrupa, Balkan memleketleri, Kuzey Afrika, Türkiye ve Hindistan’da yetiştirilmektedir.
Sam çörekotu (Nigella damascena): Yapraklari parçalidir. Çiçekleri tek ve üst yapraklar tarafindan örtülmüş durumdadır. Parlak mâvi çiçeklidir.
Kır çörek otu (Nigella arvensis): 10-30 cm yüksekliğinde mâvi çiçeklidir. Yapraklari sivri parçalidir. Tohumları kurt düşürücü olarak da kullanılır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Trakya ve Anadolu.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin kullanılan kısımları tohumlarıdır. Tohumları tamâmen olgunlaştıktan sonra toplanır ve güneşte kurutulur. Çörekotu tohumlarında uçucu ve sabit yağ, tanen, sekerler, glikozit bünyeli bir saponin ve alkaloitler bulunmuştur. Tohumları gaz söktürücü, uyarıcı ve idrar söktürücü olarak kullanılmaktadır. Güzel kokusu sebebiyle müshil ilâçlarının içine ilâve edilen iyi bir lezzet ve koku değiştiricidir.
Çöven:(Gipskrau / Gypsophile / Gypsophila / Sabunotu / Helvacıkökü / Saponaia officinalis) Haziran-temmuz aylarinda beyaz çiçekler açan, 50-60 cm yüksekliğinde çok dallı, çok senelik, kazık köklü, otsu bir bitki. Yapraklari sapsız, soluk yeşil renklidir. Çiçekler küçük pembe ve beyaz renklidir. Tohumlar küçük, hemen böbrek şeklinde esmer renkli ve üzeri pürtüklüdür. Köklerinin dövülmesinden çöven elde edilir. Memleketimizde 27 kadar türü bulunur.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Orta ve Doğu Anadolu
Kullanıldığı yerler: Bitkinin kullanılan kısımları kökleridir. Konya ve Beyşehir havâlisinde bu bitkiye dişi çöven ismi verilmektedir. İdrar söktürür. Terletir. Vücuda rahatlık verir. Kusturur ve balgam söktürür. Çöven köklerinde saponin, reçine ve seker vardır. Eskiden beri temizleyici olarak, lekeleri çıkarmak için kullanılır. Memleketimizde ve Yakın Doğu’da “tahin helvası” yapımında da kullanıldığı için buna, helvacı çöveni ismi de verilmektedir. Bâzı yörelerimizde ve Kıbrıs’ta, pişirilerek salamura edilen hellim tipi peynirin bozulmaması için suyuna çöven kökü bırakılır. Trakya bölgesinde çöven otundan “köpük helvası” ismiyle beyaz, köpüksü helva yapılır.
Dalakotu: ( Gemeiner / Gamander / Germander / Kurtluca / Duvarsedefi / Teucrium chamaedrys / Yermeşesi )
Haziran-eylül ayları arasında pembe veya beyazımsı renkli çiçekler açan, 10-30 cm boyunda, çok senelik, otsu bir bitki. Kisamahmuz, yer meşesi ve yer palamudu gibi adlarla da tanınır. Orman altları ile kurak çayırlarda rastlanır. Gövdeleri yatık, gövdeden çıkan dallar ise dik, alt kısımları yuvarlak üst kısımları ise dört köseli ve tüylüdür. Çiçekler yaprakların tabanında gruplar teşkil ederler. Pembemsi renkteki çiçekler tüp seklindedir. Dalakotunun tüylü olanı ”Teucrium polium” mayasıl otu olarak tanınmaktadır. Bitki, üzerini tamâmen kaplamış olan tüylerden dolayı beyaz-gri renktedir. Yaprakların kenarları bilhassa uca doğru dişli ve içe doğru kıvrıktır. Çiçekleri beyaz renkli olup oval durumlarda toplanmıştır. Anadolu’da çoğu yerde yaygındır. Aynı dalak otu gibi kullanılmaktadır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Marmara, Karadeniz, Orta Anadolu ve Akdeniz bölgesi.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin kullanılan kısmi, toprak üstü kısımları, yâni çiçekli bitkidir. Çiçek açma mevsiminde çiçekli dallar toplanır, demet yapılıp havadar bir yerde kurutulur. İştah açıcı, uyarıcı, yaraları iyi edici ve ateş düşürücü olarak kullanılır. Bitki uçucu yağ, acı maddeler, tanen, glikozit ve saponinler taşır
Damkoruğu:(Dach-Hauwurz / Orpin / brûlant / Joubarbe / Des toits / Wallpepper / creeping jack / Kulokotu / Saksıgüzeli / Sedum / Sempervium)
Etli yaprakları olan, bir veya çok çiçekli bir bitkidir. Beyaz-sari-pembe renkli olan çiçekleri, Küreci veya salkım durumunda bulunurlar. Çoğunluğu kuzey yarımkürede bulunan 600 türü vardır. Türkiye’de 35 türü bulunur. Tek veya çok yıllık bitkilerdir. Yaprakları tabanda rozetler meydana getirirler.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Trakya ve Anadolu.
Kullanıldığı yerler: Basur memelerini gidermek ve nasır tedavisi için kullanılır.
Defne: (Lorbeer / Laurier / Sweet bay laurel / Laurus nobilis )
6-18 m yüksekliginde, yuvarlak tepeli ve sık dallı bir ağaç veya ağaççıktır. Almaşık sapın iki yanında karşılıklı değil de aralıklı olarak bir sağda, bir solda bitmiş yapraklar seklinde dizilmiş, 7.5-10 cm uzunluğundaki yapraklar oval biçimli, donuk renkli derimsi ve sert kenarları da genellikle dalgalıdır. Bitkinin sarimsi veya yeşilimsi beyaz renkte küçük çiçekleri, olgunlaştığında rengi koyu mora dönen tek tohumlu, etli meyveleri vardır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Bütün Akdeniz çevresi, özellikle nemli boğazlar. Vatani Anadolu’dur.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin kullanılan kısmi yaprak ve meyveleridir. Yaprakları uçucu yağ yönünden zengindir. Baharat olarak kullanılır. Defne meyvelerinde de uçucu yağ ve diğer yağlar, acı maddeler bulunur. Meyveleri midevî ve sinir ağrılarına karsı kullanılır. Meyve yapraklarından elde edilen yağ cildi tahriş edici merhemlerin içine konur. Ayni maksat için veteriner hekimlikte de, bundan başka sabun ve şampuanlara koku vermek için de kullanılır. Ayrıca, ateş düşürücü, terletici, iştah açıcı, ve hazmı kolaylaştırıcı özellikleri bilinmektedir. Hamilelerin kullanması tavsiye edilmemiştir.
Demirhindi:(Tamarindearinde / Tamarinier / Tamarind/ Tamarin / Tamarindus indica / Pulpa tamarindorum cruda )
Hindistan ve tropikal bölgelerde yetişen, yayık dallı boyu 20-25 metreye ulasan sıcak iklim ağacıdır. Anayurdunun Habeşistan olduğu tahmin edilmekte ise de bugün bütün tropikal bölgelerde yetişmektedir. Çiçek açtığı zaman çok güzel bir görünümü olduğundan yetiştiği bölgelerde, yol kenarlarına park ve bahçelere dikilir. Çiçekleri sari veya kırmızı renkte olup, dalların ucunda salkım seklinde bulunurlar. Meyveleri 20 cm civarında, kahverengi, çok tohumlu olup, olgunlaşınca açılmazlar. Gövde kısmi tahta isleri ve oymacılıkta kullanılır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Güney bölgelerde yetişir.
Kullanıldığı yerler: Yaprakları kaynatılarak elde edilen suyu solucan düşürmede ilâç olarak kullanılır. Meyvelerinden ise ilâç yapımında istifâde edilir. Meyvenin bileşiminde elma asidi, sitrik asit, asetik asit, seker ve pektin bulunur. Tıbbî kullanılmasının dışında seker ve tatlıcılıkta ve vücuda serinlik ve rahatlık verdiği için şerbet olarak kullanılır. Ayrıca, susuzluğu giderici, ve müshil etkileri de bilinmektedir.
Deniz kadayıfı: (Alarga esculenta / Carrageen )
Esmer su yosunlarından bir çeşit deniz bitkisidir.
Kullanıldığı yerler: Solunum ve hazım sistemi nezlelerini giderir. Vücudu besleyici olarak kullanılır.
Deniz üzümü: (Meerträrubchen / Ephédre / Sand Cherry / Sea Grape / Ephedra campylopoda)
Dünyanın kurak yerlerinde yetişen bir bitkidir. Yeşil ve çok dallı olan sürgünlerinde pul seklinde karşılıklı iki yaprak bulunur. Yapraklar terlemeyi azaltmak maksadıyla çok küçülmüş ve pul seklini almıştır. Bu sebeple dallar özümleme vazifesini üzerine almış ve yeşillenmiştir. Bu dallar düğüm ve düğümler arası kısımlara ayrılmışlardır. Ephedralar normal olarak iki evcikledir. Fakat bir evcikle hatta erdişi çiçekli olanlar da vardır. Ephedra cinsinin orta Asya’dan Akdeniz çevresi memleketlerine kadar olan bölgede, Orta Avrupa’da Kuzeybatı Amerika, Meksika ve G.Amerika Ana Dağlarında yetişen 40 kadar türü, memleketimizde yetişen üç türü vardır.
Ephedra campylopoda (Sarkık deniz üzümü): Akdeniz ikliminin bulunduğu kıyı bölgelerimizde, meşe ve ardıç türleri üzerinde sarılıcı olarak yetişir. Dalları 1-4 mm çapında, silindir seklinde, çıplak, boyuna hafif çizgilidir. Meyveleri ekim ayında olgunlaşan, ateş kırmızısı renkli, iki tohumlu, 8-10 mm çapında yalancı üzümsü bir meyvedir.
Ephedra majör (Dik deniz üzümü, dagburugu): İç Anadolu’da özellikle taslı ve çakıllı yamaçlarda yetişir. 0.3-2 m boyunda, çalı görünüşünde, odunlu bir bitki. Dallar sik, 1-1.5 mm çapında, koyu yeşil renkli ve çıplaktır. Yapraklar derimsi ve küçük, meyve kırmızı, nâdiren sari renkli, küre seklide ve üzümsüdür.
Ephedra distachya: Vatani Akdeniz çevresi memleketleridir. Memleketimizde Kars, Kayseri, Çanakkale çevresinde yetişmektedir.
Ephedra sinica: Çin’de 5000 yıldan beri tanınan ve halk tıbbında kullanılan önemli bir bitkidir. Bu bitki özellikle Güney Çin’de deniz kenarına yakın yerlerde yetişir. Bugün Kuzey-Bati Hindistan ve Bati Pakistan’da yetişmektedir. Bitki 60-90 cm yüksekliktedir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Marmara, Ege, Akdeniz ve İç Anadolu.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin kullanılan kısmi kuru dallarıdır. Bileşiminde, Ephedrin alkaolidi ve tanen vardır. Ephedrin astıma karsı kullanılır. Eski devirlerden beri Çin’de ve Orta Asya’da terletici, ateş düşürücü, romatizma ağrılarını ve astım nöbetlerini dindirici olarak kullanılmıştır. Fakat bugün çoğunlukla astım nöbetlerini dindirici ve yüksek ateşe karsı kullanılmaktadır.
Dereotu: (Dile / Aneth / Anet / Tereotu / Anethum / Anethum graveolens / Peucedanum graveolens)
Nisan-haziran ayları arasında, sarımtrak renkli çiçekler açan 30-70 cm boyunda, güzel kokulu, bir senelik otsu bir bitkidir. Dereotu, durakotu olarak da bilinir. Rutubetli, sulak ve gölgeli yerleri sever. Gövdesi dik, dallı, tüysüz, üstü çizgili ve içi bostur. Yapraklar ince ve dar parçalı, koyu yeşil renkli ve etlidir. Yaprak sapının alt kısmında gövdeyi saran geniş bir yaprakçık bulunur. Alt yaprakları saplı, üst yapraklar sapsızdır. Çiçekler bileşik semsiye durumunda toplanmışlardır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Marmara, Ege, Akdeniz bölgelerinde bahçelerde yetiştirilir.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin kullanılan kısmi meyveleridir. Meyveler eylül sonunda toplanır ve gölgede kurutulur. Meyvelerinde sâbit ve uçucu yağ, pektin ve azotlu bileşikler vardır. Meyveler yatıştırıcı, mide ve bağırsak gazlarını önleyici olarak kullanılır. Hazımsızlık ve hıçkırığa da tesiri iyidir. Yaprakları da yemek ve salatalarda kullanılır.
Devedikeni: (Circium arvense / Chardon / Yabani enginar)
Bileşikgillerden, tarlada yetişen 1 metre kadar boyunda bir bitkidir. İnce ve çengelli bir yapıya sahiptir. Yasken güzel koku verir. Kuruyunca kokusunu kaybeder.
Kullanıldığı yerler: Ateş düşürücü, terletici ve vücuda rahatlık verici olarak kullanılır.
Dolamaotu: (Pronychia serpilifolia)
Karanfilgiller familyasından, yeşil ve beyaz renkte küçük çiçekleri bulunan bir bitkidir. Yaprakları beyazımtırak yeşil renklidir. Köklerinden faydalanılır.
Kullanıldığı yerler: Dolama ve çıban tedavisinde kullanılır.
Düğünçiçeği:(Hahnenfuss / Rénoncule / Buttercup ranunculus / Giritlalesi / Sekayiklalesi / Turnaayağı / Kurbağaotu / Sütlüce otu)
Nisan-temmuz ayları arasında, ekseriya parlak sari, nâdiren beyaz renkli çiçekler açan bir veya çok senelik otsu bitkilerdir. Çiçekleri ekseriya tek baslarına 5 veya daha çok parçalıdırlar. Taç yaprakları genellikle parlak sari renktedir. Yapraklar elsi dilimli veya tam kenarlıdır. Memleketimizde 78 türü bulunmaktadır.
Kullanıldığı yerler: Düğünçiçeği (Ranunculus) türleri yakıcı, tahriş edici, kızartıcı ve zehirli bitkiler olarak tanınmışlardır. Tedâvi sahasında nâdiren kullanılır. Tedâvi maksadıyla kullanılmakta olan türler şunlardır:
Yakıcı düğünçiçeği (R. acar), yumrulu düğünçiçeği (R. bulbosus), bâsurotu (R. icarca) bataklık düğünçiçeği (R. scelerotus).
Bâsurotu ortaçağdan beri bâsura karsı kullanılmaktadır. Saponin, glikozit ve yakıcı bir uçucu yağ taşır. Kavak merhemi ile birlikte hâricen basura karsı verilmektedir.
Bataklık düğünçiçeği ise zehirli olarak tanınmış bir türdür. Hâricen kızartıcı ve kan toplayıcı olarak kullanılır.
Dulavratotu:(Daphne mezereum)
Çiçekleri güzel kokulu olan bir ağaççıktır. Yüksek yerlerde yetişir. Meyveleri kırmızımtırak, yaprakları açık yeşildir. Kabukları kullanılır.
Kullanıldığı yerler: Zona (arpacık) tedavisinde kullanılır.
Ebegümeci:(Hubbaz / Malva silvestris / Feuille de mauve / Mallow) Çiçekleri şifalı olan, yaprakları da sebze olarak yenilen, kendi kendine yetişen bir ottur. 20-70 cm boyundadır. Yaprakları sarmaldır. Mayıs-Ağustos ayları arasında çiçek açar. Yaprak ve çiçeklerinde fazla miktarda "müsilaj" vardır. Yaprak ve çiçekleri taze iken kullanilir.
Kullanıldığı yerler: Göğsü yumuşatır, öksürüğü keser. Mide ve barsaklarin düzenli çalışmasını sağlar, kabızlığı giderir. Ateşi düşürüp, vücuda rahatlık verir. Boğaz ve bademcik iltihablarini giderir. Lapası, çibanlarin olgunlaşmasını sağlar. Burun kanamasını durdurur. Diş eti hastalıklarını tedavi eder, mide ağrısını keser.

Ekinezya (Echinacea purpurea,cone flower,koni çiçeği, kirpiotu)
Temmuz-ekim aylarında açan, papatyaya benzer mor çiçekli ömürlü otsu bir bitkidir.1-1,5 metreye varan çiçek sapları sert ve tüylü yaprakların ortasından çıkar. Kahverengi, şişkin ve hafif dikenli tohum kafası yüzünden kirpiotu olarak da anılır.Toprak üstünde kalan kısmı kışın kurur, baharda takrar yeşerir.Anavatanı Kuzey Amerika'dır. Çok eski zamanlardan beri kızılderililer tarafından ilaç olarak kullanılmıştır. Günümüzde de dünya çapında yaygın olarak kullanılmaktadır.
Bitkinin bütün bölümlerinden farklı şekillerde yararlanılır. Bitki çayı olarak,ekstre,yağ veya kurutulmuş köklerinden elde edilen tozu kullanılır.
Kullanıldığı yerler:En çok solunum yolları hastalıklarında kullanılır. Boğaz enfeksiyonları,grip, öksürük, soğuk algınlığı ve bronşite iyi gelir.Ağrı kesici ve ateş düşürücüdür. Bağışıklık sistemini güçlendirdiği söyleniyor.
Eğir otu:(Azakeyeri / Acarus calamus / Sweet sedge / Hazenbel) Yılanyastığı giller familyasından, akarsu kıyıları ve bataklıklarda yetişen 60-70 cm boyunda otsu bir bitkidir. Meyveleri yeşilimsi, çiçekleri, siyaha yakın erguvani renktedir. Tadı mayhoştur.
Kullanıldığı yerler: İştah açar, Mide ve barsak gazlarını giderir. Mide ekşimesini geçirir. İdrar ve adet söktürür. Diş etlerini kuvvetlendirir. Ter söktürür, ateşi düşürür ve ağrıları dindirir. Sinirleri yatıştırır. Sarılık tedavisinde de kullanıldığı bilinmektedir.
Enginar:(Artischocke / Artichaut / Artichoke / Cynara scolymus / Cynara / Artichaut cynaria scolymus) Haziran-temmuz ayları arasında, mavi-mor renkli çiçekler açan, 50-150 cm boyunda çok senelik otsu bir bitkidir. Killi, kumlu ve rutubetli topraklarda yetiştirilir. Gövdeleri dik, kuvvetli, sert ve boyuna olukludur. Yaprakları sapsız, büyük, uzun-oval ve parçalıdır. Çiçekler üst yaprakların koltuğundan çıkan, uzun sapların ucunda büyük basçıklar halinde toplanmıştır. Çiçek tablası etlidir. Hepsi tüp seklinde olan çiçekleri ve bunların aralarında bulunan tüyleri taşır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Marmara ve Ege bölgesinde bahçelerde yetiştirilir.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin sebze olarak kullanılan kısmi, çiçek tablasi ile tâze dip yaprakları ve kökleridir. Yapraklar ve kökte eynarin isimli acı bir madde, inilin, tanen ve filavon bünyesinde bir glikozit vardır. Tâze yaprak ve köklerinden yapılan hulâsa ve tâze yapraklardan hazırlanan çay, safra çoğaltıcı ve idrar arttırıcı olarak karaciğer hastalıklarında kullanilir. Kanda kolesterini azaltır. Ateş düşürücü ve iştah açıcı tesirleri vardır. Ayrica, idrar söktürür, bedeni ve ruhi bitkinliği giderir, romatizma ve şeker hastalıkları için faydalıdır.
Ergeçsakalı: (Erkeçsakalı/ Çayırmelikesi / Spirea / Flipendula ulmaria) Gülgillerden, Dalları sağlam, sert ve kırmızımtırak bir bitkidir. Çiçekleri kar taneleri gibidir ve dalların ucunda toplanmıştır. Yaz aylarında toplanıp kurutulur. Bu bitkinin her yeri kullanılmaktadır.
Kullanıldığı yerler: İdrar söktürür, vücutta biriken zararlı maddelerin atılmasını sağlar. Böbrek, mesane ve idrar yollarındaki iltihapları giderir. Kanı temizler. Sinirleri yatıştırır. Nefes darlığı ve astımda faydalıdır. Dişeti ve boğaz iltihaplarını giderir.
Eşekkulağı: (Karakafes / Mayasilotu / Aguga raptans / Symphytum/ Consoude) Sığırdiligillerden, çiçekleri beyaz veya menekşeye çalan renklerde, yaprakları neşter seklinde bir bitkidir. Mart-Temmuz ayları arasında toplanıp kurutulur.
Kullanıldığı yerler: Müzmin ishali keser. Nefes darlığını giderir. Göğsü yumuşatır. Öksürüğü keser. Ağız, dil ve boğaz iltihaplarını giderir.
Ezan çiçeği (Gece mumu, Evening primrose,Oenothera) Yaz boyunca iri sarı çiçekler açan,rozet şeklinde tüylü yapraklı otsu bir bitkidir. Doğadaki en zengin Linoleik asid kaynağıdır.
Kullanıldığı yerler: Kan kolesterolünü ve kan basıncını düzenler aynı zamanda adet döneminde görülen gerginlik, huzursuzluğu, karın ve baş ağrısını giderir. Dikkat dağınıklığını azaltır. Egzamanın neden olduğu tahrişe iyi gelir. Ayrıca cilt kuruması, saç dökülmesi, özellikle romatizma ile ilgili eklemlerdeki şişlikler ve ağrılar içinde faydalıdır.
Cilt rahatsızlıklarında bitkiden elde edilen yağ haricen sürülür. Diğer şikayetlerde ise kapsül şeklinde alınır. Doğal bir ürün olarak (Evening Primrose) adı ile eczanelerde satılır.
Hamilelerde dikkatli kullanılmalıdır.
Fesleğen: (Basilienkraut / Basilic / Sweetbasil / Reyhanotu / Ocimum basilicum )
Haziran-eylül ayları arasında, pembemsi veya sarimsi-beyaz renkli çiçekler açan, 20-40 cm yüksekliginde, çok senelik, kuvvetli kokulu, otsu bir bitkidir. Reyhan otu olarak da bilinir. Vatani Iran ve Hindistan’dır. Gövdeleri dik, tüysüz veya hafifçe tüylü, çok dallı ve yapraklıdır.Yapraklar karşılıklı ve uzunca saplı olup, hös kokuludur. Çiçekler üst yaprakların koltuğunda ekseriya 6 çiçekli durumlar hâlinde toplanmıştır.Çanak ve taç yaprakları tüp seklinde ve 2 dudaklıdır.Meyveleri oval şekilli, küçük ve parlak siyah renklidir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Yerli değildir. Süs bitkisi olarak yetiştirilir.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin kullanılan kısımları, tâze çiçekli dalları ve tohumlarıdır. Uçucu yağ taşımaktadır. Bu yağ içinde estragol,linalol, cineol ve pinen vardır. Fesleğen midevî, yatıştırıcı ve barsallarda gaz teşekkülüne mâni olucu özelliklerinden dolayı % 1-2 lif çay hâlinde kullanılır. Uçucu yağda da ayni hassalar vardır.İdrar yolları hastalıklarına karsı tesirlidir. Tohumlarından öksürük kesici olarak istifade edilir. Baharat olarak salata ve çorbalarda kullanılır. Ete, balığa ve sosise konur. Süte ve hardala karıştırılır.Anadolu’da aroma vermesi için pekmez yapılırken içine konulur. Uçucu yağı parfümeride de kullanılır. Ayrıca öksürüğü kesici, hazımsızlığı ve bas dönmeleri giderici özelliği de bilinir. Ari sokmalarına karsı da faydalıdır.
Filiskin: (Yarpuz / Mentha pulegium)
Akdeniz bölgesinde yetişen, üzeri tüylü, 10-15 cm boyunda kuvvetli kokusu olan bir bitkidir. Yaprakları kısa saplı olup, oval seklindedir. Çiçekleri morumsu pembedir. Terkibinde uçucu yağ (Pul egon) vardır.
Kullanıldığı yerler: Mide ağrılarını keser. Kusma ve bulantıyı önler. İktidarsızlığı giderir. Vücudun dinç kalmasını sağlar.
Fındık: (Haselnuss / Noisetier / Hazel-tree / Corylus avellana / Cobnut / Noisetier)
Kuzey yarımkürenin ılıman bölgelerinde yetişen, çalımsı veya alçak boylu, tek evcikle, erkek ve dişi çiçek ayrı ağaçta, ayrı yerlerde olan bitkiler. Fındığın erkek çiçekleri tırtılsıdır. Dişi çiçekler ayrı ağaçta ve tomurcuk hâlinde küçüktür. Genel olarak çiçekler yapraklardan önce açarlar. Yaprakları yuvarlak, oval veya yürek biçiminde, tüylü, yaprak kenarları dişlidir. Dişi çiçeklerin çanak yapraklarından olgunlaşan fındıkların toplanması temmuz ve ağustos aylarındadır. Fındık ağacı türlere bağlı olarak çalı formunda olduğu gibi, 15-20 m.ye kadar da boylanır. Kültür çeşitlerinin çoğu 3-4 m boyundadırlar. Bununla beraber bazı memleketlerdeki tek gövdeli ağaç seklinde yetiştirilir. Fındıklar, meyvelerin iriliklerine ve şekillerine göre isimlendirilir.
Yurdumuzda yetiştirilen baslıca kültür çeşitleri; tombul fındık, sivri fındık, badem fındık, kan fındığı ve fosa fındığıdır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Doğu Karadeniz bölgesi (Ordu, Trabzon, Giresun); Zonguldak, Bolu.
Kullanıldığı yerler: İç fındığın bileşiminde ortalama olarak % 4’ü su, % 65,4’ü yağ, % 15,6 protein, % 2,6 selüloz, % 0,98 azotsuz ekstram maddeler ve % 1,55 kül vardır.Yağ ve proteinler bakımından önemli bir besin maddesidir. Fındık, vitamin bakımından da iyi bir kaynaktır. En fazla Vitamini bulunur. 100 gram iç fındıkta 0,54 MGK B vitamini, ayrıca az miktarda A ve C vitaminleri de vardır. Külünde % 0,29 Cad, %35 P ve % 0,0041 Fa bulunur. Zengin bir besin maddesi olan fındığın 1000 gramı 725 kalori sağlar. Bu özellikleriyle fındık, bedeni ve zihni yorgunlukları giderir. Vücuda kuvvet verir. Hamilelik ve variste de tavsiye edilir.
Fındık yağı: Böbrek ağrılarını giderir. Kum ve tas düşürülmesine yardımcı olur. Barsak solucanlarını düşürür. Mideleri rahatsız olanlar, damar sertliği olanlar veya yüksek tansiyondan şikayet edenler, çok az yemelidir.
Frenk maydanozu: (Caerefolium / Chervil / Carfeuil)
Maydanozgillerden, itirli bir bitkidir. Birçok çeşidi vardır.
Kullanıldığı yerler: İdrar ve aybaşı kani söktürür. Basur memelerinin verdiği şikayetleri giderir. Suyuyla kirpiklere kompres yapılırsa, uzamalarını sağlar.
Frenküzümü: (Stachelbeere / Groseille / Currant / Ribes rubrum / Currant / Groseille)
Çogunlugu kisin yaprağını döken, bâzıları da her zaman yeşilliğini muhafaza eden bodur çalılardır. Kökleri saçak seklinde olup, fazla derine inmezler. Dalları zayıftır. Her sene dipten yeni sürgünler meydana getirir. Meyveleri küçük salkımlar hâlindedir. Salkımlar üzerinde tâneler yuvarlak ve çok parlak renklidir. Kabuk yari saydam olduğundan, tânenin içerisindeki çekirdek fark olunabilir. Meyveler mayhoş ve tatlıdır. Frenküzümü mahsûlünü dâima genç sürgünler üzerinde verir (budamada bu hususa dikkat etmelidir). Yaprakları el biçimindedir. Frenküzümü en iyi şekilde mutedil iklimlerde yetişir. Fazla rutûbetli ve fazla kuru toprakları sevmez. İlkbaharda erken uyandıkları için, dikimi sonbaharda yapmak iyi netice verir. Bahçe zirâatında frenküzümü, 1,20x1,40 m aralık ve mesâfeyle dikilmelidir. Budanmayan Frenk üzümleri iyi mahsul vermezler. Onun için yaslı dalları budanır. Genç sürgünleri yerlerinde bırakarak iyi bir aralama yapmak gerekir. Köklerden süren piçleri kesip atmalı, ortada olanlarından bir veya iki tânesini bırakmalıdır. Bırakılan bu sürgünler fidanı gençleştirir.
Baslıca dört çeşit tanınmış frenküzümü vardır:
1) Küçük kırmızı frenküzümü,
2) Büyük kırmızı frenküzümü,
3) Siyah frenküzümü,
4) Sari frenküzümü.
Bunlardan en makbulü büyük tâneli kırmızı frenküzümüdür. Bu üzüm çeşidi tesirlidir ve suyu çoktur. Şurup yapmaya elverişlidir. Frenküzümlerini iyice olgunlaştırdıktan sonra toplamalıdır.
Türkiye'de yetiştiği yerler: Hemen bütün bölgelerde.
Kullanıldığı yerler: İştah açar, hazmı kolaylaştırır. İdrar söktürür. Vücuda rahatlık verir. Böbreklerdeki tasların düşürülmesine yardımcı olur. Karında toplanan suyu söker. Karaciğer sisliğini indirir. Şurubu çok besleyicidir.
Funda: (Süpürgeotu / Erika / Bruyére / Heath / Erica / Galluna vulgaris / Buruyere )
Fundagiller familyasından, alçak boylu, yaprak dökmeyen 500 kadar çalı türünün ortak adi. Türlerinin bâzıları süs bitkisi olarak kullanıldığı halde, bâzıları da orman altı zararlı florasındandır. Gök funda (Erıca cinerea) adli türü, evcil hayvanlar için altlık olarak kullanılır. 1-3 m boyunda, beyaz renkli güzel kokulu çiçekleri vardır. Erıca scoporia isimli özel bir tür olan funda, yeşilimsi çiçeklidir. 2-3 m boylu olup, süpürge yapımında kullanılır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Trakya, Marmara ile Anadolu’nun hemen bütün sâhil bölgelerinde yetişir.
Kullanıldığı yerler: Bâzı türlerinin dalları ipek böcekçiliğinde askı olarak kullanılır. Cezayir’de yetişen bir türünün köklerinden dünyâca meşhur “Bruyere” pipolari yapilir. Dallari çali süpürgesi yapiminda, ayrica yakacak olarak kullanilir. Ihtivâ ettigi “ericolin” isimli bir glikozit maddesi, idrar yolları taslarına karsı idrar söktürücü olarak, sulu hülâsâ halinde kullanilir. Funda ayrica, ishal ve böbrek tasları tedavisinde kullanilir. Zeytinyağı ile hazırlanan merhemi çıban ve egzamada faydalıdır. Zayıflamak için de kullanıldığı bilinmektedir.
Gelincik: (Klatschmon / Coquelicot / Corn poppy / Corn rose / Papaver rhaeas / Poppy / Coquelicot)
Mayıs-ağustos ayları arasında, kırmızı renkli çiçekler açan, 20-30 cm boyunda bir veya bazen çok senelik otsu ve beyaz sütlü bir bitki. Buğday tarlalarında, ekilmemiş yerlerde çok rastlanır. Gövdeleri dik ve tüylüdür. Çiçekler dalların uçlarında bulunur. Çanak yaprakları çiçek açma esnâsında dökülür. Çiçekleri de çabuk dökülür. Meyveleri sarimsi esmer renkli olup, deliklidir ve bu deliklerden tohumlar saçılır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Hemen her yerde yetişmektedir.
Kullanıldığı yerler: Kullanılan kısımları çiçekleridir. Çiçekler güneşte ve mümkün olduğu kadar çabuk kurutulur. Bileşiminde zamk, seker, müsilaj ve çok az miktarda alkaloit bulunur. Hafif yumuşatıcı ve uyuşturucu bir tesiri vardır. Öksürük ve nezle gibi hastalıklarda yumuşatıcı olarak şurup hâlinde verilir. Uykusuzluğu giderir. Yanıkları iyileştirir. Çiçekleri su içinde şişelerde güneşte bekletilerek şerbeti çıkarılır. İçine limon tuzu konursa rengi çabuk ve daha güzel çıkar. Yazın şerbet olarak içilir.
Gözlükotu: (Göz otu / Euphraia rostkovina )
Kırlarda kendiliğinden yetişen bir çesit bitkidir. Çiçekleri, ufak, beyazımtırak mavi ve kırmızı benekli olup, yapraklarının ortasındadır. Çiçekleri yaz aylarinda toplanip kurutulur.
Kullanıldığı yerler: Göz nezlesi ve göz iltihaplarında kullanilir. Mide ve barsak gazlarına faydalıdır.
Greyfurt: (Papmelmuse / Grapfefruit / Pamplemousse / Grapefruit, shaddock / Altıntop / Kızmemesi / Citrus grandis / Citrus decumana / Citrus aurantium)
Vatani Çin ve Hindistan olan, fakat bugün birçok çesit ve kültür formlarıyla bütün subtropikal memleketlerde yetiştirilen, yaprak dökmeyen, uçucu yağ taşıyan küçük ağaçlar. Yaprakları derimsidir.Çiçekler, beyazımsı renkli, meyveleri büyük, toparlak yassı, açık sari renkli, ince kabuklu, bol usârelidir.Meyvelerinin çekirdekli ve çekirdeksiz cinsleri bulunur. Meyve dilimlerinin kabukları soyulunca acılık kalmaz, rahatlıkla yenebilir.Kızmemesi veya altıntop gibi isimlerle de tanınır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Güney, Güneybatı, Kuzeydoğu Anadolu’da yetiştirilir.
Kullanıldığı yerler: C vitamini bakımından zengindir. Meyve kabuklarından marmelat yapilir. Karaciğerin normal çalışmasını sağlar. Hazmı kolaylaştırır. Vücuda biriken suyu ve zehirli atıkları atar. Kani temizler. Bedeni ve zihni yorgunlukları giderir. Akciğer ve göğüs hastalıklarında faydalıdır
Gül: (Rosa / Damaszener Rose / Hundsrose / Rose / Damask rose / Dorgrose herbrose / Rosaceae / Rosier)
Mayıs-haziran ayları arasında, pembe, beyazımsı, sari, kırmızı renkli çiçekler açan, güzel kokulu çok senelik, çalımsı ve dikenli bir bitki.
Isparta gülü (Rosa damascena): Çok eski bir kültür bitkisi olduğu için menşei belli değildir. Halen Isparta çevresinde bol miktarda yetiştirilmektedir.Isparta veya yağ gülü, Isparta çevresinde, 1,5-2 m aralıkla sıralar hâlinde ekilmektedir. Üretilmesi çelikle yapilir. Çelikler de kasım ve aralık aylarinda ekilir. Ürün ikinci yıldan îtibâren alınmaya baslar. Üçüncü ve dördüncü yaslarda verim en fazladır. Daha sonra bu yaslı güller kesilerek gençleştirme yoluna gidilir. Gül bahçelerinden gençleştirme sûretiyle 15-20 sene faydalanılabilir.
Yabânî gül (Rosa canina): Memleketimizde oldukça yaygın bir gül çeşididir. 2-3 m yüksekliginde, pembe veya beyaz çiçekli bir ağaççıktır. Meyveleri parlak kırmızı renktedir. Bu gülün olgun meyvelerini saran, başlangıçta gizi dar bir bardak seklinde olan çiçek ekseni, çiçek tablası olgunlaşınca etlenip, kırmızı bir renk alır. Bu meyvelere “kuşburnu” adi verilir. Bileşiminde tanen, pektin, vitamin C, sekerler ve organik asitler vardır. Kabız edici, idrar söktürücü olarak, böbrek ve safra taslarına karsı, C vitamini yönünden zengin olduğu için de bâzı bölgelerde marmelât yapiminda kullanilir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Anadolu ve Trakya.
Kullanılan kısımları: Gülün kullanılan kısımları çiçeği, çiçeklerinden elde edilen gülyağı ve gülsuyudur. Çiçekler sabahın erken saatlerinden güneş dogmadan toplanip gölgede kurutulur. Su buharı ile distilasyona tâbi tutulur. Elde edilen kısmin üst tarafında gül yağı toplanır. Alttaki sulu kişim ise gül suyunu teşkil eder. Genellikle 3000-3500 kg çiçekten, 1 kg gülyağı, 500 kg gül suyu elde edilmektedir.
Kullanıldığı yerler: Gül çiçeğinin taç yapraklarında uçucu yağ, tanen, galilik asit, kuarsitrin, siyanin, seker ve mum vardır. Gülyağı tıbbî bir tesire sahibe olmamakla berâber, bilhassa parfümeri ve kozmetik sanayicinde bâzı pomatlar ile galenim preparatlarin kokusunu değiştirmede çok kullanilir. Antiseptik (mikrop öldürücü) etkisi vardır. Boğaz ve bademcik iltihaplarını giderir. Göz kanlanmaları ve göz nezlesinde etkilidir. Dâhilen ise hafif müshil etkilidir. Gülsuyu, gül reçelleri halk arasında yaygın olarak kullanilir.
Gülhatmi: (Althaea rosa / Hubbaze)
Ebegümecigillerden, yaprakları geniş ve yuvarlak, çiçekleri büyük ve türlü renklerde olan bir süs bitkisidir.
Kullanıldığı yerler: Balgam söktürür. Vücuda rahatlık verir. Nezle ve öksürükten kaynaklanan şikayetleri giderir. Boğaz, bademcik ve diş eti iltihaplarında kullanilir. Barsak iltihaplarında etkilidir.
Günlük: (Buhur / Boswellia / Styrax / Frankincense / Encens /)
Tropik bölgelerde yetisen "Sığala (Amber) Ağacı”ndan elde edilen yağdır. Sığala yağının mart ayından itibaren sekiz ay süre ile üretimi yapılmaktadır. Bu yağ ağacın salgı hücrelerinde meydana gelir. Salgı hücreleri bitkide tabii olarak fakat az miktarda bulunmaktadır. Ağaçlarda yaralama sonucu balsam meydana gelir ve bu yaralama sırasında salgı hücrelerinin sayısı da artar. Yaralama kepçe gibi bıçaklarla yapılmaktadır. Yara yeri 15-20 günde bir derinleştirilmektedir. 3-4 yaralamadan sonra balsam teşekkül eder. Ağacın kabuk kısmi, odun kısmına kadar sıyrılmak suretiyle balsam toplanır. Bir kazanda yarım ile bir saat kaynatılır. Böylece kabuklardan ayrılan balsam, dibe çöker, kabuklar suyun üzerinde kalır. Bu kabuklar yabalarla alınarak bir preste sıkılır ve akan balsam ile su havuzlarda toplanır. Bir süre dinlendirilince, balsamın bir kısmı dipte, bir kısmı suyun üstünde olmak üzere toplanarak sudan ayrılır. Kazanın dibinde kalan balsam ile havuzlarda biriken balsam birleştirilir. Kalan yongalar kurutulduktan sonra “buhur” veya “günlük” adi altında satılmaktadır.
Kullanıldığı yerler: Nefes darlığını giderir. Tütsü olarak kullanilir. Kozmetikte de aranan bir maddedir.
Güvercin kökü: (Jatrorrhiza palmata / Racine de colombo)
"Jatrorrhiza palmata" Adlı bitkinin köküdür. Terkibinde "kolombin" ve "Barberin" denilen maddeler vardır. Tadı acıdır.
Kullanıldığı yerler: İshali keser. İştahı açar. Mideyi kuvvetlendirir. Fazla kullanıldığı takdirde, mide ve barsaklara zarar verir.
Güveyfeneri: (Gelinfeneri / Fenerçiçegi / Gelinotu / Askelmasi / Kıs kirazı / Physalis alkakengi / Winter cherry / Lanterne)
Patlıcangillerden, kireçli topraklarda yetişenbir çesit bitkidir. Çiçekleri pembe-beyaz renklerdedir. Yemişleri kiraz ye da küçük domateslere benzer. C vitamini içerir. Lezzeti acımtıraktır. Meyveleri Eylül-Ekim aylarında toplanıp kurutulur.
Kullanıldığı yerler: Idrar ve ter söktürür. Karında toplanan suyu boşaltır. Böbrek taslarının düşürülmesine yardımcı olur. Sarılıkta da faydalıdır.
Güzelavratotu: (Belladon / Atropa belladonna / Deadly nightshade)
Patlıcangillerden, kireçli topraklarda yetisen 180 cm kadar boyunda birkaç sene yasayan nahoş kokulu bir bitkidir. Meyveleri kiraz gibi yuvarlak ve siyah renktedir. Çiçekleri boru seklinde, koyu kırmızımsı veya sarımtıraktır. Terkibinde bir çesit zehir olan "Atropin" vardır. Sadece tıbbi maksatla kullanilir. Bir hekim tavsiyesi olmadan kesinlikle kullanılmamalıdır.
Kullanıldığı yerler: Ağrı kesici ilaç yapiminda kullanilir. Ayrica, mide, barsak, astım, kalp, sinir ve beyin hastalıklarının tedavisi için yapılan ilaçlarda da kullanılmaktadır.
Kullanıldığı yerler: Siyah hardal tohumundan tıpta, bronşit ve zatürreeden kaynaklanan şikayetleri gidermek için haricen kullanılan ilaçlar yapilir.Sofra hardalı ise hazmı kolaylaştırıp, kabız olmayı önler.
Haşhaş: (Schlafmohn / Poppy / Papaver / Papaveraceae / Papaver somniferum glabrum / Oplum poppy)
Yüzyıllardan beri ekilmekte olan bir kültür bitkisidir. Haşhaş ziraatının ilk defa nerede başlamış olduğu kesin olarak belli değildir. Bâzı yazarlara göre Akdeniz havzası, Anadolu ve Mezopotamya’dır. Türklerin eski anayurtları olan Orta Asya’da haşhaş ziraatını yapmakta oldukları ve göçler ile bu kültürü etrafa yaydıkları düşünülmektedir. Etiler zamanında Anadolu’da haşhaş ekimi yapıldığı arkeolojik kazılarla ortaya çıkmıştır. Anadolu birçok coğrafik ve ekolojik haşhaş gruplarının toplandığı bir yerdir. Bu sebeple Anadolu’da çok çeşitli haşhaş gruplarına rastlanır. Memleketimizde yetiştirilen haşhaş iki alt türe ayrılmaktadır:
1) Papa ver somniferum alt tür anatolicum (Körhaşhaş): Bitki 50-120 cm boyunda, az veya orta dallı, kapsülleri büyük (5 cm çaplı), kalın kabuklu, konik, yuvarlak, olgunlaşınca delikleri açılmayan türdür.
Bu alt türün de beyaz ve mor çiçekli olan varyeteleri (çeşit) vardır.
Varyete albescens (Akhaşhaş): Çiçekler saf beyaz, tohumlar beyaz veya devetüyü renklidir. Ekilmekte olan haşhaşların % 60-70’ini bu varyete teşkil etmektedir. Bilhassa sofa bölgede (Amasya, Tokat, Çorum, Malatya) ekilmektedir.
Varyete violascens (Karahaşhaş, Gökhaşhaş): Çiçekler açık veya koyu mor, tohumlar gri veya kahverengidir. Yukarıdaki varyeteye göre daha az ve genellikle onunla birlikte ekilmektedir.
2) Papaver somniferum alttür spontaneum (Açıkhaşhaş):
Bitki 60-100 cm boyunda, kapsülleri küçük (2,5 cm çaplı), çok ve nadiren orta dallı, ince kabuklu olup olgunlaşınca kapsül meyvede delikler açılır. Bu alt türün de varyeteleri vardır. Ekimi körhashas alt türünün varyetelerine göre az olmakla beraber Bilecik, Kütahya, Uşak, Afyon, Burdur, Isparta, Denizli ve haşhaş zirâatı yapılan hemen her mıntıkada bulunur. Varyete violaceum’un çiçekleri açık mordan koyu mora kadar değişen renkli, dip kısımları koyu mor renklidir. Tohumlar mavimsi-gri veya kahverengidir. Anadolu’da açık haşhaşın en çok rastlanan varyetesidir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Anadolu.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin kullanılan kısımları ham meyvelerinin çizilmesi ile elde edilen afyon, kurutulmuş ham meyveler, yapraklar, tohumları ve tohumlarından elde edilen yağıdır. Haşhaş yaprağı elde edildiği alt türe ve gövdedeki yerine göre sekli az çok değişir. Bilhassa hâricen kullanılan bâzı merhemlerin bileşimine girer ve ağrı dindiricidir. Hashas basi, haşhaşın olgunlaşmasından, sütlüyken toplanan ve kurutulan, tohumları çıkarılan kapsül meyveleridir. Bileşiminde toplanma zamanına göre değişen afyon alkaloitleri vardır. Harici ağrı dindirici olarak, özellikle diş hekimliğinde kullanilir. Tohumlarının yağı ise, tohumları soğukta tazyik edilmesi sûretiyle elde edilen yağdır. Soğukta elde edilen yağın bileşiminde asitler az, sıcakta elde edilen yağın ise asitleri fazladır. Soğukta elde edilen yağ, bâzı merhemlerin bileşimine girer. Sıcakta elde edilen yağ, yemek yağı ve sanayide sabun yapiminda kullanilir. İçerdiği zehirli maddeli dolayısıyla, hekim kontrolü ve tavsiyesi olmadan kesinlikle kullanılmamalıdır.
Hatmi: (Apothekerstockmalve / Guimauwe / Marshmallow / Althaea officinalis)
Temmuz-ağustos aylarında, pembemsi-beyaz renkli çiçekler açan, 50-150 cm yüksekliginde, çok senelik, otsu ve tıbbî bir bitkidir. Sulak çayırlar ve dere kenarlarında bulunur. Gövdeleri dik ve tüylüdür. Yaprakları saplı ve çok tüylüdür. Çiçekler, dalların ucundaki yaprakların koltuğunda tek veya gruplar hâlinde bulunur.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Akdeniz bölgesi.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin kullanılan kısımları yaprakları, çiçekleri ve köküdür. Yaprakları bitki çiçekliyken ve çiçekler tamâmen açmadan toplanır ve gölgede kurutulur. Kökler ise yaslı bitkilerden sonbaharda alınır, kabukları soyularak gölgede kurutulur. Bütün bitki fazla miktarda müsilaj taşır. Bundan başka nişasta, sakaroz, galaktoz, pektin, yağ, tanen ve asparagin taşır. Yaprak, çiçek veya kökleri haricen ve dahilen göğüs yumuşatıcı olarak kullanilir. Çiçekleri gölgede kurutulup çay gibi demlenince göçüsü yumuşatır ve öksürüğe iyi gelir. Dövülmüş hatmi taneleri vücuda sürülürse, sinek ve böcek isirmailarni önler.
Ayni şekilde kullanılan diğer türler şunlardır:
Gül hatmi (Althaea rosea): 1-2 m yüksekliginde, beyaz, sari-kırmızı ve siyahimsi- kırmızı renkli çok senelik bir bitkidir. Meyvelerinin üzeri tüylüdür. Süs bitkisi olarak yetiştirilir. Diğer hatmi gibi kullanilir.
Killi hatmi (Althaeae hirsuta): 10-40 cm yüksekliginde, dik ve tüylü, eflatun renginde çiçekleri olan bir bitkidir. Tıbbî hatmi gibi kullanilir.


Havlıcan: (Galgant / Alpinia / Galingale / Alpinia officinarum)
Bir çenekliler sınıfının Zencefilgiller familyasından güzel çiçekli, itirli, çok yıllık, otsu bitkidir. Diğer ismi galangal veya Çin zencefilidir. Toprak üstü sapları çok fazla dallanmış rizomlardan (kök saplarından) çıkar, ilâve sapları da olabilir. Bir metreden fazla yüksekliği vardır. Kırmızı çizgili, çiçekleri beyaz yaprakları bulunur. Havlıcan çok cazip çiçeklerinin ve kokusunun güzelliği sebebiyle aranan bir bitkidir.
Kullanıldığı yerler: Kurutulmuş rizomlari hamur islerinde kullanilir. Bu rizomlardan elde edilen yağ sari sıvıdır. Serinletici olup, kâfur benzeri kokuya sâhiptir. Kurutulmuş rizomlari ve türevleri acimtrak aromalıdır. Havlıcan kökü, meşrubatlarda, dondurma, şekerlemeler, tarım ürünleri, çikolata çeşitlerinde kullanılabilir. Rizomlari ayrica zencefil gibi baharat olarak da kullanilir. Tıbbî faydasının çok olduğu bilinmektedir. Kaynatılan suyu bir miktar içilirse mîde ağrılarına, romatizma ve kulunca iyi gelir. Bel gevşekliği, çocukların yatağı kirletmesini önler. Balgam söktürür, tükürük ifrâzâtını arttırır. Ağız kokusunu giderir. Mafsal ağrılarına ve mîde ekşimesine iyi gelir.
Havuç: (Mohrrübe / Carotte / Carrot / Daucus corota )
Kökleri sebze olarak yenen iki yıllık bir kültür bitkisidir. Havucun vatani Orta Avrupa’dır. Yabânî olarak Avrupa, Kuzey Afrika ve Asya’da rastlanır. Memleketimizde de rastlanmaktaysa da kültür havucu özelliğinde değildir. Bitki 1-1,5 m kadar boylarında, az dallı, parçalı yapraklıdır. Çiçekleri yazın açan küçük, beyazımsı renkli semsiye durumunda toplanmışlardır. Elverişli topraklarda ana kök bir metre kadar derine inebilmektedir. Havucun kazık seklindeki etli kökleri kültür sâyesinde meydana gelmiştir. Havucun açık sari-turuncu renkteki diş kısmi kabuk kısmidir. Kök meyveleri farklı türleri sebebiyle çeşitli sekil ve büyüklüktedir. Koyu sarimsi-turuncu renkte olan iç kısmi odun dokusuna tekâbül etmekle birlikte genellikle parankimatik hücrelerden yapılmıştır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Doğu Anadolu hâriç bütün Anadolu.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin tohumları ve kazık kökleri (havuç) kullanilir. Tohumlar eterim yağ ihtiva eder ki, bu da geraniol elde etmekte kullanılabilir. Ayrica konserve ve parfümeri sanayicinde kullanilir. Kültür kök meyveler likopin, karo tin provitamin A, B1, B2, C vitaminleri, % 7 oranında seker, % 29 kadar fosfor ve mâdenî tuzlar ihtiva eder. Bu kök meyveler ham madde olarak karo tin elde etmede, gıda olarak tâze ve tursu hâlinde kullanilir. Provitamin A, vücutta vitamin A hâline geçer. Vitamin A, hastalıklara karsı mukâvemet kazandıran, göz ve cilt hastalıklarını önleyen çok faydalı bir maddedir. Tâze havuç, güneş yanıkları vakalarında lapa hâlinde kullanilir. Havuç unu ve suyu çocukların beslenmesinde çok faydalıdır.
Hayıt: (Ayıt / Vitex agnus-castus / Agnus castus / Petit poivre)
Mineçiçeğigiller familyasından, Bati ve Güney Anadolu'da yaşayan bir ağaççıktır. Temmuz aylarında mor renkli çiçekleri açar. Dalları ve yapraklarında, uçucu ve sabit yağ, tanen, sineol, sekerler, kristalize maddeler ve glikozit vardır.
Kullanıldığı yerler: İdrar söktürür. Sancıları keser. Aybaşı kanamalarını düzenler. Anne sütünü artırır. Hazımsızlığı giderir. Karın ağrısı ve ishali keser. Ayak şişlerini indirir. Akrep ve Arı sokmalarında kullanılır.
Helvacıkabağı: (Kestanekabağı / Cucubirta maxima / Winter squesh / Potiron)
Gövdeleri silindir biçiminde, yaprakları böbrek seklinde ve tüylüdür. Meyveleri basık küremsi, saplı, ince kabukludur. Pişirildiğinde kabukları yumuşar ve zar gibi soyulur. Kırmızı etli kısmında sekerli ve nişastalı maddeler vardır. Yemeği ve tatlısı yapilir.
Kullanıldığı yerler: Her iki türün tıbbî olarak kurutulmuş tohumları kullanilir. Tohumlarında sâbit yağ ve peporesin vardır. Tohumları (çekirdekleri) tenya ve kurt düşürücü olarak bilhassa çocuklarda kullanılmaktadır. Tohumlar diş kabuklarından ayrılarak dövülür, sekerle karıştırılarak verilebilir. Ortalama doz çocuklarda 40 gr büyüklerde takriben 100 gridir. Kabak çok besleyici özelliktedir C ve B1 vitamini ihtiva eder. Pişirilen etli kısmi yiyecekten başka çıban ve sis yerlere lapa olarak da tatbik edilir.
Kullanıldığı yerler: İdrar söktürür. Böbreklerdeki kum ve tasların düşürülmesine yardımcı olur. Mide ağrılarını giderir.

Hıyarşembe: (Hind hıyarı / Hiyarşember / Casse / Cassia fistula)
Baklagillerden, "Leguminoseae" denilen bir ağacın meyveleridir. Doğu Hine, antim ve Brezilya'da yetişir. Meyvesi silindirik ve siyahtır. Terkibinde, seker, pektin, zamk, tanen ve esans vardır.
Kullanıldığı yerler: Kabızlığı önler. Fazlası müshildir.
Hodan:(Borretsch / Gurkenkraut / Bourrache / Borrego officinalis / Borage)
Mayıs-eylül ayları arasında mavi renkte çiçek açan, sert tüylü, 15-60 cm yüksekliginde, bir yıllık otsu bir bitkidir. Sığırdili olarak da bilinir. Daha çok rutubetli yerleri sever. Yaprakları buruşuk, sert tüylü, oval şekilli, alttakiler saplı, üstekiler sapsızdır. Çiçekler uzun saplıdır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Marmara, Kuzey ve Bati Anadolu.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin çiçekleri ve yaprakları kullanilir. Fazla miktarda müsilaj, reçine, mâdenî tuzlar taşır. Yapraklar ve çiçekler ter verici, idrar ve balgam söktürücüdür. Boğaz ağrılarına ve öksürüğe karsı kullanilir
.
Hünnap:(Jujube / Jujubier / Jujube /Çigde / Zizyphus juiba / Zizyphus vulgaris / Chinese date / Jujuba)
Nisan-mayıs ayları arasında, sarı renkli çiçekler açan, hoş kokulu, 4-5 m yüksekliginde dikenli bir ağacın, kırmızı kabuklu, sert çekirdekli, iri zeytin biçiminde ve büyüklüğünde bir yemişidir. En diş çeperi derimsi ve ince, pulpası (yumuşak kişim) sari renkli ve tatlı lezzetlidir Ünnap da denilir. Bahçelerde yetiştirildiği gibi yabânî olarak da bulunur. Asil vatani Suriye’dir. Ağacının gövdeleri silindir biçiminde, esmer kabuklu, çok dallıdır.Yapraklar karşılıklı 2 sıra hâlinde, kısa saplı, diken seklinde 2 küçük yaprakçıklıdır.Çiçekler 3-6 tânesi bir arada ve oldukça küçüktür.Çanak yaprakları 5 parçalı ve yeşil renklidir. Taç yaprakları sari renkli, kıvrık olup 5 parçalıdır.
Türkiye’de yetiştiği yerler:Yerli değildir. Marmara, Bati ve Güney Anadolu’da yetiştirilir.
Kullanıldığı yerler: Meyveleri tamâmen olgunlaştıktan sonra toplanır ve güneşte kurutulur. Meyvelerinde seker, tanın ve müsilajli maddeler bulunmaktadır.Çok eskiden beri yumuşatıcı, balgam ve idrar söktürücü ve kabız edici olarak kullanılmaktadır.
Hurma: (Dattelpalme / Dattier / Date palm/ Phoneix dactyfera / Datte)
İnsanoğlunun yetiştirdiği en eski bitki çeşitlerinden biridir. Basil’in en eski yerlileri Sümerler hurmayı en azından 5000 sene önce ilk defâ yetiştirmişlerdir. Kuzey Afrika ve Orta Doğu bölgelerinin ekonomisinde çok eskiden beri büyük bir rol oynar. Amerika’ya İspanyollar tarafından 19. yüzyılın baslarında getirilmiş ve Meksika civârında yetiştirilmiştir. İlk defâ Basra Körfezinde yetiştirildiği tahmin edilen hurma bitkisi yaklaşık 18-24 m boyundadır. Yapraklarının bir kısmi yere doğru sarkar ve bir kısmi da yukarı doğrudur. Yapraklarının uzunlukları 6 m civârındadır. Gövdeleri diktir. Tabanından birçok sürgün verir. Yelpâze olan yapraklarının büyükleri tepede toplanmıştır. Çiçekleri ekseriyâ tek cinslidir. Başak tipindeki çiçekleri “spata” adi verilen büyük yapraklarla çevrelenmiştir. Gövdesinde yapraklar genellikle toplu olarak bulunur. Küçük sari çiçekleri toplu hâlde açarlar. Farklı cinsiyetli çiçekler ayrı ağaçlarda yetişir. Dişi çiçekler zamanla tek tohumlu meyvelere dönüşürler. Meyveleri sarimsi kahve renkli, diş kabuk sarimsidir. Orta kişim etli ve seker bakımından zengindir. Tohum silindirik, sert ve bir yüzü boyunca derin olukludur.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Memleketimizde Phoenix dectylifera türü örnekleri azdır. Buna karşılık Phoenix canariensis daha çok yetiştirilmektedir. Gövde tabanında sürgünler vermesi ve tohumların daha kısa ve şişkin olusu ile ayırt edilir. Bati ve Güney Anadolu ve Akdeniz bölgesinde yetiştirilmektedir. Memleketimizde yetişenlerin hurma meyvelerinin gıdâ bakımından önemi yoktur, daha çok gölge verici olarak kullanilir.
Kullanıldığı yerler: Hurmanın meyvesi tatlı ve besleyicidir. Yaklaşık % 20 nem ihtivâ eden tâze hurmalarda % 60-65 seker ve % 2 protein vardır. Kurumuş hurmalarda seker oranı % 75-85 civârındadır. Bir diğer hurma çeşidi olan Phoenix sylvestris’ten hurma şekeri elde edilir. Ayrıca, bedeni ve zihni gelişmeyi sağlar. Kansere karsı koruyucu olduğu bilinir. Boğaz ağrısını keser. Bronşit, öksürük ve soğuk algınlığı şikayetlerini giderir. Kemik hastalıklarında faydalıdır.
Hüsnüyusuf:(Guguçiçegi / Dianthus barbatus / Iychinide / Bunch pink / Yalınkat karanfil)
Karanfilgiller familyasından bir çeşit süs bitkisidir.
Kullanıldığı yerler: Mide üşütmesinden doğan şikayetleri giderir. İktidarsızlıkta da faydalıdır.
İğde: (Ölweide / Olivier / Sauvage / Oleaster/ Elaeagnus)
Kışın yapraklarını döken veya dâimâ yeşil kalan, çalı veya ağaç hâlinde olan, çok dallanmış, dikenli veya dikensiz odunsu bitkilerin meyvesine denir. Ağacının, sürgünleri çoğunlukla dikenlidir. Tomurcukları küçük, kısa saplıdır. Yapraklar dar, şerit hâlinde ve tam kenarlıdır. Yapraklar ve sürgünler gümüşî renkli tüylerle örtülmüştür. Haziranda açan çiçekler kısa salkımlar halinde sürgünlerin aşağı kısmında kümeler hâlinde yer alır. Çiçeklerin diş tarafı gümüşî beyaz, iç tarafı sarı renkte olup, çok hoş kokuludur. İğdenin vatanı Akdeniz bölgesidir. Kuş iğdesi adı verilen Eleognus angustifolia, Anadolu’nun hemen hemen her tarafında yetişir. Bağ ve bahçe kenarlarında çit bitkisi olarak da kullanilir. 7-8 m boylanabilir ve baygın kokuludur. Bu türün meyvesi makbul olmayıp, kültüre alınmış olan çeşidine, E. angustifolia varyete orientalis denir.
Kullanıldığı yerler: Anadolu’da bağ ve bahçelerde tatlı meyvelerinden dolayı meyve ağacı olarak yetiştirilmektedir. Meyveleri zeytin meyvesi büyüklüğünde ve sarimsi-kahve renginde olup yenilebilir. Bağırsak bozukluklarını ve ağız pasını gidermek için kullanilir
Ihlamur: (Linde / Tilleul / Linden tree / Linder tree / Tilia / Tilia silvestris / Linden)
Haziran-ağustos ayları arasında beyazımsı-sari renkli, hoş kokulu çiçekler açan, yüksek boylu ağaçtır. Genellikle ormanlarda tabiî olarak bulunursa da, süs ağacı olarak park ve bahçelerde de yetiştirilmektedir. Yaprakları saplı, ucu sivri, kenarları dişli, taban kısımları kalp biçiminde, üst yüzü yeşil, alt yüzü beyazımsı yeşil ve tüylüdür. Çiçekler, en az üçü bir arada olmak üzere sarkık durumlar teşkil eder. Çiçek örtüsü kayık seklinde, sarimsi-yeşil renktedir. Meyveleri küre şekilli ve tek tohumludur.Ihlamur ağacı filizden iyi büyür. Azami bin sene yasar.
Ihlamurun, kış ıhlamuru (T. cordata), yaz ıhlamuru (T. platyphyllos), kırmızı ıhlamur (T. rubra) ve gümüşî ıhlamur (T. tomentosa) gibi türleri bulunmaktadır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Marmara ve Karadeniz bölgesi.
Kullanıldığı yerler: Güzel kokulu çiçeklerinden dolayı ve bir gölge ağacı olarak yetiştirilir. Ihlamur çiçeği yatıştırıcı, idrar verici, göğüs yumuşatıcı ve balgam söktürücü olarak çay halinde kullanilir.Ihlamur çiçeği banyosunun da yatıştırıcı bir özelliği vardır. Balla karıştırılıp içilirse mide ülserine faydalıdır. Kan dolaşımını düzenler.
İncir: (Feigenbaum / Figuier / Fig tree / Yemiş / Ficus caria / Figue)
Mart-nisan aylarında çiçek açan, 1,5-6 m yüksekliginde, süt taşıyan iki evcikle bir ağaçtır. Yabanî olarak bulunursa da, daha çok yetiştirilir. Yemiş olarak da bilinir. Erkek bitkiler Ficus carica varyete caprificus (baba incir), dişi bitkiler Ficus carica varyete domestica (yenen incir) ismini alırlar. Çiçekler, çukurlaşarak armut biçimini almış ve etlenmiş olan çiçek tablasının iç çeperinde toplu bir hâlde çiçek durumlarını teşkil ederler. Baba incirin çiçek durumunda çiçek tablasının ağıza yakın kısımda erkek çiçekler, daha aşağı kısımlarında ise mazi çiçeği denilen verimsiz dişi çiçekler bulunmaktadır. Yenilmekte olan incirin tozlaşması mazı böcekleri (Blastophaga grossorum) tarafından yapılmaktadır. Böcekler yumurtalarını mazi çiçeklerinin yumurtalıklarına bırakırlar. Genç böcekler çiçek tablasını terk ederken, çiçek tablasının ağız kısmına yakın bulunan olgun erkek organ basçıklarına süründüklerinden, üzerlerindeki çiçek tozları ile gitmiş oldukları dişi bir bitkinin dişi çiçeğini dölleyebilirler. Olgunlaşma esnâsında çiçek tablasının çeperiyle, çiçeğin taç yaprakları etlenip tatlılaşarak incir denen yalancı meyve hâsıl ederler. Asil meyveler esmer renkli olan sert çekirdeğimsi kısımlardır. Yurdumuzda incir en çok İzmir-Aydın yöresinde yetiştirilmektedir. En meşhur ve en lezzetli incir de İzmir inciridir. İzmir incirinin dışında seker inciri, mor incir, Sultan Selim inciri, yediveren inciri, kavak inciri ve patlıcan inciri gibi çeşitleri de vardır. Sultan Selim ve kavak inciri İstanbul ve çevresinde yetiştirilen mor renkli ve tatlı bir incirdir. İncirin kurutulmuşu da çok değerli olup, iyi bir besin kaynağıdır. Kuru incirlerin de ince kabuklu ve çok tatlı olan “sari lop” ve kalın kabuklu hafif yeşilimsi “gök lop” gibi çeşitleri vardır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Ege ve Akdeniz bölgesi.
Kullanıldığı yerler: İncir meyvelerinde seker, organik asitler, sâbit yağ ve vitaminler (A,B,C) vardır. Meyveleri gerek yas olarak gerek kuru olarak yenmektedir. Kuru meyveler balgam söktürücü olarak, yumuşatıcı olarak kullanilir. Halk arasında sütle kaynatılan incir ses kısıklığına karsı kullanilir. İncir, kalbe ferahlık verir. Kuluncu ve sindirim organı sancılarını giderir. Ayrica, yaş dalları kırıldığında akan sütümsü beyaz sıvı, nasır ve siğillere sürülürse tedavi eder.
İnciçiçeği: (Mayısçanı / Müge / Convallaria majalis / Muguet)
Zambakgillerden, ok biçimindeki yaprakları arasında, ince bir sap üzerinde küçük çan biçiminde beyaz çiçekler açan bir süs bitkisidir. Boyu 20 cm kadardır. Çiçekleri beyaz ve üzüm salkımı seklindedir. Yemişleri küçük ve kırmızıdır. Kokusu çok güzeldir.
Kullanıldığı yerler: Hekimlikte kalp çarpıntıları için kullanilir. Ev ilaçlarında kesinlikle kullanılmaz.
Isırgan: (Brennessel / Ortie / Nettle / Urtica membranacca / Urtica urenus / Urtica diocia)
Mayıs-ağustos ayları arasında çiçek açan, 20-100 cm boyunda, virânelik, yol kenarları ve duvar diplerinde bulunan bir senelik tek evcikle otsu bir bitkidir.Gövdeleri dik, 4 kösemsi, basit veya tabandan îtibâren dallanmıştır. Üzerinde yakıcı tüyleri bulunur.Yapraklar saplı, oval şekilli ve dişli kenarlı, üst tarafı koyu yeşil renkli ve parlak olup, yakıcı tüylerle kaplıdır. Erkek ve dişi çiçekler bir arada olmak üzere yaprakların koltuğunda uzunca saplı küçük durumlar teşkil ederler.Çiçek örtüsü 4 parçalıdır.Meyveleri esmer renkte ve fındıksıdır.Tohum, yağ ihtiva eden bir besi dokuya sahiptir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Hemen bütün Anadolu.
Kullanıldığı yerler:Tâze ve güneşte kurutulmuş Dallari kullanilir.Yapraklarında formika asit ve nitratlar bulunmaktadır. Bu bitkinin yakıcı tüylerinde formika asit bulunduğu birçok yerlerde kayıtlı ise de tüylerin taşıdığı usarede asetilkolin ve histamin vardır. Eskiden romatizma ve siyatikte kullanilirdi. Yapraklarından hazırlanan infüzyon saç dökülmesine karsı tatbik edilir. Köklerinden sari renkli boya elde edilmektedir. Ayrica, aybaşı kanamalarını düzenler, balgam söktürür. Burun kanamasını keser. Haricen tatbik edilirse, çıbanlarda faydalı olduğu bilinmektedir.
Ispanak: (Spinat / Spinach / Spinacia oleracea)
Kıs sebzesi olarak yetiştirilen, iki evcikle, kazık köklü, otsu bir bitkidir.
.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Sebze olarak her yerde yetiştirilir. Anavatanı Kafkasya ve Afganistan’dır.
Kullanıldığı yerler: İçinde A,B,C,D vitaminleri vardır. Proteince de zengindir. Daha çok sebze olarak, pişirilerek veya salata hâlinde yenilir. C vitamini ve demirce zengin bir kıs sebzesidir. Vücudun dayanıklılığını artırır. Ağız, boğaz ve göğüs hastalıklarında faydalıdır. Hamilelerde özellikle tavsiye edilir. Kansızlığı giderir ve ruhi çöküntüyü azaltır.
Itır: (Çobaniğnesi / Turnagagası / Pelargonium odoratissimum / Geranium)
Sardunyagillerden, yaprakları güzel kokulu, çiçekleri türlü renklerde bir süs bitkisidir. Kumlu topraklarda yetişir. Yeşil kısımları tüylü ve oyalıdır. Çoğunun çiçekleri pembe veya beyaz renktedir. Losyon yapiminda kullanilir.
Kullanıldığı yerler: Cildi güzelleştirir. İshali keser. Boğaz ağrılarını giderir. Mide ve barsak gazlarını söktürür.
İtüzümü: (Köpeküzümü / Yandıran / Solanum nigrum / Black nightshade / Morelle noire)
Patlıcangillerden, ormanlarda yetişen bir bitkidir. Çiçekleri beyaz, meyveleri parlak beyazdır. Meyvesi, yaprakları ve çiçekleri kullanilir. Bir uzman tavsiyesi olmadan, ev ilaçlarında kullanılmaması gerekir.Tıbbi tedavide sık kullanılan ve fazla alındığı zaman öldürücü bir zehir olan atropin maddesi içerir.
Kullanıldığı yerler: Romatizmam ve mafsal ağrılarını keser. Aybaşı düzensizliğini ve rahim hastalıklarını giderir.
İzlanda likeni: (İzlanda yosunu / Lichen d'Islande / Lichen Islandicus)
Parmeliaceae adı verilen bir çeşit yosundur. Dağlarda ve ormanlardaki kayaların üzerinde bulunur. Zeytin yeşili renginde, dantel gibi tırtıllı parçalar halindedir. Yaz aylarinda toplanıp kurutulur. Müsilajlı ilaç yapımında kullanılır. Terkibinde "Lichenin" "Dekstrolikenin" ve "Cetrarin" vardır.
Kullanıldığı yerler: Göğsü yumuşatır, öksürüğü keser. Barsak bozukluklarını giderir.
Kabakulakotu: (Lohusaotu / Venüsçiçeği / Aristolochia)
İkiçeneklilerden, 70-80 cm boyunda, ince saplı tırmanıcı bir bitkidir. Çiçekleri koyu kahverengidir. Kötü bir kokusu vardır.
Kullanıldığı yerler: İdrar söktürür. Aybaşı (adet) kanamalarının düzenli olmasını sağlar.
Kardeşkanı:(Ejder kanı / Ejderagacı / Drecaena dreco / Sanguis draconis)
Birçenekliler sınıfının, zambakgiller familyasından, Kanarya adalarında yetisen bir ağaç ye da ağaççıktır. Gövdesi kalındır. Yaprakları sert ve kılıç seklindedir. Dallarının ucunda demet seklinde toplanmıştır. Yaşlı gövdelerden, boyacılıkta kullanılan reçinemsi kırmızımtırak bir öz su akar.
Kullanıldığı yerler: Yaraları tedavi eder, diş kanamaları tedavi eder.
Kâfuru: (Kafur / Camphree / Camphora)
Tabiatta birçok bitkide bulunur. Tıpta kullanılan kafuru, "Cinnamomum camphorea" ağacının odunu, su buharıyla ditile edilerek elde edilir. Kafuru, renksiz, şeffaf, billur yapılı gevrek parçalardır. Kokusu hususi ve keskin, lezzeti sonradan serinlik veren, acı ve yakıcıdır. 204 santigrat derecede kaynar. Oda sıcaklığında uçar. Suda çok az erir. Alkol, eter ve kloroform benzeri maddelerde daha çok erir.
Kullanıldığı yerler: Kan dolaşımını kuvvetlendirir. Beyni ve sinirleri uyarır. Solunum sistemini uyarır. Bronşların ifrazatını artırır. İspirto ile karıştırılmış kafuru saçta kepek oluşumunu keser. Akciğer hastalıklarında faydalıdır.
Kahkahaçiçeği:(Sahilkahkahasi / Çitsarmaşığı / Gündüzsafası / Convolvulus persicum / Liseron / Bindweed)
Çitsarmaşığıgiller familyasından, uçları mavi çizgili beyaz çiçekler açan bir çesit sarmaşıktır.
Kullanıldığı yerler: Kabızlığı giderir, hazmı kolaylaştırır.
Kahve: (Coffea / Kaffee / Café / Coffee ) Vatani Afrika olan fakat bugün tropikal bölgelerde yetiştirilen küçük boylu ağaç ve ağaççıklar. Kisin yapraklarını dökmez, çiçekleri beyaz, meyveleri 1-2 tohumlu olup kırmızıdır. Yabânî olarak yetisen kahve ağaçlarının boyları 5-7 m olduğu hâlde kültür olarak yetiştirilenlerin boyları 2-3 metreyi gedmez. Kahve ağaçlarının en iyisi Arabistan’da yetişenidir. Kahve, insanlar tarafından ilk olarak Habeşistan’da 3. yüzyılda yetiştirilmeye ve kullanılmaya başlanmıştır. On sekizinci yüzyılda Mekke’ye hacca giden Habeşistanlılar, kahveyi Arabistan’a ve bütün Müslüman âlemine tanıtmışlardır. Böylece Müslümanlar tarafından bilinen ve kullanılan kahve, Osmanlılar zamânında Avrupa’da görevli elçiler yoluyla önce Venedik, İngiltere, Fransa’ya daha sonra da, bütün batı devletlerine tanıtılmıştır. Kahve, en çok Habeşistan, Libya, Brezilya, Meksika, Hindistan, Arabistan ve Orta Amerika’da yetiştirilir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Tabiî olarak yetişmez. Kültürü yapılır.
Kullanıldığı yerler: Kahve çekirdeklerinin kavrulup dökülmesinden ve sıcak suyla kaynatılmasından meydana gelen içecek “kahve” olarak bilinir. Kahvenin bileşiminde en önemli olarak kafein alkoloidi vardır. Kafeinin az miktarının damarları genişletmek sûretiyle uyarıcı etkisi vardır.Kalbi kuvvetlendirir, sindirimi kolaylaştırır, böbrek damarlarını genişleterek idrarı çoğaltır, solunumu hızlandırır. Kani beyne çekerek, beynin faaliyetini arttırır ve narkotiklerle zehirlenmelere karsı kullanilir. Fazla miktarda alındığında uyarıcı etki fazlalaşır, kalbin çarpıntısını arttırır, kulakların uğuldamasına sebebe olur. Çok fazla alınırsa ölümle sonuçlanır. Kahvede az miktarda protein, yağ ve sakaroz bulunur. Kahve, ye çekirdek olarak veya çekilmiş olarak (kavrulup-öğütülmüş) olarak satılır. Kavrulup öğütülmüş kahve çabuk bayatladığından, daha çok çekirdek kahve tercih edilir.
Kakao: (Kakaobaum / Cacaoyer / Cacao tree / Hindbademi / Theobroma cacao)
Vatani tropik Amerika ve Bati Afrika olan, kavliflor bir bitki. (Çiçeklerin yaslı dal ve gövdelerden çıkması olayına kavli flor denir.) Kakao, theobroma denilen bir bitki türünün kurutulmuş tohumlarıdır.Kahve gibi içilmede kullanilir. 10-15 m boyunda bir ağaçtır. Çiçek ve meyveler ana gövde üzerinde bulunur. Bitkinin ancak 5-6 yasından sonra meyvelerinden istifâde edilir. Meyveler kavun seklinde, küçük bir hıyar büyüklüğünde ucu sivri, tâzeyken limon sarisi-kırmızı renkte, kuruduktan sonra daha koyu olan ve açılmayan bir kapsüldür. Meyveleri çok tohumludur. Beyaz veya açık mor renkteki ve bâdem seklindeki tohumları kakao tânelerini teşkil eder. Meyveler içerisinden çıkarılan kakao tohumları ye hemen veya bir süre fermantasyona terk edildikten sonra kurutulur. Fermantasyon sonucu acı lezzet kaybolur ve aroma tik bir koku meydana gelir. 50 meyveden takriben bir kg, tohum elde edilir. Tâneler kavrulur, kızılımsı kahverengi un hâline getirilir ve yağı çıkarılır. Yağ çıktıktan sonra katılaşan kakao, yeniden öğütülerek çok ince toz hâline getirilir ki, bu toz, kakao tozunu teşkil eder.
Kullanıldığı yerler: Kakaonun bileşiminde teobromin, kafein, kakao sâbit yağı vardır. Bol kalorili bir besindir. Ayrica %40 karbonhidrat, % 18 protein vardır. Kafeinden dolayı kahvede olduğu gibi yatıştırıcı ve uyarıcı etkisi vardır. Az miktarı kalbi kuvvetlendirir, sindirimi kolaylaştırır, idrar söktürür. Fazla miktarı zararlıdır. Kakao kahve gibi ayrica süt ilâvesi ile de içilebilir. Kakao yağı çıkarılmadan, çikolata îmâlinde kullanilir. Kakao yağı seker yapımında olduğu gibi, pomatlarda da kullanilir.
Kâkule: (Kardamom / Ingver / Cardamome / Cardamom / Elettaria cardamomum )
Bati ve Güney Hindistan, Güneydoğu Asya’nın sıcak bölgelerinde yetişir. 4-5 m boyunda, büyük yapraklı çok yıllık bir bitkidir. Özellikle Güney Hindistan’ın bataklık ormanlarında yabânî olarak yetişir. Kakulenin meyveleri 1-2 cm uzunlukta, sarımsı yeşil ve kirli beyazımsı renktedir. Tohumları mercimek seklinde ve büyüklüğünde, kırmızımsı esmer renkte olup, keskin kokuludur. Kakule yetiştiği yere göre isim alır. Seyhan kakulesi, Malabar kakulesi, Siyam kakulesi gibi
Kullanıldığı yerler: Kakule tohumları razın, nişasta ve uçucu yağlar taşır. Hoş lezzeti ve kokusundan dolayı baharat olarak kullanilir. Ayrica iştah açıcı, mîdevî ve gaz söktürücü etkilere sâhiptir.
Kanarya otu: (Kreuzkraut / Seneçon / Groundsel / Senecio)
Senenin çoğunu çiçekli olarak geçiren, yol kenarları ve bahçelerde görülen, 10-60 cm yüksekliginde, bir veya iki yıllık otsu bir bitki. Gövdeleri dik, dalı, tüylü veya tüysüz, seyrek yapraklıdır. Yapraklar derin parçalı loğludur. Çiçekler küçük silindir seklindeki kapitilum adi verilen basçıklarda toplanmıştır. Çiçeklerin hepsi tüp seklinde ve sari renklidir. Meyveleri siyahimsi renkli ve üzeri kısa ve sık tüylerle kaplıdır. Otuz kadar türü vardır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Türkiye’nin çoğu yerinde farklı türleri çok yaygındır.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin toprak üstü kısımları toplanır. Uçucu yağ, tanen, reçine, inilin ve alkaloit taşır. Yumuşatıcı, kurt düşürücü, yara iyi edici, âdet ağrılarını hafifletici olarak kullanilir. Alkaloit taşıdıklarından dikkatli kullanılmalıdır.
Kantaron: (Tausendguedenkrauf / Centaurée / Centaury / Erythraea centaurium / Kantariyyon / Erythroea / Gentiana lutea)
Haziran, eylül ayları arasında pembemsi, beyaz renkli çiçekler açan, nemli çayır ve orman kenarlarında rastlanan 15-50 cm boyunda, iki yıllık otsu bir bitki. Küçük kantaron veya kırmızı kantaron olarak da bilinir. Bitkinin gövdeleri tüysüz ve diktir. Yapraklar sapsız ve karşılıklı, oval şekilli ve uçları sivridir. Pembemsi çiçekler dalların ucunda durumlar yapar ve çiçekler genellikle saplıdır. Çiçekler beş sivri dişli ve tüpsüdür. Meyveleri silindir seklinde bir kapsüldür. Çok fazla sarimsi-esmer renkli tohumları vardır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Trakya ve Anadolu.
Kullanıldığı yerler: Çiçekli bitki çiçek açma zamanında toplanır, demetler halinde bağlanıp gölgede kurutulur. Bitkide sekerler, reçine ve acı maddeler vardır. Çayı kuvvet verici, iştah açıcı ateş düşürücü ve hazmı kolaylaştırıcı olarak verilir. Ayrıca astım ve mide ağrılarında da faydalı olduğu bilinir. Çiçekleri bir şişe içine konarak zeytinyağı içinde güneşte bekletildikten sonra kırmızıya çalan bir renkte "Kontur Yağı" elde edilir. Bu yağ, yaraların kapanması için son derece faydalıdır.
Karabaşotu: (Lavandula stoechas / French lavander / Lavande)
Ballıbabagiller familyasından, bir veya çok yıllık otsu bir bitkidir. Ezildiği zaman çok kuvvetli ve hoş olmayan bir koku çıkartır. Çiçekleri mavi veya menekşe rengindedir. Bir türünden, "Karabaş yağı" denilen bir yağ çıkartılır. Yurdumuzda alçak maki gruplarıyla birlikte yetişir.
Kullanıldığı yerler: Ağrıları dindirir. Kalbe kuvvet verir. Balgam söker. Uyuşukluk giderir, zindelik verir.
Karabiber:(Dar-i fülfül / Black pepper / Poivre noire / Pipper nigrum)
Kullanıldığı yerler: Mideyi ısıtır. İştah açar. Hazmı kolaylaştırır. Mide ve barsaklardaki mikropları öldürür. Enerji verir. Afrodizyak özelliği vardır.
Karamuk:(Agrostemma githago / Corn-cockle / )
Karanfilgiller familyasından, yurdumuzda hububat yetiştirilen tarlalarda görülen, çoğu zaman buğdayla karışık olan biten, 30-100 cm yüksekliginde, tohumları zehirli bir bitkidir. Üzeri tüycüklerle kaplıdır. Çiçekleri büyük ve güzel, morumsu pembe ve ender olarak da beyazdır.
Kullanıldığı yerler: Sogukalgınlığını giderir.
Karnabahar:(Blumenkohl / Chou-fleur / Cauliflower/ Karnabit / Brassica oleracea var / Bortytis / Cauliflower)
Lahananın bir çeşidi. Lahanada yapraklar sebze olarak kullanıldığı halde, karnabaharda yenilen kişim genç çiçek tomurcukları ile çiçek durumu eksenidir. Karnabahar beyaz renkte bir sebzedir. Bunun sebebi de çiçek durumunun büyük örtü yaprakları ile kapalı kalmasındandır. Fosfor ve vitamin bakımından zengindir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Ege, Akdeniz, Marmara bölgelerinde sebze olarak yetiştirilir.
Kullanıldığı yerler: Zihin yorgunluğunu giderir. Afrodizyak özelliği vardır. Sinirleri kuvvetlendirir. İdrar söktürür. Dalak hastalıklarına iyi gelir. Şeker hastalarına faydalı olduğu bilinir.
Kasıkotu: (Fıtıkotu / Dağçayı / Kızılyaprak / Herniaria glabra / Agrimonia eupatorium)
Karanfilgiller familyasından, Avrupa, Asya ve yurdumuzun çeşitli bölgelerinde yetişen, bir veya çok yıllık bitkilerdir. Yaprakları küçük ve kümeler halindedir. Hekimlikte toprağın üstünde kalan kısımları kullanılır.
Kullanıldığı yerler: Böbrek ve mesane rahatsızlıklarını giderir. Fıtıkta faydalıdır. İdrar söktürür. Vücudu rahatlatır. Bademcik iltihablarına iyi gelir.
Kasu: (Cacho / Catechu / Cachou / Katechusaft)
Kasu Akasyası (Acacia catechu) nin odunundan elde edilen bir maddedir. Kahverengi, kokusuz bir kütledir. Soğuk suda kısmen, sıcak suda ve alkolde tamamen çözülür.
Kullanıldığı yerler: İshali keser, vücuda kuvvet verir.
Katırtırnağı:(Geniste luncea / Spartium / Genet)
Baklagiller familyasından, dik duran çalı halinde, her zaman yeşil olan, odunsu bir bitkidir. Genç sürgünleri narin yapılıdır. Üzerinde çok sayıda yaprak bulunur, ye da yapraksızdır. Çiçekleri sarıdır.
Kullanıldığı yerler: İdrar ve balgam söktürür. Hazmı kolaylaştırır. Böbrek ve safrakesesi taşlarının düşürülmesine yardım eder. Mesane hastalıklarını tedavi eder. Romatizmada faydalıdır. Kabızlığı giderir. Kalp hastalıklarında kullanılır.
Kayar koruğu: (Kula kotu / Saksıgüzeli / Nasırotu / Sempervivum / Joubarde)
Damkoruğugiller familyasından, etli yapraklı, odunsu veya otsu bir bitkidir. Çiçekleri salkım biçimindedir. Yeşil kısımları acıdır.
Kullanıldığı yerler: Yeşil kısımları, zeytinyağı ile karıştırılıp merhem yapılır. Cilt iltihaplarında, egzama ve nasır tedavisinde kullanılır.
Kayın ağacı: (Akgürgen / Kızılağaç / Fagus / Beech / Hetre / Buche / Hêtre / Beech)
Kışın yaprağını döken çiçekleri bir cinsli orman ağaçları. Yapraklarının kenarları girintili, ince tüylü ve uçları sivridir. Çiçek durumları kedicik seklindedir. Meyvelerinin dip kısımlarında kumula adı verilen kadeh seklinde bir çanak bulunur. Gölgede yetişen ağaçlardandır. Kökleri orta derinliğe kadar iner. Azamî 700-800 sene yasayabilir. Şah ve filizden büyüyebilir. Kayın ağacının gövdesi ince, çatlaksız ve kırçıl renkli bir kabukla sarılmış silindir biçimindedir.
Kayın ağacının 10 kadar türü vardır. Memleketimizde Doğu kayını(Fagus orientalis) yayılmıştır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Marmara, Ege, Karadeniz bölgesi.
Kullanıldığı yerler: Avrupa kayını (Fagus silvatica)nine tohumlarından elde edilen yağ, yemek yağı olarak margarin endüstrisinde kullanilir. Kayın katranının distilasyonundan antiseptik olarak kullanılan kreozot elde edilir. Bu da dıştan romatizma ve deri hastalıklarına karsı kullanilir. Kabuklarının suda kaynatılmasıyla elde edilen su yüz lekeleri ve çilleri giderir.
Kayışkıran:(Eşekotu / Seytantaburesi / Ononis spinosa / Restharrow / Burgrane / Arrete-boeuf)
Baklagiller familyasından, bos arazilerde ve kurak yerlerde yetisen, 30-60 cm yüksekliginde çok yıllık dikenli bir bitkidir. Yaprakları kısa saplıdır. Çiçekleri pembe, meyveleri küçüktür. Köklerinde, (Radix Ononidis); tanen, sakaroz, zamk, uçucu ve sabit yağ, spinosin ve ononin vardır. Kökleri kullanilir.
Kullanıldığı yerler: Köklerinin kaynatılması sonucu elde edilen çay, terletir ve idrar söktürür. Vücuda rahatlık verir. Böbrek taslarının düşürülmesine yardim eder. Böbrek ve mesane iltihaplarını giderir. Boğaz ağrılarını geçirir.
Kaynanadili: (Kaktüs / Opuntia / Cactus / Cactus opuntia)
Atlasçiçegigiller familyasından bir çeşit bitkidir. En önemli türü Hind inciri (Opuntia leucotricha) dır. "Nopal zamkı" elde edilir.
Kullanıldığı yerler: Dizanteri ve ishali giderir.
Kazayağı: (Kenopodyum / Chenopodium anthelminthicum)
Ispanakgiller familyasından, yaprakları kaz ayağına benzer, Kuzey Amerikanın Doğu bölgelerinde ve ülkemizde de Akdeniz bölgesinde görülen kokulu bir bitkidir. Toprak üstündeki kısımlarından, su buharı distilasyonu ile elde edilen uçucu yağa (Oleum chenopodili) "Kazayağı esansı" denilir.
Kullanıldığı yerler: Barsak solucanlarını düşürmekte faydalanılır.
Kebabe:(Kübbabe / Helile / Hindistanerigi / Kebabiyye / Kuyruklubiber / Cubbebe / Cubeb / Cubebae fructus / Piper cubeba)
Cava, Sumatra ve Borneo'da yetisen Piperaceae'nin kurumus meyvesidir.
Kullanıldığı yerler: Mide ve idrar yolu hastalıklarında kullanilir.
Kebere otu: (Gebreotu / Kedi tırnağı / Caper berry / Capre / Capparis spinosa)
Bir çesit çalıdır. Fransa'da ve ülkemizin Akdeniz bölgesinde yetişir. Yemişi nohuttan büyüktür. Turşusu yapılırr. Kökünün kabukları kullanılır. Kapari olarak da bilinir.
Kullanıldığı yerler: Mayhoş bir tadı vardır. Özellikle kızartmalarda lezzet verici olarak yağın içine atılır. İdrar söktürür. Vücudu rahatlatır. İştah açar.
Keçi boynuzu:(Karobbaum / Jahonnisbrotbaum / Caroubier / Carob / Carob tree / Harnup / Ceratonia siliqua/ Caroube)
Temmuz-ağustos aylarinda, yeşilimsi renkli, çok küçük çiçekler açan, 3-10 m boyunda ağaç veya ağaççıklar.Yaprakları 5-11 yaprakçikli, derimsi, üst tarafları parlak, alt yüzleri donuk yeşil renklidir. Çiçekleri poligamdır, yâni ayni ağaçta erdişi, dişi ve erkek çiçekler bulunmaktadır. Yaslı gövde ve dallardan çıkan çok sayıdaki yeşil çiçekleri salkım veya kedicik durumundadır. Çanak yaprakları küçük, taç yaprakları yoktur. Meyveleri 10-20 cm uzunlukta fasulye meyvesine benzer. Meyvelerinde sert, esmer renkli ve oval şekilli tohum taşır. Meyveler bir sene sonra olgunlaşır.
Türkiye’de yetiştiği yerler:Akdeniz bölgesi.
Kullanıldığı yerler:Meyvelerinde yağ, şekerler, selüloz ve azotlu bileşikler vardır.Olgun meyveleri gıda olarak kullanilir. Kuru meyvelerin temizlenmiş unu bilhassa süt çocuklarının mide ve barsak bozukluklarında kullanilir. Ayrıca göğsü yumuşatır ve balgam söker. Sigara tiryakileri için faydalıdır.
Keçi sedefotu:(Keçisedefi / Galega officinalis / Goat's rue / Galega)
Baklagiller familyasından, Haziran - Ağustos ayları arasında, açık mor renkli çiçekler açan, 50 - 100 cm boyunda çok yılık otsu bir bitkidir. Yaprakları koyu yeşildir. Çiçekleri, gövde ve salkımlar ucunda salkımlar şeklindedir. Meyvesi esmer, kırmızımtırak renkli, tüysüz ve çok tohumludur. Toprak üstündeki kısımlarının terkibinde, "Tanen" ve "Galenin" adli alkaloit ve acı maddeler vardır. Bitkinin tamamı toplanıp kurutulur.
Kullanıldığı yerler: Anne sütünü artırır. Az miktarda verildiği takdirde, kandaki şeker miktarını düşürür. Fazla kullanılmamalıdır.
Kediotu: (Baldrian / Valériane / Valerian / Valeriana officinalis / Herbe aux chats)
Mayis ve ağustos ayları arasında beyaz ve pembe renkli çiçekler açan 60-150 cm boylarında, nemli yerlerde yetisen çok yıllık otsu bir bitkidir. Gövdeleri silindir seklinde olup, içi bos ve üzerleri çizgilidir. Yapraklar karşılıklı ve kısa saplıdır. Çiçekler dalların uçlarında şemsiyemsi durumlar meydana getirirler. Çanak yaprakları tüysü, taç yaprakları ise tüfsüdür.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Marmara, Orta ve Kuzey Doğu Anadolu bölgesi. (Memleketimizde 10 kadar türü bulunmaktadır.)
Kullanıldığı yerler: Bitkinin kullanılan kısımları kökleridir. Kediotu kökü olarak tanınır. Özel bir kokusu ve bileşiminde valerian asidi esterleri vardır. Eskiden çayı yara tedâvisinde kullanilirdi. Sinirleri teskin edici, yatıştırıcı etkisinden dolayı önemlidir. Histeri ve nevrasteniye iyi gelir. Kediotu kökünden kediotu esansı elde edilir. Galenik preparatlarin terkibine girer. Fazla miktarda alınması başağrısı, halsizlik ve hazımsızlığa sebep olur.
Kekik: (Thymus vulgaris / Thymus / Thym)
Kullanıldığı yerler: Bedeni kuvvetlendirir. Hazmı kolaylaştırır. İştahsızlığı giderir. Kalp çarpıntılarını keser. Yemeklerin bozulmasını önler. Barsak iltihaplarını iyileştirir. Salgı bezlerini düzenler. Aybaşı kanamalarının düzenli olmasını sağlar. Böbrek ve mesanedeki mikropları öldürür. Afrodizyak etkisi vardır. Tansiyonu geçici olarak yükseltir. Hastalıklara karsı direnç verir. Öksürük, bronşit ve astımda faydalıdır. Kekik suyu ile banyo, romatizma ağrılarını dindirir. Kandaki seker miktarını azaltır. Hamileler ve guatırı olanlar kullanmamalıdır.
Kenevir:(Henf / Chanvre / Hemp plant/ Kendir / Kentir / Kannabis / Cannabis sativa / Hemp / Chanvre)
Mutedil iklimlerde yetiştirilen, temmuz-ağustos aylarında soluk yeşilimsi renkli çiçekler açan, kültürü yapılan ve yabânî olarak da yol kenarlarında, ekilmemiş alanlarda rastlanan, 50 cm-3 m boylarında, bir senelik, iki evcikle ve otsu bir bitki. Esrar otu olarak da bilinir. Gövdeleri dik ve içi bos olup üzerleri dikenimsi tüylerden dolayı pürtüklüdür. Yaprakları uzun saplı, karşılıklı ve el seklindedir. Erkek ve dişi çiçekler ayrı ayrı bitkilerdedir. Erkek çiçekler yaprakların koltuğunda salkım durumunda toplanmışlardır. Dişi çiçekler küçük yaprakların koltuklarında olup hemen sapsızdırlar. Meyve 3-5 mm boyunda, mercimek seklinde, grimsi veya yeşilimsi esmer renklidir. Kenevirin anavatanı Orta Asya’dır. Mutedil iklimlerde de yetiştirilir. Yeryüzünde ip yapmakta kullanılan ilk bitkidir. M.Ö. 3000 yıllarında Çinliler kumaş yapmakta kullanmışlardır. Bitkinin çiçeklenme süresi, dallanma sekli, tüyleri ve yaprak büyüklüklerinin çeşitliliği dolayısıyla farklı tipte kendire rastlanmaktadır. Liflerinden faydalanılacak kenevirler doğrudan doğruya tohumu toprağa serpmek suretiyle ekilir. Tohum keneviri ise açılan özel çukurlara atılır, üstleri toprak ile doldurulur.
Türkiyede yetiştiği yerler: Kastamonu, Samsun, Amasya, Kayseri, Sivas, İzmir, Kütahya.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin dişi çiçekli dal uçları, meyveleri yağı ve lifleri kullanılmaktadır. Kendir lifleri, çok sağlam ve dayanıklı olduğu için bilhassa çuval, halat yapiminda Kullanildigi gibi, hali ipi yelken bezi vs. yapiminda da kullanilir. Bitkinin bilhassa çiçekli dal uçları organik eriticilerde eriyen bir reçine ile bir uçucu yağ ihtiva eder. Reçinede cannabinol, cannabidiol ve tetrahidrocannabinol bulunmaktadır. İyi kalite reçine elde edilmesi iklim ve toprağa bağlıdır. Bu reçine fizyolojik bir tesire sahiptir. Merkezî sinir sistemine etki eder, yatıştırıcı ve uyuşturucudur. Hazım sistemine pek tesiri yoktur. Fakat çok çabuk alışkanlık yaptığından çoğu memleketlerde olduğu gibi memleketimizde de kullanılışı yasaktır. Kenevir bitkisinin dişi çiçek durumlarından elde edilen bu esmer renkli kütle esrar olarak bilinmektedir. Keyif verici olarak Asya ve Afrika’da çok kullanılmaktadır. Esrar, tütün, tömbeki, sigara, ve nargile hâlinde içilebilmektedir. Bazen bal, reçel veya lokum içine konularak yutulur. Eskiden nargile, tömbeki ile veya şerbet ile içilirdi.
Herhangi bir numunenin kenevir reçinesi (esrar) ihtivâ edip etmediği adlî ve pratik bakımdan önemlidir. Bu kontrol beyaz fareler üzerinde biyolojik olarak yapılabildiği gibi, bazı kimyevî renk reaksiyonları (Bekam reaksiyonu) ile de yapılabilmektedir.
Memleketimizde esrar veren bitkilerin yetiştirilmesi ve esrar imâli 1932’de 2313 şayili kânunla yasak edilmiştir.
Kenevir tohumlarından yağ çıkartılır ve yeşilimsi renkli bu yağ bilhassa sabun îmâlinde kullanılmaktadır.
Teraviye: (Keraviya / Karaman kimyonu / Frenk kimyonu / Carum carvi / Caraway / Carvi)
Maydanozgiller familyasından, 2 yıllık otsu bitkidir. Çiçekleri beyaz renklidir. Mayıs - Temmuz ayları arasında açar. 30-90 cm boyundadır. Kazık köklüdür. Meyvesi esmerdir. Terkibinde, tanen, reçine, sabit ve uçucu yağlar vardır.
Türkiyede yetiştiği yerler: Doğu Anadolu bölgemizde yetişir.
Kullanıldığı yerler: Anne sütünü artırır. Mide ve barsak gazlarıyla, diğer mide şikayetlerini giderir. İdrar söktürür. astım hastalığında faydalı olduğu bilinir.
Kereviz: (Sellerie / Céleri / Celery/ Apium graveolens )
Geniş yaprakları ve uzun yaprak saplarıyla şişkin gövdesi yenen, kışlık bir sebzedir. Vatani Güney Avrupa’dır. Kereviz, mutedil-serin, deniz havası alabilen rutubetli yerlerde, kumlu, humuslu topraklarda iyi yetişir. Soğukta donar. Fazla sıcakta kalitesini bozar. Kurakta yumru teşekkülü olmadığı gibi yaprakları gevrek ve lezzetli olmaz. Kısa sürede tohuma kalkar. Yaprak ve kök kerevizi olmak üzere iki çeşidi vardır. Yaprak kerevizi, kökü yumru bağlamayan, yaprak sapları uzun bir çeşittir. Kök kerevizi ise, yaprak sapları kısa, kökü yumruludur. Terkibinde Sedanonik anhidrit, sedanolin, limonen, palmitik asid, gayakol gibi maddeler vardır.
Kullanıldığı yerler: Kerevizin hususî kokusu dolayısıyla yaprakları, tursu ve çorbalara konur. Besin değeri çok yüksek olmamakla beraber besleyicidir. Kereviz pişirilerek yendiği gibi, olgunlaştıktan sonra çiğ olarak da yenilebilir. Ayrica kerevizde B vitamini, demir ve kireç vardır. Kereviz unutkanlığı ve sinir yorgunlugunu giderir, idrar söker, böbrek tas ve kumlarının düşürülmesine yardim eder, kan ve süt yapar, karaciğeri temizler. Seker, yüksek tansiyon ve romatizma da faydalıdır.
Kestane: (Kastanienbaum / Chataignier / Chestnutree/ Castanea vesca / Chestnut / Chataignier)
Daha çok Akdeniz çevresi memleketlerinde yetişen, kupulası dikenli veya çengelli dikenli, küre seklinde ve nişastaca zengin meyveleri olan ağaçlardır. Kestâne ağacının yaprakları biraz sert, kenarları testere dişli ve dişlerin ucu dikenlidir. Erkek çiçekler dik uzun durumlar hâlinde, dişi çiçekler ise üçlü gruplar seklindedir. Yeşil ve dikenli olan meyvenin diş kabuğunun içinde kahverengi kabuklu, yenebilen ve aslında birer tohum olan birkaç tane meyve bulunur. Bu meyvelere kestâne denir. Kestâne, tâzeyken buruk ve acımsı tattadır. Diş kabukları sararıp çatladıktan sonra toplanır. Dikenli olarak diş kabuğu (kupulasi) sopalarla dökülerek temizlenir. Kestâne bir süre toprakta veya toprağa gömülü bırakılırsa daha tatlılaşır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Marmara, Karadeniz bölgesi.
Kullanıldığı yerler: Kestâne; nişasta, sakaroz, protein ve tanen ihtivâ eder. Daha çok, pişirilerek (haşlanmak veya kebabı yapılmak sûretiyle) yenir. Kabuklarının suda kaynatılması ile elde edilen çay, ateş düşürür ve sinirleri yatıştırır. Meyvesi kasları kuvvetlendirir. Kan dolaşımını düzenler. Varis ve basur memelerinin meydana gelmesini önler. Karaciğer yorgunluğu ve sisliğini geçirir. Kansızlığı giderir. Damar setliği ve yüksek tansiyondan şikayet edenlerle, şeker hastaları yememelidir.
Kılıç otu:(Tüpfelhartheu / Centaurée / Yellow centaury/ Sarı kantaron / Koyunkiran / Kuzukiran / Yaraotu / Hypericum perforatum / Klamath weed / Millepertuis commun)
Mayıs-eylül ayları arasında parlak sarı renkli çiçekler açan, 20-80 cm boyunda, çok yıllık, otsu bir bitki. Kurak yerlerde, yol kenarlarında rastlanır. Sari kantaron veya koyun kıran olarak da bilinir. Gövdeleri dik, dallar karşılıklı, yapraklar sapsızdır. Yapraklar üzerinde noktacıklar hâlinde uçucu yağ taşıyan salgı bezleri bulunur. Çiçekler, dalların ucundadır. Çanak ve taç yapraklar üzerinde de siyah salgı bezleri bulunur.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Anadolu.
Kullanıldığı yerler: Çiçekli dallar toplanır, demet yapilir, gölgede kurutulur. Uçucu yağ, tanen, acı maddeler, zamk, reçine ve boya maddeleri taşır. Boya maddelerinden sarı renkli siperin, kırmızı renkli liparisin vardır. Çayı (% 1-2’lik) yatıştırıcı, göğüs yumuşatıcı, iştah açıcı, idrar ve balgam söktürücü olarak kullanilir. Zeytinyağında bir süre bırakılırsa, bu karışım halk arasında yaraları tedâvide kullanilir. Bitki, hayvanlar için zehirlidir.
Kına ağacı:(Lawsonia inermis / Lythraceae/ Hinna / Henna)
Kına agamigiller familyasından, ayrık dallı, beyazımsı kabuklu, karşıt yapraklı bir ağaçtır. Çiçekleri beyaz renkli ve keskin kokuludur. Vatani Güney Asya ve Avustralya’dır. Kına boyası, bitkinin yapraklarından ve dal kabuklarından elde edilir. Kına Hindistan'da ipek ve deri boyası olarak kullanilir. Sark memleketlerinin çoğunda parmak ve saç boyası olarak kullanılmaktadır. Deri hastalıklarında derinin mukavemetini arttırıcı gücü yanında, mantarların üremesini durdurucu etkisi (kına ve lavsan maddesi) de vardır. Ticarette esmer ve yeşil kına çeşitleri mevcuttur. Tabii olanı esmer renklidir.
Kullanıldığı yerler: Ayak terlemesine engel olur. Dolamada kullanılır. Uyuz ve egzamaya iyi gelir. Guatırın üzerine bağlanırsa fayda görülür. Ağız yaraları ve deri çatlaklarını tedavi eder, saçları besler ve kuvvetlendirir. Ayakların, özellikle parmak aralarına yakılırsa, aşırı terlemeyi ve kokuyu önler.
Kına kına:(Kontestozu / Quinaquina / Cinchona )
Kökboyasigiller familyasından, anayurdu Peru ve Bolivya olan, ve sanayim bitkisi olarak tropikal ülkelerde yetiştirilen 15 - 20 cm yüksekliginde bir ağaçtır. Kabuğundan "kinin" çıkartılır. Gövde ve kök kabukları kullanilir. Tadı acıdır.
Kullanıldığı yerler: Ateş düşürür. Sıtmayı tedavi eder. Tifoda faydalıdır. Ağır ve mikrobik hastalıkların nekahet devresini kısaltır. Cilt kaşıntılarında faydalıdır. İştah açar. Kuvvet verir. Kabızlığı giderir.
Kiraz: (Vogelkirsche / Süsskirsche / Cerise / Cerisier / Cherry )
Nisan-mayıs aylarında, demet hâlinde pembemsi beyaz renkli çiçekler açan, kırmızı, etli ve sulu meyveleri olan agamin meyveleridir. Çiçekler etlenerek fındık büyüklüğünde kiraz adi verilen meyveleri verirler. Meyveler, dallarda iki veya üçü bir arada demetler halinde bulunur ve iyice kızarıp olgunlaşınca toplanır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Marmara ve Ege bölgesinde.
Kullanıldığı yerler: Meyvesi tâze olarak yenir. Hoşafı, reçel ve konservesi yapilir. Kiraz ağacı kabuğu kabız ve ateş düşürücü, çiçekleri göğüs yumuşatıcı, yaprakları ise müshil olarak halk arasında bâzı bölgelerde kullanılmaktadır. Bunun yanisira, sivilceleri önler, sinirleri kuvvetlendirir ve kanın temizlenmesine yardim eder.
Kırkdamarotu: (Cryptogamae / Cryptogamia / Plantes cryptogames)
Damarlı çiçeksiz bitkilerdendir. 100 kadar çeşidi vardır. Kibirotlari, Atkuyrukları ve Eğreltiotları da bu familyadandır. Yol kenarlarında ve kumlu topraklarda yetişir.
Kullanildigi yerler: Burun kanamasini keser. Kesiklerde ve çıbanda faydalıdır. Balla karıştırılıp yenecek olursa, nefes darlığını giderir. Yaraları iyileştirir. Kandaki şeker miktarını düşürür.
Kırlangıçotu: (Hilaliye / Chelidonium majus / Celandine / Cheyidoine)
Gelinlikgiller familyasından, Nisan - Mayıs ayları arasında sari renkli çiçekler açan, 30 - 70 cm yüksekliginde çok yıllık, otsu bir bitkidir. Kuzey Anadolu Bölgesi'nde yetişir. Çiçekleri dallarının ucundadır. Bitkinin tamamı ve özellikle yapraklarında sari renkli boya maddesi ve alkaloitler vardır. Sapı kırıldığı zaman sarı renkli bir sıvı akar. Zehirlidir.
Kullanıldığı yerler: Siğil ve nasırların üzerine sürülerek tedavi edilir. Sağlıklı cilde, ağız ve göz bölgesine değdirmemelidir.
Kişniş: (Ala. Koriander / Coriandre / Coriander/ Kisniç / Coriandrum sativum / Coriander / Coriandre)
Haziran-ağustos ayları arasında pembemsi-beyaz renkli çiçekler açan, 40-90 cm boylarında, kötü kokulu, genellikle nemli çayır ve sırtlarda rastlanan bir yıllık otsu bir bitkidir. Gövdeleri dik, üstte dallanmış, silindir seklinde, içi dolu ve üstü çizgilidir. Yapraklar açık yeşil renkli ve tüylüdür. Alt yapraklar uzun saplı ve 3 parçalıdır. Çiçekler dalların uçlarında, semsiye durumunda toplanmıştır. Semsiye uzun saplı, 3-8 kolludur. Çiçekler, beyaz veya pembemsi renkli olup çiçek parçaları 5 parçalıdır. Erkek organlar 5 tâne, dişi organlar ise 2 tane meyve yaprağından ibârettir. Meyve sarimsi esmer renkli, küre seklinde, küçük serttir. Kokusu tâze iken kötüdür. Akdeniz bölgesi bitkisidir. Tarlalarda yabânî ot olarak yetişir. Ancak bahçelerde yetiştirilenler tohum ile üretilir.
Kullanıldığı yerler: Meyvelerinde nişasta, tanen, sekerler, sâbit ve uçucu yağ vardır. İştah açıcı, barsak gazlarını giderici, teskin edici, bas dönmesine karsı kullanilir. Bir çay kasığı dövülmüş tohum bir çay bardağı suda haşlanır. Günde bundan fazla alınması halinde dalgınlık ve sarhoşlukla başlayan bir zehirlenme yapar. Ayrica sekercilik, konserve, gıda, kozmetik sanayicinde baharat olarak kullanilir. Afrodizyak özelliği vardır.
Kızılcık:(Kornelkirschbaum / Cornoeuiller / Cornelian cherry/ Cornus / Cornel )
Mart-nisan ayları arasında çiçek açan, 2-7 m boyunda, karşılıklı yapraklı ve yaprak döken küçük bir ağaçtır. Genç dallar az çok tüylüdür. Gövdeleri sarımtrak kabuklu ve levhalar hâlindedir. Genç dallar kırmızımsı kahverengidir. Çiçekler küçük, sarı ve basit şemsiye durumundadır. Çiçek halkaları dörder parçalıdır. Meyveleri eliptik, oval, kırmızı renkli, ekşi ve buruk lezzetlidir. Ağustos-eylül aylarında olgunlaşır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Marmara, Karadeniz, Akdeniz, Anadolu.
Kullanıldığı yerler: Gövde kabukları ve meyveleri kullanilir. Meyvelerde sekerler, müsilaj ve organik asitler; kabuklarda ise reçineli maddeler, tanen ve müsilaj vardır. Kızılcık meyvelerinden ezme, marmelat, meyve suyu yapilir. Kabız edici özelliği vardır. Gıdâ olarak istifâde edildiği gibi kabukları ateş düşürücü olarak kullanilir. Kızılcık çekirdeklerinden, çabuk kuruyan mürekkep yapilir. Kızılcık ağacı sert ve sağlamdır. Ağaç kısmı, yaprak ve kabukları deri sepilemekte kullanilir. Deriyi sarıya boyar. Odunundan barut îmâlinde kullanılan kömür elde edilir.
Anadolu’da bulunan ve ayni şekilde kullanılan diğer türleri şunlardır:
Beyaz çiçekli kızılcık (C. australis): Çiçekleri beyaz olup yapraklardan sonra meydana gelir.
Kırmızı yapraklı kızılcık (C. sanguinea): Yaprakları kırmızımtrak renktedir. Seyrek bulunur.
Kudret helvası: (Manne en larmes / Manna)
Bir çesit dişbudak olan Fraxinus ornus ağacının torba seklinde ve içi sıvı dolu yerine, (sak) yapılan kesiklerden çıkan bir sıvıdır. Terkibinde mannit şekeri vardır. Yuvarlak, yassı, billuri parçalardır. Rengi soluk, sarımsı içi beyazdır. Kokusu bala benzer. Lezzeti şekerlidir. Suda kolay erir.
Kullanıldığı yerler: Kullanımı kolay bir müshildir.
Kudret narı:(Balsamapfel / Vunderapfel / Pomme / Balsam apple/ Momordica chantia)
Temmuz-ağustos aylarında çiçek açan 1-2 m boyunda çiçekleri tek cinsli, tırmanıcı bitkilerdir. Yapraklar el seklinde, uzun saplı, loplu olup, loplar uzunca oval şekilde, kenarları dişli, sivri uçludur. Çiçekler sarimsi veya kirmizimtrak renklidir. Meyveleri 10-20 cm boylarında, geniş bir mekik seklinde olup, üzerleri girintili çıkıntılı ve pürüzlüdür. Önceleri yeşil olan meyveler olgunlukta sarimsi renk alırlar. Tohumları 1 cm kadar boyunda, yassı ve gelişigüzel şekillidir. Daha çok tropikal Asya ve Afrika’da yayılmıştır.
Kullanıldiğı yerler: Yapraklarında uçucu yağ ve acı maddeler bulunmaktadır. Mide ülserine karsı çok iyi ilâç olup şöyle hazırlanır: İki kudret narı doğranıp, şişedeki bir kilo zeytin yağına konur. Sise güneşte bırakılır. Birkaç hafta sonra, sabahları aç karnına, bir çorba kasığı içilip bir saat hareketsiz sırt üstü yatılır. Hazırlanan bu yağ, bâsur için de içilir, derideki yaralara da sürülür. Mide ve derideki yaraların bir an önce iyileşmesi için tesirli bir bitkidir.
Kuşburnu: (Fructus rosa canina)
Memleketimizde oldukça yaygın bir gül çeşididir. 2-3 m yüksekliginde, pembe veya beyaz çiçekli bir ağaççıktır. Meyveleri parlak kırmızı renktedir. Bu gülün olgun meyvelerini saran, başlangıçta gizi dar bir bardak seklinde olan çiçek ekseni, çiçek tablası olgunlaşınca etlenip, kırmızı bir renk alır. Bu meyvelere “kuşburnu” adı verilir. Bileşiminde tanen, pektin, vitamin C, şekerler ve organik asitler vardır.
Kullanıldığı yerler: İdrar söktürür, ishali keser. Böbrek taslarının düşürülmesine yardımcı olur. C vitamini bakımından zengin olduğu için, çayı ve marmelat tercih edilir.
Kuşkonmaz: (Spargel / Asperge / Asparagus / Asparagus officinalis / Asparagus acutifolius)
Haziran-temmuz ayları arasında yeşilimsi sarı renkli çiçekler açan, 50-150 cm boyunda, çok yıllık otsu bir bitkidir. Sulak, kumlu ve killi, kuvvetli topraklarda, ormanlık yerlerde yetişir. Kültürü de yapılmaktadır. Gövdeleri dik, yeşil düzgün yüzlü ve yaygın dallıdır. Dallar dalcıklara ayrılmış olup, ince, yeşil renkli, 3-6 tanesi bir aradadır. Yapraklar küçük ve zarımsıdır. Çiçekler teker veya çift olarak yaprakların koltuğunda bulunur. Erkek çiçekler 6 parçalı ve parçalar çan seklinde birleşmişlerdir. Meyveleri kırmızı veya siyah renklidir. Kuşkonmazlar, evlerin balkon ve salonlarında süs bitkisi olarak saksılarda yetiştirilir. Karanfil ve benzeri süs çiçeklerinin etrafına konarak bunlara zenginlik verir. Kuşkonmazın memleketimizde 10 türü vardır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Marmara bölgesi, Ege, Akdeniz ve Orta Anadolu.
Kullanıldığı yerler: Kuşkonmaz (Asparagus) azotça zengin, iştah açıcı, genç sürgünleri lezzetli bir sebzedir. Tıbbî olarak bilhassa Asparagus officinalis türü kullanilir. Tıbbî olan bu türün kök ve rizomlarindan faydalanılır. İdrar söktürücüdür. Yüksek dozlarda böbrek epitelini tahriş eder. Bu sebepten ancak böbrek ve idrar yollarından rahatsızlığı olmayana verilebilir. Bilhassa kalp kifâyetsizliklerinden ileri gelen ödemlerin boşaltılmasında kullanilir. Kuşkonmazlarda A, B, C vitamini bol miktarda bulunmaktadır. ayrıca, kandaki şeker miktarını düşürür, sivilce ve egzamanın iyileşmesine yardımcı olur ve zihin yorgunluğunu giderir.
Labada: (Gartenampfer / Patience / Patience dock / Rumex patientia ) Haziran-eylül ayları arasinda, yeşilimtrak renkli küçük çiçekler açan, 50 cm-1,5 m boylarında çok yıllık otsu bir bitki. Daha çok çayırlık yerlerde, harâbelerde, yol kenarlarında, meskûn dağlık bölgelerde yayılış gösterirler. Gövdeleri dik, silindirik kırmızımsı, kökler kalın ve sarimsi renklidir. Yaprakları büyük, saplı ve sapın tabanı oluk gibi çukurlaşmıştır. Çiçekler, gövdenin ucunda toplanmışlardır. Çiçek organları 6 parçalıdır. Meyveleri kanatlıdır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Bütün Anadolu.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin kökleri ve sapları kullanılır. Kökler temizlenip, kalın dilimlere bölünür ve kurutularak saklanır. Labada köklerinde nişasta, seker, yağ ve reçine vardır. Ayrıca C vitamini ihtiva eder. Hâricen, bazı deri hastalıklarına karsı, haşlama olarak kullanilir. Çayı da iştah açıcı, kuvvet verici ve müshil olarak kullanılabilir. Körpe yaprakları da yiyecek olarak kullanilir.Bu bitkinin Anadolu’da bulunan diğer türleri pazı, kuzukulağı gibi çeşitli isimler altında bilinir ve istifade edilir.
Lavanta:(Lavendel / Lavande / Lavender / Lavandula ) Haziran-ağustos ayları arasında mâvi veya mor renkli çiçekler açan, 20-60 cm boylarında, aromatik kokulu, çok yıllık, otsu veya çalımsı bitkiler. Daha çok deniz ikliminin bulunduğu bati bölgelerimizde yaygın olan lavantanın, Türkiye’de yetişen iki türü vardır. Bunlar, Lavandula stoechas ve L. angustifolia’dir. Ayrica daha ziyâde kültürü yapılan, İngiliz lavanta çiçeği (L. spica) olarak bilinen türü de bulunur.
İngiliz lavanta çiçeği (L. spica): Haziran-ağustos ayları arasında mâvi renkli çiçekler açan, 20-50 cm boylarında çok yıllık otsu bir bitki. Gövdeleri dik ve odunludur. Dallar, yalnız alt kısımlarında yaprak taşır. Yapraklar kısa saplı, dar ve uzunca, tüylü, beyazımsı-grimsi-yeşil renklerdedir. Çiçekler dalların ucunda, uzun saplar üzerinde toplanmışladır. Çiçekler küçük ve çok kısa saplıdır. Çanak ve taç yaprakları tüp seklindedir. Meyveleri parlak siyah renklidir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Kuzeybatı-batı ve güneybatı Anadolu.
Kullanıldığı yerler: Çiçekleri kullanılır, açmadan toplanır ve su buharı ile distileedilerek, hemen uçucu yağ elde edilir. Uçucu yağında organik asitler, pinen, kâfur, camphen vs. gibi maddeler bulunur. Lavanta çiçeği, kuvvet verici, idrar söktürücü ve romatizmaya karsı çay hâlinde kullanilir. Çok iyi bir koku vericidir. Hâricen yatıştırıcı olarak da kullanilir. Parfümeri sanayicinde kullanılan önemli bir bitkidir. Lavanta çiçeğinin bir türü olan Lavandula stoechas, Karabaş olarak bilinir.
Limon: (Zitronenbaum / Limonier citronnier / Lemon tree / Lemon / Citron) Mart-ekim ayları arasında beyazımsı-pembe renkli, güzel kokulu çiçekler açan, 3-5 m boylarında, kisin yapraklarını dökmeyen küçük boylu ağaçlar. Vatani Çin olup, Akdeniz bölgesinde geniş çapta yetiştirilir. Onuncu asırda Araplar tarafından Avrupa’ya getirilmiştir. Yaprakları oval, tüysüz, parlak yeşil renklidir. Çiçeklerin taç ve çanak yaprakları beser parçalıdır. Meyveleri oval şekilli, açık sari renkli, üzeri parlak ve kabarcıklı, özel salgı cepleri olup, asitli bir özsuyu vardır. Tohumları oval şekilli, sarimsi renkli ve acı lezzetlidir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Akdeniz bölgesi ve Doğu Karadeniz.
Kullanıldığı yerler: Limonun meyve kabuğu, limon esansı ve usaresi kullanilir. Limon kabuğunda uçucu yağ, hesperidin acı madde ve tanenli maddeler vardır. Kabuğun içindeki beyaz kısma albeda adi verilir. Bundan perkin elde edilir. İştah açıcı ve sindirim kolaylaştırıcı olarak kullanilir. Tâze meyve kabuklarını sıkmak sûretiyle limon esansı elde edilir. 1500-3000 limondan 1 kg kadar esans elde edilir. Yeşil olanlar sarı ve olgun olanlarından daha fazla esans verir. Bileşiminde uçucu yağ vardır. Limonata yapiminda, besin endüstrisinde, pasta ve sekercilikte, parfümeri ve sabun yapiminda koku ve lezzet vermek üzere bazı preparatlarin bileşimine girer. Limonun pulca kısmi (iç kısmi) sekerler, vitamin C ve sitrik asitler ihtivâ etmektedir. Limon suyu, ateşi ve tansiyonu düşürür. Kani temizler. Susuzluğu giderir. Damar sertliği ve romatizmada faydalıdır. Cildi güzelleştirir. Dişleri beyazlatır ve dişetlerini kuvvetlendirir. Boğaz ve bademcik iltihaplarını giderir. Baş ve vücut ağrılarını keser.
Margarit:(Çayır Kasımpatı / Öküzgözü / Chrysanthemum leucantheum)
Dağlarda ve çayırlarda yetişen, güzel çiçekli bir bitkidir. Kasimpati'ya benzer. Dallari ufaktır. Yeşil yaprakları dantele gibidir. Çiçeklerinin etrafında beyaz yapraklar vardır. Ortası altın sarisi rengindedir. Çiçekleri yaz aylarında toplanıp kurutulur.
Kullanıldığı yerler: İdrar söktürür. Terletir. Böbrek taslarının düşürülmesine yardımcı olur. Karaciğer hastalıklarında faydalıdır. Egzama gibi deri hastaliklarinda şikayetleri giderir.
Marul:(Lactuca / Lettuce / Laitue / Gartenlattich / Sommerendivie / Kopfsalat / Laitue)
30-100 cm boylarında, tüysüz, sarı renkli çiçekler açan, beyaz bir süt taşıyan iki yıllık otsu bir bitki. Kültür formları ve değişik varyeteleri, çok eskiden beri yetiştirilmektedir. Bostan marulu olarak da bilinir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Anadolu’nun her yerinde yetiştirilmektedir.
Kullanıldığı yerler: Sebze olarak kullanilir. Tâze yaprakları bas ağrısına karsı, süt arttırıcı, hafif müshil ve idrar arttırıcı olarak kullanilir. Marul tohumu da yatıştırıcı, hafif müshil etkiye sâhiptir. Erkeklerde özellikle ergenlik döneminde oluşan aşırı cinsel istekleri frenler.
Diğer bir marul da yabânî marul (Lactuca serriola)dır. Acı marul, eşek marulu, yağ marulu gibi isimlerle de bilinir. Anadolu’da yaygındır. Bitkinin çiçekli Dallari idrar arttırıcı, antispazmodik ve yatıştırıcı etkilere sahiptir. Kurutulmuş sütü de uyuşturucu ve uyutucu etkilere sâhiptir. Anadolu’da 10 kadar marul (Lactuca) türü yayılmış bulunmaktadır.
Maydanoz:(Petersilie / Persil / Parsley / Midenuvaz / Petroselinum sativum)
Ağustos-eylül ayları arasında, beyaz renkli çiçekler açan, kazık köklü, 30-100 cm boylarında, iki yıllık otsu bir bitki. İlk yıl bir yaprak rozeti, ikinci yıl ise bir gövde meydana getirir. Rutubetli ve sulak toprakları sever. Gövdeleri dik, tüysüz, köseli, içi bos ve çok dallı, yaprakları saplı, parçalı ve koyu yeşil renklidir. Çiçekler semsiye seklinde toplanmıştır. Yaprakları tüysüz, yeşilimsi, esmer renkli, armut seklinde ve özel kokuludur.
Kullanıldığı yerler: Kökü ve yaprakları kullanilir. Yapraklarda uçucu yağ ve glikozit, köklerinde ise uçucu yağ, seker, müsilaj ve glikozit vardır. Yapraklar vitamin (A,C,K) bakımından zengindir. Yapraklar idrar söktürücü ve tansiyon yükseltici olarak kullanilir. Ayrica, İltihaplı yaraların iyileşmesine yardim eder. aybaşı bancılarını keser. Yüksek tansiyonu düşürür. Kansızlığı giderir. Kansere karsı korur. Mide ve barsallarda gaz birikmesini önler. Afrodizyak özelliği vardır. Görme gücünü artırır.Kök de aynı özelliklere sâhiptir. Tâze yapraklar, papağan ve diğer kuşlar için tehlikelidir.
Mazı: (Thuja / Arborvitae / Thuya / Noix da gelle)
Servigiller familyasından, pul yapraklı, daima yeşil, ağaç veya ağaççık halinde bulunan bir bitki cinsidir. Halk hekimliğinde yaprakları ve kozalağı kullanılır.
Kullanıldığı yerler: Yaprakları siğilleri yok etmekte kullanilir. Kozalağından barsak kurdu düşürücü ilaç yapilir. Gebe kalmayı önlemek için kullanılır. Bazı zehirlenmelerde panzehir olarak Kullanildigi bilinir. Basur memelerinde de faydalıdır.
Melissa: (Oğulotu / Melisse / Mélisse / Lemon balm / Melissa officinalis)
Haziran-ağustos ayları arasında beyazımsı pembe veya sarimsi renkli çiçekler açan, yol kenarlarında ve ekilmemiş yerlerde rastlanan, limon kokulu, 30-100 cm boylarında, çok yıllık otsu bitkiler. Gövdeleri dört köseli ve tüylü, yaprakları saplı, oval şekilli ve incedir. Çiçekler, birkaçı bir arada, saplı ve çevrem durumdadır. Bazı bölgelerde Melassa bitkisi, Oğulotu olarak da bilinir.
Kullanıldığı yerler: Yapraklarında tanen, reçine ve uçucu yağ vardır. Uçucu yağında sitral, sitronellal, geraniol ve lineol vardır. Yapraklar yatıştırıcı, mîdevî, gaz söktürücü, terletici ve antiseptik etkilere sâhiptir. Huzursuzluk ve sıkıntıları giderir. Hafıza zayıflığına faydalıdır. Bas dönmesi ve kulak çınlaması gibi şikayetleri keser. Hazımsızlık, başağrısı ve migrende de faydalıdır. Daha çok çay hâlinde kullanilir.
Menekşe:(Veilchen / Violette / Violet / Benefse)
Yaprakları kulakçikli ve kulakçıkları bitkinin yaprakları şeklinde, hatta daha büyük olarak gelişmiş, tek veya çok yıllık bitkiler, Çiçekler tek, çanak yaprakları arkaya kıvrık, alt taç yaprağı mahmuzludur. Familya (Violaceae) karakterlerini taşır. Dünyâ üzerinde 500 kadar türü bulunur. Türkiye’de 21 tür, yabanî olarak yetişir. Menekşe tıbbî olarak veya süs bitkisi olarak kullanilir. Memleketimizde en çok tanınan, Hercaî menekşe (Viola tricolor) ve kokulu menekşe (Viola odorata) dır.
Kokulu menekşe (V. odorata): Mart-mayıs ayları arasında, koyu mor renkli ve güzel kokulu çiçekler açan, 10-30 cm yüksekliginde, çok yıllık otsu bir bitki. Bitkinin yaprakları uzun saplı ve kalp seklindedir. Anadolu’da nâdir olarak bulunur. Süs bitkisi olarak yetiştirilir.
Kullanıldığı yerler: Kokulu menekşenin çiçeklerinin terletici ve balgam söktürücü etkisi vardır. Yaprakları yumuşatıcı ve idrar söktürücü kökleri ise ishal etkilidir.
Hercaî menekşe (V.tricolor): Mayıs-eylül ayları arasında, açık sari veya mavimsi renklerde çiçekler açan, 10-30 cm boylarında, bir yıllık otsu bitkiler. Anadolu’da yabânî olarak yetiştiği gibi süs bitkisi olarak da yetiştirilir. Bitkinin çiçekli Dallari idrar söktürücü bâzı deri hastaliklarinda kan temizleyici olarak ve romatizmaya karşı kullanılır.
Mersin:(Myrte / Myrte / Myrtle / As / Asmar / Sıçankulağı otu / Myrtus)
Mayıs-haziran ayları arasında, beyaz renkli çiçekler açan, 1-3 m boylarında, kisin yapraklarını dökmeyen, güzel kokulu ağaççık. Yapraklar kısa saplı ve karşılıklı, yeşil renkli, derimsi, oval şekilli ve üzerinde salgı guddeleri (bezleri) bulunur. Çiçekler uzun saplı olup, tek olarak her bir yaprağın koltuğunda bulunur. Meyveleri nohut büyüklüğünde, morumsu siyah renkte ve çok tohumludur.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Karadeniz, Ege ve Akdeniz bölgeleri.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin yaprakları, çiçekli dalları ve yapraklarından elde edilen uçucu yağ (Mersin esansı) kullanılır. Yaprak ve meyveler kabız, mikrop öldürücü, iştah açıcı, kan dindirici, antiseptik ve hâricen yara iyi edici olarak kullanilir. Tâze yapraklarından, su buharı distilasyonu ile Mersin esansı elde edilir. Bu esans renksiz, akıcı, özel kokulu ve yakıcı lezzetlidir. Takriben 100 kg yapraktan 300 gr esans elde edilir. Mirtenol, sineol ve terpenler ihtivâ ederler. Gıdâ ve parfümeri sanayicinde kullanılan önemli bir ilkel maddedir. Memleketimizde seker hastalığına karsı da (günde 10 damla) kullanilir. Mersin meyveleri uçucu yağ, tanen, sekerler ve organik asitler ihtivâ eder. Bu meyveler yemiş olarak, kabızlık giderici ve antiseptik olarak kullanilir.
Meyankökü:(Süssholz / Réglisse / Licorice / Piyan / Boyan / Glycyrrhiza / Licorice)
Haziran-temmuz ayları arasında sari-mavi veya kahverengi çiçekler açan, 0,4-2 m yüksekliginde, çok yıllık çalımsı bitkilere "meyan" denir. Yaprakları parçalı, yaprakçıklar 4-7 çiftlidir. Çiçekler başak seklinde durumlar yapar. Taç ve çanak yaprakları iki dudaklı olup, üst dudak iki kısa dişli, alttaki üçü uzun dişlidir. Meyveleri düz ve salgı tüylüdür. Meyan bitkisinin 6 türü Türkiye’de yetişmektedir. Daha çok Güney, Orta ve Doğu Anadolu’da yaygınlık göstermektedir. Bir kısmının kökleri tatlı, bir kısmının ise acıdır.
Tatlı meyan (Glycyrrhiza glabra): Anadolu’da iki varyetesi bulunur. Bu türün çiçekleri mor ve tüysü yapraklıdır. Meyvelerinin üzeri çıplaktır veya tüylüdür. Bâzı yerlerde piyan olarak da bilinir.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin kökleri, meyan kökü olarak tanınmakta ve kullanılmaktadır. Köklerinin kabuğu soyulduktan sonra veya soyulmadan güneşte kurutularak piyasaya sürülür. Bileşiminde nişasta, sekerler, zamk, razın, glisirrizin vardır. Glisirrizin sekerden daha tatlı bir bileşiktir. Köklerdeki miktarı, bölgeden bölgeye değişir ve köklerin de etkili maddesidir. Kökler, göğüs yumuşatıcı, balgam söktürücü, idrar çoğaltıcı ve taç düzenleyici özelliğe sahiptir. Eczâcılıkta toz hâlinde, hapların hazırlanmasında sekil vermede kullanilir. Sigara ve plastik sanayicinde de kullanılan ilkel maddedir. Kola adi altında hazırlanan içeceklerin terkibine de girer. Ayrıca tâze veya kuru köklerinin kaynar su ile muâmelesi ve sonra alçak basınçta yoğunlaştırmak sûretiyle meyan balı elde edilir. Ticârette toz veya kalıplar hâlinde bulunur. Parlak siyah renkli, tatlı lezzetlidir. Suda kolaylıkla erir. Meyan balındaki glisirrizin miktarı daha fazladır. Memleketimizde de meyan balı elde eden tesisler vardır. Göğüs yumuşatıcı, öksürük kesici, yara iyi edici özellikleri vardır. Mîde hastaliklarinda (bilhassa gastritte) faydalıdır. Meyan kökünün su ile tüketilmesi sonucunda elde edilen hülasa ise meyan şerbeti olarak bilinir. Daha çok Güneydoğu Anadolu bölgesinde elde edilir ve kullanılır. Meyan şerbeti koyu esmer renkli ve tatlı lezzetlidir. Göğüs yumuşatıcı, balgam söktürücü, öksürük kesici ve serinletici özelliktedir.
Mine Çiçeği:(Eisenkraut / Verbena / Verveine / Vervain / Kanotu / Güvercinotu)
Temmuz-eylül ayları arasında leylâk renginde çiçekler açan, yol kenarları ve bos arâzilerde rastlanan, 20-80 cm boyunda, bir veya çok yıllık otsu bir bitki. Gövdeleri dört köseli olup, karşılıklı dallanma gösterir. Yapraklar sert tüylerle örtülü ve sapsızdır. Çiçekler dalların uçlarında başak durumları yaparlar ve tüp şeklindedirler.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Marmara, Karadeniz, Ege, İç Anadolu.
Kullanıldığı yerler: Bitki glikozit, acı maddeler ve tanen içerir. Tıbbî olarak, kabız edici, teskin edici etkisi vardır. Bas ve mafsal ağrılarını dindirir. Yorgunluğu ve uykusuzluğu giderir.
Mısır:(Mais / Mais / Corn / Zea mays)
Haziran-ağustos ayları arasında çiçekler açan, 1-2 m yüksekliginde, bir yıllık, tek evcikle bir kültür ve tahıl bitkisi. Gövdeleri sert ve diktir. Yaprakları sapsız, geniş, uzun, üst yüzü tüylü, alt yüzü tüysüz olup, tabanı ile bir kin hâlinde gövdeyi sarar. Erkek çiçekler gövdenin ucunda salkım seklinde dizilmiş başakçıklarda toplanırlar. Çiçekler kavuz adi verilen yaprakçıklarla örtülür. Dişi çiçekler, gövdenin alt ve orta kısımlarındaki yaprakların koltuğundan çıkan ve taşıyıcı yaprakçıklarla örtülü olan, kalınlaşmış, çomak seklinde bir eksen üzerinde toplanmışlardır. Meyve, yâni mısır tâneleri, açık veya koyu sari, esmer veya kirmizimtrak renklerdedir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Anadolu, bilhassa Karadeniz bölgesinde yetişir.
Kullanıldığı yerler: Dişi çiçeklerin güneşte kurutulmuş stil üsleri (mısır püskülü), tâneleri ve tanelerinden elde edilen yağ (mısır yağı) kullanilir. Mısır tanelerinde % 67 nişasta, % 10 azotlu maddeler ve % 8 yağ bulunmaktadır. Mısır tânelerinden elde edilen yağ, yemeklik yağ olarak veya kozmetik sanayicinde hammadde olarak kullanilir. Mısır yağı, doymuş yağ asidi miktarının düşük olması sebebiyle damar sertliği olan hastalara yemek yağı olarak tavsiye edilir. Mısır püskülü ise tedâvide kullanılabilmektedir. Püskülün bileşiminde karbonhidratlar, potasyum, sodyum ve kalsiyum tuzları vardır. İdrar söktürücü ve tas düşürücü olarak kullanılırlar.
Mısır Karası: Mısır koçanında urlar meydana getiren rastık mantarı(Ustilago maydis)nine sporlarıdır. Sporlar, siyah renkli ve kömür tozu görünüşünde olup, mısır tâneleri yerinde meydana gelen urların içinde bulunurlar. Kan dindirici olarak halk arasında kullanilir. Mısır kömürü veya mısır yanığı olarak da bilinir.
Misvak:(Salvadora persica / Toothbrush tree)
Arabistan’da bulunan erâk ağacının dalından, bir karış uzunlukta kesilen parçadır. Ağacın odunu çok liflidir. Erâk dalı bulunmazsa, zeytin veya başka dallardan da olabilir. Nar ve fesleğen dalından misvak olmaz. İnsanin diş sağlığına büyük bir fayda temin eden misvak, basit bir usûl olmakla berâber, en iyi diş temizleme vâsıtasıdır. Dişlerin çürümesini önlemek için misvak kullanmak, bütün diş macunlarından daha faydalıdır. Larousse Illustre Medical ismindeki Fransa’nın kıymetli tıp kitabı, ağız temizliği husûsunda diyor ki: “Bütün diş mâcunları ve tozları ve suları, dişlere zarar verir. En iyi diş temizleme vâsıtası, sert bir fırçadır. Önce, dişleri kanatırsa da, korkmamalıdır. Diş etlerini kuvvetlendirir ve artık kanamaz.” Bu şekildeki diş temizliğini sağlayan en iyi vâsıta misvaktır.
Kullanıldığı yerler: Ağacın dalından, bir karış kadar parça kesilir. Ucu yeterli miktarda yontulduktan sonra, tuzlu su içinde bekletilir. Belirli bir süre sonra, uç kısmındaki lifler açılarak, fırça görünümü alır. Çok kart olan dallar için, bir bıçak ye da sert bir cisim yardımıyla açılma hızlandırılır. Misvak kullanmak, dişleri temizler ve dişetlerini kuvvetlendirir. Öz suyu doğal olarak flörür içerir. Diş çürümelerini önler.
Muşmula:(Nispel / Nèfle / Medlar / Beşbıyık / Döngel / Izgil / Mespilus / Germanica)
2-3 m yüksekliginde bodur boylu dikenli ağaççıklar. Yalnız yetiştirilenleri dikensizdir ve boyları altı metreye kadar yükselebilir. Kisin yapraklarını döker. Yapraklar basit, alt yüzü tüylü, tam veya dişli kenarlıdır. Çiçekler erdişidir, beş parçalı ve beyazdır. Yabancı döllenmeye ihtiyaç göstermez. Meyveleri yuvarlak veya oval şekillerde esmer renkli olup, dip tarafında beş çanak yaprağı taşır. Meyveleri genellikle beş çekirdekli, ağaçtan koparıldığında sert ve buruk lezzetlidir. Toplanan meyveler bir süre bekletildikten sonra yumuşar ve yenecek olgunluğa erişir. Döngel ve beşbıyık isimleriyle de bilinir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Kuzey Anadolu ve Marmara bölgesinde yetişir.
Kullanıldığı yerler:
Meyvenin bileşimi şekerler, organik asitler ve tanen ihtivâ eder. Barsak hastaliklarinda iyi bir kabız düzenleyicidir. Muşmula çekirdeği idrar arttırıcıdır. Böbrek ve mesane taşlarının düşürülmesinde kullanilir.
Nane:(Minze / Menthe / Mint / Pennroyal / Mentha)
0,5-1 m boylarında, hoş kokulu, otsu çok yıllık bitkiler. Gövdeleri dört köşeli, yeşilimsi veya kırmızımtrak renkli, tüylü veya tüysüzdür. Yaprakları saplı, almaşlı olarak dizilmiş, oval şekilli, kenarları dişli, hafif tüylüdür. Çiçekler genellikle temmuz-ağustos ayları arasında açmakta olup mor, pembe, beyaz veya leylak rengindedir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Anadolu’nun her yerinde yetişir.
Kullanıldığı yerler:
Kullanılan kısımları yaprakları, çiçekli Dallari ile yapraklarından elde edilen uçucu yağdır. Yapraklar veya çiçekli dallar bitki çiçek açmaya başladığında toplanır ve demetler hâlinde gölgede kurutulur. Yapraklarda sekerler, reçineli maddeler, tanen ve uçucu yağ vardır. Uçucu yağda menthol, sineo, menthol esterleri, bâzı organik asitler bulunur. Yaprakları çay hâlinde yatıştırıcı, mîdevî, gaz söktürücü, bulantıyı giderici olarak kullanilir. Bunun yanında çeşitli ilâçların terkibinde Kullanildigi gibi, yaprakları çiğ veya kurutulmuş olarak yemeklere konur. Nâne esansı, çok miktarda zehir etkili olmasına karşılık az miktarı mîde ağrılarına ve bulantılara karsı kullanılabilir. Nâne uçucu yağı da oldukça fazla kullanılan bir yağdır.
Nar:(Granatapfelbaum / Granadier / Pomegranate / Rümman / Punica granatum / Pommegranate / Grenadier)
Haziran-temmuz aylarında kırmızı renkli çiçekler açan, iki ile beş metre boylarında ağaççıklar. Gövdeleri gayri muntazamdır. Yapraklar karşılıklı, kısa saplı ve kırmızı kenarlıdır. Çiçekler kısmen sapsız, tek ve birkaçı bir arada bulunur. Çanak yaprakları kırmızı renkli, dökülmeyen ve etlidir. Meyveleri küre seklinde ve portakal büyüklüğünde, önceleri yeşil, olgunlukta kırmızımsı renkte, derimsi kabuklu, çok tohumlu ve etlidir. Meyvenin yenen kısmı, tohumlarının etli ve bol usâreli olan kabuğudur.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Batı ve Güneydoğu Anadolu.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin tohumları meyve olarak yenildiği gibi, gövde-kök ve dal kabukları ile meyve kabuğu da tıbbî olarak kullanilir. Kök ve gövde kabuğu tanen, nişasta ve alkaloitler (pelletierin) taşır. Nar meyvesi kabuğu tanen, triterpenler ve az alkaloitler ihtivâ eder. Nar ağacı kabuğu çok eskiden beri bilhassa barsak şeritlerine (tenyalara) karsı kullanilir. Yalnız zehirlenmelere yol açabileceğinden dikkatli olunmalıdır. Nar meyvesi kabuğu, ishale karsı (% 15’lik) çay hâlinde kullanılabilir. Ayrica yün iplikler, sarimsi renklere boyanabilir. Hadîs-i şerîfte nar meyvesi medhedilmistir: “Her narda bir damla cennet suyu vardır.” ve; “Narı içindeki zarı ile beraber yiyiniz, çünkü mîdeyi temizler.” buyurulmaktadır. Nar, çarpıntıya iyidir. Mîdeyi kuvvetlendirir. Et kısmı ile sıkılıp içilirse, safra söker, pekliği giderir.
Nergis:(Narciss / Narcisse / Narcissus )
20-60 cm boylarında, soğanlı bitkilerdir. İlkbaharda çok güzel kokulu çiçekleriyle baharın müjdecisi olarak bilinirler. Çiçekleri kuvvetli kokulu, sari veya beyaz renkli, tek veya birkaçı bir arada bulunurlar. Her bir çiçeğin ortasında beyaz veya sari renkli bir tacı vardır. Organik maddelerce zengin, nemli, kumlu, tınlı toprakları sever. Soğanlarıyla üretilir. Nergis türleri daha çok süs bitkisi olarak yetiştirilir. Fulya, beyaz nergis, yabânî zerren gibi çeşitleri vardır.
Kullanıldığı yerler:Bitki, zehirli alkaloitler taşır. Kusturucu ve ishal etkilidir. Kurutulmuş çiçekleri yatıştırıcı, müshil ve ateş düşürücü olarak (% 1-2’lik) çay hâlinde kullanılabilir.
Oltu otu: (Pyrethrum / Pyrèthre / Pyrethrum / Pyrethrum roseum / Chrysanthemum coccineum / Pireotu / Tanacetum coccineum)
Nisan-haziran ayları arasında pembemsi renkte çiçekler açan, 20-70 cm boylarında çok yıllık, tüylü ve otsu bir bitki. Dilsi çiçekler 20-30 kadar olup pembe renklidir. Kuvvetli kokuludur.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Kuzeydoğu Anadolu.
Kullanildigi yerler: Çiçek durumundayken toplanır, kurutulur ve toz edilir. İçerisinde uçucu yağ ve böcek öldürücü bileşikler (piretrin) bulunur. Böcek öldürücü olarak kullanılır. Pireotu yada toz hali Oltu tozu olarak da bilinir.
Öd ağacı: (Aloe / Aloès / Aloe / Aquilaria agollocha / Eagle wood / Calambac)
Kurak bölgelerde yetişen, çok yıllık, yaprakları dikenli, bal özsulu (sukulent) bitkiler. Öd ağacı, sarı sabır olarak da bilinir. Daha çok Afrika, Suriye, Arabistan ve Güney Avrupa’da yayılış gösterir. Buna karşılık ılıman bölgelerde, park ve bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilir. Memleketimizin Güneybatı kesiminde de Romalılar döneminde kültürden kalmış, yabanileşmiş A. vara türü yetişmektedir. Bitkinin yaprakları birer rozet görünümünde, topraktan yayvan bir şekille çıkarak yukarı doğru bükülürler. Çiçek durumu dik ve sık bir salkımdır. Çiçekleri sarı veya kırmızıdır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Güneybatı Anadolu (Demce).
Kullanıldığı yerler: Bitkinin yapraklarından çıkarılan usare (özsu) nin, güneşte veya ısıtılarak yoğunlaştırılmasıyla elde edilen bakiye, siyah parlak kütleler hâlinde kalır. Bu madde sarı sabır adını alır. Antrasen türevleri taşır. Kalın barsaklara etkili bir müshildir. Öd ağacı sıvısı, pigment ve haşerat ilâçları yapımında kullanılır. Sarı sabır, balı bozar. Memleketimizde süs bitkisi olarak çok yetiştirilmektedir. Ayrıca ağacın odunu ve kabuğu yakılınca hoş bir koku verir. Tütsü olarak kullanilir.
Okaliptüs: (Eucalyptusbaum / Heberbaum / Eucalyptus / Ökaliptüs / Sıtma ağacı)
Haziran-temmuz ayları arasında, mor renkli çiçekler açan büyük ağaçlardır. Yaprak şekli bitkinin yaşına göre değişir. Gençlerde sapsız, oval, açık yeşil; yaslılarda ise uzunca saplı, orak seklinde, derimsi ve koyu yeşildir. Çiçekler morumsu kırmızı renkte olup, her bir yaprağın koltuğunda birkaçı bir arada bulunur. Meyve küçük ve çok miktarda tohum taşıyan oval şekilli bir kapsüldür. Ana vatani Avustralya olan bu ağaç, halk arasında sıtma ve kinin ağacı olarak da tanınır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Akdeniz ve Güney Anadolu.Avustralya’da olan gelişme alanı kısa bir zamanda çok genişlemiştir. Bir okaliptus ağacının yılda ortalama 250 ton suyu alıp havaya verdiği tecrübelerle anlaşılmıştır. 1938’den beri, yurdumuzun güney bataklıklarında da yetiştirilmesine büyük önem verildi ve kısa zamanda çok ümit verici neticeler alindi.Bölgede, sıtma hastalığının yayılmasında önemli rol oynayan sivrisineğin nesli kesildi.
Kullanıldığı yerler: Tâze yapraklarının su buharı ile distillenmesi sûretiyle elde edilen okaliptüs, muhtelif cila, kafuru, çam sakızı ve zamk, yine bir nevi vernik olan kokulu reçine îmâlinde kullanılmaktadır. Halk hekimliğinde, özellikle solunum yolu hastaliklarinda tercih edilir. Öksürüğü keser, boğaz ve burun iltihaplarını giderir. İdrar yollarını temizler. Hâricen deri üzerine sürülmek sûretiyle antiseptik olarak da kullanilir. Okaliptüs yaprakları doğrudan doğruya kaynatılarak Kullanildigi gibi, yağının tıpta da pek çok faydaları vardır. İlâç olarak veya kaynatma ile buğu, koku hâlinde de kullanılır. Yapraklar nefes darlığı, kabız, balgam söktürücü olarak, haşere sokmalarına, her nevî ateşlenmeye, nezle, nevralji, bronşit, romatizma, şeker, üremi gibi hastalıklarda, yağ veya ekşitilerek sirke, toz sabun, pudra ve mâcun şeklinde kullanilir. Ayrica okaliptüs kabuklarından, kilo reçinesi adi verilen ve içinde bol miktarda tanen bulunan bir madde, kuru dasitim yoluyla elde edilmektedir. Yine okaliptüs odununun kuru damıtımıyla elde edilen diğer ürünler; 100 kilo odundan; 25-27 kilo kömür, 7 kilo asit asetik, 2 kilo alkol metilen, 3 kilo katran elde edilebilir.
Ökse otu: (Weisse Mistel / Gui / Mistletoe / Burç / Çekem / Viscum)
Mart-nisan ayları arasında, dalların ucunda sarımsı-yeşil renkli çiçekler açan, 20-100 cm boylarında, kışın yapraklarını dökmeyen, çalı tipinde, iki evcikle, yari parazit bitkiler. Halk arasında burç, çeti, çekem, gökçe, göbelek, yalınkaya gibi isimlerle bilinir. Ökseotu, havstoryum adı verilen emeçleriyle, kendini odunlu bitkilerin Dalları üzerine tespit ederek yasar. Memleketimizde çok değişik ağaçlar (çam, köknar, söğüt, kavak, armut, elma, kayısı gibi meyve ağaçları) üzerinde yetişir. Bitkinin Dalları ve yaprakları karşılıklıdır. Yapraklar sarımsı yeşil renkte, sapsız ve derimsidir. Meyveleri 8-10 cm çapında, küre seklinde toparlak ve beyaz, iç kısmi yapışkanlı olup, yaprakların veya dalların arasında sapsız olarak birkaçı bir arada bulunur. Ökseotu, ardıç kuşları ile daldan dala ve ağaçtan ağaca taşınır. Bu kuşlar, meyvenin yapışkan kısmını severek yerler ve bu esnâda gagalarına yapışan kısmi temizlemek için, gagalarını dallara sürterler ve böylece tohumlarını bu kısımlara bulaştırırlar. Tohumlar burada çimlenir ve gelişirler. Ayrıca kuşların dışkıları vâsıtasıyla dışarı atılan tohumların dallar üzerinde tutunarak çimlenmesiyle gelişirler. Bitki zehirlidir.
Kullanıldığı yerler: Bitki rezin, saponinler, alkaloitler taşır. Meyve ve yapraklı dallar kabız, idrar arttırıcı, tansiyon düşürücü ve kusturucudur. Meyveleri ezilerek, çıbanlar üzerine konulup, cerahatin dışarı çıkmasını sağlar. Romatizma ağrılarına karşı da kullanılır. Zehirli olduğu için az miktarda kullanılmalıdır
Öküzgözü:(Dagkestanesi / arnica / Arnique)
Bileşikgiller familyasından, çayır ve ormanlarda yetişen, papatyayı andıran çok yıllık bir bitkidir. Kömeçleri turuncu ve sarıdır. Çiçekleri kullanılır.
Kullanıldığı yerler: Kusturucudur. Sinir sistemini çok şiddetli şekilde uyarır. Haricen Kullanıldığı takdirde romatizma ağrılarını dindirir. Yaraları iyileştirir. Fazla kullanılmamalıdır
Pancar: (Mangold / Zuckerrübe / Betterave / Beet / Beta vulgaris)
Doğu Akdeniz sâhillerinde yabânî olarak yetişen, ince köklü, bir veya iki yıllık otsu bir bitki. Yaprakları etli, alt kısımlarda saplı ve büyük, üst kısımlarda ise sapsızdır.Bazı cinsleri kültüre alınarak gıda olarak ve şeker yapımında kullanılmaktadır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Anadolu ve Trakya’da.
Kullanıldığı yerler: Halk hekimliğinde kırmızı pancar kullanilir. Karaciğerin düzenli çalışmasını sağlar. Kansızlığı giderir. Şeker hastalığı ve vereme karsı korur. Mide ve barsakları kuvvetlendirir. Sinirleri yatıştırır.
Papatya: (Kamillen / Camomille / Camomille / Matricaria chamomilla)
Mayıs ve ağustos ayları arasında çiçek açan, 20-50 cm boyunda, güzel kokulu bir yıllık otsu bitki. Yol kenarı, bos alanlarda oldukça çok rastlanır. Yaprakları parçalı ve tüysüzdür. Çiçekler dalların ucunda küçük başçıklar (kapitulum) hâlinde bulunurlar. Basçıkların orta kısmında bulunan çiçekler tüp seklinde ve sarı renkli hermafrodittir. Kenarlarda ise 15-20 tâne dil şeklinde, beyaz renkli dişi çiçekler bulunur.
Kullanıldığı yerler: Çiçek durumu basları, çiçek açmadan önce toplanarak gölgede kurutulur. Bileşiminde uçucu yağlar, rezin, acı maddeler ve fenolik bileşikler bulunur. % 1’lik çay hâlinde sabahları aç karnına bir bardak içilebilir. İdrar çoğaltıcı, iştah açıcı, yatıştırıcı ve gaz söktürücü etkilere sâhiptir. Basur memelerinde ağrı kesici, tedâvi edici etkiye sâhiptir. Boyar madde olarak da kullanilir.
Alman Papatyası (Anthemis nabilis): Orta Avrupa’da yetişir ve kültürü de yapilir. Dişli çiçekleri beyazımsı renklidir. Memleketimizde 50 kadar Anthemis türü bulunmakta ve İzmir papatyası, yabânî papatya, beyaz papatya gibi isimlerle bilinmektedir.
Papatya yağı: Spazm giderir. Ağrıları dindirir. Mikropları öldürür. Sinirleri yatıştırır.
Pelin otu: (Wermut / Absinthe / Wormwood / Artemisia absinthium)
Temmuz-ağustos ayları arasında sarı renkli çiçekler açan, 40-100 cm boylarında, az çok tüylü, kokulu, çok yıllık otsu bir bitkidir. Daha çok kayalık ve kurak yerlerde yetişir. Yaprakları parçalı, grimsi beyaz renklidir. Başçıklar küçük, küre seklinde olup salkım hâlinde toplanmışlardır. Başçıkların kenarlarında dil seklinde dişi çiçekler, ortada ise tüp seklinde hermafrodit çiçekler bulunur.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Kuzey, İç ve Güney Anadolu.
Kullanıldığı yerler: Çiçekli Dallari çiçeklerin açılması esnâsında toplanarak gölgede kurutulur. Uçucu yağ ve acı maddeler taşır. İştah açıcı, kuvvet verici, idrar arttırıcı, ateş düşürücü ve kurt düşürücü etkileri vardır. Yüksek dozlarda zehirlenmeler yapar. Toz olarak günde (% 1-3’lük) 2-3 bardak içilebilir.
Pırasa: (Porree / Poireau / Leek / Allium porrum)
Kök ve gövdesi toprak altında bulunan, sarmısağa benzeyen bir kış sebzesidir. Yapraklari serit seklinde ve uzun olup, toprak üstünde gelişir. Çiçekler bir sapın tepesinde bulunur. Bitkinin sebze olarak kullanilan kısmı, gövdesi ve boru şeklindeki yapraklarıdır.
Kullanıldığı yerler: Sebze olarak yemeği yapılır. Besin değeri soğana göre azdır. Şurubu göğsü yumuşatır, öksürüğü keser. Mide rahatsızlıklarına iyi gelir. Üremi ve idrar tutukluğunda faydalıdır. Sinirleri kuvvetlendirir. Kabızlığı giderir. Pırasa suyu, yüzdeki sivilce ve lekelere faydalıdır. Arı sokmasında da kullanılır.
Ratanaya: (Krameria triandra)
Baklagiller familyasından, Amerika'da yetişen ve birçok türü olan bir bitkidir. Kökü (Radix ratanhiae) toz haline getirilip kullanılır. Çiçekleri kırmızı, Yapraklari uzun, ince ve uçları dilimlidir.
Kullanıldığı yerler: Şurubu ishali keser, barsak iltihaplarını giderir. Basur memelerine karsı pomad olarak kullanilir. Diş sularının bileşimine de girer.
Râvend: (Rhabarber/ Rhubarbe / Rhubarb / Ravendiyye / Isgin / Rheum ribes)
Mayıs-haziran aylarında çiçek açan, 100-150 cm boyunda, çok yıllık, otsu bir dağ bitkisi. Yapraklar bitkinin taban kısmında toplanmışlardır. Yaprak, kalp veya böbrek seklinde, 30-60 mm ebadında, kenarları dişli, damarlar alt yüzden dışarı doğru çıkıktır. Çiçekleri geniş bir bileşik salkım durumunda toplanmıştır. Çanak yaprakları 6 parçalıdır. Meyveleri 10-15 mm uzunluğunda, kirmizimtrak renkli ve kanatlıdır. Toprak altında etli bir rizomu bulunmaktadır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Orta ve Dogu Anadolu ile Akdeniz bölgesi.
Kullanıldığı yerler: Tâze sürgün ve yapraklari sebze olarak yenir. Kökleri kabız edici özelliktedir. Mide ve barsak gazlarını giderir.
Rezene: (Gemeiner / Fenchel / Fenouil / Fennel / Raziyane / Tatli anason / Foeniculum vulgare / Fenouil vulgarie)
Haziran-ağustos ayları arasında sarı renkli çiçekler açan bir buçuk-iki metre boylarında iki yıllık kokulu otsu bitkiler. Yaprakları saplı ve tüysüzdür. Bitkinin gövdeleri dik, içleri boş silindir seklinde ve tüysüzdür. Çiçekler uzun saplı ve bileşik semsiye durumundadırlar. Meyveleri silindir seklinde tüysüz ve yeşilimsi esmer renktedir. Tohumları protein ve yağ bakımından zengin bir besi dokuya sâhiptir. Birçok çeşidi vardır. Daha çok kayalık ve kurak yerlerde yetişir. Raziyane ismiyle de bilinir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Ege ve Akdeniz bölgesi.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin kullanilan kısımları meyve, kök ve yapraklardır. Rezene meyveleri müsilaj, seker, nişasta, tanen, sâbit ve uçucu yağlar taşır. Midedeki gazi giderici, süt çoğaltıcı ve yatıştırıcı (müsekkin) olarak çay veya toz hâlinde kullanilir. Yapraklari yara iyi edici, kökü ise idrar arttırıcıdır. Boğmaca, dalak hastalıkları ve idrar zorluğunda faydalıdır. Kan çıbanı ve göz zafiyetlerinde de kullanilir.
Roka:(Raukenkohl / Roquette / Rocket / Eruca sativa)
Bir veya iki yıllık otsu bitkiler. Yapraklar toplu, dişli kenarlı ve tüylüdür. Çiçekler sarimtrak veya beyazımtrak olup, üzerleri morumsu damarlıdır. Sebze olarak bahçelerde yetiştirilir. Sert kokulu ve baharatlı bir bitkidir. Kök ve tohumdan üretilir. Bol sulak yerlerde yetişir.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin Yapraklari yakıcı, lezzetli bir uçucu yağ ihtivâ eder ve C vitamini taşır. C vitamini miktarı oldukça yüksek olup, 100 gram tâze yaprakta takriben 150 mg. kadar bulunur. Roka Yapraklari daha çok sonbahar ve kış aylarında salata olarak kullanilir. İştah açıcı, uyarıcı, kuvvet verici ve öksürük kesici özelliği vardır. Tohumları da aynı etkileri gösterir.
Safran: (Safran-Krokus / Saffron / Crocus sativus)
Eylül-ekim ayları arasında, mor renkli ve hoş kokulu çiçekler açan 15-30 cm boylarında, soğanlı, otsu bir bitki. Etli ve yuvarlak 2-3 cm çapında bir soğanı vardır. Üretimi de bu soğanlarla yapilir. Yapraklar uzun, dar ve ortası beyaz çiçeklidir. Yapraklar çiçeklerden sonra meydana gelir. Çiçekler 6 parçalı, erkek organları 3 tâne, dişi organın kapsül kismi olan stigmaları turuncu renklidir. Safran, Hititler döneminden beri Anadolu’da bilinmekte ve ilâç olarak kullanılmaktadır. Grekler döneminde de Bati Anadolu’da oldukça ticâreti yapılmıştır. Osmanlılar döneminde de önemini koruyan bir ihraç ürünü olmuştur. Daha önceleri Urca, Mardin, Kastamonu, Ankara, İstanbul’da kültürü yapılmaktaydı. Fakat bugün sadece Kastamonu’nun birkaç köyünde üretimi yapılabilmektedir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Kastamonu-Safranbolu’da yer yetiştirilir.
Kullanıldığı yerler: Kırmızı renkli boya maddeleri, şekerler, uçucu ve sâbit yağlar ihtivâ eder. Sinir sistemini uyarıcı, iştah açıcı, âdet söktürücü, koku ve renk verici olarak kullanilir. Toz hâlinde iştah açıcı ve mîdevî olarak kullanılabilir. Fazla miktarda kullanılmamalıdır. Hamileler kesinlikle kullanmamalıdır.
Sakız ağacı: (Mastixpistazie / Lentisque / Mastic tree / Pistacia lentiscus)
Nisan-mayıs ayları arasında, yeşilimsi renkte çiçekler açan 1-3 m yüksekliğinde, sık dallı, çalı görünüşünde ve kışın yapraklarını dökmeyen ağaçlar. Mesteki sakızı olarak da bilinir. Gövdeleri dik ve silindir biçiminde olup, sağlamdır. Kabukları esmer renkli ve reçine kanalları ihtiva eder. Meyveleri ufak, yuvarlak ve kırmızımsı siyah renklidir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Batı ve Güney Anadolu.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin dal ve gövdesinden, mastix adı verilen sakız elde edilir. Ağacın gövdelerine yapılan yaralamalardan bir usare akar. Toplanan bu usare 2-4 haftada katılaşır. Soluk sarı renkli, kolaylıkla kırılabilen parça ve damlalar hâlindedir. Özel bir kokusu ve tadı vardır. Eter ve etonolde çözünür. Sakız içinde uçucu yağ, mastisik asit, mastısın ve acı maddeler bulunmaktadir. Eskiden balgam söktürücü olarak kullanılmıştır. Diş etlerini kuvvetlendirmek ve ağız kokusunu gidermek için kullanılır.
Salep: (Salep / Çayırotu / Çemçiçegi / Orchis / Tuber salep )
Orchis, Ophyris, Serapias, Platanthera, Dactylorhiza vs. cinslerine âit türlerin yumrularına verilen ad. Bu bitkilerin toprak altında iki yumrusu bulunur. Bunlardan biri ana yumrudur ve o senenin gövdesini verir. Diğeriyse gençtir (hemşire veya kardeş yumru) ve gelecek yılın yumrusunu verir. Salep elde edilen türlerin hepsi yumruludur. Salep daha çok kireçli toprakları sever. Ormanlık bölgelerde yetişen saleplerin yumrusu iri olur. Çayırlarda yetişen saleplerin yumrusu ise daha zayıftır. Anadolu’da salep genellikle Orchis ve Ophyrus türlerinden elde edilir.
Salep eldesi: Bitki çiçekteyken, toprak altındaki yumruları toplanır. Yalnız yan yumru alınır, gövdeyi taşıyan ana yumru genellikle alınmaz. Fakat her ikisi de kulanilabilir. Yumrular kremsi, yumurta seklinde veya çatalsıdır. Toplanan yumrular suyla yıkanarak temizlenir, ipe dizilir ve su veya sütle kaynatılır, sonra açık havada kurutulur. Kurutulan yumrular dövülerek toz edilir. Elde edilen bu toz kullanılacak hâle gelmiş olan salebi verir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Çoğunlukla Bati, Güneybatı, Güney ve Kuzey Anadolu olmakla beraber Anadolu’nun birçok yerinde yetişir.
Kullanıldığı yerler: Bileşiminde nişasta, sekerler, müsilaj ve azotlu maddeler vardır. Bilhassa çocuklarda ishal kesici, kuvvet verici ve gıdâ olarak kullanilir. Barsak nezlesinde soğuk algınlıklarında ve öksürüğe karşı halk arasında çok kullanılmaktadır.
Şalgam: (Brassica rapa var / Brassica napus / Turnip / Navet)
Turgiller familyasından, toprak altında şişkin bir yumru yapan, topaç biçiminde etli ve tatlı yumrusu iki yıllık bir bitkidir. Yapraklari parçalı ve tüylü, çiçekleri saridir. Yurdumuzda yuvarlak ve kökü basık olanlar makbuldür. Terkibinde B vitamini ve madeni maddeler vardır.
Kullanıldığı yerler: İdrar söktürür. Romatizma ve nıkriste faydalıdır. Mafsal sisliklerini indirir. Böbrek kumu ve tasının düşürülmesine yardımcı olur. Ergenlik sivilcesi ve egzama gibi cilt hastalıklarında faydalıdır. Göğsü yumuşatır. Akciğerleri temizler. Boğaz iltihabını giderir. Kabızlığı giderir. Şeker hastalarının susuzluğunu giderir.
Sandal ağacı:(Kalanga / Santalum album / Santalwood / Santal de mysore)
Sandalgiller familyasından, küçük boylu bir ağaçtır. Hindistan ve Malakka'nın dağlık bölgelerinde yetişir. Yaprak dökmez. Yapraklari karşılıklıdır. Çiçekleri sarımtırak kırmızıdır. Meyveleri kiraz büyüklüğünde olup, siyah renklidir. Odunu (Lignum santali) sarımtırak renktedir ve kokuludur. Bu odundan, uçucu bir yağ olan, (Oleum santal / Santal esansı) çıkartılır.
Kullanıldığı yerler: Sandal esansı, idrar yollarındaki mikropları giderir. Ayrıca, bu ağacın odununu, parfüm ve tütsü yapımında kullanilir.
Saparna: (Stechwinde / Sarsaparille / Salsepareille / Sarsaparilla / Smilax aspera / Smilax)
Ağustos-eylül ayları arasında, beyazımsı-sarı renkli çiçekler açan, tırmanıcı, dikenli ve iki evcikle bir bitkidir. Yapraklar saplı ve kisin dökülmez. Kala seklinde ve tam kenarlıdır. Çiçekler yaprakların koltuğunda küçük semsiye durumunda, 5-10 çiçeklidir. Meyveleri kırmızımsı, yuvarlak, 1 cm kadar çapta ve 1-3 tohumludur. Öz dikeni adıyla bilinir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Marmara, Batı ve Güney Anadolu.
Kullanıldığı yerler: Kökleri tanen, nişasta, şekerler ve saponin taşır. Terletici ve kan temizleyici özelliktedir. Tohumların üzerlerindeki zar, “gıcır” adıyla sakızlara katılır. Körpe sürgünler sebze olarak haşlandıktan sonra yenir. Bati Anadolu’da “sircan” adıyla tanınır. Terletir, kanı temizler ve cilt hastalıklarında faydalıdır.
Sarısabır: (Aloe / Aloès / Aloe)
Kurak bölgelerde yetişen, çok yıllık, Yaprakları dikenli, bal özsulu (sukulent) bitkilerdir. Öd ağacı olarak da bilinir. Daha çok Afrika, Suriye, Arabistan ve Güney Avrupa’da yayılış gösterir. Buna karşılık ılıman bölgelerde, park ve bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilir. Memleketimizin Güneybatı kesiminde de Romalılar döneminde kültürden kalmış, yabanileşmiş türü yetişmektedir. Bitkinin yaprakları birer rozet görünümünde, topraktan yayvan bir şekille çıkarak yukarı doğru bükülürler. Çiçek durumu dik ve sık bir salkımdır. Çiçekleri sarı veya kırmızıdır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Güneybatı Anadolu (Demre).
Kullanıldığı yerler: Bitkinin yapraklarından çıkarılan usare (özsu) nine, güneşte veya ısıtılarak yoğunlaştırılmasıyla elde edilen bakiye, siyah parlak kütleler hâlinde kalır. Bu madde sarı sabır adini alır. Antrasen türevleri taşır. Kalın barsala etkili bir müshildir. Sıvısı, pigment ve haserat ilâçları yapiminda kullanilir. Sarı sabır, balı bozar. Yanıkların sebep oldugu ağrıları keser. Sirke ile karıştırılıp saç diplerine sürülürse dökülmelerini önler. Tavsiye edilenden fazla miktarda kullanmamalıdır. Mesane ve rahim hastaliklarindan şikayet edenler hiç kullanmamalıdır.
Sarımsak: (Knoblauch / Ail / Garlic / Tüm / Allium sativum)
Temmuz-Agustos aylari arasinda beyaz veya pembemsi renkli çiçekler açan, 20-100 cm boylarinda çok yillik otsu bir bitki. Sarimsak diye de tâbir edilir. Vatani Orta Asya’dir. Toprak altinda büyükçe bir sogani bulunur. Yapraklari uzun, yassi, buğday yaprağı gibidir. Çiçekler, küre seklinde olup, bir şemsiyeyi andıran dallar ucunda toplanır. Meyveleri siyah renkli tohumlar taşıyan bir kapsüldür. Sarmasak nâdiren tohum verir. Bunun için daha çok soğancıklarla (dişlerle) üretilir. Sarmısağın soğan kısmı beyazımsı renkli olup, soğancık veya dişlerden meydana gelir. Soğancıkların hepsi bir arada ve bir kabuk tarafından sarılmıştır.
Memleketimizde beyaz ve siyah sarmısak yetiştirilmektedir. Tıpta beyaz sarmısak kullanilir.
Kullanıldığı yerler: Sarmısağın bileşiminde sekerler, vitaminler (A,B,C), kükürtlü bir uçucu yağ ve içerisinde bol olarak alkil sülfür bulunur. Sarmisagin özel kokusu ve tadı bundan ileri gelir. Çok eski çağlardan beri bilinmekte ve tedâvide kullanılmaktadır. Eskiden salgın hastalıklarla mücâdelede çok kullanılmaktaydı. Antiseptik, iştah açıcı, tansiyon düşürücü, solucan düşürücü, idrar arttırıcı, kan temizleyici etkileri vardır. Antiseptik etkisi, içindeki ellisinden ileri gelir. Bakteriler üzerinde üremeyi azaltıcı ve öldürücü etkisi vardır. Eskiden harplerde antibiyotik ve antiseptik olarak çok kullanılmıştır. Ayrica, kansere karşı üstün bir koruyucu, hemeroide faydalı, bronşit, astım, varis, siyatik ve romatizma ilâcı olan Sarmısağın faydaları ve kullanıldığı yerler çoktur.
Semizotu: (Portulak / Pourpier / Purslane / Portulaca oleraceae)
Çok yaygın ve yabânî olarak bağ ve bahçelerde yetişen, bir yıllık otsu bir bitki. Zirâî önemi pek yoktur. Semizotunun vatani Asya’dır. Gövdeleri toprak üstünde yatık, Yapraklari sapsız ve etli olup, çiçekler sarimsi renklidir. Meyveleri çok tohumludur. Tohumdan yetiştirilebilir. Demir ve C vitamini bakımından zengindir.
Kullanıldığı yerler: Yeşil yaprakları ve körpe dalları sebze olarak yenir. Mayhoş bir tadı vardır. Besleyici bir sebzedir. Mide ve barsak kanamalarında ve kanlı idrarda faydalıdır. Kanı temizler. Şeker hastalığında susuzluğu giderir. Uykusuzluk, sinir ve zihin yorgunluğunda faydalıdır.
Şerbetçi otu: (Hopfen / Houblon / Hop/ Ömerotu / Mayaotu / Humulus lupulus / Huoblon grimpant)
Temmuz-eylül ayları arasında yeşilimsi-beyaz renkli çiçekler açan, 2-5 m yüksekliginde, sarılıcı gövdeli, iki evcikle otsu bir bitki. Bitkinin gövdeleri ince, tırmanıcı, sarılıcı ve üzeri sert tüylerle örtülüdür. Yapraklar karşılıklı, uzun saplı ve yürek seklindedir. Yaprakların da üst yüzeyleri sert tüylüdür. Erkek çiçekler yeşilimsi sari renklerde ve bileşik salkım durumunda, dişi çiçeklerse yuvarlak kozalaklar hâlinde toplanmışlardır. Dişi çiçeklerin etrâfında brakte ve brakteol denilen geniş, oval taşıyıcı yapraklar ve bunların üzerinde de salgı tüyleri bulunur. Hâlen memleketimizde, Bilecik-Bursa havâlisinde bu dişi çiçek durumlarını elde etmek için geniş çapta ekimi sürdürülmektedir. Bira çiçeği, Maya otu olarak da bilinir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Kuzey Anadolu, Marmara bölgesi. Ayrica Bilecik ve havâlisinde ekimi yapilir.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin sarımsı-yeşil kozalak görünümündeki dişi çiçek durumları kullanilir. Dişi durumlar ağustos ayında toplanır ve gölgede kurutulur. Uçucu yağlar, acı maddeler, reçineler, mum, tanen taşırlar. Az dozlarda iştah açıcı, idrar arttırıcı, yatıştırıcı etkilere sâhiptir. Fazla alınırsa bulantı ve kusma yapar. Hâlen bira îmâlinde kullanılmaktadır.
Sinameki: (Sennakassie / Séné / Cassia)
Afrika, Hindistan ve Arabistan’ın yari çöl ve dağlık bölgelerinde yetişen, 50-150 cm boylarında, sari renkli çiçekler açan çali tipinde ağaççıklar. Yapraklar yaprakçık seklinde ikiye parçalanmıştır. Sinamekinin en çok C. acutifolia ve C. angustifolia türleri bilinmekte ve kullanılmaktadır. C.fistulosa türü ise ceviz ağacına benzeyen büyük ağaçlardır. Meyveleri fasulye meyvesi gibi esmer, yeşilimsi veya siyahimsi renklidir. İçlerinde 6-10 kadar tohum bulunur.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin yaprak ve meyveleri antresin türevleri taşır. Bundan dolayı da müshil etkilidirler. Etkileri kalın barsak üzerinedir. Toz hâlinde 0,5-1 gr (günde 2-3 defâ) veya 5-10 gr sinameki yaprağı üç su bardağı su ile kaynatılarak iki defâ içilir. Memleketimizde çok kullanilan müshil ilâcıdır. Kolit ve spastik kabızlıkta kullanılmaz.
Yalancı sinameki (Colutea arborescens) nine de Yapraklari müshil etkiye sâhiptir. İçimi zordur. Tohumları zehirlidir.
Soğan: (Zwiebel / Olignon / Onion / Basaliye / Allium cepa)
Haziran-ağustos ayları arasında yeşilimsi veya pembemsi renkli çiçekler açan, 30-100 cm boylarında, çok yıllık otsu ve soğanlı bir bitki.
Kullanıldığı yerler: Soğan çok eski çağlardan beri yemeklere çeşni veren bir sebzedir. Yeşil Yapraklari ve kuru yumruları kullanilir. Soğanın içinde C vitamini bulunur ve besleyici ve iştah açıcı bir besindir. İçinde bulunan kükürtlü bir madde soğana acılık verir, gözleri yakar ve yaşartır. Soğan, mikroplara karsi koyma gücünü arttırdığından, bir memlekete gelenin önce biraz çiğ soğan yemesi sıhhati için iyidir. Soğandan sonra kereviz veya sedefotu yenirse, fena kokusu gider. Soğan, birçok faydayı beraberinde getiren bir bitkidir. İdrar söktürür. İdrar tutukluğu ve damar sertliğinde faydalıdır. Böbreklerdeki kum ve tasların düşürülmesine yardımcı olur. Zihin yorgunluğunu giderir. İktidarsızlıkta faydalıdır. Afrodizyak özelliği vardır. Öksürük söktürür, bronşları temizler. Akciğer hastalıkları, astım nöbeti, grip ve soğuk algınlığında faydalıdır.
Sumak: (Gerbersumach / Sumac / Sumac / Somak / Rhus / Rhus coriaria / Tekri)
2-3 m boylarında, kisin yapraklarını döken, çalı tipinde ağaççıklar. Yapraklar 5-10 yaprakçıklara ayrılmıştır. Bunlar oval şekilli ve sapsız, tüylü ve kenarları hafif dişlidir. Çiçekler yeşilimsi renklerde, 20-25 cm konik çiçek durumlarında toplanmışlardır. Meyveleri olgunlukta esmer-kırmızı renkli, küre şekilli, tüylü ve eksi lezzetlidir. Sumağın 150 kadar türü vardır ve birçoğu zehirlidir. Yurdumuzda Derici Sumağı (Rhus coriaria) ve Boyacı Sumağı (Rhus cotnus) doğal olarak yetişir. Kokulu sumak (Rhus aromaticus)'un tentür halindeki idrar tutamama hastalığında faydalıdır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Ege, Akdeniz bölgesi, Doğu Anadolu.
Kullanıldığı yerler: Yapraklari tanen, şekerler ve sarı renkli boya maddeleri taşırlar. Kabız edici, kan kesici, antiseptik etkili olup, ayrıca yünlü kumaşların boyanmasında kullanilir. Boğaz ve diş etleri hastaliklarinda da gargara hâlinde kullanilir. Sumak meyveleri de tanen, uçucu yağ ve organik asitler ihtivâ eder. Baharat olarak çok kullanilir.
Kullanıldığı yerler: Susam yağı, safra taslarının düşürülmesinde faydalıdır. Karaciğer hastaliklarinda kullanilir. Kabızlığı giderir. Afrodizyak özelliği vardır. Nefes darlığı ve bronşitte faydalıdır.
Taflan: (Kirschlorbeer / Laurier-Cerise / Cherry laure / Gürcü kirazı / Hine kirazı / Prunus laurocerasus / Mongo / Monguer)
Nisan-mayıs aylarında küçük ve beyaz renkli çiçek açan, rutûbetli ve gölgeli yerlerde yetişen 2-6 m yüksekliginde yaprak dökmeyen ağaçlar. Yapraklar çok kısa saplı, derimsi, tüysüz ve oval şekillidir. Çiçekler 30-35 tânesi bir arada olup, gruplar teşkil ederler. Meyveleri 1 cm çapında kiraz görünüşünde parlak, koyu kırmızı veya olgunlukta siyah renktedir. Avrupa’ya İstanbul’dan yayılmış olup, süs bitkisi olarak yer yetiştirilmektedir. Lâz kirazı, Gürcü kirazı ve Karayemiş olarak da bilinir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Kuzey Anadolu.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin Yapraklari siyah hidrik asit veren bir glikozit taşıması sebebiyle zehirlidir. Bu yüzden yapraklarının baharat olarak kullanılması tehlikelidir. Fakat yapraklardan elde edilen taflan suyu öksürük dindirici olarak kullanilir. Tâze meyveleriyse meyve olarak yenilmektedir. Kurutulmuş meyvelerinin tohumlarıysa şeker hastalığına karsı kullanilir. Tâze meyveleri taş düşürücü olarak da kullanılmaktadır.
Tatula: (Weichhaariger / Stechapfel / Liseron de Provence / Downy thorn-apple / Boru çiçeği / Şeytan elması / Eşek hıyarı / Dikenli elma / Stramoine / Datura)
20-100 cm yüksekliğinde, dik gövdeli, bir senelik otsu, zehirli bir bitki. Tatula, şeytan elması olarak da bilinir. Yapraklar saplı, büyük, oval, kenarları tam, az girintili veya sivri lopludur. Çiçekler beyaz ve büyüktür. Çanak yaprak uzunsu bir tüp seklinde, tepede 5 lopludur. Taç yapraklar uzun bir huri şeklindedir. Meyveler 3-4 cm boyunda, üzeri dikenli, 4 yarıklı olup çok tohumludur. Dünya üzerinde tespit edilmiş 10 kadar boruçiçeği türünden yalnız iki tanesi memleketimizde bulunmaktadır. Batura stramonium ve D. metel. Organik madde bakımından zengin bos tarlalar, harabeler, hendek ve yol kenarlarında bulunur. Nadiren çiçekleri için bahçelerde yetiştirilmektedir.
Kullanıldığı yerler: Halen tedavide D. stranonium ve D. metel türlerinin Yapraklari, çiçekleri ve tohumları kullanılmaktadır. Yapraklar azami büyüklüklerini aldıkça alt taraftan başlanarak toplanır. Gölgelik ve havadar bir yerde kurutulur. Tohumlu meyveleri olgunlaştığı zaman toplanır ve kurutulur. Tatula türlerinde hiyosiyamin ve az miktarda atropin ve skopolamin isimli alkaloitler bulunmaktadir. Iyi bir uyusturucu, antispazmodik (kramp çözücü), antiasmatik (nefes darlığına karşı) tir. Yapraklardan ve bazı çiçeklerden hazırlanan sigaralar nefes darlığına karşı içilir. Yağlı merhemi mevzii ağrılara karşı haricen çok kullanılır. Zehirli bir bitki olduğu için hekim tavsiyesi olmadan kullanılmamalıdır.
Tarçın: (Dar-i Çin / Cinnamomum / Cinnamon / Cannelier)
Kullanıldığı yerler: Ruhi sıkıntıları giderir. Kalbi kuvvetlendirir. Soğuk algınlığı ve nezlede faydalıdır. İştah açar. Kadınlardaki beyaz akıntıyı keser. Afrodizyak özelliği vardır.
Tavşankulağı:(Europaisches / Alpenveilchen / Cyclamen / Sowbread / Domuz turpu / Topalak / Akdiken / Yer somunu / Siklamen)
Kis sonu veya ilkbaharda çiçek açan, 5-15 cm yüksekliginde toprak altında yumruları bulunan çok yıllık ot. Topalak ve yer somunu olarak da bilinir. Toprak altında 1.5-5 cm çapında, yan ve alt kısımlarından kökler çıkan, basık küre şekilli ve az tüylü bir yumrusu vardır. Yaprakların hepsi dipte, uzun saplı, dâireye yakın böbrek biçiminde, üst yüzü yeşilli-beyazlı, alt kismi kırmızı veya morumsu renklidir. Çiçekler tek baslarına, hafif kokulu, pembe veya pembemsi mor renklidir. Taç yaprakları tersine dönmüş 5 parçalı tüp şeklinde, parçalar geniş-oval şekilli, dip kısımları lekeli. Tohumlar çok adette esmer renklidir. Memleketimizde 35 kadar türü vardır.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin kullanilan kısmı toprak altı kısmıdır. Yumrularda zamk, pektin, şeker ve Saponin karakterli glikozit vardır. Yumrularının suyla kaynatılıp süzülmesiyle elde edilen sulu kısım bilhassa tütün fidelerine ârız olan solucanlarla mücâdelede kullanılır. Bu suyla fidelerin sulanmasından hemen sonra solucanlar toprağın üstüne çıkar. Toplanarak yok edilir. Halk arasında müshil ve kurt düşürücü olarak kullanılır. Aybaşı kanı sökmeye yardım eder.
Tere: (Gartenkresse / Cresson / Garden cress / Lepidum sativum)
20-50 cm boylarında, beyaz veya morumsu renkli çiçekler açan, bir yıllık otsu bitkiler. Meyvelerinin tek tohumlu olmasıyla su teresinden ayrılır. Yabânî olarak bulunmakla berâber, kültürü de yapılmaktadır. Kerteme olarak da bilinir.
Su teresi (Nasturtium officinale): Beyaz çiçekli, parçalı yapraklı, çok yıllık otsu bir bitki. Su kenarlarında yetişir. Özel bir kokusu ve batıcı bir lezzeti vardır. Kardamot adıyla da bilinir.
Kullanıldığı yerler: Yapraklari yakıcı lezzetli, uçucu yağ taşır. Kükürtlü glikozitler, A, C ve D vitaminleriyle uçucu yağ taşır. Kuvvet verici, vitamin noksanlıklarına karsı ve iştah açıcı olarak kullanilir. Afrodizyak (Cinsel istekleri artırıcı) özelliği vardır. Hastalıkları karsı direnci artırır. Sigaranın zararlarını azaltır. Suyu, saç dökülmesi ve kepeklenmeyi önler.
Turp: (Rettich / Radieschen / Radis / Radish / Hilb / Raphanus / Raphanus sativus)
Sari çiçekli, kültürü yapılan bir yıllık bitkiler. Birçok çeşitleri kökü veya tohumu için yetiştirilir. Salata olarak yenen bir sebzedir.Bitkinin yenen kismi da etli olan kazık kökleridir.
Kullanıldığı yerler: Tohumları % 35-50 yağ taşır. Uyarıcı, iştah açıcı, safra söktürücü ve mikropların üremesini önleyici özelliklere sâhiptir. Eski târihlerde salgın hastalıklara karsı önleyici olarak turp verildiği bilinmektedir. Kazık kökleri sebze olarak yenir.
Memleketimizde birçok turp çeşidi yetiştirilmektedir.
Karaturp (Raphanus sativus var. niger): Kökleri yumruk büyüklüğünde, üzeri siyahımsı kabuklu, içi beyaz renklidir. Hardal esansı ve C vitamini ihtivâ eder. Kökleri salata olarak yenir. İştah açıcı, idrar ve safra söktürücü etkileri vardır.
Kırmızıturp (Raphanus sativus var. radicula): Bu çeşidin kökleri ceviz büyüklüğünde üzeri parlak kırmızı renklidir. Hardal esansı, C vitamini taşır. Salata olarak yenir. Kuvvet verici, iştah açıcı ve balgam söktürücüdür.
Yabanî turp (Raphanus raphanistrum): 20-50 cm boylarında, sarı çiçekli, Anadolu’da yabânî olarak yetişen, tüylü ve otsu bir bitkidir. Kökü ve yapraklari hardal esansı taşır. İştah açıcıdır.
Turunç: (Bigarade / Bigaradier / Bitter orange)
1-6 m boylarında, kışın yapraklarını dökmeyen, beyaz renkli çiçekler açan ağaçlar. Yapraklar saplı, derimsi, sivri uçlu, üst yüzü parlak alt yüzü mat yeşil renklidir. Yaprak sapları kanatlıdır. Çiçekler tek veya birkaçı bir arada toplanmış olup, çiçek durumları teşkil ederler. Meyveleri küre seklinde, sarımsı veya hafif yeşilimsi renklerde, 7-15 dilimlidir. Dilimler ekşi, acımsıdır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Akdeniz bölgesi.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin çiçekleri uçucu yağ ihtivâ eder. Turunç esansı elde edilir. Kabukları da uçucu yağ, vitamin C, pektin, acı maddeler ihtivâ eder. İştah açıcı, lezzet ve koku verici ve safra söktürücü olarak kullanılır. Aynı zamanda kabukların beyaz renkli olan albedo kısmı çıkarıldıktan sonra reçel yapımında da kullanılır.
Üvez: (Spierling / Sperberbaum / Cormier / Sorber domestique / Service-tree / Sorbus domestica)
5-10 m yüksekliğinde, Mayıs-Haziran ayında beyaz renkli çiçekler açan ve kisin yaprağını döken ağaçlar. Yaprakları 7-11 çift yaprakçığa parçalanmışlardır. Meyveleri 10-20 mm çapında, küre veya armut seklinde, yeşilimsi sarı veya kırmızımsı-esmer renkli olup, buruk lezzettedir. Türkiye’de 11 kadar üvez türü bulunur. Sarbus aucuparia türü kuş üvezi olarak bilinir ve Kuzey Anadolu’da yaygındır. Sorbus domestica türü (üvez) Karadeniz bölgesinde tabiî olarak yayılış gösterdiği gibi meyveleri için birçok bölgede yetiştirilir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Marmara ve Karadeniz bölgesi.
Kullanıldığı yerler: Meyveleri parasorbinik asit, malik asit, sekerler (sorbos) sorbitanik asit, pectin karotensid ve vitamin C ihtivâ eder. Özellikle bir seker olan sorbos şeker hastaları rejimi için iyi bir tatlandırıcıdır. Meyveleri ve Yapraklari kabız edicidir. Yine meyveleri idrar söktürücü, kadınlarda âdetleri kolaylaştırıcı etkilere sâhiptir. Meyveler C vitaminince zengindir. Onlardan şurup ve ekstraktları hazırlanır. Yapraklarının % 5’lik çayı şeker hastalığına karsı kan şekerini düşürücü olarak kullanılmaktadır. Zararsızdır.
Uyuz otu: (Skabiose / Scabieuse / Scabious / Scabiosa / Scabiosa maritima)
Haziran-ekim ayları arasında, eflâtun, mavimsi veya beyaz renkli çiçekler açan, 50-100 cm boylarında, dallanmış, bir veya çok yıllık otsu bitki. Çiçekler, sivri uçlu mızrak seklinde yaprakçıklarla örtülü, yarım küre şeklinde bir arada toplanarak, başçık seklinde çiçek durumları meydana getirirler.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Marmara bölgesi.
Kullanıldığı yerler: Süs bitkisi olarak da yetiştirilmektedir. Tıpta kan temizleyici, terletici, yara iyi edici olarak kullanılır.
Üzerlik otu: (Syrische / Steppenraute / Hermale / Harmel / Harmal / Peganum harmala / Nazarotu / Peganum / African rue)
Mayıs-Ağustos ayları arasında yeşilimsi-beyaz renkli çiçekler açan, 30-50 cm boyunda, çok yıllık otsu bir step bitkisi. Daha çok kumluk ve taslık yerlerde, mezarlıklarda görülür. Gövdeleri yatık ve otsudur. Yapraklar çok parçalıdır. Çiçekler uzun saplı ve tek bulunur. Meyveleri çok tohumlu, toparlak şekilde bir kapsüldür. Tohumları kırmızımsı kahverengidir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Orta Anadolu.
Kullanıldığı yerler: Çoğunlukla tohumları kullanılır. Tohumlarında hamin, harmalin, peganin gibi alkaloitler vardır. Kurt düşürücü ve narkotiktir. Halk arasında ezama, basura karşı ve tütsü olarak kullanılır.
Vanilya: (Vanilya planofolia / Vanilla plant / Vanillier)
Kullanıldığı yerler:Vücudu kuvvetlendirir. Ateşi düşürür. Sinir bozukluğunu giderir. Hazmı kolaylaştırır. Bronşları temizler ve öksürük söktürür. Ruhi bunalımı dindirir.
Vişne: (Sauerkirschbaum / Griottier / Morello cherry / Eksi kiraz / Prunus cerasus / Sour cherriy)
Nisan-Mayıs ayları arasında beyaz renkli çiçekler açan, 2-10 m yüksekliginde ağaçlar. Gövdeleri koyu gri renkli ve dallar aşağı doğru sarkıktır. Yapraklar kısa saplı, tüysüz, parlak yeşil, kenarları dişli, ucu sivridir. Çiçekler yapraklardan önce açar ve kısa sürgünlerin ucunda, şemsiyemsi çiçek durumları teşkil ederler. Çiçek sapları uzun, çiçek tablası çanak seklindedir. Meyve olgunlukta tek tohum ihtivâ eden, küre seklinde koyu kırmızı renkli, ekşi lezzetli bir trupa tipidir. Vatanı Anadolu ve Balkanlardır.
Kullanıldığı yerler: Meyvelerinde sekerler, elma ve limon asidi, vitamin A ve C, meyve sapları ve gövde kabuğunda tanen ve potasyum tuzları vardır. Vişne ağacı kabukları kabız edici ve ateş düşürücü etkiye sâhiptir. Meyve sapları ise idrar söktürücü olarak kullanılır. Meyveleri tâze olarak yenebildiği gibi, şerbet, şurup ve reçel imâlinde de kullanilir.
Yaban mersini: (Ayı üzümü / Keçiyemişi / Vaccinum mytillus / Cranberry / Airelle)
Fundagiller familyasından, 20 - 50 cm boyunda, çok dallı, odunsu bir bitkidir. Karadeniz bölgesinin dağlarında çokça bulunur. Meyvelerinde organik asitler, sekerler, pektin, tanen ve mirtilin denilen bir boya maddesi ile, A ve C vitaminleri vardır. Yapraklari ve meyveleri kullanilir.
Kullanıldığı yerler: Yaprakları şeker hastalığında faydalıdır. Meyvesi dizanteriye etkilidir. İshali keser.
Yaban yasemini: (Bittersüss / Douce-amère / Bitter-sweet / Sofur / Solanum dulcamara / Bittersweet / Douceamere)
Haziran-Eylül ayları arasında mor renkli çiçekler açan, 1-2 m yüksekliğinde, sarılıcı, otsu bitkiler. Yapraklar saplı, alt yapraklarının tabanları kalp seklinde, üst yapraklar ise üç parçalıdır. Çiçekler, dalların ucunda, uzun saplı ve sarkık bileşik salkım durumunda toplanmışlardır. Olgun çiçeklerin taç yaprakları geriye dönüktür. Erkek organları (stamenler) çiçeğin ortasında sarı renkli bir konik durum yaparlar. Meyveleri sarimsi kırmızı renklidir. Bitki rutubetli, nemli ve gölgelik yerlerde, dere kenarlarında ve çitlerde yetişir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Daha çok Kuzey Anadolu’da olmak üzere Anadolu’da yaygındır.
Kullanıldığı yerler: Bitki, glikol-alkaloitler taşır. Yüksek dozlarda zehirlidir. Ağrı kesici, deri hastaliklarinda kan temizleyici, uyutucu, idrar arttırıcı ve müshil etkilere sahiptir. % 1-3’lük çayı günde bir iki bardak içilebilir.
Yakı otu:(Weidenröschen / Epilobe / Rose-bay /Meragülü / Epilobium / Willow herb)
Nemli yerlerde yetişen, pembe veya kırmızı renkli çiçekler açan bir veya iki yıllık otsu bir bitki. Çiçeğin taç ve çanak Yaprakları dört parçalıdır. Tohumların tepesinde tüylerden meydana gelen bir kisim vardır. Memleketimizde 21 türü bulunmaktadır.
Kullanıldığı yerler: Bitki, şeker, tanen, yağ ve müsilajlar taşır. Bitkinin kökleri kabız edici ve yumuşatıcı olarak gargara hâlinde kullanilir. Yapraklari yaraların üzerine konulursa, şişkinlik ve iltihapları dağıtır. Çay olarak da içilir. Vücuda biriken zehirli maddelerin atılmasını sağlar.
Yasemin: (Jasmin / Jasmin / Jasmine/ Yasemen / Jasminum)
Beyaz renkli ve kuvvetli kokulu çiçekleri olan tırmanıcı bir bitki. Vatanı Himalayalar’dır. Akdeniz bölgesi ikliminde kolayca yetiştiğinden süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir. Bitkinin yaprakları karşılıklı ve 5-9 yaprakçıklıdır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Güney Anadolu bölgesinde.
Kullanıldığı yerler: Çiçekleri uçucu yağ taşır. Uçucu yağ parfümeri sanayicinde kullanilir. Çiçeklerinden hazirlanan çay (% 5’lik) göğüs yumuşatıcı ve sinirleri yatıştırıcı olarak kullanilir. Yaseminin dallarından ağızlıklar yapilir. İtalyan yasemini, sari yasemin veya yaban yasemini (Anadolu’da kurt düşürücü olarak kullanilan sari çiçekli çali tipindeki bitkiler), Arap yasemini, Hind yasemini gibi çeşitleri vardır.
Yavşan otu: (Avrupa çayı / Veronica / Water pumpernel / Veronique)
Sircagiller familyasından, çiçekleri mavi ve beyaz bir renkte olan bir bitkidir. Yuvarlak saplıdır. Duvar çatlaklarında yetişir. Taze iken kokusuzdur. Kuruduktan sonra güzel kokar.
Kullanıldığı yerler: Hazmı kolaylaştırır. Baş ve kulunç ağrılarını keser. Çay gibi içilir.
Yenibahar: (Pimenta officinalis / Pimenta / Piment des Anglais)
Kullanıldığı yerler: Damar sertliğini önler. Hazmı kolaylaştırır. Mide ve barsak gazlarını giderir. Unutkanlığı önler. Vücudun direncini artırır.
Yer elması: (Topinambur / Erdschocke / Topinambour / Hélianthe tubéreux / Jerusalem artichoke / Canada potato)
Toprak altında patates gibi yumruları olan bir sebze bitkisi. Vatanı Kuzey Amerika olmakla berâber Avrupa ve Türkiye’de sebze olarak yetiştirilir.
Kullanıldığı yerler: Besin maddesi olarak inilin ihtivâ eder. Besin değeri patatese yakındır. Karbonhidrat miktarının düşük olması sebebiyle seker hastalarının kullanabileceği iyi bir besin kaynağıdır. Süt arttırıcı ve safra söktürücü etkisi de vardır. Haşlanarak sebze olarak yenir. Bol idrar söktürür. Kabızlığı giderir. Anne sütünü artırır.
Yılan yastığı: (Dana ayağı / Eşek kulağı / Dracunculus vulgaris / Green dragon)
Yapraklari büyük ve koyu kırmızı olan, mide bulandırıcı bir koku salan, büyük yumrulu bir bitkidir. İstanbul çevresinde, Ege ve Akdeniz bölgesinde yetişir.
Kullanıldığı yerler: Ateşi düşürür. Terletir, vücuda rahatlık verir. Sinirleri uyarır.
Yonca: (Luzerne / Luzerne / Lucerne alfalfa / Medick/ Medicago / Luzerne trefle)
Yapraklari üç parça olan otsu bitkiler. Meyveleri küçük fasulye gibidir veya helezon şeklinde kıvrıktır. Gerek tırfıl (Torijolium) türleri gerek Yonca (Medicago) türleri genel olarak yonca adıyla bilinir. Yoncanın hayvan yemi bakımından önemi oldukça büyüktür. Bu maksatla memleketimizin çoğu yerinde ekimi yapılmaktadır. Tıbbî olan türü kokulu yonca (Melilotus officinalis) olarak bilinir. Bu tür haziran-eylül ayları arasında güzel kokulu, sarı renkli, küçük çiçekler açan 25-100 cm boylarında tarla ve yol kenarlarında rastlanan otsu bitkilerdir. Çiçekleri dalların ucunda, uzunca ve dik salkımlar teşkil ederler.
Kullanıldığı yerler: Kokulu yonca yumuşatıcı olarak, romatizma ağrılarını teskin edici ve kabız edicidir.
Su yoncası (Menyanthes trifoliata): Avrupa ve Kuzey Asya’da yetişen çok yıllık otsu bir su bitkisidir. Memleketimizde Kuzeydoğu Anadolu bölgesinde görülür. Rizomları kalın, silindirik ve sürünücü, Yapraklari uzun saplı üç parçalıdır. Çiçekler pembemsi beyaz renklidir. Bitki glikozit taşır.
Kullanıldığı yerler: Yaprak ve kökleri iştah açıcı, kuvvet verici ve ateş düşürücü olup yüksek dozları zararlıdır.
Yosun: (Moss / Mousse)
Çiçeksiz bitkilerin, suların yüzünde veya diplerinde bulunan bir şubesidir.
Kullanıldığı yerler: Haşlaması barsak kurtlarını dokur. Saçlar yıkanırsa kuvvetlendirir.
Zencefil: (Zencebil / Zingiber / Ginger / Gingembre)
Kullanıldığı yerler: İştah açar. Barsak gazı söktürür. Kusmayı önler. İshali keser. Bedeni ve zihni gücü artırır.
Zerdeçal: (Gelbwurzel / Kurkuma / Curcuma / Turmeric / Zerdeçöp / Hindsafrani / Curcuma longa)
Sari çiçekli, büyük yapraklı, rizomlu çok yıllık otsu bir bitki. Vatani Hindistan olmakla berâber çoğu tropik bölgelerde yetişir. Bitkinin toprak altındaki ana Rizomlari yumurta veya armut seklindedir. Yan Rizomlari ise parmak seklindedir. Rizomlari üst yüzü sarımsı, iç yüzü ise sarı renklidir. Tadı acımsıdır.
Kullanıldığı yerler: Bileşiminde uçucu yağlar, reçine ve kurkumin adında sarı renkli boya maddesi vardır. Tedâvide mîdevî ve gaz söktürücü etkiye sâhiptir

ŞİFALI BİTKİLERİN FAYDALARI 
NERLERDE FAYDALIDIR

ADAÇAYI:
Mide ve bağırsak gazlarını giderir. Mide bulantısını keser. Hazım sisteminin düzenli çalışmasını sağlar. Göğsü yumuşatır. Astım hastaları için yararlıdır.

AHUDUDU:
Kanı temizler, vücutta biriken zehirli maddelerin atılmasını sağlar. Terletir ve idrar söktürür. Kabızlığı giderir. Vücuda dinçlik verir.

ANASON:
Hazmı kolaylaştırır. İştahsızlığı ve yemeklere karşı duyulan tiksintiyi giderir. Mide ve bağırsak gazlarını söktürür. İdrarı arttırır. Öte yandan kusmayı ve ishali keser.

ASMA:
Yaprakları ile yapılan ilaçlar kanamayı durdurur. Vücuda kuvvet verir. Sarılığı keser. İshali durdurur.

AVOKADO: Çok kalorili olmasına rağmen içerdiği Glutathion süper bir hücre koruyucusudur, çünkü en iyi antioksidanttır. Antioksidantlar hücrelerin yaşlanmasını yavaşlatırlar ve kanseri önlerler. Tüm meyveler arasında protein bakımından en zengin olanıdır. Bol miktarda E vitamini de içerir. Bu vitamin kalp ve deriyi koruyarak dolaşımı düzene sokar. Ayrıca potasyum ve B6 vitamini de içerir. Kadınlar açısından çok gereklidir.

AYRIKOTU:
İdrar söktürür. Böbrek ve mesane taşlarının düşürülmesine yardımcı olur. Buralardaki iltihapları da giderir.

AYVA:
İshal ve dizanteriyi keser. Mide ve bağırsakları kuvvetlendirir. İnce bağırsak iltihabını giderir. Kanı temizler. Çarpıntıyı dindirir.

BADEM:
Bedeni ve zihni yorgunluğu giderir. Böbrek, mesane ve tenasül yollarındaki iltihapları giderir. Baş ağrısı, karaciğer ve böbrek ağrılarını hafifletir.

BAKLA:
İdrar yollarını temizler. Böbrek ağrılarını dindirir. Böbrek iltihaplarını giderir. Böbrek kum ve taşlarının düşürülmesine yardımcı olur.

BAMYA
Halsizliğe karşı bire bir. 100 gram bamya günlük magnezyum (hücrelerin enerji depolamasına yarayan madde) ihtiyacımızın üçte birini ve yüzde 10'dan daha fazla miktarda ise günlük demir (akyuvarların vücut içinde oksijen taşımasını sağlıyor) ihtiyacımızı karşılıyor.

BEZELYE:
Taze ve donmuş olarak kullanılabilen bezelye B1, C vitaminleri, protein, lif ve folik asit içerir. Sinir sisteminde sorunları olanlara tavsiye edilir.

BROKOLİ:
Kansere karşı bizi koruyan ve ömrümüzü uzatan müthiş bir sebze. Çok miktarda kalsiyum içerdiği için kemik erimesine birebir. Mineral ve demir eksikliğini gideren brokoli, vitamin deposudur. Brokoli tutkunlarında ender olarak bağırsak ve akciğer kanseri görülür, kalp dolaşım hastalıklarına da pek fazla rastlanmaz. Kadınlarda göğüs kanserini önler.Göğüs kanserine ve spinabifida hastalığına karşı etkili. Brokoli bol miktarda, göğüs kanseri riskini azaltan 'indole' adlı bir madde içeriyor. İndole, göğüs kanserine neden olan östrojen bozukluklarını engelliyor. Ayrıca brokolinin diğer bir özelliği de, spinabifida hastalığını (doğuştan belkemiğinde son omurun kapanmamış olması) önlemesi.

BUĞDAY:
Lifli gıdalar sağlıklı bir beslenmenin temelidir. Buğdayın dış kabuklarından elde edilen kepek de, genellikle mısır gevreği türü yiyeceklerle tüketilir. Kepekli buğday unundan yapılan kurabiye vb. bağırsakların düzenli çalışmasını sağlar ve kabızlığı önler. Buğday tanesinin özü olağanüstü besleyicidir. Vücudun özümsediği kalsiyum, demir ve çinko burada depolanır. Besin değeri, potansiyel olarak yulaf ve mısırdan daha yüksek olan buğday, bağırsak ve rektum kanserini önleyici faktörler içerir. Ama, yulaf ve mısıra kıyasla sindirimi biraz daha zordur.

CEVİZ AĞACI:
Yaprakları ve kabuklarıyla hazırlanan ilaçlar kanı temizler, kansızlığı giderir. İshal ve dizanteriyi keser. Verem ve şeker hastalığında hem besleyici, hem de tedavi edicidir. Saç ve elleri boyamakta da kullanılır.

ÇAMFISTIĞI:
Bronşit, verem, akciğer hastalıklarının çabuk iyileşmesine yardımcı olur. Ruhi çöküntüyü giderir. Kalp hastalıklarında da faydalıdır.

ÇEMEN:
Balgam söktürür. Vücuda rahatlık verir.

ÇİLEK:
Körpe ve bol sulu çilekler sistemi temizliyor. Cilt sorunları olanlar için de iyi bir meyvedir. Böbrek, idrar yolları ve bağırsak sorunları için de birebirdir. Ayrıca diş etlerini güçlendiriyor, dişlerdeki tartarı önlüyor, ağız kokularını ve boğaz ağrılarını gideriyor. Çilekte yüksek oranda C vitamini bulunduğu gibi, yüksek tansiyon ve kolesterolü düşüren maddeler içeriyor. Çilek C vitamini ihtiyacını karşılar. Ayrıca bol miktarda potasyum içerir ve lifli besinler arasında önemli bir yer tutar. Diyabetli hastalar, çileğe şeker ilave etmemek şaartıyla bu meyveyi bol bol yiyebilirler.

ÇÖREKOTU:
İştah açar. Vücuda kuvvet ve dinçlik verir. Hazmı kolaylaştırır. Mide ve bağırsak gazlarını söker. Koklanacak olursa baş ağrısını keser.

DEFNE:
Terletir, ateşi düşürür. Vücuda rahatlık verir. İdrar ve adet söktürür. İştah açar. Sinir ağrılarını dindirir.

DENİZ KADAYIFI:
Solunum ve hazım sistemi nezlelerini giderir. Vücudu besleyici olarak da kullanılır.

DENİZ YOSUNU
Metabolizmanın işleyişini hızlandırıyor. Troid hormonundaki dengesizlikleri engellen maddelir içeren su yosunu, metabolizmayı hızlandırıyor. Ayrıca, B vitamini, kalsiyum ve çinko içeren yosun; deriye, tırnaklara ve saça karşı etkili.

DEVEDİKENİ:
Ateş düşürür. Terletir ve vücuda rahatlık verir.

DOMATES:
Kanserden koruyucu ve yaşlanmayı zihinsel ve bedensel olarak yavaşlatıcı bir sebze. C ve E vitaminleri içerir. Domates zengin bir potasyum kaynağıdır ve çok az miktarda tuz bulunur. Yüksek kan basıncını düşürmeye yardımcı olur ve vücudun su tutmasını engeller. Kalp hastalıklarına ve prostat kanserine karşı etkili. 'Beta karotin'e yakın olan likopen içeriyor. Likopen vücudu kalp hastalıklarına karşı koruyan maddeler arasında yer alıyor. Araştırmalar domatesin prostat kanseri riskini azalttığını gösterdi. Haftada en az iki kez domates yiyen erkeklerin, diğerlerine oranla prostat kanserine yakalanma riskleri az

DUT:
Beyaz dut yaprakları idrar söktürür. Vücutta biriken suyu boşaltır. Aç karnına yenen beyaz dut bağırsak solucanlarını söktürür.

EBEGÜMECİ:
Göğsü yumuşatır. Öksürük keser. Mide bulantısı ve kusmaları önler. Ateşi düşürüp vücuda rahatlık verir. Boğaz ve bademcik iltihaplarını giderir. Dişeti hastalıklarını tedavi eder.

ELMA:
Günde bir elma yemek doktoru evinizden uzak tutar. İki elma yerseniz, kalp ve dolaşım sorunlarına karşı korunmuş olursunuz. Kolesterolü yok eder ve kabızlığı önler. Sindirimi kolaylaştırır. Kokusu rahatlatır ve kan basıncını düşürür. Artrit, romatizma ve gut hastalıklarına karşı da yararlıdır.

ENGİNAR:
Kandaki üre ve kolesterolü düşürür. İdrar söktürür. Kandaki şeker miktarını ayarlar. Damar sertliği ve kalp hastalıklarını önler. Böbrekteki kumların dökülmesine yardımcı olur.
Prostat, meme ve rahim ağzı kanserine karşı iyi gelir.
Enginarın içinde bulunan Silymarin maddesinin, hücrelerin hasar görmesini engellediğine işaret eden araştırmacılar, ayrıca Silymarin maddesinin, prostat, meme ve rahim ağzı kanserini önleme konusunda da etkili olduğunu belirtti. Enginarın içinde, fiber, magnezyum, folate ve C vitamini bulunduğu, bu sebzeyi bol miktarda tüketenlerin, bulundukları yaşın daha altında gösterdikler

FESLEĞEN:
Öksürüğü keser. Baş dönmesini durdurur. Arı sokmasında faydalıdır. Ağız yaralarını tedavi eder. Fesleğen kokusu, sivrisinek ve tahtakurusu gibi haşaratları kaçırır.

FINDIK:
Bedeni ve zihni yorgunluğu giderir. Vücuda kuvvet verir. Nekahat devresinin çabuk geçmesini sağlar.

GELİNCİK:
Nefes darlığı, astım ve bronşitte rahatlık verir. Kan tükürme ve kusmayı önler. Yanıkları iyileştirir.

GREYFURT:
C vitamini bakımından çok zengindir. Yarım greyfurt günlük C vitamini ihtiyacının yüzde altmışını sağlar. Kolesterol oranını düşüren pektin maddesi bulunur. Kansere karşı koruyucu özellik taşır. İştah açar.

HATMİ:
Ağız, boğaz ve dişeti iltihaplarını iyileştirir. Bağırsak iltihaplarını giderir.

HAVUÇ:
Haftada beş kere yendiği takdirde Harvard'ın araştırmalarına göre kadınlarda kalp enfarktüsünü, felç tehlikesini yüzde 68 oranında azaltıyor. Günde iki havucun erkeklerde kandaki kolesterolü yüzde 10 oranında azalttığı görülmüştür. Her gün yenen bir havuç da akciğer kanseri tehlikesini yarıya indiriyor. Havuçtaki Beta-Karotin de gözleri yaşlılığın getirdiği görme zayıflığından koruyor ve bağışıklık sistemini kuvvetlendiriyor. Mide ve bağırsak kanamalarını önler, kansızlığı giderir, anne sütünü arttırır, yüz ve boyun kırışıklıklarını giderir, idrar ve bağırsak gazlarını söktürür, ülserdeki şikayetleri giderir.
Kansere karşı etkili olduğu gibi cildin kurumasını da engelliyor ve bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Beta karotin (kansere neden olan serbest radikallari durduruyor ve bağışıklık sistemini güçlendiriyor) içeren havucun en büyük özelliklerinden biri içerdiği bu maddenin cildin kurumasını engelleyen A vitaminine dönüşebilmesi. .

ISIRGAN:
Dıştan tatbik edildiği zaman iç organlarda biriken kanı çeker. Burun kanamalarını keser. Balgam söktürür.

ISPANAK:
Kalp hastalıklarına, felce, yüksek tansiyona, yaşlılığın getirdiği göz hastalıklarına, kansere, hatta psişik rahatsızlıklara karşı da etkili bir sebze. Göz hastalıklarına ve derideki lekelenmelere karşı etkili. Ispanak içerdiği iki kimyasal madde sayesinde görme bozukluklarına karşı etkili. Haftada 6 kez ıspanak yiyenlerin yüzde 86 oranında yaşın ilerlemesiyle birlikte ortaya çıkan derideki lekelenmeler gibi bir sorunlarının olmayacağını gösteriyor. Ayrıca yaşla birlikte ortaya çıkan göz hastalıklarına karşı da etkili. Bir porsiyon ıspanak, günlük demir ihtiyacımızın onda birini karşılıyor.

İNCİR:
Bağırsakları yumuşatır. Kabızlığı giderir. Bronşit, öksürük ve boğaz ağrılarında faydalıdır. Enerji verir.

KARANFİL:
Mikropları öldürür. Ağrıları dindirir. Sinirleri uyarır. Hazmı kolaylaştırır. Koku giderir. İştah açar.

KEKİK:
Bedeni kuvvetlendirir. Hazmı kolaylaştırır. Kalp çarpıntısını keser. Bağırsak iltihaplarını iyileştirir. Bağırsak solucanlarının düşürülmesine yardım eder. Kandaki şeker miktarını azaltır.

KIRMIZI BİBER
Bulaşıcı hastalıklara karşı etkili. Vücudun özellikle bulaşıcı hastalıklara karşı olan direncini artırıyor. Portakaldan daha fazla miktarda C vitamini içeren bu sebze, aynı zamanda içerdiği beta karotin ile bağışıklık sistemimizi güçlendiriyor.
100 gram kuru kırmızı biberin 318 kalori enerji verdiğini, 148 miligram kalsiyum, 76 miligram C vitamini (taze biberde 340 miligram), 8,1 gram su, 2 bin 14 miligram potasyum, 41 bin 610 IU A vitamini, 12 gram protein, 293 miligram fosfor, 15 miligram B3 vitamini, 17,3 gram yağ, 152 miligram magnezyum, 2 miligram B2 vitamini, 56,6 gram karbonhidrat, 30 miligram sodyum, 1 miligram B1 vitamini, 24,9 gram lif, 8 miligram demir yanında acılık ve renk maddesi gibi organik bileşikler içerdiğini vurguladı.

Beslenmede çok büyük öneme sahip kırmızı biberin, bir o kadar da insan sağlığında aranılan bir materyal olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Tuncer, şöyle devam etti: ''Kırmızı biber mide suyu ve tükürük oluşumunu artırır, sindirimi kolaylaştırır, romatizma, mafsal ve diş ağrılarını azaltır, krampları giderir, kolera ve gut hastalıkları başta olmak üzere bir çok hastalığa iyi gelir. Kanser riskini azaltır ve kanser tedavisinde kullanılır. Terlemeyi artırır, serinlik verir (sıcak iklimlerde kullanılmasının nedenlerinden birisi budur), öksürük ve boğaz ağrılarını gidermede (gargara olarak) kullanılır, sinir hastalıkları için doğal yatıştırıcıdır, vücuttaki aşırı yağ ve kolesterol birikiminin önlenmesini sağlar.
Antibakteriyel etkisi ile hastalıkların önlenmesinde de etkili olan kırmızı biber ülkemizde ağırlıklı olarak Kahramanmaraş, Gaziantep ve Şanlıurfa olmak üzere Güney ve Güneydoğu illerinde fazlaca tüketilir. Bu bölgenin kırmızı biberleri acı tiplerdir. Kırmızı biber kuzeyde ise en çok Bursa ve Bilecik'te üretilmektedir. Bu biberler ise genellikle tatlıdır.''

KINAKINA:
Ateş düşürür. Sıtmayı tedavi eder. Tifoda faydalıdır. İştah açar. Cilt kaşıntılarında faydalıdır.

KİRAZ
Aspirin yerine kiraz
Kiraz yemek ağrıların dindirilmesinde aspirinden çok daha etkili oluyor. Michigan eyaletinde yaşayanlar, bu yörede çok yetiştiğinden, bol bol kiraz yiyorlar. Kimileri bu meyvenin gut ve mafsal iltihabından kaynaklanan ağrılara birebir olduğunu ileri sürüyor.
Michigan Eyalet Üniversitesi'nden Muraleedharan Nair kirazda bulunan ve ''antosiyanin'' olarak bilinen kırmızı renkteki kimyasalların bu etkiyi yaratabileceğine dikkat çekiyor.
Nair ve ekibi genelde uygulanana deneylerden yararlanarak söz konusu belişimlerin aspirin ve ibuprofen gibi ağrı kesicilerde bulunan enzimleri içerip içermediğini araştırdı. Ardından kimyasalların serbest radikallerin zararlı etkilerini yok edici özelliklerini inceleyerek bunları vitaminlerle karşılaştırdı. Sonuçta, 20 kirazda 12-25 miligram arasında antosiyanin bulunduğu ve bu maddenin ağrı kesici etkisinin aspirinden on kat daha fazla olduğu görüldü. Kirazda bulunan antosiyanin maddesinin E ve Ca vitaminlerine benzer antioksidan etkiler yarattığına da tanık olundu. Nair'e göre, günde 20 kiraz yemek bir aspirin almakla özdeş etki yaratıyor. Nair kirazdaki antosiyaninin tablete dönüştürülmesine çalışıyor.

KİVİ:
Bir kivide, bir portakalda olan C vitamininin iki katı vardır. Potasyum bakımından da zengindirler. Sindirimi kolaylaştırır ve kabızlığı önler.

KUŞBURNU:
Çok yoğun vitamin zenginliği nedeniyle gözlerin dostudur. Vücuda dirilik sağlar. 100 gram kuşburnunda bir sandık portakala eşdeğer C vitamini vardır. İyi bir raşitizm ilacı, etkin bir kan temizleyicisidir. Güçlü bir kurt düşürücü ve bağırsak yumuşatıcısıdır. Mide kramplarına ve sindirim sistemi zorluklarına karşı faydalıdır. Romatizma ağrılarını gideriyor. Basur tedavisinde iyi sonuç veriyor.

KUŞKONMAZ
Hazımsızlığa karşı etkili. Antitoksit maddeler içeren bu sebze böbreği toksinlerden arıtıyor ve besinlerin hazmedilmesini kolaylaştırıyor.

LAHANA:
Kansere karşı etkili olduğu bilinen sebzelerin başında gelir. Bol miktarda B, C ve E vitamini, potasyum içerir. Özellikle meme ve rahim kanserine karşı etkilidir. Vücutta biriken zehirli maddelerin atılmasını sağlar. Kandaki şeker miktarını düşürür. Sarılık ve safra kesesi hastalıkları için iyidir. Astıma faydalıdır. Bağırsak kanserine karşı etkili. Lahana kanser hücrelerinin üremesini engelleyen kimyasal bir madde (isotiocyanates) içeriyor. ABD'de yapılan bir araştırmaya göre, haftada bir gün lahana yiyenlerin bağırsak kanseri olma riskleri üçte iki oranında azalıyor.

MAYDANOZ:
Salata ve yemeklerin süsü maydanozun nerdeyse deva olmadığı dert yok gibi.. A ve C vitamini ile demir, kükürt, fosfos ve mangan elementleri deposu olan maydanoz sindirimi kolaylaştırıyor, böbrek taşlarını düşürüyor, görme gücünü ve anne sütünü artırıyor.
Bir demir deposudur. Genellikle taze yenen maydanozda, kalsiyum, potasyum ve A vitamini vardır. Bir tutam maydanoz, günlük C vitamini ihtiyacının çoğunu karşılar. Böbrekleri çalıştırarak idrar getirir ve taşları düşürüyor , kan şekerini normal seviyede tutar ve kansere karşı da koruyucudur. Yatmadan evvel yenildiğinde sabahları tatlı bir nefesle uyanmamızı sağlar. Anne sütünü artırır. Vücuttaki zehirli maddeleri dışarı atar. Görme gücünü artıyor, kaynatılıp içiildiğinde ve cilde bu suyla pansuman yapıldığında sivilcelere iyi geliyor. Kaynatılan maydanozun suyu gözlere pansuman yapıldığında gözdeki iltihaplanmaları önlüyor ve yanmayı geçiriyor. Kaynatılıp sirke ile saçlar yıkandığında saçların uzaması ve kuvvetlenmesini sağlıyor..

MANTAR
Bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Özellikle Çinliler'in ilaç niyetine yedikleri bu sebze, bünyeyi hastalıklara karşı koruyor ve bağışıklık sistemini güçlendiriyor.

MARUL
Kemik erimesine karşı etkili. Sütten bile daha fazla kalsiyum içeren bu sebze, kemikleri güçlendirmesi açısından bir numara. 100 gramında, küçük bir bardak sütün içinde bulunan kalsiyumdan daha fazlasına sahip. Bu miktar günlük kalsiyum ihtiyacının dörtte birine tekabül ediyor.
MELEKOTU:
Kan dolaşımını düzenler. Terletir. Kurutulmuş melekotu dövülüp başa
sürülecek olursa bitleri öldürür. Astım nöbetlerine faydalıdır.

MEYANKÖKÜ:
Grip, nezle, anjin ve nefes darlığına faydalıdır. Öksürük ve balgam söktürür. Yüksek tansiyonu düşürür.

MISIR:
Yüzde 18.3 gibi yüksek oranda lif içeriyor. Mısırın içeriğindeki yüksek karbonhidrat, enerji seviyenizi yükseltir. İçinde protein, kalsiyum, demir, fosfor, A ve B2 vitaminleri bulunur.

MUZ:
Folik asit, potasyum ve B6 vitamini bakımından son derece zengin bir meyvedir. Potasyum krampları önler.

NAR:
Vücudu kuvvetlendirir. İshali keser. Burun poliplerine faydalıdır. Şerit düşürür. Kalbi kuvvetlendirir. Mide, bağırsak hastalığı olanlar, küçük çocuklar ve hamileler fazla kullanmamalıdır.

NOHUT:
Vücudu kuvvetlendirir. Anne sütünü arttırır.

ÖKSEOTU:
Kalbin atışlarını arttırır. Damar kireçlenmelerinde faydalıdır. Sara ve akciğer kanamalarında kullanılır.

PATATES:
Kızarmış yemezseniz kilo aldırmaz. Sindirimi kolaylaştırır, kabızlığı önler. Yorgunluğa karşı birebirdir. Bol miktarda C vitamini ve protein içerir.Halsizliğe karşı etkili. Vücuda enerji veren madde olan karbonhidrat içeren patates, C ve E vitaminleri ve beta karotin açısından en zengini.

PIRASA:
İdrar söktürür. Mide rahatsızlığına iyi gelir. Kabızlığı giderir. Basur memeleri için faydalıdır. Böbreklerdeki kum ve taşların düşürülmesine yardımcı olur.

PORTAKAL:
Antioksidantlar ile dolu bir meyve. Kanseri önleyici olarak bilinen bütün maddeleri içeriyor. Ayrıca bol miktarda C vitamini içeriyor.

SALATALIK:
Salatalığın kendisi ya da suyu cildimizi bir tonik kadar temizler. Salatalık kabızlığı önler, böbrek ve kalp hastalıklarında vücutta biriken suyun atılmasına yardımcıdır.
Kalp hastalıkları ve enfeksiyonlara karşı etkili. Kükürt içeriyor ve bu madde vücudun enfeksiyonlara karşı dayanıklılığını artırdığı gibi, kolestrolü de düşürüyor.

SALEP:
Öksürük ve bronşite faydalıdır. Aybaşı kanamalarının düzenli olmasını sağlar. Zihni çalıştırma gücünü arttırır.

SOĞAN VE SARIMSAK:
Yüksek tansiyon ve kalp hastalığı tehlikesini azaltırlar. Soğan, mide kanserine yakalanma riskini; sarımsak da bağırsak kanserine yakalanma riskini azaltıyor. Sarımsağın mayasında bulunan maddeler hücrelerin zarar görmesini önleyerek, vücudu erken yaşlanmaya karşı koruyor. Antibiyotik ve nefes darlığını gideren bileşimler içeren sarımsak bağışıklık sistemini de kuvvetlendiriyor. Kalbe ve alerjik hastalıklara karşı etkili. Soğan içerdiği kimyasal maddelerle kalbimizi güçlendiriyor ve alerjik reaksiyonları engelliyor. Newcastle'da yapılan araştırmalar, düzenli bir şekilde soğan yiyenlerin damarlarının tıkanma riskinin azaldığını gösteriyor.

SOYA:
Uzun yaşamak isteyen herkes mutlaka soya tüketmelidir. Soya, içerisinde östrojen hormonuna benzer işlev gören ve bu hormonun etkilerini sulandıran bir madde içerir ve buda kadın bünyesi için son derece yararlıdır. Çünkü, hücre yenilenmesini hızlandıran östrojen hormonunun aşırı üretimi, göğüs, rahim ve boyun kanserine yakalanma riskini çok arttırır

TARÇIN:
Ruhi sıkıntıları giderir. Sürmenajda faydalıdır. Kalbi kuvvetlendirir. İştah açar, hazmı kolaylaştırır.

TERE:
İştah açar. Hazmı kolaylaştırır. Bronşları temizler, öksürük söktürür. İdrar söktürür, böbrekleri ve idrar yollarını temizler. Kanser, anemi ve lif hastalıklarına karşı etkili. Tere kanserle savaşan sebzelerin arasında olduğu gibi aynı zamanda en fazla kalsiyum, demir ve folik asit içerenlerin başında geeliyor. Tere gibi yeşil sebzeler yiyen kadınların, life ilişkin hastalıklara yakalanma riskleri daha az.
TON BALIĞI:
Çok yağlı olmasına rağmen Omega-3 adlı önemli bir yağ asiti içerir. Bu madde
, yüksek tansiyon, kalp çarpıntısı ve şiddetli migren ağrılarına iyi gelir. Ayrıca cilt kuruluğunu ve egzamayı tedavi eder. Ancak taze olarak yenmelidir. Konserve olarak satılan ton balığı yüksek D vitaminin içermekle birlikte Omega-3 yağ asitinden yoksundur.

TURP:
Böbreklerdeki mikropları öldürür. Kum ve taşların dökülmesine yardımcı olur. Karaciğer şişliğini indirir. Sarılıkta faydalıdır. Safra taşlarının düşürülmesine yardımcıdır. Romatizma, siyatik astım ve bronşite faydalıdır.

VİŞNE:
İshali keser. Ateşi düşürür. İdrar söktürür. Vücuda rahatlık verir.
başa dön

YENİBAHAR:
Damar sertliğini önler. Hazmı kolaylaştırır. Mide ve bağırsak gazlarını giderir.

YOĞURT:
Vücudun çeşitli organlarında bulunan bakterilerden bağırsakta barınanları, sindirim sisteminin düzenli çalışması açısından önemlidir. Bu bakteriler, enfeksiyonların ve bulaşıcı bir hastalık geçirirken almak zorunda kaldığımız antibiyotiklerin saldırısına uğrayabilir. Bu da sindirim sistemini harap eder. Yoğurt bu sorunu çözer, azalan bakteri miktarını normal seviyesine getirir ve enfeksiyonları hem önler, hem de onlarla mücadele eder. Bağışıklık sistemini de canlandırır. Kalsiyum oranı sütten fazla olan yoğurdun, protein oranı süte eşittir.

YULAF:
Çocukların hazım güçlüklerini giderir. Bedeni ve ruhi yorgunlukları giderir. Kandaki şeker miktarını azaltır.

YERALMASI:
Şeker hastaları için faydalıdır. Besleyicidir. Vücudun direncini arttırır. Kabızlığı giderir

ZENCEFİL:
İştah açar. Kusmayı önler. Bağırsak bozukluklarını giderir.

ZEYTİN:
Zeytinyağı, safrayı artırır. Karaciğeri çalıştırır. Karaciğer ağrılarını keser. Sarılıkta faydalıdır. Yaprak ve kabukları yüksek tansiyonu düşürür. Kandaki şeker miktarını düşürür. Bağırsak solucanlarının düşürülmesine yardımcı olur
 





ŞİFALI BİTKİLER VE FAYDALARI
Acıbakla: ( Lupine / Lupin / Lupine) Türkiye’de yetiştiği yerler: Akdeniz bölgesi, Bursa, Antalya ve Konya çevreleridir.
10-100 cm yüksekliğinde, sık tüylü, bir senelik bitkiler. Yapraklar el seklinde parçalı, uzun saplı, 5-9 yaprakçıklıdır. Çiçekleri dik salkım durumunda, beyaz veya mavimsi renkli, çiçek taç yaprağı kelebek seklindedir. Yahudi baklası diye de tanınır.
Memleketimizde üç türü bulunmaktadır.
Beyaz Yahudi baklası: Beyaz çiçeklidir. 120 cm kadar yükseklikte, bir yıllık bir bitkidir.
Sari çiçekli Yahudi baklası: Vatani, Orta ve Güney Avrupa’dır.
Mavi çiçekli Yahudi baklası: Vatanı, Akdeniz çevresi memleketleridir.
Kullanıldığı yerler: Tohumlarının idrar söktürücü, kan temizleyici ve kurt düşürücü tesiri vardır. Bazı türlerinin kavrulmuş tohumları “sebze kahvesi” ismiyle kahve yerine kullanılmaktadır. Fakat alkaloit taşıyan türlerinin bu şekilde kullanılması tehlikelidir.
Acıçiğdem: ( Herbstzeitlose / Krokus / Colchique / Colchicum / Autumn crocuses)
Boyu 10-30 cm yüksekliğe ulasan, otsu ve yumrulu bir bitki. Sonbaharda morumsu pembe renkli, 6 parçalı çiçekler açar. Yaprak ve meyveleri ise ilkbaharda ortaya çıkar. Sonbaharda çiçek açtığından dolayı halk arasında “güz çiğdemi” olarak da bilinir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Türkiye’de pek bulunmaz. Avrupa’nın sulak çayırlarında bol miktarda yetişir.

Kullanıldığı yerler: Tıbbi önemi haiz bir bitkidir. Kullanılan kısmı yumru ve tohumlarıdır. Tohum ve yumruların idrar arttırıcı, terletici, müshil ve romatizma ağrılarını dindirici etkisi vardır. Alkaloitlerin çok yüksek zehirleyici özelliği olduğundan, bu droglar, dahilen ancak hekim kontrolünde kullanılabilir. Eskiden halk arasında romatizma ağrılarını dindirmek için haricen kullanılırdı. Bunun için bir tutam acı çiğdem tohumu, 2-3 diş sarmasak ile havanda iyice dövülür. Elde edilen sulu kişim da bir tülbende emdirilip, ağrıyan kısma sarılır. Bu pansuman birkaç gün arka arkaya tekrarlanır.
Adasoğanı:(Scille / Scillae bulbus / Sea onion / Urginea maritima)
Zambakgillerden bir çeşit bitkidir. Yaprakları uzun şerit seklindedir. Çiçekleri yeşil ve beyaz damarlıdır. 2 kilogram kadar olan soğan kısmı, yapraklarının altındadır. Acı ve zehirlidir. 7,5 gram adasoğanı, bir insani rahatça öldürebilir.Tazeyken kullanılmaz. Aksi halde zehirlenme ve kusmalara yol açar. Soğanın etli olan orta kısmı, dilimlenerek kurutulur. Sonra dövülüp toz haline getirilir. Çok iyi bilmeden kullanılmamalıdır.
Kullanıldığı yerler:İdrar söktürür. Kalp hastalarında vücuda biriken suyu boşaltır. Azotemiyi azaltır. Böbrek hastaları kullanmamalıdır.
Ahlat: (Yabanarmudu / Piraster / Pirus elaegrifolia / Wild pear-tree / Poirier sauvage)
Gülgillerden, kendi kendine yetişen ve üzerine armut aşılanan bir ağaçtır. Yemişi iyice olgunlaştıktan sonra yenir.
Kullanıldığı yerler: Meyveleri ishal keser. Zehirli hayvan sokmalarında, filizi ezilip yaraya sürülür.
Ahududu: (Himbeere / Framboise Common / Rasberry bush)
Ağaç çileği ve sultan böğürtleni olarak tanınır. Haziran-temmuz ayları arasında beyazımtrak renkli çiçekler açan, 30-150 cm boyunda, çok senelik, dikenli, çalı görünüşünde bir bitkidir. Dağlık mıntıkaların orman ve korularında tesadüf edilir. Gövdesi dallı, dikenli ve yatıktır. Yaprakları 3-5 parçalı, sivri uçlu, yaprak sapı kıvrık dikenlidir. Çiçekler ekseriya dalların ucunda 5-10 çiçekli salkım halindedirler. Meyvesi etli ve birçok eriksi tipli meyvelerin bir araya gelmesi ile meydana gelmiş, küre biçiminde, kırmızı renkli ve güzel kokuludur. Meyveleri temmuz ve ağustos aylarında olgunlaşır. Çoğu çeşitleri bahçelerde yetiştirilir. Umumiyetle sonbaharda 1-1,5 m aralık bırakılmak suretiyle dikilir. Ahudutları her 6-7 senede bir yenilenmelidir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Ege, Marmara, Karadeniz bölgeleri.
Kullanıldığı yerler: Kullanılan kısmi, meyve, çiçek ve yapraklarıdır. Meyveler tamamen olgunlaştıkları zaman toplanır. Yapraklarında tanen, meyvelerinde ise organik asitler (malik asit, sitrik asit vs.) seker, pektin, uçucu ve sabit yağlar bulunmaktadır. Yaprakları boğaz hastalıklarında gargara için kullanılır. Çiçeklerinden romatizma ve nıkris (gut) hastalıklarında faydalanılır. Taze olarak, şeker ve böbrek hastalıklarında perhiz yiyeceği olarak istifade edilir. Halk arasında ishal ve ateşli hastalıklara karsı tavsiye edilir.
Akdiken: (Geme iner Kreuzdorn / Nerprun Alaterne / Common Buckthorn)
Mayıs-haziran aylarında, sari-yeşil renkli, küçük çiçekler açan bodur bir ağaç. Orman ve koru kenarlarında bulunur. Dalları karşılıklı, uçları diken halindedir. Yaprakları karşılıklı ve saplıdır. Çiçekler küçük demetler halinde bir araya toplanmıştır. Küre seklinde ve bezelye büyüklüğündeki meyvesi evvela yeşil, olgunlukta morumsu-siyah renk alır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Bolu ve Trabzon civarı.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin kullanılan kısmı taze meyveleridir. Meyvelerinde yağ, renkli maddeler, şeker ve glikoz vardır. İyi bir müshildir. Şurubu yapılır. Müshil ilacı olarak kullanılır. Bunlardan başka meyvelerinin yeşil bir boya da hazırlanır. Memleketimizde yetişmekte olan bir Akdiken çeşidi de “Cehri” adıyla anılır. Bu cins sadece memleketimizde yetişir.
Anason: (Anis / Anis / Anise)
Haziran-ağustos aylarında, beyaz renkli çiçekler açan, 50-60 cm yüksekliğinde, bir senelik bitki. Gövde dik, silindir biçiminde, içi boş, çok dallı, tüylü ve üstü çizgilidir. Alt yaprakları uzun saplı, oval veya kala biçimindedir. Çiçekler bileşik şemsiyelerde toplanmışlardır. Meyveleri armut seklinde küçük, üzeri tüylü, yeşilimsi sarı renklidir.Basta Ege bölgesi olmak üzere bütün Anadolu’da bahçelerde yetiştirilir. Kültür anasonunun vataninin Anadolu olduğu tahmin edilmektedir.Meyvelerinde nişasta, müsilaj, sabit ve uçucu yağ bulunmaktadır. Uçucu yağ miktarları bitkinin cinsine ve yetiştiği yerin şartlarına bağlıdır. Uçucu yağın % 80-90’i anetoldür. Anetol, zehir etkili fakat bu etkisi çok olmayan bir maddedir. Meyvelerinden su buharı distilasyonu ile elde edilen anason yağı, hemen hemen renksiz ve karakteristik kokuludur.
Anason tıpta midevi, bağırsak gazlarının teşekkülünü önleyici, hazmı kolaylaştırıcı ve göğüs yumuşatıcı olarak kullanılır. Ayrıca nefes darlığı, öksürük ve kala çarpıntısı rahatsızlıklarında da etkilidir. Anason yüksek dozda alındığında bas ağrısı, uyuşukluk, görme zorluğu yapar. Daimi kullananlarda anisizm hastalığına sebebe olur. Bilhassa çocuklara uyku vermede, midede teşekkül eden gazları gidermede çok faydalıdır. Bebekler için bir çay kasığı tohum bir bardak suya olmak üzere çay olarak hazırlanır. Yemeklerden önce veya süte katılarak bir kaç çay kasığı verilir. Büyükler % 1-2’lik çayını günde 2-3 bardak alabilir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Bütün Anadolu
Kullanıldığı yerler: Kullanılan kısmi, meyveleri ve yapraklarıdır. Meyveleri tamamen olgunlaştıktan sonra toplanır ve gölgede kurutulur. Hazmı kolaylaştırır. İştahsızlığı giderir. Mide ve barsak gazlarını söktürür. İdrar artırır. Migren ağrılarını keser. Astım, nefes darlığı ve bronşitte görülen şikayetleri giderir.
Andızotu: (Atgözü / Kızılağaç / Inula / Inula helenium / Annuèe inule) Bileşikgillerden, menli yerlerde yetişen, 1 metre kadar sapı olan bir çeşit ottur. Yaprakları büyük, yumuşak ve yuvarlaktır. Çiçekleri sari renkte olup, acı ve kokuludur. Kökü kalındır. Meyveleri küçük, fiştik kozalağına benzer.
Kullanıldığı yerler: Mideyi kuvvetlendirir. Balgam söker. Mikropları öldürür. Vücuda biriken tuzu atar. Üremi, nefrit, sistit, İdrar yolları hastalıklarında faydalıdır. Nefes darlığını giderir. Karaciğer hastalıklarını tedavi eder. Kasıntıları keser. Fazla kullanıldığı zaman, mide bulantısı yapar.
Ararot:(Maranta nişastası / Arrow-root)
Sıcak iklimlerde yetişen "Maranta" adlı kamıştan veya ona benzer başka bitkilerin köklerinden çıkarılan beyaz bir tozdur. Nişastadan daha incedir. Kokusu ve tadı yoktur.
Kullanıldığı yerler: Çocuk maması yapımında kullanılır. Süt çocuklarına ve nekahet dönemindeki hastalara verilir. Hastalıklardan sonra görülen halsizlikleri giderir.
Ardıç:(Wacholder / Geniévre / Juniper)
Kışın yapraklarını dökmeyen daimi yeşil ağaçlardan. Yaprakları küçük pulsu veya iğne seklinde olup 1-2 cm uzunluğundadır. Bir evcikle veya iki evcikle bitkilerdir. Ardıç yemişi diye anılan kozalakları dişi ağaçlar üzerinde bulunur. Ardıç türleri kozalaklarının büyüklüğüne, rengine ve özellikle her kozalağın içinde bulunan tohumlarının sayısına göre birbirinden ayırt edilir.
Çeşitleri ve kullanıldığı yerler: Sıcak iklimlerde ve korunmuş alanlarda ağaç gibi büyümesine karşılık, soğuk bölgelerde çalı manzarasındadırlar. Genel olarak odunu yumuşak ve dayanıklıdır. Kursun kalem yapılır. Kerestesi de demiryolu traversi olarak kullanılır.
Bütün Kuzey Yarımküre’de yetişen 60 türü vardır. Memleketimizde 8 ardıç türü yetişmekte olup önemlileri şunlardır:
Katran ardıcı (Juniperus oxycedrus): Trakya ve Anadolu’da yaygındır. Çalı veya küçük bir ağaç seklindedir. Yaprakları üçlü ve baticidir. Kozalakları kırmızımsı olup iki tohumludur. Dallarından elde edilen katranı cilt hastalıklarında kullanılır.
Adi ardıç (Juniperus communis): Memleketimizde Trakya bölgesinde tesadüf edilen çalımsı veya küçük ağaçlardandır, yaprakları baticidir. Kozalakları mavimsi siyah renkli, üç tohumludur. İdrar söktürücü olarak kullanılır.
Bodur ardıç (Juniperus nane): Memleketimiz dağlarında, özellikle Kuzey Anadolu dağlarında geniş topluluklar meydana getirir. Kozalakları mavimsi siyah renklidir. Yenir ve idrar söktürücü özelliktedir.
Kokar ardıç (Juniperus foetidissima): Dogu Akdeniz Bölgesi ağacıdır. Memleketimizin dağlık yerlerinde yetişir. Sürgünleri dört köşeli, kozalakları mavimsi siyah renkli, 1-2 tohumludur. Yapraklar ezildiği zaman fena kokular çıkarır.
Yüksek ardıç (Juniperus excelsa): Memleketimizin dağlik bölgelerinde yetişir. Sürgünleri dört köşeli değildir. Kozalakları mavimsi siyah renkli, 4-6 tohumludur.
Finike ardıcı (Juniperus phoenicea): Batı ve Güney Anadolu’da yetişen çalımsı, bodur ağaçlardandır. Kozalakları kızılımsı kahverengi, 4-9 tohumludur.
Aslanağzı:(Kurtagazi / Tavşandudağı / Anthirinum / Linaire / Muflier)
Türlü renklerde yetişen güzel görünümlü bir bitkidir. Kokusuzdur. Daha ziyade süs bitkisi olarak kullanılır.
Kullanıldığı yerler: Balgam söktürür. Bronşitte rahatlık verir.
Aslan dişi: (Yabani acımarul / Karahindiba / Taraxacum officinalis / Dent de lion / Dandelion)
Bileşikgiller familyasından, yol kenarlarında, çayır ve hendeklerde yetişen bir çeşit bitkidir. Yaprakları rozet seklindedir. Çiçekleri saridir. Taze yaprakları salata olarak yenilebilir. Kökünde, Teraxacin, Levulin, Inulin ve seker vardır. Yaprakları ilkbahar, kökleri ise sonbahar aylarında toplanıp kurutulur.
Kullanıldığı yerler: İdrar söktürür. Mesane ve kalınbağırsak iltihaplarını giderir. Göğsü yumuşatır, öksürüğü keser. Balgamlı ishalleri keser. Karaciğer şişkinliğini indirir. Böbrek ve safra taslarını düşürür. Sarılıkta faydalıdır. Anne sütünü artırır. Taze filizleri kırıldığı zaman akan sütü de dişleri temizler. Öğütülen kökü, kahveye de katılır.
Ayrıkotu:(Gemeine Qecke / Chiendent commun / Common Couch Grass / Scutch / Twitch)
Temmuz-ağustos ayları arasında yeşil veya morumsu-yeşil renkli başaklar veren, 30-100 cm boyunda, çok senelik otsu bir bitki. Toprak altında çok fazla yayılmış olan ana kökleri bulunur. Bilhassa kumlu toprakları sever. Gövdeleri dik, tüysüz ve içi bostur. Yaprakları dar, uzun, ince, paralel damarlı, sivri uçlu, koyu yeşil renklidir. Çiçekler gövdenin ucunda ve yassı bir başak durumunda toplanmışlardır. Meyve sarimsi renkli uzuncadır. Bitkinin etli kökleri çok eskiden beri üriner hastalıklarda kullanılan önemli bir halk ilacıdır. Kökler mesane ve böbrek iltihapları dahil, mesanedeki tas ve kumları düşürmek için kullanılan iyi bir idrar söktürücüdür. İdrar arttırıcı olarak mısır püskülü, arpa ile beraber kaynatılarak kullanılır. Hatta köpekler bile ağız ve barsaklarini temizlemek için bitkinin yapraklarını büyük bir zevkle yedikleri için bitki "köpek çimeni" olarak da bilinir. Tarlalarda belirtilen türden başka, buna çok benzeyen büyük ayrıkotu (cynadan dactylon) olarak bilinen çeşidinin daha kalın kökleri olup, nişasta da taşımasıyla ayrılır ve diğeri gibi kullanılır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: İstanbul, Trakya, Muğla, Anadolu.
Kullanıldığı yerler: Kullanılan kısımları kökleridir. Köklerinde eriticin, uçucu yağ, müsilaj ve potasyum bulunur.
Badem: (Echte Mandel / Amandie / Almond tree)
Mart ve Nisan ayları arasında beyaz veya pembe renkli çiçekler açan, 5-12 m yüksekliğinde bir ağaç. Birçok çeşitleri varsa da, tıbbi bakımdan ikisi mühimdir: Amygdalus communis varyete dulcis (tatlı badem), Amygdalus communis varyete amara (acı badem). Tohumun lezzeti birincisinde tatlı, ikincisinde ise acıdır. Yaprakları saplı, parlak, yeşil renkli, kenarları dişlidir. Çiçekleri yaprakların gelişmesinden önce açar ve kısa saplıdır. Çanak yaprakları yeşilimsi sari renkli üçgen seklinde, 5 birleşik parçalı, taç yaprakları beyaz veya pembe renkli 5 serbest parçalıdır. Meyveleri oval şekilli, yeşil tüylü genellikle bir, bazen iki tohumludur.
Kullanıldığı yerler: Acı ve tatlı badem tohumlarından tazyik usulü ile yağ elde edilir. Badem tohumlarında yağ, albüminli maddeler, E vitamini; sekerler ve emulsin isimli enzim vardır. Acı badem tohumları uçucu yağ taşırlar ve ayrıca siyanogenetik bir glikoz olan amygdalin maddesi ihtiva ederler. Acı bademin uçucu yağı, iyi bir koku ve tat giderici (balık yağına ilave edilir) ve hafif bir dezenfektandır. Badem tohumları, badem şurubu hazırlanmasında kullanılır. Çocuklar için iyi bir müshildir. Kremlerin terkibine girer. Meyve kabuğu halk arasında boğaz ağrılarına karsı kullanılmaktadır.
Baldıran: (Aguotu / Conium maculatum / Ciques / Hemlock)
Nemli yerlerde yetişen, 1-2 metre boyunda zehirli bir bitkidir. Gövdesi kalındır. Saplarının alt kısmi erguvani renktedir. Yaprakları büyük, çiçekleri yayvan ve küçüktür. Ev ilaçlarında kullanılmaz.
Kullanıldığı yerler: Tıpta, özellikle dişçilik alanında kullanılır. Ağrı kesici, spazm giderici ve siyatik, tetanoz ile epilepsi hastalıklarının tedavisinde kullanılır.
Baldırıkara: (Venushaar / Frauenhaar / Capillaire / Maidenhair)
Rutubetli ve serin yerlerde, akarsu kenarlarında, kuyu duvarlarında ve mağara ağızlarında tesadüf edilen 20-40 cm yüksekliğinde otsu bir bitki. Venüssaçi da denilmektedir. Yaprakları uzun, ince, parlak, siyah veya kırmızımtrak-siyah saplıdır. Yaprak parçaları açık yeşil renkli ve böbrek seklinde olup, uç tarafları loplara ayrılmıştır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Marmara bölgesi, Karadeniz, Ege, Akdeniz bölgelerinde yetişir.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin kullanılan kısımları yapraklarıdır. Yapraklar bütün yaz esnasında toplanır, taze olarak veya gölgede kurutulduktan sonra kullanılır. Tıpta çok eskiden beri yumuşatıcı ve balgam söktürücü özelliğinden dolayı öksürük ve bronşitlerde kullanılır. Baldırıkara şurubu da yapılır. Şurup, balgam söktürücü olarak faydalıdır. Kabız edici etkisi de vardır.
Ballıbaba: (Lamium / Lamier / Dead-nettle / Laminum)
Ballıbabagiller familyasından mor çiçekli, pembe, krem veya beyaz renkli bir bitki. Memleketimizde 27 türü tespit edilmiştir. Çoğu türleri, Bati ve Güney Anadolu’da yaygındır. Bunun yanında diğer bölgelerde de yer yer rastlanmaktadır. En çok bilinen ve kullanılan türleri şunlardır:
Beyaz ballıbaba (Lamium album): Türkiye'de yetiştiği yerler: Trabzon civarı, Bayburt (Kop Dağı), Erzurum, Bingöl dağları ve Rize’dir. Mayıs, eylül ayları arasında beyaz renkli çiçekler açan, 20-30 cm boyunda, çok senelik bir bitkidir. Çitler, koru kenarları ve rutubetli yerlerde, ekseriya ısırgan otları ile beraber bulunur. Gövdeleri dört köseli, dik, tüylü ve içi bostur. Yaprakları saplı ve tüylüdür. Çiçekleri tüplü ve iki dudaklıdır. Üst dudak miğfer seklinde, alt dudak üç lopludur.
Sarı ballıbaba (Lamium galeobdolon): Çiçekleri sarı renktedir. İstanbul ve çevresinde bulunur.
Benekli ballıbaba (Lamium maculatun): Çiçekleri kırmızı renkli, yapraklar beyaz ve siyah beneklidir. Kastamonu (Gavurdağı)da bulunur.
Kırmızı ballıbaba (Lamium purpureum): 10-30 cm boyunda otsu bir bitkidir. Çiçekleri pembe renkli ve küçüktür. Kabız ve yaraları iyi edici özellikleri vardır. Nezleye karşı iyi gelir. Memleketimizde çok yayılmıştır.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin kullanılan kısımları çiçekleri ve çiçekli dallarıdır. Çiçekler açılmaya başladıkları esnada toplanır ve gölgede kurutulur. Hafif kabız ve kan kesici özelliği vardır. İdrar yolları hastalıklarında da kullanılmaktadır. Bütün ballıbaba çiçeklerinden Anadolu’da aynı şekilde istifade edilmektedir
Bamya:(Okra / Ocker / Bamia / Gombo / Bamias / Okra / Gumbo)
Mutedil iklimlerde yıllık, sıcak iklimlerde ise, bir kaç defa yetiştirilebilen, boyu 1-2 metreye kadar uzayan, yaprakları asma yaprağına benzeyen, meyvesi beş bölmeli, tohumları yuvarlak ve yeşilimtrak gri renkte bir sebze.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Memleketimizde sebze olarak hemen her yerde yetiştirilmektedir. Akdeniz çevresi, en müsait ve önemli yetişme bölgesidir. Türkiye’nin Erzurum, Kars gibi soğuk ve yüksek yerleri hariç, hemen her yerinde yetiştirilebilmektedir. En çok Akdeniz ve Ege bölgesindeki ovalar ile Amasya’da ziraatı yapılır. Memleketimizde, Sultani, Amasya ve Balıkesir bamya çeşitleri tanınmıştır.
Kullanıldığı yerler: Faydalı bir sebzedir. Yas veya kuru olarak sarf edilir. Konserveleri de yapılır. Meyveleri müsilajlıdır. Kabızlık tedavisi ve barsakların düzenli çalışması için faydalıdır
Banotu:(Bilsenkraut / Jusquame / Herbane / Konca / Bangootu /Hyoscyamus niger) Yumuşak tüylü, otsu bir bitki. Gavurhaşhaşı adıyla da anılmaktadır. Yaprakları yumuşak, saplı veya sapsızdır. Çiçekleri sapsız veya kısa saplıdır. Taç yaprakları alt tarafta tüp seklinde, üst tarafta biraz eğri olarak genişlemiş ve yayılmış olup, tepede beş lopludur. Meyve çok tohumlu ve bir kapakla açılıp tohumlarını saçan bir kapsüldür.
Memleketimizde altı banotu türü bilinmekle beraber, bu türlerden yalnız Hyoscyamus niger (Siyah banotu) ile H.muticus (Mısır banotu) tedavi sahasında kullanılmaktadır. Mısır banotu memleketimizde Malatya civarında bulunmaktadır. Bilhassa alkaloit endüstrisi için önemlidir. Siyah banotu hemen bütün Anadolu ve Trakya’da bulunur. Tıbbi maksatlar için kullanılır.
Hyoscyamus niger (Siyah banotu): Mayıs-eylül ayları arasında sarımsı renkli çiçekler açan, 30-80 cm boylarında, 2 senelik, otsu ve özel kokulu bir bitkidir. Gövdeleri dik, basit veya dallanmış ve yapışkan tüylüdür. Yaprakları, donuk yeşil renkli, kenarları girintilidir. Çiçekler çok kısa saplıdır. Çanak yaprakları tüp seklinde, üzeri damarlıdır. Taç yaprakları huni seklinde, beş parçalı, kirli sarı renkli ve mor damarlıdır. Meyveleri çanak yapraklar tarafından sarılan, kapak ile açılan bir kapsüldür. Bu kapsül içinde gri esmer renkli, oval veya böbrek şeklinde, üzerinde küçük çukurcuklar bulunan çok miktarda tohum bulunur.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Memleketimizde altı türü vardır.Hemen hemen her tarafta, tarla ve yol kenarlarında tesadüf edilir.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin kullanılan kısmi; yaprakları, kökü ve tohumlarıdır. Yapraklar, bitki çiçekli iken toplanır ve kurutulur. Tohumlar tamamen olgunlaştıktan sonra alınır, güneşte veya daha iyisi 40-50 derecelik fırınlarda kurutulur. Yaprak, tohum ve bilhassa köklerde alkaloitler bulunmaktadır. Kuvvetli bir uyuşturucu ve ağrı kesicidir. Bazı müshillerin tesir edebilmesini kolaylaştırır. Çeşitli merhemlerin terkibinde kullanılmaktadır. Bilmeden kullanıldığında sık zehirlenmelere sebeb olan bir bitkidir.
Behmen: (Kavzakökü / Centaurea behen / Parsnip / Panais)
Turpa benzer otsu bir bitkidir. 20 Ocak ile 20 Şubat arasında çiçek açar. Çiçeğinin rengine göre, Kızılbehmen ve Akbehmen adlarında iki türü vardır.
Kullanıldığı yerler: Basur memelerinden doğan şikayetleri giderir.
Bergamot: (Bergamot Orange / Bergamote / Bergamot / Citrus Bergamia)
Ortalama 4 m boyunda bir ağaç. Esas vatani Bati Hindistan’dır. Yaprakları uzun ve koyu yeşildir. Çiçekleri beyaz renkli ve küçük olup, meyveleri küre veya armut biçiminde, 5-7 cm çapında etli kısmi ekşi lezzetli, kabuk kısmi limon sarısı renklidir. Eskiden Antalya bölgesinde geniş çapta yetiştirilmekteydi. Zamanla bu bölgede Bergamot’un yerini diğer turunçgiller aldı. Bununla beraber halen Antalya civarında bu tür az miktarda bulunmakta ve meyvelerinden reçel yapılmaktadır. Bergamot esansının sanayideki önemi sebebiyle yer tekrar yetiştirilmeye başlanmıştır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Antalya bölgesi.
Kullanıldığı yerler: Meyve kabuklarından sıkma usulü ile Bergamot esansı elde edilmektedir. Yeşilimtrak sarı renkli, hoş kokulu ve acı lezzetli bir sıvıdır. Parfümeri (ıtriyat) sanayinde kullanılmaktadır. Usaresinden kalsiyum nitrat ve sitrik asit elde edilir. Koku vermesi için bazen çaylara da karıştırılır. Ayrıca çeşitli yörelerimizde reçeli yapılarak kışın yenilir.
Biberiye: (Rosmarin / Romarin / Rosemary / Kusdili otu / Rosmarinus officinalis)
Bütün ilkbahar ve yaz boyunca soluk-mavi renkli çiçekler açan, 1-2 m yüksekliğinde, kışın yapraklarını dökmeyen bir bitki. Gövdeleri dik ve çok dallıdır. Yaprakları mızrak gibi, etli ve yeşil renklidir. Çiçekleri dalların uçlarında, yaprakların tabanlarında bulunur. Meyveleri esmer renkli ve fındıksıdır. Kuşdili olarak da bilinir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: İstanbul, Ege ve Akdeniz bölgelerinde bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilir.
Kullandığı yerler: Yaprakları ile bundan elde edilen yağı kullanılır. Yaprakları ve çiçekli dallar yaz mevsiminde toplanır ve açık havada kurutulur. Yapraklar ve çiçeklerinden uçucu yağ, tanen, acı maddeler, organik asitler ve glikozit elde edilir. Mide ve barsak uyarıcısı, idrar söktürücü ve safra artırıcı etkisi vardır. Uçucu yağ, uyarıcı olarak haricen kullanılır. Birçok preparatların terkibine girer. Ayrıca hazımsızlığı gideridir. Çarpıntıları keser. Yarım baş ağrılarını (migren) keser. İdrar ve adet söktürür.
Böğürtlen: (Brombeerstrauch, Brombeere, Mure sauvage, muron, Ing. Bramble, blackberry)
Haziran-eylül ayları arasında, beyazımsı veya pembemsi renkli çiçekler açan, yüksek boylu, çok senelik, dikenli ve çalı görünümünde bir bitki. Ekilmemiş yerlerde, çit, yol ve hendek kenarlarında çok bulunur. Gövdeleri silindir şekilli, içi dolu, odunlu ve dikenli dallar, önce dik, sonra aşağı doğru kıvrık. Yapraklar saplı, kenarları dişli, alt yüzeyleri tüylüdür. Yaprak sapında, uçları geriye doğru kıvrık dikenler bulunur. Çiçekler dalların ucunda toplanmıştır. Meyve; birçok kısmi, meyvelerin bir araya gelmesiyle meydana gelmiş küre biçiminde bir birleşik meyvedir. Rengi önce yeşil, sonra kırmızı ve daha sonra olgunlukta siyahımtraktır.
Türkiye'de yetiştiği yerler: Marmara bölgesi-Bati Anadolu ve Dogu Karadeniz.
Kullanıldığı yerler: Kullanılan kısımları yaprakları ve çiçek tomurcuklarıdır. Yapraklar bitki çiçek açmadan toplanır ve gölgede kurutulur. Yapraklarda tanen ve organik asitler ihtiva eder. Hafif kabız edici özelliği olmakla beraber; diş etleri, bademcik ve boğaz iltihaplarında, ishal ve basurda kullanılmaktadır. Böğürtlenin 70 kadar türü vardır. Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde yetişen türlerine Rubus tomentosus, R. discolor misal verilebilir.
Çakaleriği:(Pflaume / Prune / Plum)Gülgillerden, Nisan-mayıs ayları arasında, beyaz renkli çiçekler açan, 1-3 m yüksekliğinde, dikenli bir ağaçtır. Ormanlarda, çit kenarlarında ve kırlarda rastlanır. Gövdeleri silindirik, kabuğu koyu gri renkli ve çok sık dallıdır. Küçük dalların ucu dikenlidir. Çiçekleri beyaz renklidir. Meyveleri sonbahar veya kısa doğru olgunlaşan mâvimsi siyah renkli, küremsi şekilli ve ekşi lezzetlidir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Marmara, Ege ve Karadeniz bölgesi.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin kullanılan kısmi, çiçekleri ve kurutulmuş meyveleridir. Çiçekler kuru bir havada toplanır ve derhal kurutulur. Çiçekleri hafif müleyyin ve kan temizleyicidir. Meyvelerinde şekerler ve organik asitler vardır. İshali keser. Mide ve barsakların düzenli çalışmasını sağlar. Terletir ve vücuda biriken zararlı maddelerin atılmasını sağlar. Boğaz ve bademcik iltihabını giderir. Anne sütünü artırır.
Çam fıstığı: (Pines pinea) Çam kozalaklarının içinden çıkartılır. Kuvvetli bir besindir. Günde 2 çorba kasığından fazla yenmemelidir.
Kullanıldığı yerler: Bronşit verem ve akciğer hastalıklarının çabuk iyilesmesine yardımcı olur. Afrodizyak özelliği vardır.
Çemen: (Wärmflasche / Fenugrec / Fenugreek / Buy otu) Nisan-haziran aylarında, sarimsi-beyaz renkli çiçekler açan 20-40 cm yüksekliğinde, bir senelik, otsu bir bitki. Buy otu, hulbe otu olarak da bilinmektedir. Gövdeleri dik, silindir biçiminde, içi bos ve oldukça dallıdır. yaprakları saplı ve 3 yaprakçıklıdır. Çiçekler teker teker veya 2 tânesi bir arada olmak üzere bir yaprağın koltuğundan çıkar. Meyveleri düz veya az çok kıvrılmış olup, fasulye meyvesine benzer. İçinde esmer-sari veya kırmızımsı 6-20 tohum taşır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Trakya, Marmara, Orta, Güney ve Güneydoğu Anadolu.
Kullanıldığı yerler: Kullanılan kısımları tohumlarıdır. Olgun meyveler toplanır, güneşte kurutulduktan sonra, sopa ile dövülerek tohumlar meyvelerden dışarı çıkarılır. Tohumlarında müsilaj, uçucu yağ ve sâbit yağ, alkaloit, kolin, rutin gibi maddeler vardır. Eski devirlerde Asya memleketlerinde şehvet arttırıcı ve harplerde cesâret verici olarak çok kullanılırdı. Bugün taşıdığı müsilajdan dolayı, yumuşatıcı ve balgam söktürücü olarak kullanılmaktadır. Kuvvet verici ve iştah açıcı olarak, raşitizm, diyabet, tüberküloz ve kansızlıklarda da kullanılmaktadır. Unu, pastırmanın üzerini örten ve "çemen" ismi verilen karışımı (Bu karışım sarımsak, kırmızı biber ve çemen tohumu unundan ibârettir.) hazırlamak için kullanılır.
Centiyane: (Centiyana / Yilanotu / Esekturpu / Gentina lutea / Gentina radix) Dogu Karadeniz Bölgesi ve Uludag'da yetişen, 1 metre kadar yüksekliğinde, geniş yapraklı, kalın köklü bir bitkidir. Kökü acıdır. İçi sarı, dışı esmerdir. Kökü şifalıdır. Sarı ve mavi türü vardır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Doğu Karadeniz Bölgesi ve Uludağ.
Kullanıldığı yerler: İştah artırır, hazmı kolaylaştırır. Ateşi düşürür. Vücuda kuvvet verir. Mide zafiyeti ve ekşimelerini giderir. Kansizlikta da faydalıdır.
Çivitotu: (Kokar sedef otu / Sezab / Rue) Sedefotgillerden, çayırlarda ve hendek kenarlarında yetişen, zehirli bir bitkidir. Yaprakları geniş, çiçekleri küçük ve sarı renklidir. Çiçekleri dalların dışına taşmış demetler halindedir. Keskin bir kokusu vardır. Kullanırken kesinlikle tavsiye edilen doz asılmamalıdır.
Kullanıldığı yerler: Kalp çarpıntılarını giderir. Mide ağrılarını dindirir. Zeytinyağı ile kavrulduktan sonra çıbanın üzerine konulursa, çıbanı olgunlaştırır.
Çiğdem: (Krokus / Colchique / Crocus / Lahlah / Mahmurçiçegi / Colchicum) Toprak altında, üzeri ince veya zarımsı birkaç pul ile örtülü, bir yumru taşıyan çok senelik bir bitki. Yaprakları çimen yaprağına benzer. Çiçekler genellikle 1-3 tâne veya türüne göre daha fazla olup, mor, beyaz-pembe sarimtrak renklerdedir. Çiçek taç yaprakları tüpsü olup, uç kısmında huri seklinde genişlemiş ve 6 parçalıdır. Meyveleri çok tohumludur. Avrupa ve Akdeniz bölgesine yayılmış, 40 civârında türü vardır. Bunun da 20 kadarı Türkiye’de bulunur. Genel olarak zehirli alkaloitler taşıyan bitkilerdir. Çiğdem türlerinin bir kısmi ilkbaharda, diğer bir kısmi ise sonbaharda çiçek açmaktadır. Çok güzel olan çiçeklerinden dolayı da bir süs bitkisidirler. Daha çok kullanılanı ve tıbbî olarak bilineni sonbahar veya güz çiğdemi (Colchicum autumnale)dır. Bu da ağustos-ekim ayları arasında çiçek açan yumrulu bir bitkidir. Yaprakları ilkbaharda meydana gelir. Çiçekleri ise sonbaharda olup, pembemsi-mor veya beyazdır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Farklı türlerde Türkiye’nin hemen her tarafında.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin kullanılan kısmi tohumları ve yumrusudur. Tohumlarında sâbit yağ, sakaroz ve kolşisin isimli bir alkaloit bulunur. Yumrularında da kolşisin, inilin, yağ, nişasta, sakkaroz bulunmaktadır. İdrar söktürür, Kabızlığı giderir. Kesinlikle tavsiye edilen miktardan fazla kullanılmamalıdır. Çiğdem tohumu ve yumrusundan hazırlanan preparatlar uzun zamandan beri damla hastalığına karsı kullanılmaktadır. Kolşisin bir ara kansere karsı kullanılmışsa da, hayvansal hücreler için çok zehirli olduğundan hâlen terk edilmiştir. Kolşisinin hücre bölünmesini durdurması etkisinden faydalanılarak, poliploit mutasyonlar elde etmek için zirâatta kullanılmaktadır. Poliploit organizmalar genellikle normalden daha fazla olan büyüklükleri ile göze çarparlar. Bu metod sâyesinde ekonomik değer taşıyan bu bitkilerin yaprak veya meyve ürünlerini arttırmak mümkün olmaktadır.
Ciğerotu: (Pulmonaria officinalis) Hodangiller familyasından, 10-15 cm boyunda, uzun ömürlü otsu bur bitkidir. Çiçekleri önce kırmızımtıraktır. Sonra mor ve mavimsi bir renk alır. Gövdesi dik ve tüylüdür. Tanen, müsilaj, sekerler, reçine ve sabit yağ içerir. Tedavi için yaprakları kullanılır.
Kullanıldığı yerler: Göğsü yumuşatır. Öksürüğü keser. Akciğer hastalıklarında faydalıdır. İdrar söktürür.
Çilek: (Kocayemiş / Fragaria / Strawberry / Fraisier / Erdbeere / Fraise) Gülgillerden, sapları sürünce, çiçekleri beyaz bir bitkidir. Yemişi (Çilek) ilk zamanlar pembe olup, geliştikçe koyu bir renk ve güzel kokulu bir hal alır.
Türkiye’de yetiştiği bölgeler: Ege, Marmara, Karadeniz bölgesi.
Kullanıldığı yerler: Vücudu kuvvetlendirir. Hasta olmayı önler. İdrar söktürür. Böbrek ve mesane hastaliklarının iyileşmesine yardımcı olur. Mide ve barsak tembelliğini giderir. Sinirleri kuvvetlendirir. Hasta olmayı önler. Barsak kurtlarını döker. Ateşi düşürür. Cilde tazelik ve güzellik verir. Distaslarini eritir. Midesi zayıf olanlar suyunu içmelidir. Bazı kimselerde alerji yapabilir.
Çitlembik:(Terpentinpistazie / Térébinthe / Terebinth tree)
Nisan-haziran ayları arasında, yeşilimsi renkte çiçekler açan, 2-6 m yüksekliğinde, kışın yaprağını döken ağaçlar. Menengiç olarak da bilinir. Meyveleri önce kırmızımsı olup, daha sonra kahverengine döner. Ağacın dallarına yapılan yaralamalarla yahut da kendiliğinden sızmayla sakız elde edilir. Bu sakız, bal kıvamında, sarımsı veya grimsi renkli ve hoş kokulu olup menengiç sakızı adını alır. Batı Anadolu’da yabânî menengiçleri aşılamak sûretiyle antepfıstığı elde edilmektedir.
Kullanıldığı yerler: Menengiç sakızı dahilen, idrar ve solunum yolları antiseptiği olarak kullanıldığı gibi, göğüs yumuşatıcı ve balgam söktürücü olarak da kullanılır. Meyveleri rezin, uçucu yağ, palmitik, oleik, stearik asit gibi yağ asitlerini ihtivâ eder. Meyveleri idrar söktürücü etkiye sâhiptir. Gaziantep bölgesinde meyveleri kavrularak menengiç kahvesi adı altında kahve yerine kullanılmaktadır.
Civanperçemi: (Binbiryaprak otu / Kandilçiçegi / Schafgarbe / Milliefeuille / Herbeaux charpentiers / Yarrow) Haziran-eylül aylarında, beyaz veya pembemsi renkli çiçekler açan, yol kenarlarında, tarlalarda ve kurak topraklarda yetişen 20-100 cm yüksekliğinde, kokulu, çok senelik ve otsu bir bitki. Binbiryaprak otu veya kandilçiçegi olarak da anılmaktadır. Gövdeleri dik, dalsız ve yumuşak tüylüdür. Yaprakları sapsız ve koyu yeşil renklidir. Çiçekleri, küçük tepecik (kapitulum) halinde bir araya toplanmış olup, yalancı bir semsiye durumunu meydana getirirler. Bu kapitilumun diş tarafında 5-6 tane dil seklinde beyaz renkli dişi çiçekleri, orta kısmında ise tüp seklinde, kirli-beyaz renkli erdişi çiçekleri vardır. Meyveleri gri renkli ve tüysüzdür.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Kuzey ve Doğu Anadolu.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin kullanılan kısmı, yapraklı ve çiçekli dallarıdır. Dallar ve çiçekler henüz tamamen açılmadan toplanır ve gölgede kurutulur. Bitkinin bu kısımları uçucu yağ, sabit yağ ve acı glikozit maddelerini ihtiva ederler. Kuvvet verici, uyarıcı, idrar ve gaz söktürücüdür. İçerisindeki Sincolden dolayı antiseptik, balgam söktürücü ve midevidir. Yara iyi edici bir özelliği vardır. Basurda sulu hulasası fitil halinde verilir. Memleketimizde 20 kadar Binbiryaprak otu türü tespit edilmiştir. Bunların ekserisi halk arasında yukarıdaki tür gibi kullanılmaktadır.
Çobançantası:(Çoban kesesi / Çobantorbasi / Capsella bursa pastoris) Turpgillerden bir çeşit yaban bitkisidir. Meyveleri torbaya benzer. Yaprakları rozet şeklinde olup, demet görünümündedir.Çiçekleri beyazdır. Yaz aylarında toplanıp kurutulur.
Kullanıldığı yerler: Böbrek ve kum taşlarının düşürülmesine yardımcı olur. Ağrıları giderip, vücuda rahatlık verir. Burun kanamalarını durdurur.
Çobanpüskülü:(Stechpalme / Houx / Holly / Houx commun / Ilex aquifolium) Çoğunlukla çalı, bazen da, 10-15 metreye kadar boyu uzayabilen bir ağaç. Yapraklar kalıcı, derimsi, oval, kenarları geniş dişli ve dişlerin tepesi dikenlidir. Çiçekler iki evcikle olup, kurullar hâlinde bulunur. Meyvesi yuvarlak ve parlak kırmızıdır. Kuzey Afrika, Batı ve Güney Avrupa ve Batı Asya’dan Çin’e kadar olan bölgelerde yetişir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Trakya ve Kuzey Anadolu.
Kullanıldığı yerler: Ateşi düşürür, terletir ve vücuda rahatlık verir. Meyvenin iç kabuğu ökse yapımında kullanılır. Odunu çok sert, ağır ve koyu renktedir. Çok iyi cilâ tutar. Tornacılıkta, kaplamacılıkta, çark dişi yapımında kullanılır. Körpe dalları kamçı sapı yapmaya yarar. Süs bitkisi olarak da yetiştirilir.
Çörekotu:(Çörekotu / Siyah susam / Sevkerak /Nigella / Schwarz-küemmel / Nigelle / Black cumin) Haziran-temmuz aylari arasinda yeşille karışık açık mâvi renkli çiçekler açan, 20-40 cm boyunda bir senelik, otsu bir bitki. Yol kenarları ve bilhassa ekin tarlaları içinde bulunur. Gövde dik ve kisa tüylüdür. Yapraklarin alttakileri saplı, üsttekilerı sapsızdır. Çiçekler uzun saplı ve tek tektir. Taç yapraklari iki loplu ve bal özü bezleri tşıiyan 8 tâne küçük parça hâlindedir. Meyveleri çok tohumlu olup, tohumlar siyah renkli ve oval şekillidir. Güney Avrupa, Balkan memleketleri, Kuzey Afrika, Türkiye ve Hindistan’da yetiştirilmektedir.
Sam çörekotu (Nigella damascena): Yapraklari parçalidir. Çiçekleri tek ve üst yapraklar tarafindan örtülmüş durumdadır. Parlak mâvi çiçeklidir.
Kır çörek otu (Nigella arvensis): 10-30 cm yüksekliğinde mâvi çiçeklidir. Yapraklari sivri parçalidir. Tohumları kurt düşürücü olarak da kullanılır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Trakya ve Anadolu.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin kullanılan kısımları tohumlarıdır. Tohumları tamâmen olgunlaştıktan sonra toplanır ve güneşte kurutulur. Çörekotu tohumlarında uçucu ve sabit yağ, tanen, sekerler, glikozit bünyeli bir saponin ve alkaloitler bulunmuştur. Tohumları gaz söktürücü, uyarıcı ve idrar söktürücü olarak kullanılmaktadır. Güzel kokusu sebebiyle müshil ilâçlarının içine ilâve edilen iyi bir lezzet ve koku değiştiricidir.
Çöven:(Gipskrau / Gypsophile / Gypsophila / Sabunotu / Helvacıkökü / Saponaia officinalis) Haziran-temmuz aylarinda beyaz çiçekler açan, 50-60 cm yüksekliğinde çok dallı, çok senelik, kazık köklü, otsu bir bitki. Yapraklari sapsız, soluk yeşil renklidir. Çiçekler küçük pembe ve beyaz renklidir. Tohumlar küçük, hemen böbrek şeklinde esmer renkli ve üzeri pürtüklüdür. Köklerinin dövülmesinden çöven elde edilir. Memleketimizde 27 kadar türü bulunur.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Orta ve Doğu Anadolu
Kullanıldığı yerler: Bitkinin kullanılan kısımları kökleridir. Konya ve Beyşehir havâlisinde bu bitkiye dişi çöven ismi verilmektedir. İdrar söktürür. Terletir. Vücuda rahatlık verir. Kusturur ve balgam söktürür. Çöven köklerinde saponin, reçine ve seker vardır. Eskiden beri temizleyici olarak, lekeleri çıkarmak için kullanılır. Memleketimizde ve Yakın Doğu’da “tahin helvası” yapımında da kullanıldığı için buna, helvacı çöveni ismi de verilmektedir. Bâzı yörelerimizde ve Kıbrıs’ta, pişirilerek salamura edilen hellim tipi peynirin bozulmaması için suyuna çöven kökü bırakılır. Trakya bölgesinde çöven otundan “köpük helvası” ismiyle beyaz, köpüksü helva yapılır.
Dalakotu: ( Gemeiner / Gamander / Germander / Kurtluca / Duvarsedefi / Teucrium chamaedrys / Yermeşesi )
Haziran-eylül ayları arasında pembe veya beyazımsı renkli çiçekler açan, 10-30 cm boyunda, çok senelik, otsu bir bitki. Kisamahmuz, yer meşesi ve yer palamudu gibi adlarla da tanınır. Orman altları ile kurak çayırlarda rastlanır. Gövdeleri yatık, gövdeden çıkan dallar ise dik, alt kısımları yuvarlak üst kısımları ise dört köseli ve tüylüdür. Çiçekler yaprakların tabanında gruplar teşkil ederler. Pembemsi renkteki çiçekler tüp seklindedir. Dalakotunun tüylü olanı ”Teucrium polium” mayasıl otu olarak tanınmaktadır. Bitki, üzerini tamâmen kaplamış olan tüylerden dolayı beyaz-gri renktedir. Yaprakların kenarları bilhassa uca doğru dişli ve içe doğru kıvrıktır. Çiçekleri beyaz renkli olup oval durumlarda toplanmıştır. Anadolu’da çoğu yerde yaygındır. Aynı dalak otu gibi kullanılmaktadır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Marmara, Karadeniz, Orta Anadolu ve Akdeniz bölgesi.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin kullanılan kısmi, toprak üstü kısımları, yâni çiçekli bitkidir. Çiçek açma mevsiminde çiçekli dallar toplanır, demet yapılıp havadar bir yerde kurutulur. İştah açıcı, uyarıcı, yaraları iyi edici ve ateş düşürücü olarak kullanılır. Bitki uçucu yağ, acı maddeler, tanen, glikozit ve saponinler taşır
Damkoruğu:(Dach-Hauwurz / Orpin / brûlant / Joubarbe / Des toits / Wallpepper / creeping jack / Kulokotu / Saksıgüzeli / Sedum / Sempervium)
Etli yaprakları olan, bir veya çok çiçekli bir bitkidir. Beyaz-sari-pembe renkli olan çiçekleri, Küreci veya salkım durumunda bulunurlar. Çoğunluğu kuzey yarımkürede bulunan 600 türü vardır. Türkiye’de 35 türü bulunur. Tek veya çok yıllık bitkilerdir. Yaprakları tabanda rozetler meydana getirirler.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Trakya ve Anadolu.
Kullanıldığı yerler: Basur memelerini gidermek ve nasır tedavisi için kullanılır.
Defne: (Lorbeer / Laurier / Sweet bay laurel / Laurus nobilis )
6-18 m yüksekliginde, yuvarlak tepeli ve sık dallı bir ağaç veya ağaççıktır. Almaşık sapın iki yanında karşılıklı değil de aralıklı olarak bir sağda, bir solda bitmiş yapraklar seklinde dizilmiş, 7.5-10 cm uzunluğundaki yapraklar oval biçimli, donuk renkli derimsi ve sert kenarları da genellikle dalgalıdır. Bitkinin sarimsi veya yeşilimsi beyaz renkte küçük çiçekleri, olgunlaştığında rengi koyu mora dönen tek tohumlu, etli meyveleri vardır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Bütün Akdeniz çevresi, özellikle nemli boğazlar. Vatani Anadolu’dur.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin kullanılan kısmi yaprak ve meyveleridir. Yaprakları uçucu yağ yönünden zengindir. Baharat olarak kullanılır. Defne meyvelerinde de uçucu yağ ve diğer yağlar, acı maddeler bulunur. Meyveleri midevî ve sinir ağrılarına karsı kullanılır. Meyve yapraklarından elde edilen yağ cildi tahriş edici merhemlerin içine konur. Ayni maksat için veteriner hekimlikte de, bundan başka sabun ve şampuanlara koku vermek için de kullanılır. Ayrıca, ateş düşürücü, terletici, iştah açıcı, ve hazmı kolaylaştırıcı özellikleri bilinmektedir. Hamilelerin kullanması tavsiye edilmemiştir.
Demirhindi:(Tamarindearinde / Tamarinier / Tamarind/ Tamarin / Tamarindus indica / Pulpa tamarindorum cruda )
Hindistan ve tropikal bölgelerde yetişen, yayık dallı boyu 20-25 metreye ulasan sıcak iklim ağacıdır. Anayurdunun Habeşistan olduğu tahmin edilmekte ise de bugün bütün tropikal bölgelerde yetişmektedir. Çiçek açtığı zaman çok güzel bir görünümü olduğundan yetiştiği bölgelerde, yol kenarlarına park ve bahçelere dikilir. Çiçekleri sari veya kırmızı renkte olup, dalların ucunda salkım seklinde bulunurlar. Meyveleri 20 cm civarında, kahverengi, çok tohumlu olup, olgunlaşınca açılmazlar. Gövde kısmi tahta isleri ve oymacılıkta kullanılır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Güney bölgelerde yetişir.
Kullanıldığı yerler: Yaprakları kaynatılarak elde edilen suyu solucan düşürmede ilâç olarak kullanılır. Meyvelerinden ise ilâç yapımında istifâde edilir. Meyvenin bileşiminde elma asidi, sitrik asit, asetik asit, seker ve pektin bulunur. Tıbbî kullanılmasının dışında seker ve tatlıcılıkta ve vücuda serinlik ve rahatlık verdiği için şerbet olarak kullanılır. Ayrıca, susuzluğu giderici, ve müshil etkileri de bilinmektedir.
Deniz kadayıfı: (Alarga esculenta / Carrageen )
Esmer su yosunlarından bir çeşit deniz bitkisidir.
Kullanıldığı yerler: Solunum ve hazım sistemi nezlelerini giderir. Vücudu besleyici olarak kullanılır.
Deniz üzümü: (Meerträrubchen / Ephédre / Sand Cherry / Sea Grape / Ephedra campylopoda)
Dünyanın kurak yerlerinde yetişen bir bitkidir. Yeşil ve çok dallı olan sürgünlerinde pul seklinde karşılıklı iki yaprak bulunur. Yapraklar terlemeyi azaltmak maksadıyla çok küçülmüş ve pul seklini almıştır. Bu sebeple dallar özümleme vazifesini üzerine almış ve yeşillenmiştir. Bu dallar düğüm ve düğümler arası kısımlara ayrılmışlardır. Ephedralar normal olarak iki evcikledir. Fakat bir evcikle hatta erdişi çiçekli olanlar da vardır. Ephedra cinsinin orta Asya’dan Akdeniz çevresi memleketlerine kadar olan bölgede, Orta Avrupa’da Kuzeybatı Amerika, Meksika ve G.Amerika Ana Dağlarında yetişen 40 kadar türü, memleketimizde yetişen üç türü vardır.
Ephedra campylopoda (Sarkık deniz üzümü): Akdeniz ikliminin bulunduğu kıyı bölgelerimizde, meşe ve ardıç türleri üzerinde sarılıcı olarak yetişir. Dalları 1-4 mm çapında, silindir seklinde, çıplak, boyuna hafif çizgilidir. Meyveleri ekim ayında olgunlaşan, ateş kırmızısı renkli, iki tohumlu, 8-10 mm çapında yalancı üzümsü bir meyvedir.
Ephedra majör (Dik deniz üzümü, dagburugu): İç Anadolu’da özellikle taslı ve çakıllı yamaçlarda yetişir. 0.3-2 m boyunda, çalı görünüşünde, odunlu bir bitki. Dallar sik, 1-1.5 mm çapında, koyu yeşil renkli ve çıplaktır. Yapraklar derimsi ve küçük, meyve kırmızı, nâdiren sari renkli, küre seklide ve üzümsüdür.
Ephedra distachya: Vatani Akdeniz çevresi memleketleridir. Memleketimizde Kars, Kayseri, Çanakkale çevresinde yetişmektedir.
Ephedra sinica: Çin’de 5000 yıldan beri tanınan ve halk tıbbında kullanılan önemli bir bitkidir. Bu bitki özellikle Güney Çin’de deniz kenarına yakın yerlerde yetişir. Bugün Kuzey-Bati Hindistan ve Bati Pakistan’da yetişmektedir. Bitki 60-90 cm yüksekliktedir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Marmara, Ege, Akdeniz ve İç Anadolu.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin kullanılan kısmi kuru dallarıdır. Bileşiminde, Ephedrin alkaolidi ve tanen vardır. Ephedrin astıma karsı kullanılır. Eski devirlerden beri Çin’de ve Orta Asya’da terletici, ateş düşürücü, romatizma ağrılarını ve astım nöbetlerini dindirici olarak kullanılmıştır. Fakat bugün çoğunlukla astım nöbetlerini dindirici ve yüksek ateşe karsı kullanılmaktadır.
Dereotu: (Dile / Aneth / Anet / Tereotu / Anethum / Anethum graveolens / Peucedanum graveolens)
Nisan-haziran ayları arasında, sarımtrak renkli çiçekler açan 30-70 cm boyunda, güzel kokulu, bir senelik otsu bir bitkidir. Dereotu, durakotu olarak da bilinir. Rutubetli, sulak ve gölgeli yerleri sever. Gövdesi dik, dallı, tüysüz, üstü çizgili ve içi bostur. Yapraklar ince ve dar parçalı, koyu yeşil renkli ve etlidir. Yaprak sapının alt kısmında gövdeyi saran geniş bir yaprakçık bulunur. Alt yaprakları saplı, üst yapraklar sapsızdır. Çiçekler bileşik semsiye durumunda toplanmışlardır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Marmara, Ege, Akdeniz bölgelerinde bahçelerde yetiştirilir.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin kullanılan kısmi meyveleridir. Meyveler eylül sonunda toplanır ve gölgede kurutulur. Meyvelerinde sâbit ve uçucu yağ, pektin ve azotlu bileşikler vardır. Meyveler yatıştırıcı, mide ve bağırsak gazlarını önleyici olarak kullanılır. Hazımsızlık ve hıçkırığa da tesiri iyidir. Yaprakları da yemek ve salatalarda kullanılır.
Devedikeni: (Circium arvense / Chardon / Yabani enginar)
Bileşikgillerden, tarlada yetişen 1 metre kadar boyunda bir bitkidir. İnce ve çengelli bir yapıya sahiptir. Yasken güzel koku verir. Kuruyunca kokusunu kaybeder.
Kullanıldığı yerler: Ateş düşürücü, terletici ve vücuda rahatlık verici olarak kullanılır.
Dolamaotu: (Pronychia serpilifolia)
Karanfilgiller familyasından, yeşil ve beyaz renkte küçük çiçekleri bulunan bir bitkidir. Yaprakları beyazımtırak yeşil renklidir. Köklerinden faydalanılır.
Kullanıldığı yerler: Dolama ve çıban tedavisinde kullanılır.
Düğünçiçeği:(Hahnenfuss / Rénoncule / Buttercup ranunculus / Giritlalesi / Sekayiklalesi / Turnaayağı / Kurbağaotu / Sütlüce otu)
Nisan-temmuz ayları arasında, ekseriya parlak sari, nâdiren beyaz renkli çiçekler açan bir veya çok senelik otsu bitkilerdir. Çiçekleri ekseriya tek baslarına 5 veya daha çok parçalıdırlar. Taç yaprakları genellikle parlak sari renktedir. Yapraklar elsi dilimli veya tam kenarlıdır. Memleketimizde 78 türü bulunmaktadır.
Kullanıldığı yerler: Düğünçiçeği (Ranunculus) türleri yakıcı, tahriş edici, kızartıcı ve zehirli bitkiler olarak tanınmışlardır. Tedâvi sahasında nâdiren kullanılır. Tedâvi maksadıyla kullanılmakta olan türler şunlardır:
Yakıcı düğünçiçeği (R. acar), yumrulu düğünçiçeği (R. bulbosus), bâsurotu (R. icarca) bataklık düğünçiçeği (R. scelerotus).
Bâsurotu ortaçağdan beri bâsura karsı kullanılmaktadır. Saponin, glikozit ve yakıcı bir uçucu yağ taşır. Kavak merhemi ile birlikte hâricen basura karsı verilmektedir.
Bataklık düğünçiçeği ise zehirli olarak tanınmış bir türdür. Hâricen kızartıcı ve kan toplayıcı olarak kullanılır.
Dulavratotu:(Daphne mezereum)
Çiçekleri güzel kokulu olan bir ağaççıktır. Yüksek yerlerde yetişir. Meyveleri kırmızımtırak, yaprakları açık yeşildir. Kabukları kullanılır.
Kullanıldığı yerler: Zona (arpacık) tedavisinde kullanılır.
Ebegümeci:(Hubbaz / Malva silvestris / Feuille de mauve / Mallow) Çiçekleri şifalı olan, yaprakları da sebze olarak yenilen, kendi kendine yetişen bir ottur. 20-70 cm boyundadır. Yaprakları sarmaldır. Mayıs-Ağustos ayları arasında çiçek açar. Yaprak ve çiçeklerinde fazla miktarda "müsilaj" vardır. Yaprak ve çiçekleri taze iken kullanilir.
Kullanıldığı yerler: Göğsü yumuşatır, öksürüğü keser. Mide ve barsaklarin düzenli çalışmasını sağlar, kabızlığı giderir. Ateşi düşürüp, vücuda rahatlık verir. Boğaz ve bademcik iltihablarini giderir. Lapası, çibanlarin olgunlaşmasını sağlar. Burun kanamasını durdurur. Diş eti hastalıklarını tedavi eder, mide ağrısını keser.
Ekinezya (Echinacea purpurea,cone flower,koni çiçeği, kirpiotu)
Temmuz-ekim aylarında açan, papatyaya benzer mor çiçekli ömürlü otsu bir bitkidir.1-1,5 metreye varan çiçek sapları sert ve tüylü yaprakların ortasından çıkar. Kahverengi, şişkin ve hafif dikenli tohum kafası yüzünden kirpiotu olarak da anılır.Toprak üstünde kalan kısmı kışın kurur, baharda takrar yeşerir.Anavatanı Kuzey Amerika'dır. Çok eski zamanlardan beri kızılderililer tarafından ilaç olarak kullanılmıştır. Günümüzde de dünya çapında yaygın olarak kullanılmaktadır.
Bitkinin bütün bölümlerinden farklı şekillerde yararlanılır. Bitki çayı olarak,ekstre,yağ veya kurutulmuş köklerinden elde edilen tozu kullanılır.
Kullanıldığı yerler:En çok solunum yolları hastalıklarında kullanılır. Boğaz enfeksiyonları,grip, öksürük, soğuk algınlığı ve bronşite iyi gelir.Ağrı kesici ve ateş düşürücüdür. Bağışıklık sistemini güçlendirdiği söyleniyor.
Eğir otu:(Azakeyeri / Acarus calamus / Sweet sedge / Hazenbel) Yılanyastığı giller familyasından, akarsu kıyıları ve bataklıklarda yetişen 60-70 cm boyunda otsu bir bitkidir. Meyveleri yeşilimsi, çiçekleri, siyaha yakın erguvani renktedir. Tadı mayhoştur.
Kullanıldığı yerler: İştah açar, Mide ve barsak gazlarını giderir. Mide ekşimesini geçirir. İdrar ve adet söktürür. Diş etlerini kuvvetlendirir. Ter söktürür, ateşi düşürür ve ağrıları dindirir. Sinirleri yatıştırır. Sarılık tedavisinde de kullanıldığı bilinmektedir.
Enginar:(Artischocke / Artichaut / Artichoke / Cynara scolymus / Cynara / Artichaut cynaria scolymus) Haziran-temmuz ayları arasında, mavi-mor renkli çiçekler açan, 50-150 cm boyunda çok senelik otsu bir bitkidir. Killi, kumlu ve rutubetli topraklarda yetiştirilir. Gövdeleri dik, kuvvetli, sert ve boyuna olukludur. Yaprakları sapsız, büyük, uzun-oval ve parçalıdır. Çiçekler üst yaprakların koltuğundan çıkan, uzun sapların ucunda büyük basçıklar halinde toplanmıştır. Çiçek tablası etlidir. Hepsi tüp seklinde olan çiçekleri ve bunların aralarında bulunan tüyleri taşır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Marmara ve Ege bölgesinde bahçelerde yetiştirilir.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin sebze olarak kullanılan kısmi, çiçek tablasi ile tâze dip yaprakları ve kökleridir. Yapraklar ve kökte eynarin isimli acı bir madde, inilin, tanen ve filavon bünyesinde bir glikozit vardır. Tâze yaprak ve köklerinden yapılan hulâsa ve tâze yapraklardan hazırlanan çay, safra çoğaltıcı ve idrar arttırıcı olarak karaciğer hastalıklarında kullanilir. Kanda kolesterini azaltır. Ateş düşürücü ve iştah açıcı tesirleri vardır. Ayrica, idrar söktürür, bedeni ve ruhi bitkinliği giderir, romatizma ve şeker hastalıkları için faydalıdır.
Ergeçsakalı: (Erkeçsakalı/ Çayırmelikesi / Spirea / Flipendula ulmaria) Gülgillerden, Dalları sağlam, sert ve kırmızımtırak bir bitkidir. Çiçekleri kar taneleri gibidir ve dalların ucunda toplanmıştır. Yaz aylarında toplanıp kurutulur. Bu bitkinin her yeri kullanılmaktadır.
Kullanıldığı yerler: İdrar söktürür, vücutta biriken zararlı maddelerin atılmasını sağlar. Böbrek, mesane ve idrar yollarındaki iltihapları giderir. Kanı temizler. Sinirleri yatıştırır. Nefes darlığı ve astımda faydalıdır. Dişeti ve boğaz iltihaplarını giderir.
Eşekkulağı: (Karakafes / Mayasilotu / Aguga raptans / Symphytum/ Consoude) Sığırdiligillerden, çiçekleri beyaz veya menekşeye çalan renklerde, yaprakları neşter seklinde bir bitkidir. Mart-Temmuz ayları arasında toplanıp kurutulur.
Kullanıldığı yerler: Müzmin ishali keser. Nefes darlığını giderir. Göğsü yumuşatır. Öksürüğü keser. Ağız, dil ve boğaz iltihaplarını giderir.
Ezan çiçeği (Gece mumu, Evening primrose,Oenothera) Yaz boyunca iri sarı çiçekler açan,rozet şeklinde tüylü yapraklı otsu bir bitkidir. Doğadaki en zengin Linoleik asid kaynağıdır.
Kullanıldığı yerler: Kan kolesterolünü ve kan basıncını düzenler aynı zamanda adet döneminde görülen gerginlik, huzursuzluğu, karın ve baş ağrısını giderir. Dikkat dağınıklığını azaltır. Egzamanın neden olduğu tahrişe iyi gelir. Ayrıca cilt kuruması, saç dökülmesi, özellikle romatizma ile ilgili eklemlerdeki şişlikler ve ağrılar içinde faydalıdır.
Cilt rahatsızlıklarında bitkiden elde edilen yağ haricen sürülür. Diğer şikayetlerde ise kapsül şeklinde alınır. Doğal bir ürün olarak (Evening Primrose) adı ile eczanelerde satılır.
Hamilelerde dikkatli kullanılmalıdır.
Fesleğen: (Basilienkraut / Basilic / Sweetbasil / Reyhanotu / Ocimum basilicum )
Haziran-eylül ayları arasında, pembemsi veya sarimsi-beyaz renkli çiçekler açan, 20-40 cm yüksekliginde, çok senelik, kuvvetli kokulu, otsu bir bitkidir. Reyhan otu olarak da bilinir. Vatani Iran ve Hindistan’dır. Gövdeleri dik, tüysüz veya hafifçe tüylü, çok dallı ve yapraklıdır.Yapraklar karşılıklı ve uzunca saplı olup, hös kokuludur. Çiçekler üst yaprakların koltuğunda ekseriya 6 çiçekli durumlar hâlinde toplanmıştır.Çanak ve taç yaprakları tüp seklinde ve 2 dudaklıdır.Meyveleri oval şekilli, küçük ve parlak siyah renklidir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Yerli değildir. Süs bitkisi olarak yetiştirilir.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin kullanılan kısımları, tâze çiçekli dalları ve tohumlarıdır. Uçucu yağ taşımaktadır. Bu yağ içinde estragol,linalol, cineol ve pinen vardır. Fesleğen midevî, yatıştırıcı ve barsallarda gaz teşekkülüne mâni olucu özelliklerinden dolayı % 1-2 lif çay hâlinde kullanılır. Uçucu yağda da ayni hassalar vardır.İdrar yolları hastalıklarına karsı tesirlidir. Tohumlarından öksürük kesici olarak istifade edilir. Baharat olarak salata ve çorbalarda kullanılır. Ete, balığa ve sosise konur. Süte ve hardala karıştırılır.Anadolu’da aroma vermesi için pekmez yapılırken içine konulur. Uçucu yağı parfümeride de kullanılır. Ayrıca öksürüğü kesici, hazımsızlığı ve bas dönmeleri giderici özelliği de bilinir. Ari sokmalarına karsı da faydalıdır.
Filiskin: (Yarpuz / Mentha pulegium)
Akdeniz bölgesinde yetişen, üzeri tüylü, 10-15 cm boyunda kuvvetli kokusu olan bir bitkidir. Yaprakları kısa saplı olup, oval seklindedir. Çiçekleri morumsu pembedir. Terkibinde uçucu yağ (Pul egon) vardır.
Kullanıldığı yerler: Mide ağrılarını keser. Kusma ve bulantıyı önler. İktidarsızlığı giderir. Vücudun dinç kalmasını sağlar.
Fındık: (Haselnuss / Noisetier / Hazel-tree / Corylus avellana / Cobnut / Noisetier)
Kuzey yarımkürenin ılıman bölgelerinde yetişen, çalımsı veya alçak boylu, tek evcikle, erkek ve dişi çiçek ayrı ağaçta, ayrı yerlerde olan bitkiler. Fındığın erkek çiçekleri tırtılsıdır. Dişi çiçekler ayrı ağaçta ve tomurcuk hâlinde küçüktür. Genel olarak çiçekler yapraklardan önce açarlar. Yaprakları yuvarlak, oval veya yürek biçiminde, tüylü, yaprak kenarları dişlidir. Dişi çiçeklerin çanak yapraklarından olgunlaşan fındıkların toplanması temmuz ve ağustos aylarındadır. Fındık ağacı türlere bağlı olarak çalı formunda olduğu gibi, 15-20 m.ye kadar da boylanır. Kültür çeşitlerinin çoğu 3-4 m boyundadırlar. Bununla beraber bazı memleketlerdeki tek gövdeli ağaç seklinde yetiştirilir. Fındıklar, meyvelerin iriliklerine ve şekillerine göre isimlendirilir.
Yurdumuzda yetiştirilen baslıca kültür çeşitleri; tombul fındık, sivri fındık, badem fındık, kan fındığı ve fosa fındığıdır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Doğu Karadeniz bölgesi (Ordu, Trabzon, Giresun); Zonguldak, Bolu.
Kullanıldığı yerler: İç fındığın bileşiminde ortalama olarak % 4’ü su, % 65,4’ü yağ, % 15,6 protein, % 2,6 selüloz, % 0,98 azotsuz ekstram maddeler ve % 1,55 kül vardır.Yağ ve proteinler bakımından önemli bir besin maddesidir. Fındık, vitamin bakımından da iyi bir kaynaktır. En fazla Vitamini bulunur. 100 gram iç fındıkta 0,54 MGK B vitamini, ayrıca az miktarda A ve C vitaminleri de vardır. Külünde % 0,29 Cad, %35 P ve % 0,0041 Fa bulunur. Zengin bir besin maddesi olan fındığın 1000 gramı 725 kalori sağlar. Bu özellikleriyle fındık, bedeni ve zihni yorgunlukları giderir. Vücuda kuvvet verir. Hamilelik ve variste de tavsiye edilir.
Fındık yağı: Böbrek ağrılarını giderir. Kum ve tas düşürülmesine yardımcı olur. Barsak solucanlarını düşürür. Mideleri rahatsız olanlar, damar sertliği olanlar veya yüksek tansiyondan şikayet edenler, çok az yemelidir.
Frenk maydanozu: (Caerefolium / Chervil / Carfeuil)
Maydanozgillerden, itirli bir bitkidir. Birçok çeşidi vardır.
Kullanıldığı yerler: İdrar ve aybaşı kani söktürür. Basur memelerinin verdiği şikayetleri giderir. Suyuyla kirpiklere kompres yapılırsa, uzamalarını sağlar.
Frenküzümü: (Stachelbeere / Groseille / Currant / Ribes rubrum / Currant / Groseille)
Çogunlugu kisin yaprağını döken, bâzıları da her zaman yeşilliğini muhafaza eden bodur çalılardır. Kökleri saçak seklinde olup, fazla derine inmezler. Dalları zayıftır. Her sene dipten yeni sürgünler meydana getirir. Meyveleri küçük salkımlar hâlindedir. Salkımlar üzerinde tâneler yuvarlak ve çok parlak renklidir. Kabuk yari saydam olduğundan, tânenin içerisindeki çekirdek fark olunabilir. Meyveler mayhoş ve tatlıdır. Frenküzümü mahsûlünü dâima genç sürgünler üzerinde verir (budamada bu hususa dikkat etmelidir). Yaprakları el biçimindedir. Frenküzümü en iyi şekilde mutedil iklimlerde yetişir. Fazla rutûbetli ve fazla kuru toprakları sevmez. İlkbaharda erken uyandıkları için, dikimi sonbaharda yapmak iyi netice verir. Bahçe zirâatında frenküzümü, 1,20x1,40 m aralık ve mesâfeyle dikilmelidir. Budanmayan Frenk üzümleri iyi mahsul vermezler. Onun için yaslı dalları budanır. Genç sürgünleri yerlerinde bırakarak iyi bir aralama yapmak gerekir. Köklerden süren piçleri kesip atmalı, ortada olanlarından bir veya iki tânesini bırakmalıdır. Bırakılan bu sürgünler fidanı gençleştirir.
Baslıca dört çeşit tanınmış frenküzümü vardır:
1) Küçük kırmızı frenküzümü,
2) Büyük kırmızı frenküzümü,
3) Siyah frenküzümü,
4) Sari frenküzümü.
Bunlardan en makbulü büyük tâneli kırmızı frenküzümüdür. Bu üzüm çeşidi tesirlidir ve suyu çoktur. Şurup yapmaya elverişlidir. Frenküzümlerini iyice olgunlaştırdıktan sonra toplamalıdır.
Türkiye'de yetiştiği yerler: Hemen bütün bölgelerde.
Kullanıldığı yerler: İştah açar, hazmı kolaylaştırır. İdrar söktürür. Vücuda rahatlık verir. Böbreklerdeki tasların düşürülmesine yardımcı olur. Karında toplanan suyu söker. Karaciğer sisliğini indirir. Şurubu çok besleyicidir.
Funda: (Süpürgeotu / Erika / Bruyére / Heath / Erica / Galluna vulgaris / Buruyere )
Fundagiller familyasından, alçak boylu, yaprak dökmeyen 500 kadar çalı türünün ortak adi. Türlerinin bâzıları süs bitkisi olarak kullanıldığı halde, bâzıları da orman altı zararlı florasındandır. Gök funda (Erıca cinerea) adli türü, evcil hayvanlar için altlık olarak kullanılır. 1-3 m boyunda, beyaz renkli güzel kokulu çiçekleri vardır. Erıca scoporia isimli özel bir tür olan funda, yeşilimsi çiçeklidir. 2-3 m boylu olup, süpürge yapımında kullanılır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Trakya, Marmara ile Anadolu’nun hemen bütün sâhil bölgelerinde yetişir.
Kullanıldığı yerler: Bâzı türlerinin dalları ipek böcekçiliğinde askı olarak kullanılır. Cezayir’de yetişen bir türünün köklerinden dünyâca meşhur “Bruyere” pipolari yapilir. Dallari çali süpürgesi yapiminda, ayrica yakacak olarak kullanilir. Ihtivâ ettigi “ericolin” isimli bir glikozit maddesi, idrar yolları taslarına karsı idrar söktürücü olarak, sulu hülâsâ halinde kullanilir. Funda ayrica, ishal ve böbrek tasları tedavisinde kullanilir. Zeytinyağı ile hazırlanan merhemi çıban ve egzamada faydalıdır. Zayıflamak için de kullanıldığı bilinmektedir.
Gelincik: (Klatschmon / Coquelicot / Corn poppy / Corn rose / Papaver rhaeas / Poppy / Coquelicot)
Mayıs-ağustos ayları arasında, kırmızı renkli çiçekler açan, 20-30 cm boyunda bir veya bazen çok senelik otsu ve beyaz sütlü bir bitki. Buğday tarlalarında, ekilmemiş yerlerde çok rastlanır. Gövdeleri dik ve tüylüdür. Çiçekler dalların uçlarında bulunur. Çanak yaprakları çiçek açma esnâsında dökülür. Çiçekleri de çabuk dökülür. Meyveleri sarimsi esmer renkli olup, deliklidir ve bu deliklerden tohumlar saçılır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Hemen her yerde yetişmektedir.
Kullanıldığı yerler: Kullanılan kısımları çiçekleridir. Çiçekler güneşte ve mümkün olduğu kadar çabuk kurutulur. Bileşiminde zamk, seker, müsilaj ve çok az miktarda alkaloit bulunur. Hafif yumuşatıcı ve uyuşturucu bir tesiri vardır. Öksürük ve nezle gibi hastalıklarda yumuşatıcı olarak şurup hâlinde verilir. Uykusuzluğu giderir. Yanıkları iyileştirir. Çiçekleri su içinde şişelerde güneşte bekletilerek şerbeti çıkarılır. İçine limon tuzu konursa rengi çabuk ve daha güzel çıkar. Yazın şerbet olarak içilir.
Gözlükotu: (Göz otu / Euphraia rostkovina )
Kırlarda kendiliğinden yetişen bir çesit bitkidir. Çiçekleri, ufak, beyazımtırak mavi ve kırmızı benekli olup, yapraklarının ortasındadır. Çiçekleri yaz aylarinda toplanip kurutulur.
Kullanıldığı yerler: Göz nezlesi ve göz iltihaplarında kullanilir. Mide ve barsak gazlarına faydalıdır.
Greyfurt: (Papmelmuse / Grapfefruit / Pamplemousse / Grapefruit, shaddock / Altıntop / Kızmemesi / Citrus grandis / Citrus decumana / Citrus aurantium)
Vatani Çin ve Hindistan olan, fakat bugün birçok çesit ve kültür formlarıyla bütün subtropikal memleketlerde yetiştirilen, yaprak dökmeyen, uçucu yağ taşıyan küçük ağaçlar. Yaprakları derimsidir.Çiçekler, beyazımsı renkli, meyveleri büyük, toparlak yassı, açık sari renkli, ince kabuklu, bol usârelidir.Meyvelerinin çekirdekli ve çekirdeksiz cinsleri bulunur. Meyve dilimlerinin kabukları soyulunca acılık kalmaz, rahatlıkla yenebilir.Kızmemesi veya altıntop gibi isimlerle de tanınır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Güney, Güneybatı, Kuzeydoğu Anadolu’da yetiştirilir.
Kullanıldığı yerler: C vitamini bakımından zengindir. Meyve kabuklarından marmelat yapilir. Karaciğerin normal çalışmasını sağlar. Hazmı kolaylaştırır. Vücuda biriken suyu ve zehirli atıkları atar. Kani temizler. Bedeni ve zihni yorgunlukları giderir. Akciğer ve göğüs hastalıklarında faydalıdır
Gül: (Rosa / Damaszener Rose / Hundsrose / Rose / Damask rose / Dorgrose herbrose / Rosaceae / Rosier)
Mayıs-haziran ayları arasında, pembe, beyazımsı, sari, kırmızı renkli çiçekler açan, güzel kokulu çok senelik, çalımsı ve dikenli bir bitki.
Isparta gülü (Rosa damascena): Çok eski bir kültür bitkisi olduğu için menşei belli değildir. Halen Isparta çevresinde bol miktarda yetiştirilmektedir.Isparta veya yağ gülü, Isparta çevresinde, 1,5-2 m aralıkla sıralar hâlinde ekilmektedir. Üretilmesi çelikle yapilir. Çelikler de kasım ve aralık aylarinda ekilir. Ürün ikinci yıldan îtibâren alınmaya baslar. Üçüncü ve dördüncü yaslarda verim en fazladır. Daha sonra bu yaslı güller kesilerek gençleştirme yoluna gidilir. Gül bahçelerinden gençleştirme sûretiyle 15-20 sene faydalanılabilir.
Yabânî gül (Rosa canina): Memleketimizde oldukça yaygın bir gül çeşididir. 2-3 m yüksekliginde, pembe veya beyaz çiçekli bir ağaççıktır. Meyveleri parlak kırmızı renktedir. Bu gülün olgun meyvelerini saran, başlangıçta gizi dar bir bardak seklinde olan çiçek ekseni, çiçek tablası olgunlaşınca etlenip, kırmızı bir renk alır. Bu meyvelere “kuşburnu” adi verilir. Bileşiminde tanen, pektin, vitamin C, sekerler ve organik asitler vardır. Kabız edici, idrar söktürücü olarak, böbrek ve safra taslarına karsı, C vitamini yönünden zengin olduğu için de bâzı bölgelerde marmelât yapiminda kullanilir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Anadolu ve Trakya.
Kullanılan kısımları: Gülün kullanılan kısımları çiçeği, çiçeklerinden elde edilen gülyağı ve gülsuyudur. Çiçekler sabahın erken saatlerinden güneş dogmadan toplanip gölgede kurutulur. Su buharı ile distilasyona tâbi tutulur. Elde edilen kısmin üst tarafında gül yağı toplanır. Alttaki sulu kişim ise gül suyunu teşkil eder. Genellikle 3000-3500 kg çiçekten, 1 kg gülyağı, 500 kg gül suyu elde edilmektedir.
Kullanıldığı yerler: Gül çiçeğinin taç yapraklarında uçucu yağ, tanen, galilik asit, kuarsitrin, siyanin, seker ve mum vardır. Gülyağı tıbbî bir tesire sahibe olmamakla berâber, bilhassa parfümeri ve kozmetik sanayicinde bâzı pomatlar ile galenim preparatlarin kokusunu değiştirmede çok kullanilir. Antiseptik (mikrop öldürücü) etkisi vardır. Boğaz ve bademcik iltihaplarını giderir. Göz kanlanmaları ve göz nezlesinde etkilidir. Dâhilen ise hafif müshil etkilidir. Gülsuyu, gül reçelleri halk arasında yaygın olarak kullanilir.
Gülhatmi: (Althaea rosa / Hubbaze)
Ebegümecigillerden, yaprakları geniş ve yuvarlak, çiçekleri büyük ve türlü renklerde olan bir süs bitkisidir.
Kullanıldığı yerler: Balgam söktürür. Vücuda rahatlık verir. Nezle ve öksürükten kaynaklanan şikayetleri giderir. Boğaz, bademcik ve diş eti iltihaplarında kullanilir. Barsak iltihaplarında etkilidir.
Günlük: (Buhur / Boswellia / Styrax / Frankincense / Encens /)
Tropik bölgelerde yetisen "Sığala (Amber) Ağacı”ndan elde edilen yağdır. Sığala yağının mart ayından itibaren sekiz ay süre ile üretimi yapılmaktadır. Bu yağ ağacın salgı hücrelerinde meydana gelir. Salgı hücreleri bitkide tabii olarak fakat az miktarda bulunmaktadır. Ağaçlarda yaralama sonucu balsam meydana gelir ve bu yaralama sırasında salgı hücrelerinin sayısı da artar. Yaralama kepçe gibi bıçaklarla yapılmaktadır. Yara yeri 15-20 günde bir derinleştirilmektedir. 3-4 yaralamadan sonra balsam teşekkül eder. Ağacın kabuk kısmi, odun kısmına kadar sıyrılmak suretiyle balsam toplanır. Bir kazanda yarım ile bir saat kaynatılır. Böylece kabuklardan ayrılan balsam, dibe çöker, kabuklar suyun üzerinde kalır. Bu kabuklar yabalarla alınarak bir preste sıkılır ve akan balsam ile su havuzlarda toplanır. Bir süre dinlendirilince, balsamın bir kısmı dipte, bir kısmı suyun üstünde olmak üzere toplanarak sudan ayrılır. Kazanın dibinde kalan balsam ile havuzlarda biriken balsam birleştirilir. Kalan yongalar kurutulduktan sonra “buhur” veya “günlük” adi altında satılmaktadır.
Kullanıldığı yerler: Nefes darlığını giderir. Tütsü olarak kullanilir. Kozmetikte de aranan bir maddedir.
Güvercin kökü: (Jatrorrhiza palmata / Racine de colombo)
"Jatrorrhiza palmata" Adlı bitkinin köküdür. Terkibinde "kolombin" ve "Barberin" denilen maddeler vardır. Tadı acıdır.
Kullanıldığı yerler: İshali keser. İştahı açar. Mideyi kuvvetlendirir. Fazla kullanıldığı takdirde, mide ve barsaklara zarar verir.
Güveyfeneri: (Gelinfeneri / Fenerçiçegi / Gelinotu / Askelmasi / Kıs kirazı / Physalis alkakengi / Winter cherry / Lanterne)
Patlıcangillerden, kireçli topraklarda yetişenbir çesit bitkidir. Çiçekleri pembe-beyaz renklerdedir. Yemişleri kiraz ye da küçük domateslere benzer. C vitamini içerir. Lezzeti acımtıraktır. Meyveleri Eylül-Ekim aylarında toplanıp kurutulur.
Kullanıldığı yerler: Idrar ve ter söktürür. Karında toplanan suyu boşaltır. Böbrek taslarının düşürülmesine yardımcı olur. Sarılıkta da faydalıdır.
Güzelavratotu: (Belladon / Atropa belladonna / Deadly nightshade)
Patlıcangillerden, kireçli topraklarda yetisen 180 cm kadar boyunda birkaç sene yasayan nahoş kokulu bir bitkidir. Meyveleri kiraz gibi yuvarlak ve siyah renktedir. Çiçekleri boru seklinde, koyu kırmızımsı veya sarımtıraktır. Terkibinde bir çesit zehir olan "Atropin" vardır. Sadece tıbbi maksatla kullanilir. Bir hekim tavsiyesi olmadan kesinlikle kullanılmamalıdır.
Kullanıldığı yerler: Ağrı kesici ilaç yapiminda kullanilir. Ayrica, mide, barsak, astım, kalp, sinir ve beyin hastalıklarının tedavisi için yapılan ilaçlarda da kullanılmaktadır.
Kullanıldığı yerler: Siyah hardal tohumundan tıpta, bronşit ve zatürreeden kaynaklanan şikayetleri gidermek için haricen kullanılan ilaçlar yapilir.Sofra hardalı ise hazmı kolaylaştırıp, kabız olmayı önler.
Haşhaş: (Schlafmohn / Poppy / Papaver / Papaveraceae / Papaver somniferum glabrum / Oplum poppy)
Yüzyıllardan beri ekilmekte olan bir kültür bitkisidir. Haşhaş ziraatının ilk defa nerede başlamış olduğu kesin olarak belli değildir. Bâzı yazarlara göre Akdeniz havzası, Anadolu ve Mezopotamya’dır. Türklerin eski anayurtları olan Orta Asya’da haşhaş ziraatını yapmakta oldukları ve göçler ile bu kültürü etrafa yaydıkları düşünülmektedir. Etiler zamanında Anadolu’da haşhaş ekimi yapıldığı arkeolojik kazılarla ortaya çıkmıştır. Anadolu birçok coğrafik ve ekolojik haşhaş gruplarının toplandığı bir yerdir. Bu sebeple Anadolu’da çok çeşitli haşhaş gruplarına rastlanır. Memleketimizde yetiştirilen haşhaş iki alt türe ayrılmaktadır:
1) Papa ver somniferum alt tür anatolicum (Körhaşhaş): Bitki 50-120 cm boyunda, az veya orta dallı, kapsülleri büyük (5 cm çaplı), kalın kabuklu, konik, yuvarlak, olgunlaşınca delikleri açılmayan türdür.
Bu alt türün de beyaz ve mor çiçekli olan varyeteleri (çeşit) vardır.
Varyete albescens (Akhaşhaş): Çiçekler saf beyaz, tohumlar beyaz veya devetüyü renklidir. Ekilmekte olan haşhaşların % 60-70’ini bu varyete teşkil etmektedir. Bilhassa sofa bölgede (Amasya, Tokat, Çorum, Malatya) ekilmektedir.
Varyete violascens (Karahaşhaş, Gökhaşhaş): Çiçekler açık veya koyu mor, tohumlar gri veya kahverengidir. Yukarıdaki varyeteye göre daha az ve genellikle onunla birlikte ekilmektedir.
2) Papaver somniferum alttür spontaneum (Açıkhaşhaş):
Bitki 60-100 cm boyunda, kapsülleri küçük (2,5 cm çaplı), çok ve nadiren orta dallı, ince kabuklu olup olgunlaşınca kapsül meyvede delikler açılır. Bu alt türün de varyeteleri vardır. Ekimi körhashas alt türünün varyetelerine göre az olmakla beraber Bilecik, Kütahya, Uşak, Afyon, Burdur, Isparta, Denizli ve haşhaş zirâatı yapılan hemen her mıntıkada bulunur. Varyete violaceum’un çiçekleri açık mordan koyu mora kadar değişen renkli, dip kısımları koyu mor renklidir. Tohumlar mavimsi-gri veya kahverengidir. Anadolu’da açık haşhaşın en çok rastlanan varyetesidir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Anadolu.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin kullanılan kısımları ham meyvelerinin çizilmesi ile elde edilen afyon, kurutulmuş ham meyveler, yapraklar, tohumları ve tohumlarından elde edilen yağıdır. Haşhaş yaprağı elde edildiği alt türe ve gövdedeki yerine göre sekli az çok değişir. Bilhassa hâricen kullanılan bâzı merhemlerin bileşimine girer ve ağrı dindiricidir. Hashas basi, haşhaşın olgunlaşmasından, sütlüyken toplanan ve kurutulan, tohumları çıkarılan kapsül meyveleridir. Bileşiminde toplanma zamanına göre değişen afyon alkaloitleri vardır. Harici ağrı dindirici olarak, özellikle diş hekimliğinde kullanilir. Tohumlarının yağı ise, tohumları soğukta tazyik edilmesi sûretiyle elde edilen yağdır. Soğukta elde edilen yağın bileşiminde asitler az, sıcakta elde edilen yağın ise asitleri fazladır. Soğukta elde edilen yağ, bâzı merhemlerin bileşimine girer. Sıcakta elde edilen yağ, yemek yağı ve sanayide sabun yapiminda kullanilir. İçerdiği zehirli maddeli dolayısıyla, hekim kontrolü ve tavsiyesi olmadan kesinlikle kullanılmamalıdır.
Hatmi: (Apothekerstockmalve / Guimauwe / Marshmallow / Althaea officinalis)
Temmuz-ağustos aylarında, pembemsi-beyaz renkli çiçekler açan, 50-150 cm yüksekliginde, çok senelik, otsu ve tıbbî bir bitkidir. Sulak çayırlar ve dere kenarlarında bulunur. Gövdeleri dik ve tüylüdür. Yaprakları saplı ve çok tüylüdür. Çiçekler, dalların ucundaki yaprakların koltuğunda tek veya gruplar hâlinde bulunur.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Akdeniz bölgesi.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin kullanılan kısımları yaprakları, çiçekleri ve köküdür. Yaprakları bitki çiçekliyken ve çiçekler tamâmen açmadan toplanır ve gölgede kurutulur. Kökler ise yaslı bitkilerden sonbaharda alınır, kabukları soyularak gölgede kurutulur. Bütün bitki fazla miktarda müsilaj taşır. Bundan başka nişasta, sakaroz, galaktoz, pektin, yağ, tanen ve asparagin taşır. Yaprak, çiçek veya kökleri haricen ve dahilen göğüs yumuşatıcı olarak kullanilir. Çiçekleri gölgede kurutulup çay gibi demlenince göçüsü yumuşatır ve öksürüğe iyi gelir. Dövülmüş hatmi taneleri vücuda sürülürse, sinek ve böcek isirmailarni önler.
Ayni şekilde kullanılan diğer türler şunlardır:
Gül hatmi (Althaea rosea): 1-2 m yüksekliginde, beyaz, sari-kırmızı ve siyahimsi- kırmızı renkli çok senelik bir bitkidir. Meyvelerinin üzeri tüylüdür. Süs bitkisi olarak yetiştirilir. Diğer hatmi gibi kullanilir.
Killi hatmi (Althaeae hirsuta): 10-40 cm yüksekliginde, dik ve tüylü, eflatun renginde çiçekleri olan bir bitkidir. Tıbbî hatmi gibi kullanilir.
Havlıcan: (Galgant / Alpinia / Galingale / Alpinia officinarum)
Bir çenekliler sınıfının Zencefilgiller familyasından güzel çiçekli, itirli, çok yıllık, otsu bitkidir. Diğer ismi galangal veya Çin zencefilidir. Toprak üstü sapları çok fazla dallanmış rizomlardan (kök saplarından) çıkar, ilâve sapları da olabilir. Bir metreden fazla yüksekliği vardır. Kırmızı çizgili, çiçekleri beyaz yaprakları bulunur. Havlıcan çok cazip çiçeklerinin ve kokusunun güzelliği sebebiyle aranan bir bitkidir.
Kullanıldığı yerler: Kurutulmuş rizomlari hamur islerinde kullanilir. Bu rizomlardan elde edilen yağ sari sıvıdır. Serinletici olup, kâfur benzeri kokuya sâhiptir. Kurutulmuş rizomlari ve türevleri acimtrak aromalıdır. Havlıcan kökü, meşrubatlarda, dondurma, şekerlemeler, tarım ürünleri, çikolata çeşitlerinde kullanılabilir. Rizomlari ayrica zencefil gibi baharat olarak da kullanilir. Tıbbî faydasının çok olduğu bilinmektedir. Kaynatılan suyu bir miktar içilirse mîde ağrılarına, romatizma ve kulunca iyi gelir. Bel gevşekliği, çocukların yatağı kirletmesini önler. Balgam söktürür, tükürük ifrâzâtını arttırır. Ağız kokusunu giderir. Mafsal ağrılarına ve mîde ekşimesine iyi gelir.
Havuç: (Mohrrübe / Carotte / Carrot / Daucus corota )
Kökleri sebze olarak yenen iki yıllık bir kültür bitkisidir. Havucun vatani Orta Avrupa’dır. Yabânî olarak Avrupa, Kuzey Afrika ve Asya’da rastlanır. Memleketimizde de rastlanmaktaysa da kültür havucu özelliğinde değildir. Bitki 1-1,5 m kadar boylarında, az dallı, parçalı yapraklıdır. Çiçekleri yazın açan küçük, beyazımsı renkli semsiye durumunda toplanmışlardır. Elverişli topraklarda ana kök bir metre kadar derine inebilmektedir. Havucun kazık seklindeki etli kökleri kültür sâyesinde meydana gelmiştir. Havucun açık sari-turuncu renkteki diş kısmi kabuk kısmidir. Kök meyveleri farklı türleri sebebiyle çeşitli sekil ve büyüklüktedir. Koyu sarimsi-turuncu renkte olan iç kısmi odun dokusuna tekâbül etmekle birlikte genellikle parankimatik hücrelerden yapılmıştır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Doğu Anadolu hâriç bütün Anadolu.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin tohumları ve kazık kökleri (havuç) kullanilir. Tohumlar eterim yağ ihtiva eder ki, bu da geraniol elde etmekte kullanılabilir. Ayrica konserve ve parfümeri sanayicinde kullanilir. Kültür kök meyveler likopin, karo tin provitamin A, B1, B2, C vitaminleri, % 7 oranında seker, % 29 kadar fosfor ve mâdenî tuzlar ihtiva eder. Bu kök meyveler ham madde olarak karo tin elde etmede, gıda olarak tâze ve tursu hâlinde kullanilir. Provitamin A, vücutta vitamin A hâline geçer. Vitamin A, hastalıklara karsı mukâvemet kazandıran, göz ve cilt hastalıklarını önleyen çok faydalı bir maddedir. Tâze havuç, güneş yanıkları vakalarında lapa hâlinde kullanilir. Havuç unu ve suyu çocukların beslenmesinde çok faydalıdır.
Hayıt: (Ayıt / Vitex agnus-castus / Agnus castus / Petit poivre)
Mineçiçeğigiller familyasından, Bati ve Güney Anadolu'da yaşayan bir ağaççıktır. Temmuz aylarında mor renkli çiçekleri açar. Dalları ve yapraklarında, uçucu ve sabit yağ, tanen, sineol, sekerler, kristalize maddeler ve glikozit vardır.
Kullanıldığı yerler: İdrar söktürür. Sancıları keser. Aybaşı kanamalarını düzenler. Anne sütünü artırır. Hazımsızlığı giderir. Karın ağrısı ve ishali keser. Ayak şişlerini indirir. Akrep ve Arı sokmalarında kullanılır.
Helvacıkabağı: (Kestanekabağı / Cucubirta maxima / Winter squesh / Potiron)
Gövdeleri silindir biçiminde, yaprakları böbrek seklinde ve tüylüdür. Meyveleri basık küremsi, saplı, ince kabukludur. Pişirildiğinde kabukları yumuşar ve zar gibi soyulur. Kırmızı etli kısmında sekerli ve nişastalı maddeler vardır. Yemeği ve tatlısı yapilir.
Kullanıldığı yerler: Her iki türün tıbbî olarak kurutulmuş tohumları kullanilir. Tohumlarında sâbit yağ ve peporesin vardır. Tohumları (çekirdekleri) tenya ve kurt düşürücü olarak bilhassa çocuklarda kullanılmaktadır. Tohumlar diş kabuklarından ayrılarak dövülür, sekerle karıştırılarak verilebilir. Ortalama doz çocuklarda 40 gr büyüklerde takriben 100 gridir. Kabak çok besleyici özelliktedir C ve B1 vitamini ihtiva eder. Pişirilen etli kısmi yiyecekten başka çıban ve sis yerlere lapa olarak da tatbik edilir.
Kullanıldığı yerler: İdrar söktürür. Böbreklerdeki kum ve tasların düşürülmesine yardımcı olur. Mide ağrılarını giderir.
Hıyarşembe: (Hind hıyarı / Hiyarşember / Casse / Cassia fistula)
Baklagillerden, "Leguminoseae" denilen bir ağacın meyveleridir. Doğu Hine, antim ve Brezilya'da yetişir. Meyvesi silindirik ve siyahtır. Terkibinde, seker, pektin, zamk, tanen ve esans vardır.
Kullanıldığı yerler: Kabızlığı önler. Fazlası müshildir.
Hodan:(Borretsch / Gurkenkraut / Bourrache / Borrego officinalis / Borage)
Mayıs-eylül ayları arasında mavi renkte çiçek açan, sert tüylü, 15-60 cm yüksekliginde, bir yıllık otsu bir bitkidir. Sığırdili olarak da bilinir. Daha çok rutubetli yerleri sever. Yaprakları buruşuk, sert tüylü, oval şekilli, alttakiler saplı, üstekiler sapsızdır. Çiçekler uzun saplıdır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Marmara, Kuzey ve Bati Anadolu.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin çiçekleri ve yaprakları kullanilir. Fazla miktarda müsilaj, reçine, mâdenî tuzlar taşır. Yapraklar ve çiçekler ter verici, idrar ve balgam söktürücüdür. Boğaz ağrılarına ve öksürüğe karsı kullanilir.
Hünnap:(Jujube / Jujubier / Jujube /Çigde / Zizyphus juiba / Zizyphus vulgaris / Chinese date / Jujuba)
Nisan-mayıs ayları arasında, sarı renkli çiçekler açan, hoş kokulu, 4-5 m yüksekliginde dikenli bir ağacın, kırmızı kabuklu, sert çekirdekli, iri zeytin biçiminde ve büyüklüğünde bir yemişidir. En diş çeperi derimsi ve ince, pulpası (yumuşak kişim) sari renkli ve tatlı lezzetlidir Ünnap da denilir. Bahçelerde yetiştirildiği gibi yabânî olarak da bulunur. Asil vatani Suriye’dir. Ağacının gövdeleri silindir biçiminde, esmer kabuklu, çok dallıdır.Yapraklar karşılıklı 2 sıra hâlinde, kısa saplı, diken seklinde 2 küçük yaprakçıklıdır.Çiçekler 3-6 tânesi bir arada ve oldukça küçüktür.Çanak yaprakları 5 parçalı ve yeşil renklidir. Taç yaprakları sari renkli, kıvrık olup 5 parçalıdır.
Türkiye’de yetiştiği yerler:Yerli değildir. Marmara, Bati ve Güney Anadolu’da yetiştirilir.
Kullanıldığı yerler: Meyveleri tamâmen olgunlaştıktan sonra toplanır ve güneşte kurutulur. Meyvelerinde seker, tanın ve müsilajli maddeler bulunmaktadır.Çok eskiden beri yumuşatıcı, balgam ve idrar söktürücü ve kabız edici olarak kullanılmaktadır.
Hurma: (Dattelpalme / Dattier / Date palm/ Phoneix dactyfera / Datte)
İnsanoğlunun yetiştirdiği en eski bitki çeşitlerinden biridir. Basil’in en eski yerlileri Sümerler hurmayı en azından 5000 sene önce ilk defâ yetiştirmişlerdir. Kuzey Afrika ve Orta Doğu bölgelerinin ekonomisinde çok eskiden beri büyük bir rol oynar. Amerika’ya İspanyollar tarafından 19. yüzyılın baslarında getirilmiş ve Meksika civârında yetiştirilmiştir. İlk defâ Basra Körfezinde yetiştirildiği tahmin edilen hurma bitkisi yaklaşık 18-24 m boyundadır. Yapraklarının bir kısmi yere doğru sarkar ve bir kısmi da yukarı doğrudur. Yapraklarının uzunlukları 6 m civârındadır. Gövdeleri diktir. Tabanından birçok sürgün verir. Yelpâze olan yapraklarının büyükleri tepede toplanmıştır. Çiçekleri ekseriyâ tek cinslidir. Başak tipindeki çiçekleri “spata” adi verilen büyük yapraklarla çevrelenmiştir. Gövdesinde yapraklar genellikle toplu olarak bulunur. Küçük sari çiçekleri toplu hâlde açarlar. Farklı cinsiyetli çiçekler ayrı ağaçlarda yetişir. Dişi çiçekler zamanla tek tohumlu meyvelere dönüşürler. Meyveleri sarimsi kahve renkli, diş kabuk sarimsidir. Orta kişim etli ve seker bakımından zengindir. Tohum silindirik, sert ve bir yüzü boyunca derin olukludur.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Memleketimizde Phoenix dectylifera türü örnekleri azdır. Buna karşılık Phoenix canariensis daha çok yetiştirilmektedir. Gövde tabanında sürgünler vermesi ve tohumların daha kısa ve şişkin olusu ile ayırt edilir. Bati ve Güney Anadolu ve Akdeniz bölgesinde yetiştirilmektedir. Memleketimizde yetişenlerin hurma meyvelerinin gıdâ bakımından önemi yoktur, daha çok gölge verici olarak kullanilir.
Kullanıldığı yerler: Hurmanın meyvesi tatlı ve besleyicidir. Yaklaşık % 20 nem ihtivâ eden tâze hurmalarda % 60-65 seker ve % 2 protein vardır. Kurumuş hurmalarda seker oranı % 75-85 civârındadır. Bir diğer hurma çeşidi olan Phoenix sylvestris’ten hurma şekeri elde edilir. Ayrıca, bedeni ve zihni gelişmeyi sağlar. Kansere karsı koruyucu olduğu bilinir. Boğaz ağrısını keser. Bronşit, öksürük ve soğuk algınlığı şikayetlerini giderir. Kemik hastalıklarında faydalıdır.
Hüsnüyusuf:(Guguçiçegi / Dianthus barbatus / Iychinide / Bunch pink / Yalınkat karanfil)
Karanfilgiller familyasından bir çeşit süs bitkisidir.
Kullanıldığı yerler: Mide üşütmesinden doğan şikayetleri giderir. İktidarsızlıkta da faydalıdır.
İğde: (Ölweide / Olivier / Sauvage / Oleaster/ Elaeagnus)
Kışın yapraklarını döken veya dâimâ yeşil kalan, çalı veya ağaç hâlinde olan, çok dallanmış, dikenli veya dikensiz odunsu bitkilerin meyvesine denir. Ağacının, sürgünleri çoğunlukla dikenlidir. Tomurcukları küçük, kısa saplıdır. Yapraklar dar, şerit hâlinde ve tam kenarlıdır. Yapraklar ve sürgünler gümüşî renkli tüylerle örtülmüştür. Haziranda açan çiçekler kısa salkımlar halinde sürgünlerin aşağı kısmında kümeler hâlinde yer alır. Çiçeklerin diş tarafı gümüşî beyaz, iç tarafı sarı renkte olup, çok hoş kokuludur. İğdenin vatanı Akdeniz bölgesidir. Kuş iğdesi adı verilen Eleognus angustifolia, Anadolu’nun hemen hemen her tarafında yetişir. Bağ ve bahçe kenarlarında çit bitkisi olarak da kullanilir. 7-8 m boylanabilir ve baygın kokuludur. Bu türün meyvesi makbul olmayıp, kültüre alınmış olan çeşidine, E. angustifolia varyete orientalis denir.
Kullanıldığı yerler: Anadolu’da bağ ve bahçelerde tatlı meyvelerinden dolayı meyve ağacı olarak yetiştirilmektedir. Meyveleri zeytin meyvesi büyüklüğünde ve sarimsi-kahve renginde olup yenilebilir. Bağırsak bozukluklarını ve ağız pasını gidermek için kullanilir
Ihlamur: (Linde / Tilleul / Linden tree / Linder tree / Tilia / Tilia silvestris / Linden)
Haziran-ağustos ayları arasında beyazımsı-sari renkli, hoş kokulu çiçekler açan, yüksek boylu ağaçtır. Genellikle ormanlarda tabiî olarak bulunursa da, süs ağacı olarak park ve bahçelerde de yetiştirilmektedir. Yaprakları saplı, ucu sivri, kenarları dişli, taban kısımları kalp biçiminde, üst yüzü yeşil, alt yüzü beyazımsı yeşil ve tüylüdür. Çiçekler, en az üçü bir arada olmak üzere sarkık durumlar teşkil eder. Çiçek örtüsü kayık seklinde, sarimsi-yeşil renktedir. Meyveleri küre şekilli ve tek tohumludur.Ihlamur ağacı filizden iyi büyür. Azami bin sene yasar.
Ihlamurun, kış ıhlamuru (T. cordata), yaz ıhlamuru (T. platyphyllos), kırmızı ıhlamur (T. rubra) ve gümüşî ıhlamur (T. tomentosa) gibi türleri bulunmaktadır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Marmara ve Karadeniz bölgesi.
Kullanıldığı yerler: Güzel kokulu çiçeklerinden dolayı ve bir gölge ağacı olarak yetiştirilir. Ihlamur çiçeği yatıştırıcı, idrar verici, göğüs yumuşatıcı ve balgam söktürücü olarak çay halinde kullanilir.Ihlamur çiçeği banyosunun da yatıştırıcı bir özelliği vardır. Balla karıştırılıp içilirse mide ülserine faydalıdır. Kan dolaşımını düzenler.
İncir: (Feigenbaum / Figuier / Fig tree / Yemiş / Ficus caria / Figue)
Mart-nisan aylarında çiçek açan, 1,5-6 m yüksekliginde, süt taşıyan iki evcikle bir ağaçtır. Yabanî olarak bulunursa da, daha çok yetiştirilir. Yemiş olarak da bilinir. Erkek bitkiler Ficus carica varyete caprificus (baba incir), dişi bitkiler Ficus carica varyete domestica (yenen incir) ismini alırlar. Çiçekler, çukurlaşarak armut biçimini almış ve etlenmiş olan çiçek tablasının iç çeperinde toplu bir hâlde çiçek durumlarını teşkil ederler. Baba incirin çiçek durumunda çiçek tablasının ağıza yakın kısımda erkek çiçekler, daha aşağı kısımlarında ise mazi çiçeği denilen verimsiz dişi çiçekler bulunmaktadır. Yenilmekte olan incirin tozlaşması mazı böcekleri (Blastophaga grossorum) tarafından yapılmaktadır. Böcekler yumurtalarını mazi çiçeklerinin yumurtalıklarına bırakırlar. Genç böcekler çiçek tablasını terk ederken, çiçek tablasının ağız kısmına yakın bulunan olgun erkek organ basçıklarına süründüklerinden, üzerlerindeki çiçek tozları ile gitmiş oldukları dişi bir bitkinin dişi çiçeğini dölleyebilirler. Olgunlaşma esnâsında çiçek tablasının çeperiyle, çiçeğin taç yaprakları etlenip tatlılaşarak incir denen yalancı meyve hâsıl ederler. Asil meyveler esmer renkli olan sert çekirdeğimsi kısımlardır. Yurdumuzda incir en çok İzmir-Aydın yöresinde yetiştirilmektedir. En meşhur ve en lezzetli incir de İzmir inciridir. İzmir incirinin dışında seker inciri, mor incir, Sultan Selim inciri, yediveren inciri, kavak inciri ve patlıcan inciri gibi çeşitleri de vardır. Sultan Selim ve kavak inciri İstanbul ve çevresinde yetiştirilen mor renkli ve tatlı bir incirdir. İncirin kurutulmuşu da çok değerli olup, iyi bir besin kaynağıdır. Kuru incirlerin de ince kabuklu ve çok tatlı olan “sari lop” ve kalın kabuklu hafif yeşilimsi “gök lop” gibi çeşitleri vardır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Ege ve Akdeniz bölgesi.
Kullanıldığı yerler: İncir meyvelerinde seker, organik asitler, sâbit yağ ve vitaminler (A,B,C) vardır. Meyveleri gerek yas olarak gerek kuru olarak yenmektedir. Kuru meyveler balgam söktürücü olarak, yumuşatıcı olarak kullanilir. Halk arasında sütle kaynatılan incir ses kısıklığına karsı kullanilir. İncir, kalbe ferahlık verir. Kuluncu ve sindirim organı sancılarını giderir. Ayrica, yaş dalları kırıldığında akan sütümsü beyaz sıvı, nasır ve siğillere sürülürse tedavi eder.
İnciçiçeği: (Mayısçanı / Müge / Convallaria majalis / Muguet)
Zambakgillerden, ok biçimindeki yaprakları arasında, ince bir sap üzerinde küçük çan biçiminde beyaz çiçekler açan bir süs bitkisidir. Boyu 20 cm kadardır. Çiçekleri beyaz ve üzüm salkımı seklindedir. Yemişleri küçük ve kırmızıdır. Kokusu çok güzeldir.
Kullanıldığı yerler: Hekimlikte kalp çarpıntıları için kullanilir. Ev ilaçlarında kesinlikle kullanılmaz.
Isırgan: (Brennessel / Ortie / Nettle / Urtica membranacca / Urtica urenus / Urtica diocia)
Mayıs-ağustos ayları arasında çiçek açan, 20-100 cm boyunda, virânelik, yol kenarları ve duvar diplerinde bulunan bir senelik tek evcikle otsu bir bitkidir.Gövdeleri dik, 4 kösemsi, basit veya tabandan îtibâren dallanmıştır. Üzerinde yakıcı tüyleri bulunur.Yapraklar saplı, oval şekilli ve dişli kenarlı, üst tarafı koyu yeşil renkli ve parlak olup, yakıcı tüylerle kaplıdır. Erkek ve dişi çiçekler bir arada olmak üzere yaprakların koltuğunda uzunca saplı küçük durumlar teşkil ederler.Çiçek örtüsü 4 parçalıdır.Meyveleri esmer renkte ve fındıksıdır.Tohum, yağ ihtiva eden bir besi dokuya sahiptir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Hemen bütün Anadolu.
Kullanıldığı yerler:Tâze ve güneşte kurutulmuş Dallari kullanilir.Yapraklarında formika asit ve nitratlar bulunmaktadır. Bu bitkinin yakıcı tüylerinde formika asit bulunduğu birçok yerlerde kayıtlı ise de tüylerin taşıdığı usarede asetilkolin ve histamin vardır. Eskiden romatizma ve siyatikte kullanilirdi. Yapraklarından hazırlanan infüzyon saç dökülmesine karsı tatbik edilir. Köklerinden sari renkli boya elde edilmektedir. Ayrica, aybaşı kanamalarını düzenler, balgam söktürür. Burun kanamasını keser. Haricen tatbik edilirse, çıbanlarda faydalı olduğu bilinmektedir.
Ispanak: (Spinat / Spinach / Spinacia oleracea)
Kıs sebzesi olarak yetiştirilen, iki evcikle, kazık köklü, otsu bir bitkidir.
.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Sebze olarak her yerde yetiştirilir. Anavatanı Kafkasya ve Afganistan’dır.
Kullanıldığı yerler: İçinde A,B,C,D vitaminleri vardır. Proteince de zengindir. Daha çok sebze olarak, pişirilerek veya salata hâlinde yenilir. C vitamini ve demirce zengin bir kıs sebzesidir. Vücudun dayanıklılığını artırır. Ağız, boğaz ve göğüs hastalıklarında faydalıdır. Hamilelerde özellikle tavsiye edilir. Kansızlığı giderir ve ruhi çöküntüyü azaltır.
Itır: (Çobaniğnesi / Turnagagası / Pelargonium odoratissimum / Geranium)
Sardunyagillerden, yaprakları güzel kokulu, çiçekleri türlü renklerde bir süs bitkisidir. Kumlu topraklarda yetişir. Yeşil kısımları tüylü ve oyalıdır. Çoğunun çiçekleri pembe veya beyaz renktedir. Losyon yapiminda kullanilir.
Kullanıldığı yerler: Cildi güzelleştirir. İshali keser. Boğaz ağrılarını giderir. Mide ve barsak gazlarını söktürür.
İtüzümü: (Köpeküzümü / Yandıran / Solanum nigrum / Black nightshade / Morelle noire)
Patlıcangillerden, ormanlarda yetişen bir bitkidir. Çiçekleri beyaz, meyveleri parlak beyazdır. Meyvesi, yaprakları ve çiçekleri kullanilir. Bir uzman tavsiyesi olmadan, ev ilaçlarında kullanılmaması gerekir.Tıbbi tedavide sık kullanılan ve fazla alındığı zaman öldürücü bir zehir olan atropin maddesi içerir.
Kullanıldığı yerler: Romatizmam ve mafsal ağrılarını keser. Aybaşı düzensizliğini ve rahim hastalıklarını giderir.
İzlanda likeni: (İzlanda yosunu / Lichen d'Islande / Lichen Islandicus)
Parmeliaceae adı verilen bir çeşit yosundur. Dağlarda ve ormanlardaki kayaların üzerinde bulunur. Zeytin yeşili renginde, dantel gibi tırtıllı parçalar halindedir. Yaz aylarinda toplanıp kurutulur. Müsilajlı ilaç yapımında kullanılır. Terkibinde "Lichenin" "Dekstrolikenin" ve "Cetrarin" vardır.
Kullanıldığı yerler: Göğsü yumuşatır, öksürüğü keser. Barsak bozukluklarını giderir.
Kabakulakotu: (Lohusaotu / Venüsçiçeği / Aristolochia)
İkiçeneklilerden, 70-80 cm boyunda, ince saplı tırmanıcı bir bitkidir. Çiçekleri koyu kahverengidir. Kötü bir kokusu vardır.
Kullanıldığı yerler: İdrar söktürür. Aybaşı (adet) kanamalarının düzenli olmasını sağlar.
Kardeşkanı:(Ejder kanı / Ejderagacı / Drecaena dreco / Sanguis draconis)
Birçenekliler sınıfının, zambakgiller familyasından, Kanarya adalarında yetisen bir ağaç ye da ağaççıktır. Gövdesi kalındır. Yaprakları sert ve kılıç seklindedir. Dallarının ucunda demet seklinde toplanmıştır. Yaşlı gövdelerden, boyacılıkta kullanılan reçinemsi kırmızımtırak bir öz su akar.
Kullanıldığı yerler: Yaraları tedavi eder, diş kanamaları tedavi eder.
Kâfuru: (Kafur / Camphree / Camphora)
Tabiatta birçok bitkide bulunur. Tıpta kullanılan kafuru, "Cinnamomum camphorea" ağacının odunu, su buharıyla ditile edilerek elde edilir. Kafuru, renksiz, şeffaf, billur yapılı gevrek parçalardır. Kokusu hususi ve keskin, lezzeti sonradan serinlik veren, acı ve yakıcıdır. 204 santigrat derecede kaynar. Oda sıcaklığında uçar. Suda çok az erir. Alkol, eter ve kloroform benzeri maddelerde daha çok erir.
Kullanıldığı yerler: Kan dolaşımını kuvvetlendirir. Beyni ve sinirleri uyarır. Solunum sistemini uyarır. Bronşların ifrazatını artırır. İspirto ile karıştırılmış kafuru saçta kepek oluşumunu keser. Akciğer hastalıklarında faydalıdır.
Kahkahaçiçeği:(Sahilkahkahasi / Çitsarmaşığı / Gündüzsafası / Convolvulus persicum / Liseron / Bindweed)
Çitsarmaşığıgiller familyasından, uçları mavi çizgili beyaz çiçekler açan bir çesit sarmaşıktır.
Kullanıldığı yerler: Kabızlığı giderir, hazmı kolaylaştırır.
Kahve: (Coffea / Kaffee / Café / Coffee ) Vatani Afrika olan fakat bugün tropikal bölgelerde yetiştirilen küçük boylu ağaç ve ağaççıklar. Kisin yapraklarını dökmez, çiçekleri beyaz, meyveleri 1-2 tohumlu olup kırmızıdır. Yabânî olarak yetisen kahve ağaçlarının boyları 5-7 m olduğu hâlde kültür olarak yetiştirilenlerin boyları 2-3 metreyi gedmez. Kahve ağaçlarının en iyisi Arabistan’da yetişenidir. Kahve, insanlar tarafından ilk olarak Habeşistan’da 3. yüzyılda yetiştirilmeye ve kullanılmaya başlanmıştır. On sekizinci yüzyılda Mekke’ye hacca giden Habeşistanlılar, kahveyi Arabistan’a ve bütün Müslüman âlemine tanıtmışlardır. Böylece Müslümanlar tarafından bilinen ve kullanılan kahve, Osmanlılar zamânında Avrupa’da görevli elçiler yoluyla önce Venedik, İngiltere, Fransa’ya daha sonra da, bütün batı devletlerine tanıtılmıştır. Kahve, en çok Habeşistan, Libya, Brezilya, Meksika, Hindistan, Arabistan ve Orta Amerika’da yetiştirilir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Tabiî olarak yetişmez. Kültürü yapılır.
Kullanıldığı yerler: Kahve çekirdeklerinin kavrulup dökülmesinden ve sıcak suyla kaynatılmasından meydana gelen içecek “kahve” olarak bilinir. Kahvenin bileşiminde en önemli olarak kafein alkoloidi vardır. Kafeinin az miktarının damarları genişletmek sûretiyle uyarıcı etkisi vardır.Kalbi kuvvetlendirir, sindirimi kolaylaştırır, böbrek damarlarını genişleterek idrarı çoğaltır, solunumu hızlandırır. Kani beyne çekerek, beynin faaliyetini arttırır ve narkotiklerle zehirlenmelere karsı kullanilir. Fazla miktarda alındığında uyarıcı etki fazlalaşır, kalbin çarpıntısını arttırır, kulakların uğuldamasına sebebe olur. Çok fazla alınırsa ölümle sonuçlanır. Kahvede az miktarda protein, yağ ve sakaroz bulunur. Kahve, ye çekirdek olarak veya çekilmiş olarak (kavrulup-öğütülmüş) olarak satılır. Kavrulup öğütülmüş kahve çabuk bayatladığından, daha çok çekirdek kahve tercih edilir.
Kakao: (Kakaobaum / Cacaoyer / Cacao tree / Hindbademi / Theobroma cacao)
Vatani tropik Amerika ve Bati Afrika olan, kavliflor bir bitki. (Çiçeklerin yaslı dal ve gövdelerden çıkması olayına kavli flor denir.) Kakao, theobroma denilen bir bitki türünün kurutulmuş tohumlarıdır.Kahve gibi içilmede kullanilir. 10-15 m boyunda bir ağaçtır. Çiçek ve meyveler ana gövde üzerinde bulunur. Bitkinin ancak 5-6 yasından sonra meyvelerinden istifâde edilir. Meyveler kavun seklinde, küçük bir hıyar büyüklüğünde ucu sivri, tâzeyken limon sarisi-kırmızı renkte, kuruduktan sonra daha koyu olan ve açılmayan bir kapsüldür. Meyveleri çok tohumludur. Beyaz veya açık mor renkteki ve bâdem seklindeki tohumları kakao tânelerini teşkil eder. Meyveler içerisinden çıkarılan kakao tohumları ye hemen veya bir süre fermantasyona terk edildikten sonra kurutulur. Fermantasyon sonucu acı lezzet kaybolur ve aroma tik bir koku meydana gelir. 50 meyveden takriben bir kg, tohum elde edilir. Tâneler kavrulur, kızılımsı kahverengi un hâline getirilir ve yağı çıkarılır. Yağ çıktıktan sonra katılaşan kakao, yeniden öğütülerek çok ince toz hâline getirilir ki, bu toz, kakao tozunu teşkil eder.
Kullanıldığı yerler: Kakaonun bileşiminde teobromin, kafein, kakao sâbit yağı vardır. Bol kalorili bir besindir. Ayrica %40 karbonhidrat, % 18 protein vardır. Kafeinden dolayı kahvede olduğu gibi yatıştırıcı ve uyarıcı etkisi vardır. Az miktarı kalbi kuvvetlendirir, sindirimi kolaylaştırır, idrar söktürür. Fazla miktarı zararlıdır. Kakao kahve gibi ayrica süt ilâvesi ile de içilebilir. Kakao yağı çıkarılmadan, çikolata îmâlinde kullanilir. Kakao yağı seker yapımında olduğu gibi, pomatlarda da kullanilir.
Kâkule: (Kardamom / Ingver / Cardamome / Cardamom / Elettaria cardamomum )
Bati ve Güney Hindistan, Güneydoğu Asya’nın sıcak bölgelerinde yetişir. 4-5 m boyunda, büyük yapraklı çok yıllık bir bitkidir. Özellikle Güney Hindistan’ın bataklık ormanlarında yabânî olarak yetişir. Kakulenin meyveleri 1-2 cm uzunlukta, sarımsı yeşil ve kirli beyazımsı renktedir. Tohumları mercimek seklinde ve büyüklüğünde, kırmızımsı esmer renkte olup, keskin kokuludur. Kakule yetiştiği yere göre isim alır. Seyhan kakulesi, Malabar kakulesi, Siyam kakulesi gibi
Kullanıldığı yerler: Kakule tohumları razın, nişasta ve uçucu yağlar taşır. Hoş lezzeti ve kokusundan dolayı baharat olarak kullanilir. Ayrica iştah açıcı, mîdevî ve gaz söktürücü etkilere sâhiptir.
Kanarya otu: (Kreuzkraut / Seneçon / Groundsel / Senecio)
Senenin çoğunu çiçekli olarak geçiren, yol kenarları ve bahçelerde görülen, 10-60 cm yüksekliginde, bir veya iki yıllık otsu bir bitki. Gövdeleri dik, dalı, tüylü veya tüysüz, seyrek yapraklıdır. Yapraklar derin parçalı loğludur. Çiçekler küçük silindir seklindeki kapitilum adi verilen basçıklarda toplanmıştır. Çiçeklerin hepsi tüp seklinde ve sari renklidir. Meyveleri siyahimsi renkli ve üzeri kısa ve sık tüylerle kaplıdır. Otuz kadar türü vardır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Türkiye’nin çoğu yerinde farklı türleri çok yaygındır.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin toprak üstü kısımları toplanır. Uçucu yağ, tanen, reçine, inilin ve alkaloit taşır. Yumuşatıcı, kurt düşürücü, yara iyi edici, âdet ağrılarını hafifletici olarak kullanilir. Alkaloit taşıdıklarından dikkatli kullanılmalıdır.
Kantaron: (Tausendguedenkrauf / Centaurée / Centaury / Erythraea centaurium / Kantariyyon / Erythroea / Gentiana lutea)
Haziran, eylül ayları arasında pembemsi, beyaz renkli çiçekler açan, nemli çayır ve orman kenarlarında rastlanan 15-50 cm boyunda, iki yıllık otsu bir bitki. Küçük kantaron veya kırmızı kantaron olarak da bilinir. Bitkinin gövdeleri tüysüz ve diktir. Yapraklar sapsız ve karşılıklı, oval şekilli ve uçları sivridir. Pembemsi çiçekler dalların ucunda durumlar yapar ve çiçekler genellikle saplıdır. Çiçekler beş sivri dişli ve tüpsüdür. Meyveleri silindir seklinde bir kapsüldür. Çok fazla sarimsi-esmer renkli tohumları vardır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Trakya ve Anadolu.
Kullanıldığı yerler: Çiçekli bitki çiçek açma zamanında toplanır, demetler halinde bağlanıp gölgede kurutulur. Bitkide sekerler, reçine ve acı maddeler vardır. Çayı kuvvet verici, iştah açıcı ateş düşürücü ve hazmı kolaylaştırıcı olarak verilir. Ayrıca astım ve mide ağrılarında da faydalı olduğu bilinir. Çiçekleri bir şişe içine konarak zeytinyağı içinde güneşte bekletildikten sonra kırmızıya çalan bir renkte "Kontur Yağı" elde edilir. Bu yağ, yaraların kapanması için son derece faydalıdır.
Karabaşotu: (Lavandula stoechas / French lavander / Lavande)
Ballıbabagiller familyasından, bir veya çok yıllık otsu bir bitkidir. Ezildiği zaman çok kuvvetli ve hoş olmayan bir koku çıkartır. Çiçekleri mavi veya menekşe rengindedir. Bir türünden, "Karabaş yağı" denilen bir yağ çıkartılır. Yurdumuzda alçak maki gruplarıyla birlikte yetişir.
Kullanıldığı yerler: Ağrıları dindirir. Kalbe kuvvet verir. Balgam söker. Uyuşukluk giderir, zindelik verir.
Karabiber:(Dar-i fülfül / Black pepper / Poivre noire / Pipper nigrum)
Kullanıldığı yerler: Mideyi ısıtır. İştah açar. Hazmı kolaylaştırır. Mide ve barsaklardaki mikropları öldürür. Enerji verir. Afrodizyak özelliği vardır.
Karamuk:(Agrostemma githago / Corn-cockle / )
Karanfilgiller familyasından, yurdumuzda hububat yetiştirilen tarlalarda görülen, çoğu zaman buğdayla karışık olan biten, 30-100 cm yüksekliginde, tohumları zehirli bir bitkidir. Üzeri tüycüklerle kaplıdır. Çiçekleri büyük ve güzel, morumsu pembe ve ender olarak da beyazdır.
Kullanıldığı yerler: Sogukalgınlığını giderir.
Karnabahar:(Blumenkohl / Chou-fleur / Cauliflower/ Karnabit / Brassica oleracea var / Bortytis / Cauliflower)
Lahananın bir çeşidi. Lahanada yapraklar sebze olarak kullanıldığı halde, karnabaharda yenilen kişim genç çiçek tomurcukları ile çiçek durumu eksenidir. Karnabahar beyaz renkte bir sebzedir. Bunun sebebi de çiçek durumunun büyük örtü yaprakları ile kapalı kalmasındandır. Fosfor ve vitamin bakımından zengindir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Ege, Akdeniz, Marmara bölgelerinde sebze olarak yetiştirilir.
Kullanıldığı yerler: Zihin yorgunluğunu giderir. Afrodizyak özelliği vardır. Sinirleri kuvvetlendirir. İdrar söktürür. Dalak hastalıklarına iyi gelir. Şeker hastalarına faydalı olduğu bilinir.
Kasıkotu: (Fıtıkotu / Dağçayı / Kızılyaprak / Herniaria glabra / Agrimonia eupatorium)
Karanfilgiller familyasından, Avrupa, Asya ve yurdumuzun çeşitli bölgelerinde yetişen, bir veya çok yıllık bitkilerdir. Yaprakları küçük ve kümeler halindedir. Hekimlikte toprağın üstünde kalan kısımları kullanılır.
Kullanıldığı yerler: Böbrek ve mesane rahatsızlıklarını giderir. Fıtıkta faydalıdır. İdrar söktürür. Vücudu rahatlatır. Bademcik iltihablarına iyi gelir.
Kasu: (Cacho / Catechu / Cachou / Katechusaft)
Kasu Akasyası (Acacia catechu) nin odunundan elde edilen bir maddedir. Kahverengi, kokusuz bir kütledir. Soğuk suda kısmen, sıcak suda ve alkolde tamamen çözülür.
Kullanıldığı yerler: İshali keser, vücuda kuvvet verir.
Katırtırnağı:(Geniste luncea / Spartium / Genet)
Baklagiller familyasından, dik duran çalı halinde, her zaman yeşil olan, odunsu bir bitkidir. Genç sürgünleri narin yapılıdır. Üzerinde çok sayıda yaprak bulunur, ye da yapraksızdır. Çiçekleri sarıdır.
Kullanıldığı yerler: İdrar ve balgam söktürür. Hazmı kolaylaştırır. Böbrek ve safrakesesi taşlarının düşürülmesine yardım eder. Mesane hastalıklarını tedavi eder. Romatizmada faydalıdır. Kabızlığı giderir. Kalp hastalıklarında kullanılır.
Kayar koruğu: (Kula kotu / Saksıgüzeli / Nasırotu / Sempervivum / Joubarde)
Damkoruğugiller familyasından, etli yapraklı, odunsu veya otsu bir bitkidir. Çiçekleri salkım biçimindedir. Yeşil kısımları acıdır.
Kullanıldığı yerler: Yeşil kısımları, zeytinyağı ile karıştırılıp merhem yapılır. Cilt iltihaplarında, egzama ve nasır tedavisinde kullanılır.
Kayın ağacı: (Akgürgen / Kızılağaç / Fagus / Beech / Hetre / Buche / Hêtre / Beech)
Kışın yaprağını döken çiçekleri bir cinsli orman ağaçları. Yapraklarının kenarları girintili, ince tüylü ve uçları sivridir. Çiçek durumları kedicik seklindedir. Meyvelerinin dip kısımlarında kumula adı verilen kadeh seklinde bir çanak bulunur. Gölgede yetişen ağaçlardandır. Kökleri orta derinliğe kadar iner. Azamî 700-800 sene yasayabilir. Şah ve filizden büyüyebilir. Kayın ağacının gövdesi ince, çatlaksız ve kırçıl renkli bir kabukla sarılmış silindir biçimindedir.
Kayın ağacının 10 kadar türü vardır. Memleketimizde Doğu kayını(Fagus orientalis) yayılmıştır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Marmara, Ege, Karadeniz bölgesi.
Kullanıldığı yerler: Avrupa kayını (Fagus silvatica)nine tohumlarından elde edilen yağ, yemek yağı olarak margarin endüstrisinde kullanilir. Kayın katranının distilasyonundan antiseptik olarak kullanılan kreozot elde edilir. Bu da dıştan romatizma ve deri hastalıklarına karsı kullanilir. Kabuklarının suda kaynatılmasıyla elde edilen su yüz lekeleri ve çilleri giderir.
Kayışkıran:(Eşekotu / Seytantaburesi / Ononis spinosa / Restharrow / Burgrane / Arrete-boeuf)
Baklagiller familyasından, bos arazilerde ve kurak yerlerde yetisen, 30-60 cm yüksekliginde çok yıllık dikenli bir bitkidir. Yaprakları kısa saplıdır. Çiçekleri pembe, meyveleri küçüktür. Köklerinde, (Radix Ononidis); tanen, sakaroz, zamk, uçucu ve sabit yağ, spinosin ve ononin vardır. Kökleri kullanilir.
Kullanıldığı yerler: Köklerinin kaynatılması sonucu elde edilen çay, terletir ve idrar söktürür. Vücuda rahatlık verir. Böbrek taslarının düşürülmesine yardim eder. Böbrek ve mesane iltihaplarını giderir. Boğaz ağrılarını geçirir.
Kaynanadili: (Kaktüs / Opuntia / Cactus / Cactus opuntia)
Atlasçiçegigiller familyasından bir çeşit bitkidir. En önemli türü Hind inciri (Opuntia leucotricha) dır. "Nopal zamkı" elde edilir.
Kullanıldığı yerler: Dizanteri ve ishali giderir.
Kazayağı: (Kenopodyum / Chenopodium anthelminthicum)
Ispanakgiller familyasından, yaprakları kaz ayağına benzer, Kuzey Amerikanın Doğu bölgelerinde ve ülkemizde de Akdeniz bölgesinde görülen kokulu bir bitkidir. Toprak üstündeki kısımlarından, su buharı distilasyonu ile elde edilen uçucu yağa (Oleum chenopodili) "Kazayağı esansı" denilir.
Kullanıldığı yerler: Barsak solucanlarını düşürmekte faydalanılır.
Kebabe:(Kübbabe / Helile / Hindistanerigi / Kebabiyye / Kuyruklubiber / Cubbebe / Cubeb / Cubebae fructus / Piper cubeba)
Cava, Sumatra ve Borneo'da yetisen Piperaceae'nin kurumus meyvesidir.
Kullanıldığı yerler: Mide ve idrar yolu hastalıklarında kullanilir.
Kebere otu: (Gebreotu / Kedi tırnağı / Caper berry / Capre / Capparis spinosa)
Bir çesit çalıdır. Fransa'da ve ülkemizin Akdeniz bölgesinde yetişir. Yemişi nohuttan büyüktür. Turşusu yapılırr. Kökünün kabukları kullanılır. Kapari olarak da bilinir.
Kullanıldığı yerler: Mayhoş bir tadı vardır. Özellikle kızartmalarda lezzet verici olarak yağın içine atılır. İdrar söktürür. Vücudu rahatlatır. İştah açar.
Keçi boynuzu:(Karobbaum / Jahonnisbrotbaum / Caroubier / Carob / Carob tree / Harnup / Ceratonia siliqua/ Caroube)
Temmuz-ağustos aylarinda, yeşilimsi renkli, çok küçük çiçekler açan, 3-10 m boyunda ağaç veya ağaççıklar.Yaprakları 5-11 yaprakçikli, derimsi, üst tarafları parlak, alt yüzleri donuk yeşil renklidir. Çiçekleri poligamdır, yâni ayni ağaçta erdişi, dişi ve erkek çiçekler bulunmaktadır. Yaslı gövde ve dallardan çıkan çok sayıdaki yeşil çiçekleri salkım veya kedicik durumundadır. Çanak yaprakları küçük, taç yaprakları yoktur. Meyveleri 10-20 cm uzunlukta fasulye meyvesine benzer. Meyvelerinde sert, esmer renkli ve oval şekilli tohum taşır. Meyveler bir sene sonra olgunlaşır.
Türkiye’de yetiştiği yerler:Akdeniz bölgesi.
Kullanıldığı yerler:Meyvelerinde yağ, şekerler, selüloz ve azotlu bileşikler vardır.Olgun meyveleri gıda olarak kullanilir. Kuru meyvelerin temizlenmiş unu bilhassa süt çocuklarının mide ve barsak bozukluklarında kullanilir. Ayrıca göğsü yumuşatır ve balgam söker. Sigara tiryakileri için faydalıdır.
Keçi sedefotu:(Keçisedefi / Galega officinalis / Goat's rue / Galega)
Baklagiller familyasından, Haziran - Ağustos ayları arasında, açık mor renkli çiçekler açan, 50 - 100 cm boyunda çok yılık otsu bir bitkidir. Yaprakları koyu yeşildir. Çiçekleri, gövde ve salkımlar ucunda salkımlar şeklindedir. Meyvesi esmer, kırmızımtırak renkli, tüysüz ve çok tohumludur. Toprak üstündeki kısımlarının terkibinde, "Tanen" ve "Galenin" adli alkaloit ve acı maddeler vardır. Bitkinin tamamı toplanıp kurutulur.
Kullanıldığı yerler: Anne sütünü artırır. Az miktarda verildiği takdirde, kandaki şeker miktarını düşürür. Fazla kullanılmamalıdır.
Kediotu: (Baldrian / Valériane / Valerian / Valeriana officinalis / Herbe aux chats)
Mayis ve ağustos ayları arasında beyaz ve pembe renkli çiçekler açan 60-150 cm boylarında, nemli yerlerde yetisen çok yıllık otsu bir bitkidir. Gövdeleri silindir seklinde olup, içi bos ve üzerleri çizgilidir. Yapraklar karşılıklı ve kısa saplıdır. Çiçekler dalların uçlarında şemsiyemsi durumlar meydana getirirler. Çanak yaprakları tüysü, taç yaprakları ise tüfsüdür.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Marmara, Orta ve Kuzey Doğu Anadolu bölgesi. (Memleketimizde 10 kadar türü bulunmaktadır.)
Kullanıldığı yerler: Bitkinin kullanılan kısımları kökleridir. Kediotu kökü olarak tanınır. Özel bir kokusu ve bileşiminde valerian asidi esterleri vardır. Eskiden çayı yara tedâvisinde kullanilirdi. Sinirleri teskin edici, yatıştırıcı etkisinden dolayı önemlidir. Histeri ve nevrasteniye iyi gelir. Kediotu kökünden kediotu esansı elde edilir. Galenik preparatlarin terkibine girer. Fazla miktarda alınması başağrısı, halsizlik ve hazımsızlığa sebep olur.
Kekik: (Thymus vulgaris / Thymus / Thym)
Kullanıldığı yerler: Bedeni kuvvetlendirir. Hazmı kolaylaştırır. İştahsızlığı giderir. Kalp çarpıntılarını keser. Yemeklerin bozulmasını önler. Barsak iltihaplarını iyileştirir. Salgı bezlerini düzenler. Aybaşı kanamalarının düzenli olmasını sağlar. Böbrek ve mesanedeki mikropları öldürür. Afrodizyak etkisi vardır. Tansiyonu geçici olarak yükseltir. Hastalıklara karsı direnç verir. Öksürük, bronşit ve astımda faydalıdır. Kekik suyu ile banyo, romatizma ağrılarını dindirir. Kandaki seker miktarını azaltır. Hamileler ve guatırı olanlar kullanmamalıdır.
Kenevir:(Henf / Chanvre / Hemp plant/ Kendir / Kentir / Kannabis / Cannabis sativa / Hemp / Chanvre)
Mutedil iklimlerde yetiştirilen, temmuz-ağustos aylarında soluk yeşilimsi renkli çiçekler açan, kültürü yapılan ve yabânî olarak da yol kenarlarında, ekilmemiş alanlarda rastlanan, 50 cm-3 m boylarında, bir senelik, iki evcikle ve otsu bir bitki. Esrar otu olarak da bilinir. Gövdeleri dik ve içi bos olup üzerleri dikenimsi tüylerden dolayı pürtüklüdür. Yaprakları uzun saplı, karşılıklı ve el seklindedir. Erkek ve dişi çiçekler ayrı ayrı bitkilerdedir. Erkek çiçekler yaprakların koltuğunda salkım durumunda toplanmışlardır. Dişi çiçekler küçük yaprakların koltuklarında olup hemen sapsızdırlar. Meyve 3-5 mm boyunda, mercimek seklinde, grimsi veya yeşilimsi esmer renklidir. Kenevirin anavatanı Orta Asya’dır. Mutedil iklimlerde de yetiştirilir. Yeryüzünde ip yapmakta kullanılan ilk bitkidir. M.Ö. 3000 yıllarında Çinliler kumaş yapmakta kullanmışlardır. Bitkinin çiçeklenme süresi, dallanma sekli, tüyleri ve yaprak büyüklüklerinin çeşitliliği dolayısıyla farklı tipte kendire rastlanmaktadır. Liflerinden faydalanılacak kenevirler doğrudan doğruya tohumu toprağa serpmek suretiyle ekilir. Tohum keneviri ise açılan özel çukurlara atılır, üstleri toprak ile doldurulur.
Türkiyede yetiştiği yerler: Kastamonu, Samsun, Amasya, Kayseri, Sivas, İzmir, Kütahya.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin dişi çiçekli dal uçları, meyveleri yağı ve lifleri kullanılmaktadır. Kendir lifleri, çok sağlam ve dayanıklı olduğu için bilhassa çuval, halat yapiminda Kullanildigi gibi, hali ipi yelken bezi vs. yapiminda da kullanilir. Bitkinin bilhassa çiçekli dal uçları organik eriticilerde eriyen bir reçine ile bir uçucu yağ ihtiva eder. Reçinede cannabinol, cannabidiol ve tetrahidrocannabinol bulunmaktadır. İyi kalite reçine elde edilmesi iklim ve toprağa bağlıdır. Bu reçine fizyolojik bir tesire sahiptir. Merkezî sinir sistemine etki eder, yatıştırıcı ve uyuşturucudur. Hazım sistemine pek tesiri yoktur. Fakat çok çabuk alışkanlık yaptığından çoğu memleketlerde olduğu gibi memleketimizde de kullanılışı yasaktır. Kenevir bitkisinin dişi çiçek durumlarından elde edilen bu esmer renkli kütle esrar olarak bilinmektedir. Keyif verici olarak Asya ve Afrika’da çok kullanılmaktadır. Esrar, tütün, tömbeki, sigara, ve nargile hâlinde içilebilmektedir. Bazen bal, reçel veya lokum içine konularak yutulur. Eskiden nargile, tömbeki ile veya şerbet ile içilirdi.
Herhangi bir numunenin kenevir reçinesi (esrar) ihtivâ edip etmediği adlî ve pratik bakımdan önemlidir. Bu kontrol beyaz fareler üzerinde biyolojik olarak yapılabildiği gibi, bazı kimyevî renk reaksiyonları (Bekam reaksiyonu) ile de yapılabilmektedir.
Memleketimizde esrar veren bitkilerin yetiştirilmesi ve esrar imâli 1932’de 2313 şayili kânunla yasak edilmiştir.
Kenevir tohumlarından yağ çıkartılır ve yeşilimsi renkli bu yağ bilhassa sabun îmâlinde kullanılmaktadır.
Teraviye: (Keraviya / Karaman kimyonu / Frenk kimyonu / Carum carvi / Caraway / Carvi)
Maydanozgiller familyasından, 2 yıllık otsu bitkidir. Çiçekleri beyaz renklidir. Mayıs - Temmuz ayları arasında açar. 30-90 cm boyundadır. Kazık köklüdür. Meyvesi esmerdir. Terkibinde, tanen, reçine, sabit ve uçucu yağlar vardır.
Türkiyede yetiştiği yerler: Doğu Anadolu bölgemizde yetişir.
Kullanıldığı yerler: Anne sütünü artırır. Mide ve barsak gazlarıyla, diğer mide şikayetlerini giderir. İdrar söktürür. astım hastalığında faydalı olduğu bilinir.
Kereviz: (Sellerie / Céleri / Celery/ Apium graveolens )
Geniş yaprakları ve uzun yaprak saplarıyla şişkin gövdesi yenen, kışlık bir sebzedir. Vatani Güney Avrupa’dır. Kereviz, mutedil-serin, deniz havası alabilen rutubetli yerlerde, kumlu, humuslu topraklarda iyi yetişir. Soğukta donar. Fazla sıcakta kalitesini bozar. Kurakta yumru teşekkülü olmadığı gibi yaprakları gevrek ve lezzetli olmaz. Kısa sürede tohuma kalkar. Yaprak ve kök kerevizi olmak üzere iki çeşidi vardır. Yaprak kerevizi, kökü yumru bağlamayan, yaprak sapları uzun bir çeşittir. Kök kerevizi ise, yaprak sapları kısa, kökü yumruludur. Terkibinde Sedanonik anhidrit, sedanolin, limonen, palmitik asid, gayakol gibi maddeler vardır.
Kullanıldığı yerler: Kerevizin hususî kokusu dolayısıyla yaprakları, tursu ve çorbalara konur. Besin değeri çok yüksek olmamakla beraber besleyicidir. Kereviz pişirilerek yendiği gibi, olgunlaştıktan sonra çiğ olarak da yenilebilir. Ayrica kerevizde B vitamini, demir ve kireç vardır. Kereviz unutkanlığı ve sinir yorgunlugunu giderir, idrar söker, böbrek tas ve kumlarının düşürülmesine yardim eder, kan ve süt yapar, karaciğeri temizler. Seker, yüksek tansiyon ve romatizma da faydalıdır.
Kestane: (Kastanienbaum / Chataignier / Chestnutree/ Castanea vesca / Chestnut / Chataignier)
Daha çok Akdeniz çevresi memleketlerinde yetişen, kupulası dikenli veya çengelli dikenli, küre seklinde ve nişastaca zengin meyveleri olan ağaçlardır. Kestâne ağacının yaprakları biraz sert, kenarları testere dişli ve dişlerin ucu dikenlidir. Erkek çiçekler dik uzun durumlar hâlinde, dişi çiçekler ise üçlü gruplar seklindedir. Yeşil ve dikenli olan meyvenin diş kabuğunun içinde kahverengi kabuklu, yenebilen ve aslında birer tohum olan birkaç tane meyve bulunur. Bu meyvelere kestâne denir. Kestâne, tâzeyken buruk ve acımsı tattadır. Diş kabukları sararıp çatladıktan sonra toplanır. Dikenli olarak diş kabuğu (kupulasi) sopalarla dökülerek temizlenir. Kestâne bir süre toprakta veya toprağa gömülü bırakılırsa daha tatlılaşır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Marmara, Karadeniz bölgesi.
Kullanıldığı yerler: Kestâne; nişasta, sakaroz, protein ve tanen ihtivâ eder. Daha çok, pişirilerek (haşlanmak veya kebabı yapılmak sûretiyle) yenir. Kabuklarının suda kaynatılması ile elde edilen çay, ateş düşürür ve sinirleri yatıştırır. Meyvesi kasları kuvvetlendirir. Kan dolaşımını düzenler. Varis ve basur memelerinin meydana gelmesini önler. Karaciğer yorgunluğu ve sisliğini geçirir. Kansızlığı giderir. Damar setliği ve yüksek tansiyondan şikayet edenlerle, şeker hastaları yememelidir.
Kılıç otu:(Tüpfelhartheu / Centaurée / Yellow centaury/ Sarı kantaron / Koyunkiran / Kuzukiran / Yaraotu / Hypericum perforatum / Klamath weed / Millepertuis commun)
Mayıs-eylül ayları arasında parlak sarı renkli çiçekler açan, 20-80 cm boyunda, çok yıllık, otsu bir bitki. Kurak yerlerde, yol kenarlarında rastlanır. Sari kantaron veya koyun kıran olarak da bilinir. Gövdeleri dik, dallar karşılıklı, yapraklar sapsızdır. Yapraklar üzerinde noktacıklar hâlinde uçucu yağ taşıyan salgı bezleri bulunur. Çiçekler, dalların ucundadır. Çanak ve taç yapraklar üzerinde de siyah salgı bezleri bulunur.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Anadolu.
Kullanıldığı yerler: Çiçekli dallar toplanır, demet yapilir, gölgede kurutulur. Uçucu yağ, tanen, acı maddeler, zamk, reçine ve boya maddeleri taşır. Boya maddelerinden sarı renkli siperin, kırmızı renkli liparisin vardır. Çayı (% 1-2’lik) yatıştırıcı, göğüs yumuşatıcı, iştah açıcı, idrar ve balgam söktürücü olarak kullanilir. Zeytinyağında bir süre bırakılırsa, bu karışım halk arasında yaraları tedâvide kullanilir. Bitki, hayvanlar için zehirlidir.
Kına ağacı:(Lawsonia inermis / Lythraceae/ Hinna / Henna)
Kına agamigiller familyasından, ayrık dallı, beyazımsı kabuklu, karşıt yapraklı bir ağaçtır. Çiçekleri beyaz renkli ve keskin kokuludur. Vatani Güney Asya ve Avustralya’dır. Kına boyası, bitkinin yapraklarından ve dal kabuklarından elde edilir. Kına Hindistan'da ipek ve deri boyası olarak kullanilir. Sark memleketlerinin çoğunda parmak ve saç boyası olarak kullanılmaktadır. Deri hastalıklarında derinin mukavemetini arttırıcı gücü yanında, mantarların üremesini durdurucu etkisi (kına ve lavsan maddesi) de vardır. Ticarette esmer ve yeşil kına çeşitleri mevcuttur. Tabii olanı esmer renklidir.
Kullanıldığı yerler: Ayak terlemesine engel olur. Dolamada kullanılır. Uyuz ve egzamaya iyi gelir. Guatırın üzerine bağlanırsa fayda görülür. Ağız yaraları ve deri çatlaklarını tedavi eder, saçları besler ve kuvvetlendirir. Ayakların, özellikle parmak aralarına yakılırsa, aşırı terlemeyi ve kokuyu önler.
Kına kına:(Kontestozu / Quinaquina / Cinchona )
Kökboyasigiller familyasından, anayurdu Peru ve Bolivya olan, ve sanayim bitkisi olarak tropikal ülkelerde yetiştirilen 15 - 20 cm yüksekliginde bir ağaçtır. Kabuğundan "kinin" çıkartılır. Gövde ve kök kabukları kullanilir. Tadı acıdır.
Kullanıldığı yerler: Ateş düşürür. Sıtmayı tedavi eder. Tifoda faydalıdır. Ağır ve mikrobik hastalıkların nekahet devresini kısaltır. Cilt kaşıntılarında faydalıdır. İştah açar. Kuvvet verir. Kabızlığı giderir.
Kiraz: (Vogelkirsche / Süsskirsche / Cerise / Cerisier / Cherry )
Nisan-mayıs aylarında, demet hâlinde pembemsi beyaz renkli çiçekler açan, kırmızı, etli ve sulu meyveleri olan agamin meyveleridir. Çiçekler etlenerek fındık büyüklüğünde kiraz adi verilen meyveleri verirler. Meyveler, dallarda iki veya üçü bir arada demetler halinde bulunur ve iyice kızarıp olgunlaşınca toplanır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Marmara ve Ege bölgesinde.
Kullanıldığı yerler: Meyvesi tâze olarak yenir. Hoşafı, reçel ve konservesi yapilir. Kiraz ağacı kabuğu kabız ve ateş düşürücü, çiçekleri göğüs yumuşatıcı, yaprakları ise müshil olarak halk arasında bâzı bölgelerde kullanılmaktadır. Bunun yanisira, sivilceleri önler, sinirleri kuvvetlendirir ve kanın temizlenmesine yardim eder.
Kırkdamarotu: (Cryptogamae / Cryptogamia / Plantes cryptogames)
Damarlı çiçeksiz bitkilerdendir. 100 kadar çeşidi vardır. Kibirotlari, Atkuyrukları ve Eğreltiotları da bu familyadandır. Yol kenarlarında ve kumlu topraklarda yetişir.
Kullanildigi yerler: Burun kanamasini keser. Kesiklerde ve çıbanda faydalıdır. Balla karıştırılıp yenecek olursa, nefes darlığını giderir. Yaraları iyileştirir. Kandaki şeker miktarını düşürür.
Kırlangıçotu: (Hilaliye / Chelidonium majus / Celandine / Cheyidoine)
Gelinlikgiller familyasından, Nisan - Mayıs ayları arasında sari renkli çiçekler açan, 30 - 70 cm yüksekliginde çok yıllık, otsu bir bitkidir. Kuzey Anadolu Bölgesi'nde yetişir. Çiçekleri dallarının ucundadır. Bitkinin tamamı ve özellikle yapraklarında sari renkli boya maddesi ve alkaloitler vardır. Sapı kırıldığı zaman sarı renkli bir sıvı akar. Zehirlidir.
Kullanıldığı yerler: Siğil ve nasırların üzerine sürülerek tedavi edilir. Sağlıklı cilde, ağız ve göz bölgesine değdirmemelidir.
Kişniş: (Ala. Koriander / Coriandre / Coriander/ Kisniç / Coriandrum sativum / Coriander / Coriandre)
Haziran-ağustos ayları arasında pembemsi-beyaz renkli çiçekler açan, 40-90 cm boylarında, kötü kokulu, genellikle nemli çayır ve sırtlarda rastlanan bir yıllık otsu bir bitkidir. Gövdeleri dik, üstte dallanmış, silindir seklinde, içi dolu ve üstü çizgilidir. Yapraklar açık yeşil renkli ve tüylüdür. Alt yapraklar uzun saplı ve 3 parçalıdır. Çiçekler dalların uçlarında, semsiye durumunda toplanmıştır. Semsiye uzun saplı, 3-8 kolludur. Çiçekler, beyaz veya pembemsi renkli olup çiçek parçaları 5 parçalıdır. Erkek organlar 5 tâne, dişi organlar ise 2 tane meyve yaprağından ibârettir. Meyve sarimsi esmer renkli, küre seklinde, küçük serttir. Kokusu tâze iken kötüdür. Akdeniz bölgesi bitkisidir. Tarlalarda yabânî ot olarak yetişir. Ancak bahçelerde yetiştirilenler tohum ile üretilir.
Kullanıldığı yerler: Meyvelerinde nişasta, tanen, sekerler, sâbit ve uçucu yağ vardır. İştah açıcı, barsak gazlarını giderici, teskin edici, bas dönmesine karsı kullanilir. Bir çay kasığı dövülmüş tohum bir çay bardağı suda haşlanır. Günde bundan fazla alınması halinde dalgınlık ve sarhoşlukla başlayan bir zehirlenme yapar. Ayrica sekercilik, konserve, gıda, kozmetik sanayicinde baharat olarak kullanilir. Afrodizyak özelliği vardır.
Kızılcık:(Kornelkirschbaum / Cornoeuiller / Cornelian cherry/ Cornus / Cornel )
Mart-nisan ayları arasında çiçek açan, 2-7 m boyunda, karşılıklı yapraklı ve yaprak döken küçük bir ağaçtır. Genç dallar az çok tüylüdür. Gövdeleri sarımtrak kabuklu ve levhalar hâlindedir. Genç dallar kırmızımsı kahverengidir. Çiçekler küçük, sarı ve basit şemsiye durumundadır. Çiçek halkaları dörder parçalıdır. Meyveleri eliptik, oval, kırmızı renkli, ekşi ve buruk lezzetlidir. Ağustos-eylül aylarında olgunlaşır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Marmara, Karadeniz, Akdeniz, Anadolu.
Kullanıldığı yerler: Gövde kabukları ve meyveleri kullanilir. Meyvelerde sekerler, müsilaj ve organik asitler; kabuklarda ise reçineli maddeler, tanen ve müsilaj vardır. Kızılcık meyvelerinden ezme, marmelat, meyve suyu yapilir. Kabız edici özelliği vardır. Gıdâ olarak istifâde edildiği gibi kabukları ateş düşürücü olarak kullanilir. Kızılcık çekirdeklerinden, çabuk kuruyan mürekkep yapilir. Kızılcık ağacı sert ve sağlamdır. Ağaç kısmı, yaprak ve kabukları deri sepilemekte kullanilir. Deriyi sarıya boyar. Odunundan barut îmâlinde kullanılan kömür elde edilir.
Anadolu’da bulunan ve ayni şekilde kullanılan diğer türleri şunlardır:
Beyaz çiçekli kızılcık (C. australis): Çiçekleri beyaz olup yapraklardan sonra meydana gelir.
Kırmızı yapraklı kızılcık (C. sanguinea): Yaprakları kırmızımtrak renktedir. Seyrek bulunur.
Kudret helvası: (Manne en larmes / Manna)
Bir çesit dişbudak olan Fraxinus ornus ağacının torba seklinde ve içi sıvı dolu yerine, (sak) yapılan kesiklerden çıkan bir sıvıdır. Terkibinde mannit şekeri vardır. Yuvarlak, yassı, billuri parçalardır. Rengi soluk, sarımsı içi beyazdır. Kokusu bala benzer. Lezzeti şekerlidir. Suda kolay erir.
Kullanıldığı yerler: Kullanımı kolay bir müshildir.
Kudret narı:(Balsamapfel / Vunderapfel / Pomme / Balsam apple/ Momordica chantia)
Temmuz-ağustos aylarında çiçek açan 1-2 m boyunda çiçekleri tek cinsli, tırmanıcı bitkilerdir. Yapraklar el seklinde, uzun saplı, loplu olup, loplar uzunca oval şekilde, kenarları dişli, sivri uçludur. Çiçekler sarimsi veya kirmizimtrak renklidir. Meyveleri 10-20 cm boylarında, geniş bir mekik seklinde olup, üzerleri girintili çıkıntılı ve pürüzlüdür. Önceleri yeşil olan meyveler olgunlukta sarimsi renk alırlar. Tohumları 1 cm kadar boyunda, yassı ve gelişigüzel şekillidir. Daha çok tropikal Asya ve Afrika’da yayılmıştır.
Kullanıldiğı yerler: Yapraklarında uçucu yağ ve acı maddeler bulunmaktadır. Mide ülserine karsı çok iyi ilâç olup şöyle hazırlanır: İki kudret narı doğranıp, şişedeki bir kilo zeytin yağına konur. Sise güneşte bırakılır. Birkaç hafta sonra, sabahları aç karnına, bir çorba kasığı içilip bir saat hareketsiz sırt üstü yatılır. Hazırlanan bu yağ, bâsur için de içilir, derideki yaralara da sürülür. Mide ve derideki yaraların bir an önce iyileşmesi için tesirli bir bitkidir.
Kuşburnu: (Fructus rosa canina)
Memleketimizde oldukça yaygın bir gül çeşididir. 2-3 m yüksekliginde, pembe veya beyaz çiçekli bir ağaççıktır. Meyveleri parlak kırmızı renktedir. Bu gülün olgun meyvelerini saran, başlangıçta gizi dar bir bardak seklinde olan çiçek ekseni, çiçek tablası olgunlaşınca etlenip, kırmızı bir renk alır. Bu meyvelere “kuşburnu” adı verilir. Bileşiminde tanen, pektin, vitamin C, şekerler ve organik asitler vardır.
Kullanıldığı yerler: İdrar söktürür, ishali keser. Böbrek taslarının düşürülmesine yardımcı olur. C vitamini bakımından zengin olduğu için, çayı ve marmelat tercih edilir.
Kuşkonmaz: (Spargel / Asperge / Asparagus / Asparagus officinalis / Asparagus acutifolius)
Haziran-temmuz ayları arasında yeşilimsi sarı renkli çiçekler açan, 50-150 cm boyunda, çok yıllık otsu bir bitkidir. Sulak, kumlu ve killi, kuvvetli topraklarda, ormanlık yerlerde yetişir. Kültürü de yapılmaktadır. Gövdeleri dik, yeşil düzgün yüzlü ve yaygın dallıdır. Dallar dalcıklara ayrılmış olup, ince, yeşil renkli, 3-6 tanesi bir aradadır. Yapraklar küçük ve zarımsıdır. Çiçekler teker veya çift olarak yaprakların koltuğunda bulunur. Erkek çiçekler 6 parçalı ve parçalar çan seklinde birleşmişlerdir. Meyveleri kırmızı veya siyah renklidir. Kuşkonmazlar, evlerin balkon ve salonlarında süs bitkisi olarak saksılarda yetiştirilir. Karanfil ve benzeri süs çiçeklerinin etrafına konarak bunlara zenginlik verir. Kuşkonmazın memleketimizde 10 türü vardır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Marmara bölgesi, Ege, Akdeniz ve Orta Anadolu.
Kullanıldığı yerler: Kuşkonmaz (Asparagus) azotça zengin, iştah açıcı, genç sürgünleri lezzetli bir sebzedir. Tıbbî olarak bilhassa Asparagus officinalis türü kullanilir. Tıbbî olan bu türün kök ve rizomlarindan faydalanılır. İdrar söktürücüdür. Yüksek dozlarda böbrek epitelini tahriş eder. Bu sebepten ancak böbrek ve idrar yollarından rahatsızlığı olmayana verilebilir. Bilhassa kalp kifâyetsizliklerinden ileri gelen ödemlerin boşaltılmasında kullanilir. Kuşkonmazlarda A, B, C vitamini bol miktarda bulunmaktadır. ayrıca, kandaki şeker miktarını düşürür, sivilce ve egzamanın iyileşmesine yardımcı olur ve zihin yorgunluğunu giderir.
Labada: (Gartenampfer / Patience / Patience dock / Rumex patientia ) Haziran-eylül ayları arasinda, yeşilimtrak renkli küçük çiçekler açan, 50 cm-1,5 m boylarında çok yıllık otsu bir bitki. Daha çok çayırlık yerlerde, harâbelerde, yol kenarlarında, meskûn dağlık bölgelerde yayılış gösterirler. Gövdeleri dik, silindirik kırmızımsı, kökler kalın ve sarimsi renklidir. Yaprakları büyük, saplı ve sapın tabanı oluk gibi çukurlaşmıştır. Çiçekler, gövdenin ucunda toplanmışlardır. Çiçek organları 6 parçalıdır. Meyveleri kanatlıdır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Bütün Anadolu.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin kökleri ve sapları kullanılır. Kökler temizlenip, kalın dilimlere bölünür ve kurutularak saklanır. Labada köklerinde nişasta, seker, yağ ve reçine vardır. Ayrıca C vitamini ihtiva eder. Hâricen, bazı deri hastalıklarına karsı, haşlama olarak kullanilir. Çayı da iştah açıcı, kuvvet verici ve müshil olarak kullanılabilir. Körpe yaprakları da yiyecek olarak kullanilir.Bu bitkinin Anadolu’da bulunan diğer türleri pazı, kuzukulağı gibi çeşitli isimler altında bilinir ve istifade edilir.
Lavanta:(Lavendel / Lavande / Lavender / Lavandula ) Haziran-ağustos ayları arasında mâvi veya mor renkli çiçekler açan, 20-60 cm boylarında, aromatik kokulu, çok yıllık, otsu veya çalımsı bitkiler. Daha çok deniz ikliminin bulunduğu bati bölgelerimizde yaygın olan lavantanın, Türkiye’de yetişen iki türü vardır. Bunlar, Lavandula stoechas ve L. angustifolia’dir. Ayrica daha ziyâde kültürü yapılan, İngiliz lavanta çiçeği (L. spica) olarak bilinen türü de bulunur.
İngiliz lavanta çiçeği (L. spica): Haziran-ağustos ayları arasında mâvi renkli çiçekler açan, 20-50 cm boylarında çok yıllık otsu bir bitki. Gövdeleri dik ve odunludur. Dallar, yalnız alt kısımlarında yaprak taşır. Yapraklar kısa saplı, dar ve uzunca, tüylü, beyazımsı-grimsi-yeşil renklerdedir. Çiçekler dalların ucunda, uzun saplar üzerinde toplanmışladır. Çiçekler küçük ve çok kısa saplıdır. Çanak ve taç yaprakları tüp seklindedir. Meyveleri parlak siyah renklidir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Kuzeybatı-batı ve güneybatı Anadolu.
Kullanıldığı yerler: Çiçekleri kullanılır, açmadan toplanır ve su buharı ile distileedilerek, hemen uçucu yağ elde edilir. Uçucu yağında organik asitler, pinen, kâfur, camphen vs. gibi maddeler bulunur. Lavanta çiçeği, kuvvet verici, idrar söktürücü ve romatizmaya karsı çay hâlinde kullanilir. Çok iyi bir koku vericidir. Hâricen yatıştırıcı olarak da kullanilir. Parfümeri sanayicinde kullanılan önemli bir bitkidir. Lavanta çiçeğinin bir türü olan Lavandula stoechas, Karabaş olarak bilinir.
Limon: (Zitronenbaum / Limonier citronnier / Lemon tree / Lemon / Citron) Mart-ekim ayları arasında beyazımsı-pembe renkli, güzel kokulu çiçekler açan, 3-5 m boylarında, kisin yapraklarını dökmeyen küçük boylu ağaçlar. Vatani Çin olup, Akdeniz bölgesinde geniş çapta yetiştirilir. Onuncu asırda Araplar tarafından Avrupa’ya getirilmiştir. Yaprakları oval, tüysüz, parlak yeşil renklidir. Çiçeklerin taç ve çanak yaprakları beser parçalıdır. Meyveleri oval şekilli, açık sari renkli, üzeri parlak ve kabarcıklı, özel salgı cepleri olup, asitli bir özsuyu vardır. Tohumları oval şekilli, sarimsi renkli ve acı lezzetlidir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Akdeniz bölgesi ve Doğu Karadeniz.
Kullanıldığı yerler: Limonun meyve kabuğu, limon esansı ve usaresi kullanilir. Limon kabuğunda uçucu yağ, hesperidin acı madde ve tanenli maddeler vardır. Kabuğun içindeki beyaz kısma albeda adi verilir. Bundan perkin elde edilir. İştah açıcı ve sindirim kolaylaştırıcı olarak kullanilir. Tâze meyve kabuklarını sıkmak sûretiyle limon esansı elde edilir. 1500-3000 limondan 1 kg kadar esans elde edilir. Yeşil olanlar sarı ve olgun olanlarından daha fazla esans verir. Bileşiminde uçucu yağ vardır. Limonata yapiminda, besin endüstrisinde, pasta ve sekercilikte, parfümeri ve sabun yapiminda koku ve lezzet vermek üzere bazı preparatlarin bileşimine girer. Limonun pulca kısmi (iç kısmi) sekerler, vitamin C ve sitrik asitler ihtivâ etmektedir. Limon suyu, ateşi ve tansiyonu düşürür. Kani temizler. Susuzluğu giderir. Damar sertliği ve romatizmada faydalıdır. Cildi güzelleştirir. Dişleri beyazlatır ve dişetlerini kuvvetlendirir. Boğaz ve bademcik iltihaplarını giderir. Baş ve vücut ağrılarını keser.
Margarit:(Çayır Kasımpatı / Öküzgözü / Chrysanthemum leucantheum)
Dağlarda ve çayırlarda yetişen, güzel çiçekli bir bitkidir. Kasimpati'ya benzer. Dallari ufaktır. Yeşil yaprakları dantele gibidir. Çiçeklerinin etrafında beyaz yapraklar vardır. Ortası altın sarisi rengindedir. Çiçekleri yaz aylarında toplanıp kurutulur.
Kullanıldığı yerler: İdrar söktürür. Terletir. Böbrek taslarının düşürülmesine yardımcı olur. Karaciğer hastalıklarında faydalıdır. Egzama gibi deri hastaliklarinda şikayetleri giderir.
Marul:(Lactuca / Lettuce / Laitue / Gartenlattich / Sommerendivie / Kopfsalat / Laitue)
30-100 cm boylarında, tüysüz, sarı renkli çiçekler açan, beyaz bir süt taşıyan iki yıllık otsu bir bitki. Kültür formları ve değişik varyeteleri, çok eskiden beri yetiştirilmektedir. Bostan marulu olarak da bilinir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Anadolu’nun her yerinde yetiştirilmektedir.
Kullanıldığı yerler: Sebze olarak kullanilir. Tâze yaprakları bas ağrısına karsı, süt arttırıcı, hafif müshil ve idrar arttırıcı olarak kullanilir. Marul tohumu da yatıştırıcı, hafif müshil etkiye sâhiptir. Erkeklerde özellikle ergenlik döneminde oluşan aşırı cinsel istekleri frenler.
Diğer bir marul da yabânî marul (Lactuca serriola)dır. Acı marul, eşek marulu, yağ marulu gibi isimlerle de bilinir. Anadolu’da yaygındır. Bitkinin çiçekli Dallari idrar arttırıcı, antispazmodik ve yatıştırıcı etkilere sahiptir. Kurutulmuş sütü de uyuşturucu ve uyutucu etkilere sâhiptir. Anadolu’da 10 kadar marul (Lactuca) türü yayılmış bulunmaktadır.
Maydanoz:(Petersilie / Persil / Parsley / Midenuvaz / Petroselinum sativum)
Ağustos-eylül ayları arasında, beyaz renkli çiçekler açan, kazık köklü, 30-100 cm boylarında, iki yıllık otsu bir bitki. İlk yıl bir yaprak rozeti, ikinci yıl ise bir gövde meydana getirir. Rutubetli ve sulak toprakları sever. Gövdeleri dik, tüysüz, köseli, içi bos ve çok dallı, yaprakları saplı, parçalı ve koyu yeşil renklidir. Çiçekler semsiye seklinde toplanmıştır. Yaprakları tüysüz, yeşilimsi, esmer renkli, armut seklinde ve özel kokuludur.
Kullanıldığı yerler: Kökü ve yaprakları kullanilir. Yapraklarda uçucu yağ ve glikozit, köklerinde ise uçucu yağ, seker, müsilaj ve glikozit vardır. Yapraklar vitamin (A,C,K) bakımından zengindir. Yapraklar idrar söktürücü ve tansiyon yükseltici olarak kullanilir. Ayrica, İltihaplı yaraların iyileşmesine yardim eder. aybaşı bancılarını keser. Yüksek tansiyonu düşürür. Kansızlığı giderir. Kansere karsı korur. Mide ve barsallarda gaz birikmesini önler. Afrodizyak özelliği vardır. Görme gücünü artırır.Kök de aynı özelliklere sâhiptir. Tâze yapraklar, papağan ve diğer kuşlar için tehlikelidir.
Mazı: (Thuja / Arborvitae / Thuya / Noix da gelle)
Servigiller familyasından, pul yapraklı, daima yeşil, ağaç veya ağaççık halinde bulunan bir bitki cinsidir. Halk hekimliğinde yaprakları ve kozalağı kullanılır.
Kullanıldığı yerler: Yaprakları siğilleri yok etmekte kullanilir. Kozalağından barsak kurdu düşürücü ilaç yapilir. Gebe kalmayı önlemek için kullanılır. Bazı zehirlenmelerde panzehir olarak Kullanildigi bilinir. Basur memelerinde de faydalıdır.
Melissa: (Oğulotu / Melisse / Mélisse / Lemon balm / Melissa officinalis)
Haziran-ağustos ayları arasında beyazımsı pembe veya sarimsi renkli çiçekler açan, yol kenarlarında ve ekilmemiş yerlerde rastlanan, limon kokulu, 30-100 cm boylarında, çok yıllık otsu bitkiler. Gövdeleri dört köseli ve tüylü, yaprakları saplı, oval şekilli ve incedir. Çiçekler, birkaçı bir arada, saplı ve çevrem durumdadır. Bazı bölgelerde Melassa bitkisi, Oğulotu olarak da bilinir.
Kullanıldığı yerler: Yapraklarında tanen, reçine ve uçucu yağ vardır. Uçucu yağında sitral, sitronellal, geraniol ve lineol vardır. Yapraklar yatıştırıcı, mîdevî, gaz söktürücü, terletici ve antiseptik etkilere sâhiptir. Huzursuzluk ve sıkıntıları giderir. Hafıza zayıflığına faydalıdır. Bas dönmesi ve kulak çınlaması gibi şikayetleri keser. Hazımsızlık, başağrısı ve migrende de faydalıdır. Daha çok çay hâlinde kullanilir.
Menekşe:(Veilchen / Violette / Violet / Benefse)
Yaprakları kulakçikli ve kulakçıkları bitkinin yaprakları şeklinde, hatta daha büyük olarak gelişmiş, tek veya çok yıllık bitkiler, Çiçekler tek, çanak yaprakları arkaya kıvrık, alt taç yaprağı mahmuzludur. Familya (Violaceae) karakterlerini taşır. Dünyâ üzerinde 500 kadar türü bulunur. Türkiye’de 21 tür, yabanî olarak yetişir. Menekşe tıbbî olarak veya süs bitkisi olarak kullanilir. Memleketimizde en çok tanınan, Hercaî menekşe (Viola tricolor) ve kokulu menekşe (Viola odorata) dır.
Kokulu menekşe (V. odorata): Mart-mayıs ayları arasında, koyu mor renkli ve güzel kokulu çiçekler açan, 10-30 cm yüksekliginde, çok yıllık otsu bir bitki. Bitkinin yaprakları uzun saplı ve kalp seklindedir. Anadolu’da nâdir olarak bulunur. Süs bitkisi olarak yetiştirilir.
Kullanıldığı yerler: Kokulu menekşenin çiçeklerinin terletici ve balgam söktürücü etkisi vardır. Yaprakları yumuşatıcı ve idrar söktürücü kökleri ise ishal etkilidir.
Hercaî menekşe (V.tricolor): Mayıs-eylül ayları arasında, açık sari veya mavimsi renklerde çiçekler açan, 10-30 cm boylarında, bir yıllık otsu bitkiler. Anadolu’da yabânî olarak yetiştiği gibi süs bitkisi olarak da yetiştirilir. Bitkinin çiçekli Dallari idrar söktürücü bâzı deri hastaliklarinda kan temizleyici olarak ve romatizmaya karşı kullanılır.
Mersin:(Myrte / Myrte / Myrtle / As / Asmar / Sıçankulağı otu / Myrtus)
Mayıs-haziran ayları arasında, beyaz renkli çiçekler açan, 1-3 m boylarında, kisin yapraklarını dökmeyen, güzel kokulu ağaççık. Yapraklar kısa saplı ve karşılıklı, yeşil renkli, derimsi, oval şekilli ve üzerinde salgı guddeleri (bezleri) bulunur. Çiçekler uzun saplı olup, tek olarak her bir yaprağın koltuğunda bulunur. Meyveleri nohut büyüklüğünde, morumsu siyah renkte ve çok tohumludur.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Karadeniz, Ege ve Akdeniz bölgeleri.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin yaprakları, çiçekli dalları ve yapraklarından elde edilen uçucu yağ (Mersin esansı) kullanılır. Yaprak ve meyveler kabız, mikrop öldürücü, iştah açıcı, kan dindirici, antiseptik ve hâricen yara iyi edici olarak kullanilir. Tâze yapraklarından, su buharı distilasyonu ile Mersin esansı elde edilir. Bu esans renksiz, akıcı, özel kokulu ve yakıcı lezzetlidir. Takriben 100 kg yapraktan 300 gr esans elde edilir. Mirtenol, sineol ve terpenler ihtivâ ederler. Gıdâ ve parfümeri sanayicinde kullanılan önemli bir ilkel maddedir. Memleketimizde seker hastalığına karsı da (günde 10 damla) kullanilir. Mersin meyveleri uçucu yağ, tanen, sekerler ve organik asitler ihtivâ eder. Bu meyveler yemiş olarak, kabızlık giderici ve antiseptik olarak kullanilir.
Meyankökü:(Süssholz / Réglisse / Licorice / Piyan / Boyan / Glycyrrhiza / Licorice)
Haziran-temmuz ayları arasında sari-mavi veya kahverengi çiçekler açan, 0,4-2 m yüksekliginde, çok yıllık çalımsı bitkilere "meyan" denir. Yaprakları parçalı, yaprakçıklar 4-7 çiftlidir. Çiçekler başak seklinde durumlar yapar. Taç ve çanak yaprakları iki dudaklı olup, üst dudak iki kısa dişli, alttaki üçü uzun dişlidir. Meyveleri düz ve salgı tüylüdür. Meyan bitkisinin 6 türü Türkiye’de yetişmektedir. Daha çok Güney, Orta ve Doğu Anadolu’da yaygınlık göstermektedir. Bir kısmının kökleri tatlı, bir kısmının ise acıdır.
Tatlı meyan (Glycyrrhiza glabra): Anadolu’da iki varyetesi bulunur. Bu türün çiçekleri mor ve tüysü yapraklıdır. Meyvelerinin üzeri çıplaktır veya tüylüdür. Bâzı yerlerde piyan olarak da bilinir.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin kökleri, meyan kökü olarak tanınmakta ve kullanılmaktadır. Köklerinin kabuğu soyulduktan sonra veya soyulmadan güneşte kurutularak piyasaya sürülür. Bileşiminde nişasta, sekerler, zamk, razın, glisirrizin vardır. Glisirrizin sekerden daha tatlı bir bileşiktir. Köklerdeki miktarı, bölgeden bölgeye değişir ve köklerin de etkili maddesidir. Kökler, göğüs yumuşatıcı, balgam söktürücü, idrar çoğaltıcı ve taç düzenleyici özelliğe sahiptir. Eczâcılıkta toz hâlinde, hapların hazırlanmasında sekil vermede kullanilir. Sigara ve plastik sanayicinde de kullanılan ilkel maddedir. Kola adi altında hazırlanan içeceklerin terkibine de girer. Ayrıca tâze veya kuru köklerinin kaynar su ile muâmelesi ve sonra alçak basınçta yoğunlaştırmak sûretiyle meyan balı elde edilir. Ticârette toz veya kalıplar hâlinde bulunur. Parlak siyah renkli, tatlı lezzetlidir. Suda kolaylıkla erir. Meyan balındaki glisirrizin miktarı daha fazladır. Memleketimizde de meyan balı elde eden tesisler vardır. Göğüs yumuşatıcı, öksürük kesici, yara iyi edici özellikleri vardır. Mîde hastaliklarinda (bilhassa gastritte) faydalıdır. Meyan kökünün su ile tüketilmesi sonucunda elde edilen hülasa ise meyan şerbeti olarak bilinir. Daha çok Güneydoğu Anadolu bölgesinde elde edilir ve kullanılır. Meyan şerbeti koyu esmer renkli ve tatlı lezzetlidir. Göğüs yumuşatıcı, balgam söktürücü, öksürük kesici ve serinletici özelliktedir.
Mine Çiçeği:(Eisenkraut / Verbena / Verveine / Vervain / Kanotu / Güvercinotu)
Temmuz-eylül ayları arasında leylâk renginde çiçekler açan, yol kenarları ve bos arâzilerde rastlanan, 20-80 cm boyunda, bir veya çok yıllık otsu bir bitki. Gövdeleri dört köseli olup, karşılıklı dallanma gösterir. Yapraklar sert tüylerle örtülü ve sapsızdır. Çiçekler dalların uçlarında başak durumları yaparlar ve tüp şeklindedirler.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Marmara, Karadeniz, Ege, İç Anadolu.
Kullanıldığı yerler: Bitki glikozit, acı maddeler ve tanen içerir. Tıbbî olarak, kabız edici, teskin edici etkisi vardır. Bas ve mafsal ağrılarını dindirir. Yorgunluğu ve uykusuzluğu giderir.
Mısır:(Mais / Mais / Corn / Zea mays)
Haziran-ağustos ayları arasında çiçekler açan, 1-2 m yüksekliginde, bir yıllık, tek evcikle bir kültür ve tahıl bitkisi. Gövdeleri sert ve diktir. Yaprakları sapsız, geniş, uzun, üst yüzü tüylü, alt yüzü tüysüz olup, tabanı ile bir kin hâlinde gövdeyi sarar. Erkek çiçekler gövdenin ucunda salkım seklinde dizilmiş başakçıklarda toplanırlar. Çiçekler kavuz adi verilen yaprakçıklarla örtülür. Dişi çiçekler, gövdenin alt ve orta kısımlarındaki yaprakların koltuğundan çıkan ve taşıyıcı yaprakçıklarla örtülü olan, kalınlaşmış, çomak seklinde bir eksen üzerinde toplanmışlardır. Meyve, yâni mısır tâneleri, açık veya koyu sari, esmer veya kirmizimtrak renklerdedir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Anadolu, bilhassa Karadeniz bölgesinde yetişir.
Kullanıldığı yerler: Dişi çiçeklerin güneşte kurutulmuş stil üsleri (mısır püskülü), tâneleri ve tanelerinden elde edilen yağ (mısır yağı) kullanilir. Mısır tanelerinde % 67 nişasta, % 10 azotlu maddeler ve % 8 yağ bulunmaktadır. Mısır tânelerinden elde edilen yağ, yemeklik yağ olarak veya kozmetik sanayicinde hammadde olarak kullanilir. Mısır yağı, doymuş yağ asidi miktarının düşük olması sebebiyle damar sertliği olan hastalara yemek yağı olarak tavsiye edilir. Mısır püskülü ise tedâvide kullanılabilmektedir. Püskülün bileşiminde karbonhidratlar, potasyum, sodyum ve kalsiyum tuzları vardır. İdrar söktürücü ve tas düşürücü olarak kullanılırlar.
Mısır Karası: Mısır koçanında urlar meydana getiren rastık mantarı(Ustilago maydis)nine sporlarıdır. Sporlar, siyah renkli ve kömür tozu görünüşünde olup, mısır tâneleri yerinde meydana gelen urların içinde bulunurlar. Kan dindirici olarak halk arasında kullanilir. Mısır kömürü veya mısır yanığı olarak da bilinir.
Misvak:(Salvadora persica / Toothbrush tree)
Arabistan’da bulunan erâk ağacının dalından, bir karış uzunlukta kesilen parçadır. Ağacın odunu çok liflidir. Erâk dalı bulunmazsa, zeytin veya başka dallardan da olabilir. Nar ve fesleğen dalından misvak olmaz. İnsanin diş sağlığına büyük bir fayda temin eden misvak, basit bir usûl olmakla berâber, en iyi diş temizleme vâsıtasıdır. Dişlerin çürümesini önlemek için misvak kullanmak, bütün diş macunlarından daha faydalıdır. Larousse Illustre Medical ismindeki Fransa’nın kıymetli tıp kitabı, ağız temizliği husûsunda diyor ki: “Bütün diş mâcunları ve tozları ve suları, dişlere zarar verir. En iyi diş temizleme vâsıtası, sert bir fırçadır. Önce, dişleri kanatırsa da, korkmamalıdır. Diş etlerini kuvvetlendirir ve artık kanamaz.” Bu şekildeki diş temizliğini sağlayan en iyi vâsıta misvaktır.
Kullanıldığı yerler: Ağacın dalından, bir karış kadar parça kesilir. Ucu yeterli miktarda yontulduktan sonra, tuzlu su içinde bekletilir. Belirli bir süre sonra, uç kısmındaki lifler açılarak, fırça görünümü alır. Çok kart olan dallar için, bir bıçak ye da sert bir cisim yardımıyla açılma hızlandırılır. Misvak kullanmak, dişleri temizler ve dişetlerini kuvvetlendirir. Öz suyu doğal olarak flörür içerir. Diş çürümelerini önler.
Muşmula:(Nispel / Nèfle / Medlar / Beşbıyık / Döngel / Izgil / Mespilus / Germanica)
2-3 m yüksekliginde bodur boylu dikenli ağaççıklar. Yalnız yetiştirilenleri dikensizdir ve boyları altı metreye kadar yükselebilir. Kisin yapraklarını döker. Yapraklar basit, alt yüzü tüylü, tam veya dişli kenarlıdır. Çiçekler erdişidir, beş parçalı ve beyazdır. Yabancı döllenmeye ihtiyaç göstermez. Meyveleri yuvarlak veya oval şekillerde esmer renkli olup, dip tarafında beş çanak yaprağı taşır. Meyveleri genellikle beş çekirdekli, ağaçtan koparıldığında sert ve buruk lezzetlidir. Toplanan meyveler bir süre bekletildikten sonra yumuşar ve yenecek olgunluğa erişir. Döngel ve beşbıyık isimleriyle de bilinir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Kuzey Anadolu ve Marmara bölgesinde yetişir.
Kullanıldığı yerler:
Meyvenin bileşimi şekerler, organik asitler ve tanen ihtivâ eder. Barsak hastaliklarinda iyi bir kabız düzenleyicidir. Muşmula çekirdeği idrar arttırıcıdır. Böbrek ve mesane taşlarının düşürülmesinde kullanilir.
Nane:(Minze / Menthe / Mint / Pennroyal / Mentha)
0,5-1 m boylarında, hoş kokulu, otsu çok yıllık bitkiler. Gövdeleri dört köşeli, yeşilimsi veya kırmızımtrak renkli, tüylü veya tüysüzdür. Yaprakları saplı, almaşlı olarak dizilmiş, oval şekilli, kenarları dişli, hafif tüylüdür. Çiçekler genellikle temmuz-ağustos ayları arasında açmakta olup mor, pembe, beyaz veya leylak rengindedir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Anadolu’nun her yerinde yetişir.
Kullanıldığı yerler:
Kullanılan kısımları yaprakları, çiçekli Dallari ile yapraklarından elde edilen uçucu yağdır. Yapraklar veya çiçekli dallar bitki çiçek açmaya başladığında toplanır ve demetler hâlinde gölgede kurutulur. Yapraklarda sekerler, reçineli maddeler, tanen ve uçucu yağ vardır. Uçucu yağda menthol, sineo, menthol esterleri, bâzı organik asitler bulunur. Yaprakları çay hâlinde yatıştırıcı, mîdevî, gaz söktürücü, bulantıyı giderici olarak kullanilir. Bunun yanında çeşitli ilâçların terkibinde Kullanildigi gibi, yaprakları çiğ veya kurutulmuş olarak yemeklere konur. Nâne esansı, çok miktarda zehir etkili olmasına karşılık az miktarı mîde ağrılarına ve bulantılara karsı kullanılabilir. Nâne uçucu yağı da oldukça fazla kullanılan bir yağdır.
Nar:(Granatapfelbaum / Granadier / Pomegranate / Rümman / Punica granatum / Pommegranate / Grenadier)
Haziran-temmuz aylarında kırmızı renkli çiçekler açan, iki ile beş metre boylarında ağaççıklar. Gövdeleri gayri muntazamdır. Yapraklar karşılıklı, kısa saplı ve kırmızı kenarlıdır. Çiçekler kısmen sapsız, tek ve birkaçı bir arada bulunur. Çanak yaprakları kırmızı renkli, dökülmeyen ve etlidir. Meyveleri küre seklinde ve portakal büyüklüğünde, önceleri yeşil, olgunlukta kırmızımsı renkte, derimsi kabuklu, çok tohumlu ve etlidir. Meyvenin yenen kısmı, tohumlarının etli ve bol usâreli olan kabuğudur.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Batı ve Güneydoğu Anadolu.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin tohumları meyve olarak yenildiği gibi, gövde-kök ve dal kabukları ile meyve kabuğu da tıbbî olarak kullanilir. Kök ve gövde kabuğu tanen, nişasta ve alkaloitler (pelletierin) taşır. Nar meyvesi kabuğu tanen, triterpenler ve az alkaloitler ihtivâ eder. Nar ağacı kabuğu çok eskiden beri bilhassa barsak şeritlerine (tenyalara) karsı kullanilir. Yalnız zehirlenmelere yol açabileceğinden dikkatli olunmalıdır. Nar meyvesi kabuğu, ishale karsı (% 15’lik) çay hâlinde kullanılabilir. Ayrica yün iplikler, sarimsi renklere boyanabilir. Hadîs-i şerîfte nar meyvesi medhedilmistir: “Her narda bir damla cennet suyu vardır.” ve; “Narı içindeki zarı ile beraber yiyiniz, çünkü mîdeyi temizler.” buyurulmaktadır. Nar, çarpıntıya iyidir. Mîdeyi kuvvetlendirir. Et kısmı ile sıkılıp içilirse, safra söker, pekliği giderir.
Nergis:(Narciss / Narcisse / Narcissus )
20-60 cm boylarında, soğanlı bitkilerdir. İlkbaharda çok güzel kokulu çiçekleriyle baharın müjdecisi olarak bilinirler. Çiçekleri kuvvetli kokulu, sari veya beyaz renkli, tek veya birkaçı bir arada bulunurlar. Her bir çiçeğin ortasında beyaz veya sari renkli bir tacı vardır. Organik maddelerce zengin, nemli, kumlu, tınlı toprakları sever. Soğanlarıyla üretilir. Nergis türleri daha çok süs bitkisi olarak yetiştirilir. Fulya, beyaz nergis, yabânî zerren gibi çeşitleri vardır.
Kullanıldığı yerler:Bitki, zehirli alkaloitler taşır. Kusturucu ve ishal etkilidir. Kurutulmuş çiçekleri yatıştırıcı, müshil ve ateş düşürücü olarak (% 1-2’lik) çay hâlinde kullanılabilir.
Oltu otu: (Pyrethrum / Pyrèthre / Pyrethrum / Pyrethrum roseum / Chrysanthemum coccineum / Pireotu / Tanacetum coccineum)
Nisan-haziran ayları arasında pembemsi renkte çiçekler açan, 20-70 cm boylarında çok yıllık, tüylü ve otsu bir bitki. Dilsi çiçekler 20-30 kadar olup pembe renklidir. Kuvvetli kokuludur.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Kuzeydoğu Anadolu.
Kullanildigi yerler: Çiçek durumundayken toplanır, kurutulur ve toz edilir. İçerisinde uçucu yağ ve böcek öldürücü bileşikler (piretrin) bulunur. Böcek öldürücü olarak kullanılır. Pireotu yada toz hali Oltu tozu olarak da bilinir.
Öd ağacı: (Aloe / Aloès / Aloe / Aquilaria agollocha / Eagle wood / Calambac)
Kurak bölgelerde yetişen, çok yıllık, yaprakları dikenli, bal özsulu (sukulent) bitkiler. Öd ağacı, sarı sabır olarak da bilinir. Daha çok Afrika, Suriye, Arabistan ve Güney Avrupa’da yayılış gösterir. Buna karşılık ılıman bölgelerde, park ve bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilir. Memleketimizin Güneybatı kesiminde de Romalılar döneminde kültürden kalmış, yabanileşmiş A. vara türü yetişmektedir. Bitkinin yaprakları birer rozet görünümünde, topraktan yayvan bir şekille çıkarak yukarı doğru bükülürler. Çiçek durumu dik ve sık bir salkımdır. Çiçekleri sarı veya kırmızıdır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Güneybatı Anadolu (Demce).
Kullanıldığı yerler: Bitkinin yapraklarından çıkarılan usare (özsu) nin, güneşte veya ısıtılarak yoğunlaştırılmasıyla elde edilen bakiye, siyah parlak kütleler hâlinde kalır. Bu madde sarı sabır adını alır. Antrasen türevleri taşır. Kalın barsaklara etkili bir müshildir. Öd ağacı sıvısı, pigment ve haşerat ilâçları yapımında kullanılır. Sarı sabır, balı bozar. Memleketimizde süs bitkisi olarak çok yetiştirilmektedir. Ayrıca ağacın odunu ve kabuğu yakılınca hoş bir koku verir. Tütsü olarak kullanilir.
Okaliptüs: (Eucalyptusbaum / Heberbaum / Eucalyptus / Ökaliptüs / Sıtma ağacı)
Haziran-temmuz ayları arasında, mor renkli çiçekler açan büyük ağaçlardır. Yaprak şekli bitkinin yaşına göre değişir. Gençlerde sapsız, oval, açık yeşil; yaslılarda ise uzunca saplı, orak seklinde, derimsi ve koyu yeşildir. Çiçekler morumsu kırmızı renkte olup, her bir yaprağın koltuğunda birkaçı bir arada bulunur. Meyve küçük ve çok miktarda tohum taşıyan oval şekilli bir kapsüldür. Ana vatani Avustralya olan bu ağaç, halk arasında sıtma ve kinin ağacı olarak da tanınır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Akdeniz ve Güney Anadolu.Avustralya’da olan gelişme alanı kısa bir zamanda çok genişlemiştir. Bir okaliptus ağacının yılda ortalama 250 ton suyu alıp havaya verdiği tecrübelerle anlaşılmıştır. 1938’den beri, yurdumuzun güney bataklıklarında da yetiştirilmesine büyük önem verildi ve kısa zamanda çok ümit verici neticeler alindi.Bölgede, sıtma hastalığının yayılmasında önemli rol oynayan sivrisineğin nesli kesildi.
Kullanıldığı yerler: Tâze yapraklarının su buharı ile distillenmesi sûretiyle elde edilen okaliptüs, muhtelif cila, kafuru, çam sakızı ve zamk, yine bir nevi vernik olan kokulu reçine îmâlinde kullanılmaktadır. Halk hekimliğinde, özellikle solunum yolu hastaliklarinda tercih edilir. Öksürüğü keser, boğaz ve burun iltihaplarını giderir. İdrar yollarını temizler. Hâricen deri üzerine sürülmek sûretiyle antiseptik olarak da kullanilir. Okaliptüs yaprakları doğrudan doğruya kaynatılarak Kullanildigi gibi, yağının tıpta da pek çok faydaları vardır. İlâç olarak veya kaynatma ile buğu, koku hâlinde de kullanılır. Yapraklar nefes darlığı, kabız, balgam söktürücü olarak, haşere sokmalarına, her nevî ateşlenmeye, nezle, nevralji, bronşit, romatizma, şeker, üremi gibi hastalıklarda, yağ veya ekşitilerek sirke, toz sabun, pudra ve mâcun şeklinde kullanilir. Ayrica okaliptüs kabuklarından, kilo reçinesi adi verilen ve içinde bol miktarda tanen bulunan bir madde, kuru dasitim yoluyla elde edilmektedir. Yine okaliptüs odununun kuru damıtımıyla elde edilen diğer ürünler; 100 kilo odundan; 25-27 kilo kömür, 7 kilo asit asetik, 2 kilo alkol metilen, 3 kilo katran elde edilebilir.
Ökse otu: (Weisse Mistel / Gui / Mistletoe / Burç / Çekem / Viscum)
Mart-nisan ayları arasında, dalların ucunda sarımsı-yeşil renkli çiçekler açan, 20-100 cm boylarında, kışın yapraklarını dökmeyen, çalı tipinde, iki evcikle, yari parazit bitkiler. Halk arasında burç, çeti, çekem, gökçe, göbelek, yalınkaya gibi isimlerle bilinir. Ökseotu, havstoryum adı verilen emeçleriyle, kendini odunlu bitkilerin Dalları üzerine tespit ederek yasar. Memleketimizde çok değişik ağaçlar (çam, köknar, söğüt, kavak, armut, elma, kayısı gibi meyve ağaçları) üzerinde yetişir. Bitkinin Dalları ve yaprakları karşılıklıdır. Yapraklar sarımsı yeşil renkte, sapsız ve derimsidir. Meyveleri 8-10 cm çapında, küre seklinde toparlak ve beyaz, iç kısmi yapışkanlı olup, yaprakların veya dalların arasında sapsız olarak birkaçı bir arada bulunur. Ökseotu, ardıç kuşları ile daldan dala ve ağaçtan ağaca taşınır. Bu kuşlar, meyvenin yapışkan kısmını severek yerler ve bu esnâda gagalarına yapışan kısmi temizlemek için, gagalarını dallara sürterler ve böylece tohumlarını bu kısımlara bulaştırırlar. Tohumlar burada çimlenir ve gelişirler. Ayrıca kuşların dışkıları vâsıtasıyla dışarı atılan tohumların dallar üzerinde tutunarak çimlenmesiyle gelişirler. Bitki zehirlidir.
Kullanıldığı yerler: Bitki rezin, saponinler, alkaloitler taşır. Meyve ve yapraklı dallar kabız, idrar arttırıcı, tansiyon düşürücü ve kusturucudur. Meyveleri ezilerek, çıbanlar üzerine konulup, cerahatin dışarı çıkmasını sağlar. Romatizma ağrılarına karşı da kullanılır. Zehirli olduğu için az miktarda kullanılmalıdır
Öküzgözü:(Dagkestanesi / arnica / Arnique)
Bileşikgiller familyasından, çayır ve ormanlarda yetişen, papatyayı andıran çok yıllık bir bitkidir. Kömeçleri turuncu ve sarıdır. Çiçekleri kullanılır.
Kullanıldığı yerler: Kusturucudur. Sinir sistemini çok şiddetli şekilde uyarır. Haricen Kullanıldığı takdirde romatizma ağrılarını dindirir. Yaraları iyileştirir. Fazla kullanılmamalıdır
Pancar: (Mangold / Zuckerrübe / Betterave / Beet / Beta vulgaris)
Doğu Akdeniz sâhillerinde yabânî olarak yetişen, ince köklü, bir veya iki yıllık otsu bir bitki. Yaprakları etli, alt kısımlarda saplı ve büyük, üst kısımlarda ise sapsızdır.Bazı cinsleri kültüre alınarak gıda olarak ve şeker yapımında kullanılmaktadır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Anadolu ve Trakya’da.
Kullanıldığı yerler: Halk hekimliğinde kırmızı pancar kullanilir. Karaciğerin düzenli çalışmasını sağlar. Kansızlığı giderir. Şeker hastalığı ve vereme karsı korur. Mide ve barsakları kuvvetlendirir. Sinirleri yatıştırır.
Papatya: (Kamillen / Camomille / Camomille / Matricaria chamomilla)
Mayıs ve ağustos ayları arasında çiçek açan, 20-50 cm boyunda, güzel kokulu bir yıllık otsu bitki. Yol kenarı, bos alanlarda oldukça çok rastlanır. Yaprakları parçalı ve tüysüzdür. Çiçekler dalların ucunda küçük başçıklar (kapitulum) hâlinde bulunurlar. Basçıkların orta kısmında bulunan çiçekler tüp seklinde ve sarı renkli hermafrodittir. Kenarlarda ise 15-20 tâne dil şeklinde, beyaz renkli dişi çiçekler bulunur.
Kullanıldığı yerler: Çiçek durumu basları, çiçek açmadan önce toplanarak gölgede kurutulur. Bileşiminde uçucu yağlar, rezin, acı maddeler ve fenolik bileşikler bulunur. % 1’lik çay hâlinde sabahları aç karnına bir bardak içilebilir. İdrar çoğaltıcı, iştah açıcı, yatıştırıcı ve gaz söktürücü etkilere sâhiptir. Basur memelerinde ağrı kesici, tedâvi edici etkiye sâhiptir. Boyar madde olarak da kullanilir.
Alman Papatyası (Anthemis nabilis): Orta Avrupa’da yetişir ve kültürü de yapilir. Dişli çiçekleri beyazımsı renklidir. Memleketimizde 50 kadar Anthemis türü bulunmakta ve İzmir papatyası, yabânî papatya, beyaz papatya gibi isimlerle bilinmektedir.
Papatya yağı: Spazm giderir. Ağrıları dindirir. Mikropları öldürür. Sinirleri yatıştırır.
Pelin otu: (Wermut / Absinthe / Wormwood / Artemisia absinthium)
Temmuz-ağustos ayları arasında sarı renkli çiçekler açan, 40-100 cm boylarında, az çok tüylü, kokulu, çok yıllık otsu bir bitkidir. Daha çok kayalık ve kurak yerlerde yetişir. Yaprakları parçalı, grimsi beyaz renklidir. Başçıklar küçük, küre seklinde olup salkım hâlinde toplanmışlardır. Başçıkların kenarlarında dil seklinde dişi çiçekler, ortada ise tüp seklinde hermafrodit çiçekler bulunur.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Kuzey, İç ve Güney Anadolu.
Kullanıldığı yerler: Çiçekli Dallari çiçeklerin açılması esnâsında toplanarak gölgede kurutulur. Uçucu yağ ve acı maddeler taşır. İştah açıcı, kuvvet verici, idrar arttırıcı, ateş düşürücü ve kurt düşürücü etkileri vardır. Yüksek dozlarda zehirlenmeler yapar. Toz olarak günde (% 1-3’lük) 2-3 bardak içilebilir.
Pırasa: (Porree / Poireau / Leek / Allium porrum)
Kök ve gövdesi toprak altında bulunan, sarmısağa benzeyen bir kış sebzesidir. Yapraklari serit seklinde ve uzun olup, toprak üstünde gelişir. Çiçekler bir sapın tepesinde bulunur. Bitkinin sebze olarak kullanilan kısmı, gövdesi ve boru şeklindeki yapraklarıdır.
Kullanıldığı yerler: Sebze olarak yemeği yapılır. Besin değeri soğana göre azdır. Şurubu göğsü yumuşatır, öksürüğü keser. Mide rahatsızlıklarına iyi gelir. Üremi ve idrar tutukluğunda faydalıdır. Sinirleri kuvvetlendirir. Kabızlığı giderir. Pırasa suyu, yüzdeki sivilce ve lekelere faydalıdır. Arı sokmasında da kullanılır.
Ratanaya: (Krameria triandra)
Baklagiller familyasından, Amerika'da yetişen ve birçok türü olan bir bitkidir. Kökü (Radix ratanhiae) toz haline getirilip kullanılır. Çiçekleri kırmızı, Yapraklari uzun, ince ve uçları dilimlidir.
Kullanıldığı yerler: Şurubu ishali keser, barsak iltihaplarını giderir. Basur memelerine karsı pomad olarak kullanilir. Diş sularının bileşimine de girer.
Râvend: (Rhabarber/ Rhubarbe / Rhubarb / Ravendiyye / Isgin / Rheum ribes)
Mayıs-haziran aylarında çiçek açan, 100-150 cm boyunda, çok yıllık, otsu bir dağ bitkisi. Yapraklar bitkinin taban kısmında toplanmışlardır. Yaprak, kalp veya böbrek seklinde, 30-60 mm ebadında, kenarları dişli, damarlar alt yüzden dışarı doğru çıkıktır. Çiçekleri geniş bir bileşik salkım durumunda toplanmıştır. Çanak yaprakları 6 parçalıdır. Meyveleri 10-15 mm uzunluğunda, kirmizimtrak renkli ve kanatlıdır. Toprak altında etli bir rizomu bulunmaktadır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Orta ve Dogu Anadolu ile Akdeniz bölgesi.
Kullanıldığı yerler: Tâze sürgün ve yapraklari sebze olarak yenir. Kökleri kabız edici özelliktedir. Mide ve barsak gazlarını giderir.
Rezene: (Gemeiner / Fenchel / Fenouil / Fennel / Raziyane / Tatli anason / Foeniculum vulgare / Fenouil vulgarie)
Haziran-ağustos ayları arasında sarı renkli çiçekler açan bir buçuk-iki metre boylarında iki yıllık kokulu otsu bitkiler. Yaprakları saplı ve tüysüzdür. Bitkinin gövdeleri dik, içleri boş silindir seklinde ve tüysüzdür. Çiçekler uzun saplı ve bileşik semsiye durumundadırlar. Meyveleri silindir seklinde tüysüz ve yeşilimsi esmer renktedir. Tohumları protein ve yağ bakımından zengin bir besi dokuya sâhiptir. Birçok çeşidi vardır. Daha çok kayalık ve kurak yerlerde yetişir. Raziyane ismiyle de bilinir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Ege ve Akdeniz bölgesi.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin kullanilan kısımları meyve, kök ve yapraklardır. Rezene meyveleri müsilaj, seker, nişasta, tanen, sâbit ve uçucu yağlar taşır. Midedeki gazi giderici, süt çoğaltıcı ve yatıştırıcı (müsekkin) olarak çay veya toz hâlinde kullanilir. Yapraklari yara iyi edici, kökü ise idrar arttırıcıdır. Boğmaca, dalak hastalıkları ve idrar zorluğunda faydalıdır. Kan çıbanı ve göz zafiyetlerinde de kullanilir.
Roka:(Raukenkohl / Roquette / Rocket / Eruca sativa)
Bir veya iki yıllık otsu bitkiler. Yapraklar toplu, dişli kenarlı ve tüylüdür. Çiçekler sarimtrak veya beyazımtrak olup, üzerleri morumsu damarlıdır. Sebze olarak bahçelerde yetiştirilir. Sert kokulu ve baharatlı bir bitkidir. Kök ve tohumdan üretilir. Bol sulak yerlerde yetişir.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin Yapraklari yakıcı, lezzetli bir uçucu yağ ihtivâ eder ve C vitamini taşır. C vitamini miktarı oldukça yüksek olup, 100 gram tâze yaprakta takriben 150 mg. kadar bulunur. Roka Yapraklari daha çok sonbahar ve kış aylarında salata olarak kullanilir. İştah açıcı, uyarıcı, kuvvet verici ve öksürük kesici özelliği vardır. Tohumları da aynı etkileri gösterir.
Safran: (Safran-Krokus / Saffron / Crocus sativus)
Eylül-ekim ayları arasında, mor renkli ve hoş kokulu çiçekler açan 15-30 cm boylarında, soğanlı, otsu bir bitki. Etli ve yuvarlak 2-3 cm çapında bir soğanı vardır. Üretimi de bu soğanlarla yapilir. Yapraklar uzun, dar ve ortası beyaz çiçeklidir. Yapraklar çiçeklerden sonra meydana gelir. Çiçekler 6 parçalı, erkek organları 3 tâne, dişi organın kapsül kismi olan stigmaları turuncu renklidir. Safran, Hititler döneminden beri Anadolu’da bilinmekte ve ilâç olarak kullanılmaktadır. Grekler döneminde de Bati Anadolu’da oldukça ticâreti yapılmıştır. Osmanlılar döneminde de önemini koruyan bir ihraç ürünü olmuştur. Daha önceleri Urca, Mardin, Kastamonu, Ankara, İstanbul’da kültürü yapılmaktaydı. Fakat bugün sadece Kastamonu’nun birkaç köyünde üretimi yapılabilmektedir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Kastamonu-Safranbolu’da yer yetiştirilir.
Kullanıldığı yerler: Kırmızı renkli boya maddeleri, şekerler, uçucu ve sâbit yağlar ihtivâ eder. Sinir sistemini uyarıcı, iştah açıcı, âdet söktürücü, koku ve renk verici olarak kullanilir. Toz hâlinde iştah açıcı ve mîdevî olarak kullanılabilir. Fazla miktarda kullanılmamalıdır. Hamileler kesinlikle kullanmamalıdır.
Sakız ağacı: (Mastixpistazie / Lentisque / Mastic tree / Pistacia lentiscus)
Nisan-mayıs ayları arasında, yeşilimsi renkte çiçekler açan 1-3 m yüksekliğinde, sık dallı, çalı görünüşünde ve kışın yapraklarını dökmeyen ağaçlar. Mesteki sakızı olarak da bilinir. Gövdeleri dik ve silindir biçiminde olup, sağlamdır. Kabukları esmer renkli ve reçine kanalları ihtiva eder. Meyveleri ufak, yuvarlak ve kırmızımsı siyah renklidir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Batı ve Güney Anadolu.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin dal ve gövdesinden, mastix adı verilen sakız elde edilir. Ağacın gövdelerine yapılan yaralamalardan bir usare akar. Toplanan bu usare 2-4 haftada katılaşır. Soluk sarı renkli, kolaylıkla kırılabilen parça ve damlalar hâlindedir. Özel bir kokusu ve tadı vardır. Eter ve etonolde çözünür. Sakız içinde uçucu yağ, mastisik asit, mastısın ve acı maddeler bulunmaktadir. Eskiden balgam söktürücü olarak kullanılmıştır. Diş etlerini kuvvetlendirmek ve ağız kokusunu gidermek için kullanılır.
Salep: (Salep / Çayırotu / Çemçiçegi / Orchis / Tuber salep )
Orchis, Ophyris, Serapias, Platanthera, Dactylorhiza vs. cinslerine âit türlerin yumrularına verilen ad. Bu bitkilerin toprak altında iki yumrusu bulunur. Bunlardan biri ana yumrudur ve o senenin gövdesini verir. Diğeriyse gençtir (hemşire veya kardeş yumru) ve gelecek yılın yumrusunu verir. Salep elde edilen türlerin hepsi yumruludur. Salep daha çok kireçli toprakları sever. Ormanlık bölgelerde yetişen saleplerin yumrusu iri olur. Çayırlarda yetişen saleplerin yumrusu ise daha zayıftır. Anadolu’da salep genellikle Orchis ve Ophyrus türlerinden elde edilir.
Salep eldesi: Bitki çiçekteyken, toprak altındaki yumruları toplanır. Yalnız yan yumru alınır, gövdeyi taşıyan ana yumru genellikle alınmaz. Fakat her ikisi de kulanilabilir. Yumrular kremsi, yumurta seklinde veya çatalsıdır. Toplanan yumrular suyla yıkanarak temizlenir, ipe dizilir ve su veya sütle kaynatılır, sonra açık havada kurutulur. Kurutulan yumrular dövülerek toz edilir. Elde edilen bu toz kullanılacak hâle gelmiş olan salebi verir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Çoğunlukla Bati, Güneybatı, Güney ve Kuzey Anadolu olmakla beraber Anadolu’nun birçok yerinde yetişir.
Kullanıldığı yerler: Bileşiminde nişasta, sekerler, müsilaj ve azotlu maddeler vardır. Bilhassa çocuklarda ishal kesici, kuvvet verici ve gıdâ olarak kullanilir. Barsak nezlesinde soğuk algınlıklarında ve öksürüğe karşı halk arasında çok kullanılmaktadır.
Şalgam: (Brassica rapa var / Brassica napus / Turnip / Navet)
Turgiller familyasından, toprak altında şişkin bir yumru yapan, topaç biçiminde etli ve tatlı yumrusu iki yıllık bir bitkidir. Yapraklari parçalı ve tüylü, çiçekleri saridir. Yurdumuzda yuvarlak ve kökü basık olanlar makbuldür. Terkibinde B vitamini ve madeni maddeler vardır.
Kullanıldığı yerler: İdrar söktürür. Romatizma ve nıkriste faydalıdır. Mafsal sisliklerini indirir. Böbrek kumu ve tasının düşürülmesine yardımcı olur. Ergenlik sivilcesi ve egzama gibi cilt hastalıklarında faydalıdır. Göğsü yumuşatır. Akciğerleri temizler. Boğaz iltihabını giderir. Kabızlığı giderir. Şeker hastalarının susuzluğunu giderir.
Sandal ağacı:(Kalanga / Santalum album / Santalwood / Santal de mysore)
Sandalgiller familyasından, küçük boylu bir ağaçtır. Hindistan ve Malakka'nın dağlık bölgelerinde yetişir. Yaprak dökmez. Yapraklari karşılıklıdır. Çiçekleri sarımtırak kırmızıdır. Meyveleri kiraz büyüklüğünde olup, siyah renklidir. Odunu (Lignum santali) sarımtırak renktedir ve kokuludur. Bu odundan, uçucu bir yağ olan, (Oleum santal / Santal esansı) çıkartılır.
Kullanıldığı yerler: Sandal esansı, idrar yollarındaki mikropları giderir. Ayrıca, bu ağacın odununu, parfüm ve tütsü yapımında kullanilir.
Saparna: (Stechwinde / Sarsaparille / Salsepareille / Sarsaparilla / Smilax aspera / Smilax)
Ağustos-eylül ayları arasında, beyazımsı-sarı renkli çiçekler açan, tırmanıcı, dikenli ve iki evcikle bir bitkidir. Yapraklar saplı ve kisin dökülmez. Kala seklinde ve tam kenarlıdır. Çiçekler yaprakların koltuğunda küçük semsiye durumunda, 5-10 çiçeklidir. Meyveleri kırmızımsı, yuvarlak, 1 cm kadar çapta ve 1-3 tohumludur. Öz dikeni adıyla bilinir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Marmara, Batı ve Güney Anadolu.
Kullanıldığı yerler: Kökleri tanen, nişasta, şekerler ve saponin taşır. Terletici ve kan temizleyici özelliktedir. Tohumların üzerlerindeki zar, “gıcır” adıyla sakızlara katılır. Körpe sürgünler sebze olarak haşlandıktan sonra yenir. Bati Anadolu’da “sircan” adıyla tanınır. Terletir, kanı temizler ve cilt hastalıklarında faydalıdır.
Sarısabır: (Aloe / Aloès / Aloe)
Kurak bölgelerde yetişen, çok yıllık, Yaprakları dikenli, bal özsulu (sukulent) bitkilerdir. Öd ağacı olarak da bilinir. Daha çok Afrika, Suriye, Arabistan ve Güney Avrupa’da yayılış gösterir. Buna karşılık ılıman bölgelerde, park ve bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilir. Memleketimizin Güneybatı kesiminde de Romalılar döneminde kültürden kalmış, yabanileşmiş türü yetişmektedir. Bitkinin yaprakları birer rozet görünümünde, topraktan yayvan bir şekille çıkarak yukarı doğru bükülürler. Çiçek durumu dik ve sık bir salkımdır. Çiçekleri sarı veya kırmızıdır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Güneybatı Anadolu (Demre).
Kullanıldığı yerler: Bitkinin yapraklarından çıkarılan usare (özsu) nine, güneşte veya ısıtılarak yoğunlaştırılmasıyla elde edilen bakiye, siyah parlak kütleler hâlinde kalır. Bu madde sarı sabır adini alır. Antrasen türevleri taşır. Kalın barsala etkili bir müshildir. Sıvısı, pigment ve haserat ilâçları yapiminda kullanilir. Sarı sabır, balı bozar. Yanıkların sebep oldugu ağrıları keser. Sirke ile karıştırılıp saç diplerine sürülürse dökülmelerini önler. Tavsiye edilenden fazla miktarda kullanmamalıdır. Mesane ve rahim hastaliklarindan şikayet edenler hiç kullanmamalıdır.
Sarımsak: (Knoblauch / Ail / Garlic / Tüm / Allium sativum)
Temmuz-Agustos aylari arasinda beyaz veya pembemsi renkli çiçekler açan, 20-100 cm boylarinda çok yillik otsu bir bitki. Sarimsak diye de tâbir edilir. Vatani Orta Asya’dir. Toprak altinda büyükçe bir sogani bulunur. Yapraklari uzun, yassi, buğday yaprağı gibidir. Çiçekler, küre seklinde olup, bir şemsiyeyi andıran dallar ucunda toplanır. Meyveleri siyah renkli tohumlar taşıyan bir kapsüldür. Sarmasak nâdiren tohum verir. Bunun için daha çok soğancıklarla (dişlerle) üretilir. Sarmısağın soğan kısmı beyazımsı renkli olup, soğancık veya dişlerden meydana gelir. Soğancıkların hepsi bir arada ve bir kabuk tarafından sarılmıştır.
Memleketimizde beyaz ve siyah sarmısak yetiştirilmektedir. Tıpta beyaz sarmısak kullanilir.
Kullanıldığı yerler: Sarmısağın bileşiminde sekerler, vitaminler (A,B,C), kükürtlü bir uçucu yağ ve içerisinde bol olarak alkil sülfür bulunur. Sarmisagin özel kokusu ve tadı bundan ileri gelir. Çok eski çağlardan beri bilinmekte ve tedâvide kullanılmaktadır. Eskiden salgın hastalıklarla mücâdelede çok kullanılmaktaydı. Antiseptik, iştah açıcı, tansiyon düşürücü, solucan düşürücü, idrar arttırıcı, kan temizleyici etkileri vardır. Antiseptik etkisi, içindeki ellisinden ileri gelir. Bakteriler üzerinde üremeyi azaltıcı ve öldürücü etkisi vardır. Eskiden harplerde antibiyotik ve antiseptik olarak çok kullanılmıştır. Ayrica, kansere karşı üstün bir koruyucu, hemeroide faydalı, bronşit, astım, varis, siyatik ve romatizma ilâcı olan Sarmısağın faydaları ve kullanıldığı yerler çoktur.
Semizotu: (Portulak / Pourpier / Purslane / Portulaca oleraceae)
Çok yaygın ve yabânî olarak bağ ve bahçelerde yetişen, bir yıllık otsu bir bitki. Zirâî önemi pek yoktur. Semizotunun vatani Asya’dır. Gövdeleri toprak üstünde yatık, Yapraklari sapsız ve etli olup, çiçekler sarimsi renklidir. Meyveleri çok tohumludur. Tohumdan yetiştirilebilir. Demir ve C vitamini bakımından zengindir.
Kullanıldığı yerler: Yeşil yaprakları ve körpe dalları sebze olarak yenir. Mayhoş bir tadı vardır. Besleyici bir sebzedir. Mide ve barsak kanamalarında ve kanlı idrarda faydalıdır. Kanı temizler. Şeker hastalığında susuzluğu giderir. Uykusuzluk, sinir ve zihin yorgunluğunda faydalıdır.
Şerbetçi otu: (Hopfen / Houblon / Hop/ Ömerotu / Mayaotu / Humulus lupulus / Huoblon grimpant)
Temmuz-eylül ayları arasında yeşilimsi-beyaz renkli çiçekler açan, 2-5 m yüksekliginde, sarılıcı gövdeli, iki evcikle otsu bir bitki. Bitkinin gövdeleri ince, tırmanıcı, sarılıcı ve üzeri sert tüylerle örtülüdür. Yapraklar karşılıklı, uzun saplı ve yürek seklindedir. Yaprakların da üst yüzeyleri sert tüylüdür. Erkek çiçekler yeşilimsi sari renklerde ve bileşik salkım durumunda, dişi çiçeklerse yuvarlak kozalaklar hâlinde toplanmışlardır. Dişi çiçeklerin etrâfında brakte ve brakteol denilen geniş, oval taşıyıcı yapraklar ve bunların üzerinde de salgı tüyleri bulunur. Hâlen memleketimizde, Bilecik-Bursa havâlisinde bu dişi çiçek durumlarını elde etmek için geniş çapta ekimi sürdürülmektedir. Bira çiçeği, Maya otu olarak da bilinir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Kuzey Anadolu, Marmara bölgesi. Ayrica Bilecik ve havâlisinde ekimi yapilir.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin sarımsı-yeşil kozalak görünümündeki dişi çiçek durumları kullanilir. Dişi durumlar ağustos ayında toplanır ve gölgede kurutulur. Uçucu yağlar, acı maddeler, reçineler, mum, tanen taşırlar. Az dozlarda iştah açıcı, idrar arttırıcı, yatıştırıcı etkilere sâhiptir. Fazla alınırsa bulantı ve kusma yapar. Hâlen bira îmâlinde kullanılmaktadır.
Sinameki: (Sennakassie / Séné / Cassia)
Afrika, Hindistan ve Arabistan’ın yari çöl ve dağlık bölgelerinde yetişen, 50-150 cm boylarında, sari renkli çiçekler açan çali tipinde ağaççıklar. Yapraklar yaprakçık seklinde ikiye parçalanmıştır. Sinamekinin en çok C. acutifolia ve C. angustifolia türleri bilinmekte ve kullanılmaktadır. C.fistulosa türü ise ceviz ağacına benzeyen büyük ağaçlardır. Meyveleri fasulye meyvesi gibi esmer, yeşilimsi veya siyahimsi renklidir. İçlerinde 6-10 kadar tohum bulunur.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin yaprak ve meyveleri antresin türevleri taşır. Bundan dolayı da müshil etkilidirler. Etkileri kalın barsak üzerinedir. Toz hâlinde 0,5-1 gr (günde 2-3 defâ) veya 5-10 gr sinameki yaprağı üç su bardağı su ile kaynatılarak iki defâ içilir. Memleketimizde çok kullanilan müshil ilâcıdır. Kolit ve spastik kabızlıkta kullanılmaz.
Yalancı sinameki (Colutea arborescens) nine de Yapraklari müshil etkiye sâhiptir. İçimi zordur. Tohumları zehirlidir.
Soğan: (Zwiebel / Olignon / Onion / Basaliye / Allium cepa)
Haziran-ağustos ayları arasında yeşilimsi veya pembemsi renkli çiçekler açan, 30-100 cm boylarında, çok yıllık otsu ve soğanlı bir bitki.
Kullanıldığı yerler: Soğan çok eski çağlardan beri yemeklere çeşni veren bir sebzedir. Yeşil Yapraklari ve kuru yumruları kullanilir. Soğanın içinde C vitamini bulunur ve besleyici ve iştah açıcı bir besindir. İçinde bulunan kükürtlü bir madde soğana acılık verir, gözleri yakar ve yaşartır. Soğan, mikroplara karsi koyma gücünü arttırdığından, bir memlekete gelenin önce biraz çiğ soğan yemesi sıhhati için iyidir. Soğandan sonra kereviz veya sedefotu yenirse, fena kokusu gider. Soğan, birçok faydayı beraberinde getiren bir bitkidir. İdrar söktürür. İdrar tutukluğu ve damar sertliğinde faydalıdır. Böbreklerdeki kum ve tasların düşürülmesine yardımcı olur. Zihin yorgunluğunu giderir. İktidarsızlıkta faydalıdır. Afrodizyak özelliği vardır. Öksürük söktürür, bronşları temizler. Akciğer hastalıkları, astım nöbeti, grip ve soğuk algınlığında faydalıdır.
Sumak: (Gerbersumach / Sumac / Sumac / Somak / Rhus / Rhus coriaria / Tekri)
2-3 m boylarında, kisin yapraklarını döken, çalı tipinde ağaççıklar. Yapraklar 5-10 yaprakçıklara ayrılmıştır. Bunlar oval şekilli ve sapsız, tüylü ve kenarları hafif dişlidir. Çiçekler yeşilimsi renklerde, 20-25 cm konik çiçek durumlarında toplanmışlardır. Meyveleri olgunlukta esmer-kırmızı renkli, küre şekilli, tüylü ve eksi lezzetlidir. Sumağın 150 kadar türü vardır ve birçoğu zehirlidir. Yurdumuzda Derici Sumağı (Rhus coriaria) ve Boyacı Sumağı (Rhus cotnus) doğal olarak yetişir. Kokulu sumak (Rhus aromaticus)'un tentür halindeki idrar tutamama hastalığında faydalıdır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Ege, Akdeniz bölgesi, Doğu Anadolu.
Kullanıldığı yerler: Yapraklari tanen, şekerler ve sarı renkli boya maddeleri taşırlar. Kabız edici, kan kesici, antiseptik etkili olup, ayrıca yünlü kumaşların boyanmasında kullanilir. Boğaz ve diş etleri hastaliklarinda da gargara hâlinde kullanilir. Sumak meyveleri de tanen, uçucu yağ ve organik asitler ihtivâ eder. Baharat olarak çok kullanilir.
Kullanıldığı yerler: Susam yağı, safra taslarının düşürülmesinde faydalıdır. Karaciğer hastaliklarinda kullanilir. Kabızlığı giderir. Afrodizyak özelliği vardır. Nefes darlığı ve bronşitte faydalıdır.
Taflan: (Kirschlorbeer / Laurier-Cerise / Cherry laure / Gürcü kirazı / Hine kirazı / Prunus laurocerasus / Mongo / Monguer)
Nisan-mayıs aylarında küçük ve beyaz renkli çiçek açan, rutûbetli ve gölgeli yerlerde yetişen 2-6 m yüksekliginde yaprak dökmeyen ağaçlar. Yapraklar çok kısa saplı, derimsi, tüysüz ve oval şekillidir. Çiçekler 30-35 tânesi bir arada olup, gruplar teşkil ederler. Meyveleri 1 cm çapında kiraz görünüşünde parlak, koyu kırmızı veya olgunlukta siyah renktedir. Avrupa’ya İstanbul’dan yayılmış olup, süs bitkisi olarak yer yetiştirilmektedir. Lâz kirazı, Gürcü kirazı ve Karayemiş olarak da bilinir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Kuzey Anadolu.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin Yapraklari siyah hidrik asit veren bir glikozit taşıması sebebiyle zehirlidir. Bu yüzden yapraklarının baharat olarak kullanılması tehlikelidir. Fakat yapraklardan elde edilen taflan suyu öksürük dindirici olarak kullanilir. Tâze meyveleriyse meyve olarak yenilmektedir. Kurutulmuş meyvelerinin tohumlarıysa şeker hastalığına karsı kullanilir. Tâze meyveleri taş düşürücü olarak da kullanılmaktadır.
Tatula: (Weichhaariger / Stechapfel / Liseron de Provence / Downy thorn-apple / Boru çiçeği / Şeytan elması / Eşek hıyarı / Dikenli elma / Stramoine / Datura)
20-100 cm yüksekliğinde, dik gövdeli, bir senelik otsu, zehirli bir bitki. Tatula, şeytan elması olarak da bilinir. Yapraklar saplı, büyük, oval, kenarları tam, az girintili veya sivri lopludur. Çiçekler beyaz ve büyüktür. Çanak yaprak uzunsu bir tüp seklinde, tepede 5 lopludur. Taç yapraklar uzun bir huri şeklindedir. Meyveler 3-4 cm boyunda, üzeri dikenli, 4 yarıklı olup çok tohumludur. Dünya üzerinde tespit edilmiş 10 kadar boruçiçeği türünden yalnız iki tanesi memleketimizde bulunmaktadır. Batura stramonium ve D. metel. Organik madde bakımından zengin bos tarlalar, harabeler, hendek ve yol kenarlarında bulunur. Nadiren çiçekleri için bahçelerde yetiştirilmektedir.
Kullanıldığı yerler: Halen tedavide D. stranonium ve D. metel türlerinin Yapraklari, çiçekleri ve tohumları kullanılmaktadır. Yapraklar azami büyüklüklerini aldıkça alt taraftan başlanarak toplanır. Gölgelik ve havadar bir yerde kurutulur. Tohumlu meyveleri olgunlaştığı zaman toplanır ve kurutulur. Tatula türlerinde hiyosiyamin ve az miktarda atropin ve skopolamin isimli alkaloitler bulunmaktadir. Iyi bir uyusturucu, antispazmodik (kramp çözücü), antiasmatik (nefes darlığına karşı) tir. Yapraklardan ve bazı çiçeklerden hazırlanan sigaralar nefes darlığına karşı içilir. Yağlı merhemi mevzii ağrılara karşı haricen çok kullanılır. Zehirli bir bitki olduğu için hekim tavsiyesi olmadan kullanılmamalıdır.
Tarçın: (Dar-i Çin / Cinnamomum / Cinnamon / Cannelier)
Kullanıldığı yerler: Ruhi sıkıntıları giderir. Kalbi kuvvetlendirir. Soğuk algınlığı ve nezlede faydalıdır. İştah açar. Kadınlardaki beyaz akıntıyı keser. Afrodizyak özelliği vardır.
Tavşankulağı:(Europaisches / Alpenveilchen / Cyclamen / Sowbread / Domuz turpu / Topalak / Akdiken / Yer somunu / Siklamen)
Kis sonu veya ilkbaharda çiçek açan, 5-15 cm yüksekliginde toprak altında yumruları bulunan çok yıllık ot. Topalak ve yer somunu olarak da bilinir. Toprak altında 1.5-5 cm çapında, yan ve alt kısımlarından kökler çıkan, basık küre şekilli ve az tüylü bir yumrusu vardır. Yaprakların hepsi dipte, uzun saplı, dâireye yakın böbrek biçiminde, üst yüzü yeşilli-beyazlı, alt kismi kırmızı veya morumsu renklidir. Çiçekler tek baslarına, hafif kokulu, pembe veya pembemsi mor renklidir. Taç yaprakları tersine dönmüş 5 parçalı tüp şeklinde, parçalar geniş-oval şekilli, dip kısımları lekeli. Tohumlar çok adette esmer renklidir. Memleketimizde 35 kadar türü vardır.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin kullanilan kısmı toprak altı kısmıdır. Yumrularda zamk, pektin, şeker ve Saponin karakterli glikozit vardır. Yumrularının suyla kaynatılıp süzülmesiyle elde edilen sulu kısım bilhassa tütün fidelerine ârız olan solucanlarla mücâdelede kullanılır. Bu suyla fidelerin sulanmasından hemen sonra solucanlar toprağın üstüne çıkar. Toplanarak yok edilir. Halk arasında müshil ve kurt düşürücü olarak kullanılır. Aybaşı kanı sökmeye yardım eder.
Tere: (Gartenkresse / Cresson / Garden cress / Lepidum sativum)
20-50 cm boylarında, beyaz veya morumsu renkli çiçekler açan, bir yıllık otsu bitkiler. Meyvelerinin tek tohumlu olmasıyla su teresinden ayrılır. Yabânî olarak bulunmakla berâber, kültürü de yapılmaktadır. Kerteme olarak da bilinir.
Su teresi (Nasturtium officinale): Beyaz çiçekli, parçalı yapraklı, çok yıllık otsu bir bitki. Su kenarlarında yetişir. Özel bir kokusu ve batıcı bir lezzeti vardır. Kardamot adıyla da bilinir.
Kullanıldığı yerler: Yapraklari yakıcı lezzetli, uçucu yağ taşır. Kükürtlü glikozitler, A, C ve D vitaminleriyle uçucu yağ taşır. Kuvvet verici, vitamin noksanlıklarına karsı ve iştah açıcı olarak kullanilir. Afrodizyak (Cinsel istekleri artırıcı) özelliği vardır. Hastalıkları karsı direnci artırır. Sigaranın zararlarını azaltır. Suyu, saç dökülmesi ve kepeklenmeyi önler.
Turp: (Rettich / Radieschen / Radis / Radish / Hilb / Raphanus / Raphanus sativus)
Sari çiçekli, kültürü yapılan bir yıllık bitkiler. Birçok çeşitleri kökü veya tohumu için yetiştirilir. Salata olarak yenen bir sebzedir.Bitkinin yenen kismi da etli olan kazık kökleridir.
Kullanıldığı yerler: Tohumları % 35-50 yağ taşır. Uyarıcı, iştah açıcı, safra söktürücü ve mikropların üremesini önleyici özelliklere sâhiptir. Eski târihlerde salgın hastalıklara karsı önleyici olarak turp verildiği bilinmektedir. Kazık kökleri sebze olarak yenir.
Memleketimizde birçok turp çeşidi yetiştirilmektedir.
Karaturp (Raphanus sativus var. niger): Kökleri yumruk büyüklüğünde, üzeri siyahımsı kabuklu, içi beyaz renklidir. Hardal esansı ve C vitamini ihtivâ eder. Kökleri salata olarak yenir. İştah açıcı, idrar ve safra söktürücü etkileri vardır.
Kırmızıturp (Raphanus sativus var. radicula): Bu çeşidin kökleri ceviz büyüklüğünde üzeri parlak kırmızı renklidir. Hardal esansı, C vitamini taşır. Salata olarak yenir. Kuvvet verici, iştah açıcı ve balgam söktürücüdür.
Yabanî turp (Raphanus raphanistrum): 20-50 cm boylarında, sarı çiçekli, Anadolu’da yabânî olarak yetişen, tüylü ve otsu bir bitkidir. Kökü ve yapraklari hardal esansı taşır. İştah açıcıdır.
Turunç: (Bigarade / Bigaradier / Bitter orange)
1-6 m boylarında, kışın yapraklarını dökmeyen, beyaz renkli çiçekler açan ağaçlar. Yapraklar saplı, derimsi, sivri uçlu, üst yüzü parlak alt yüzü mat yeşil renklidir. Yaprak sapları kanatlıdır. Çiçekler tek veya birkaçı bir arada toplanmış olup, çiçek durumları teşkil ederler. Meyveleri küre seklinde, sarımsı veya hafif yeşilimsi renklerde, 7-15 dilimlidir. Dilimler ekşi, acımsıdır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Akdeniz bölgesi.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin çiçekleri uçucu yağ ihtivâ eder. Turunç esansı elde edilir. Kabukları da uçucu yağ, vitamin C, pektin, acı maddeler ihtivâ eder. İştah açıcı, lezzet ve koku verici ve safra söktürücü olarak kullanılır. Aynı zamanda kabukların beyaz renkli olan albedo kısmı çıkarıldıktan sonra reçel yapımında da kullanılır.
Üvez: (Spierling / Sperberbaum / Cormier / Sorber domestique / Service-tree / Sorbus domestica)
5-10 m yüksekliğinde, Mayıs-Haziran ayında beyaz renkli çiçekler açan ve kisin yaprağını döken ağaçlar. Yaprakları 7-11 çift yaprakçığa parçalanmışlardır. Meyveleri 10-20 mm çapında, küre veya armut seklinde, yeşilimsi sarı veya kırmızımsı-esmer renkli olup, buruk lezzettedir. Türkiye’de 11 kadar üvez türü bulunur. Sarbus aucuparia türü kuş üvezi olarak bilinir ve Kuzey Anadolu’da yaygındır. Sorbus domestica türü (üvez) Karadeniz bölgesinde tabiî olarak yayılış gösterdiği gibi meyveleri için birçok bölgede yetiştirilir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Marmara ve Karadeniz bölgesi.
Kullanıldığı yerler: Meyveleri parasorbinik asit, malik asit, sekerler (sorbos) sorbitanik asit, pectin karotensid ve vitamin C ihtivâ eder. Özellikle bir seker olan sorbos şeker hastaları rejimi için iyi bir tatlandırıcıdır. Meyveleri ve Yapraklari kabız edicidir. Yine meyveleri idrar söktürücü, kadınlarda âdetleri kolaylaştırıcı etkilere sâhiptir. Meyveler C vitaminince zengindir. Onlardan şurup ve ekstraktları hazırlanır. Yapraklarının % 5’lik çayı şeker hastalığına karsı kan şekerini düşürücü olarak kullanılmaktadır. Zararsızdır.
Uyuz otu: (Skabiose / Scabieuse / Scabious / Scabiosa / Scabiosa maritima)
Haziran-ekim ayları arasında, eflâtun, mavimsi veya beyaz renkli çiçekler açan, 50-100 cm boylarında, dallanmış, bir veya çok yıllık otsu bitki. Çiçekler, sivri uçlu mızrak seklinde yaprakçıklarla örtülü, yarım küre şeklinde bir arada toplanarak, başçık seklinde çiçek durumları meydana getirirler.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Marmara bölgesi.
Kullanıldığı yerler: Süs bitkisi olarak da yetiştirilmektedir. Tıpta kan temizleyici, terletici, yara iyi edici olarak kullanılır.
Üzerlik otu: (Syrische / Steppenraute / Hermale / Harmel / Harmal / Peganum harmala / Nazarotu / Peganum / African rue)
Mayıs-Ağustos ayları arasında yeşilimsi-beyaz renkli çiçekler açan, 30-50 cm boyunda, çok yıllık otsu bir step bitkisi. Daha çok kumluk ve taslık yerlerde, mezarlıklarda görülür. Gövdeleri yatık ve otsudur. Yapraklar çok parçalıdır. Çiçekler uzun saplı ve tek bulunur. Meyveleri çok tohumlu, toparlak şekilde bir kapsüldür. Tohumları kırmızımsı kahverengidir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Orta Anadolu.
Kullanıldığı yerler: Çoğunlukla tohumları kullanılır. Tohumlarında hamin, harmalin, peganin gibi alkaloitler vardır. Kurt düşürücü ve narkotiktir. Halk arasında ezama, basura karşı ve tütsü olarak kullanılır.
Vanilya: (Vanilya planofolia / Vanilla plant / Vanillier)
Kullanıldığı yerler:Vücudu kuvvetlendirir. Ateşi düşürür. Sinir bozukluğunu giderir. Hazmı kolaylaştırır. Bronşları temizler ve öksürük söktürür. Ruhi bunalımı dindirir.
Vişne: (Sauerkirschbaum / Griottier / Morello cherry / Eksi kiraz / Prunus cerasus / Sour cherriy)
Nisan-Mayıs ayları arasında beyaz renkli çiçekler açan, 2-10 m yüksekliginde ağaçlar. Gövdeleri koyu gri renkli ve dallar aşağı doğru sarkıktır. Yapraklar kısa saplı, tüysüz, parlak yeşil, kenarları dişli, ucu sivridir. Çiçekler yapraklardan önce açar ve kısa sürgünlerin ucunda, şemsiyemsi çiçek durumları teşkil ederler. Çiçek sapları uzun, çiçek tablası çanak seklindedir. Meyve olgunlukta tek tohum ihtivâ eden, küre seklinde koyu kırmızı renkli, ekşi lezzetli bir trupa tipidir. Vatanı Anadolu ve Balkanlardır.
Kullanıldığı yerler: Meyvelerinde sekerler, elma ve limon asidi, vitamin A ve C, meyve sapları ve gövde kabuğunda tanen ve potasyum tuzları vardır. Vişne ağacı kabukları kabız edici ve ateş düşürücü etkiye sâhiptir. Meyve sapları ise idrar söktürücü olarak kullanılır. Meyveleri tâze olarak yenebildiği gibi, şerbet, şurup ve reçel imâlinde de kullanilir.
Yaban mersini: (Ayı üzümü / Keçiyemişi / Vaccinum mytillus / Cranberry / Airelle)
Fundagiller familyasından, 20 - 50 cm boyunda, çok dallı, odunsu bir bitkidir. Karadeniz bölgesinin dağlarında çokça bulunur. Meyvelerinde organik asitler, sekerler, pektin, tanen ve mirtilin denilen bir boya maddesi ile, A ve C vitaminleri vardır. Yapraklari ve meyveleri kullanilir.
Kullanıldığı yerler: Yaprakları şeker hastalığında faydalıdır. Meyvesi dizanteriye etkilidir. İshali keser.
Yaban yasemini: (Bittersüss / Douce-amère / Bitter-sweet / Sofur / Solanum dulcamara / Bittersweet / Douceamere)
Haziran-Eylül ayları arasında mor renkli çiçekler açan, 1-2 m yüksekliğinde, sarılıcı, otsu bitkiler. Yapraklar saplı, alt yapraklarının tabanları kalp seklinde, üst yapraklar ise üç parçalıdır. Çiçekler, dalların ucunda, uzun saplı ve sarkık bileşik salkım durumunda toplanmışlardır. Olgun çiçeklerin taç yaprakları geriye dönüktür. Erkek organları (stamenler) çiçeğin ortasında sarı renkli bir konik durum yaparlar. Meyveleri sarimsi kırmızı renklidir. Bitki rutubetli, nemli ve gölgelik yerlerde, dere kenarlarında ve çitlerde yetişir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Daha çok Kuzey Anadolu’da olmak üzere Anadolu’da yaygındır.
Kullanıldığı yerler: Bitki, glikol-alkaloitler taşır. Yüksek dozlarda zehirlidir. Ağrı kesici, deri hastaliklarinda kan temizleyici, uyutucu, idrar arttırıcı ve müshil etkilere sahiptir. % 1-3’lük çayı günde bir iki bardak içilebilir.
Yakı otu:(Weidenröschen / Epilobe / Rose-bay /Meragülü / Epilobium / Willow herb)
Nemli yerlerde yetişen, pembe veya kırmızı renkli çiçekler açan bir veya iki yıllık otsu bir bitki. Çiçeğin taç ve çanak Yaprakları dört parçalıdır. Tohumların tepesinde tüylerden meydana gelen bir kisim vardır. Memleketimizde 21 türü bulunmaktadır.
Kullanıldığı yerler: Bitki, şeker, tanen, yağ ve müsilajlar taşır. Bitkinin kökleri kabız edici ve yumuşatıcı olarak gargara hâlinde kullanilir. Yapraklari yaraların üzerine konulursa, şişkinlik ve iltihapları dağıtır. Çay olarak da içilir. Vücuda biriken zehirli maddelerin atılmasını sağlar.
Yasemin: (Jasmin / Jasmin / Jasmine/ Yasemen / Jasminum)
Beyaz renkli ve kuvvetli kokulu çiçekleri olan tırmanıcı bir bitki. Vatanı Himalayalar’dır. Akdeniz bölgesi ikliminde kolayca yetiştiğinden süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir. Bitkinin yaprakları karşılıklı ve 5-9 yaprakçıklıdır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Güney Anadolu bölgesinde.
Kullanıldığı yerler: Çiçekleri uçucu yağ taşır. Uçucu yağ parfümeri sanayicinde kullanilir. Çiçeklerinden hazirlanan çay (% 5’lik) göğüs yumuşatıcı ve sinirleri yatıştırıcı olarak kullanilir. Yaseminin dallarından ağızlıklar yapilir. İtalyan yasemini, sari yasemin veya yaban yasemini (Anadolu’da kurt düşürücü olarak kullanilan sari çiçekli çali tipindeki bitkiler), Arap yasemini, Hind yasemini gibi çeşitleri vardır.
Yavşan otu: (Avrupa çayı / Veronica / Water pumpernel / Veronique)
Sircagiller familyasından, çiçekleri mavi ve beyaz bir renkte olan bir bitkidir. Yuvarlak saplıdır. Duvar çatlaklarında yetişir. Taze iken kokusuzdur. Kuruduktan sonra güzel kokar.
Kullanıldığı yerler: Hazmı kolaylaştırır. Baş ve kulunç ağrılarını keser. Çay gibi içilir.
Yenibahar: (Pimenta officinalis / Pimenta / Piment des Anglais)
Kullanıldığı yerler: Damar sertliğini önler. Hazmı kolaylaştırır. Mide ve barsak gazlarını giderir. Unutkanlığı önler. Vücudun direncini artırır.
Yer elması: (Topinambur / Erdschocke / Topinambour / Hélianthe tubéreux / Jerusalem artichoke / Canada potato)
Toprak altında patates gibi yumruları olan bir sebze bitkisi. Vatanı Kuzey Amerika olmakla berâber Avrupa ve Türkiye’de sebze olarak yetiştirilir.
Kullanıldığı yerler: Besin maddesi olarak inilin ihtivâ eder. Besin değeri patatese yakındır. Karbonhidrat miktarının düşük olması sebebiyle seker hastalarının kullanabileceği iyi bir besin kaynağıdır. Süt arttırıcı ve safra söktürücü etkisi de vardır. Haşlanarak sebze olarak yenir. Bol idrar söktürür. Kabızlığı giderir. Anne sütünü artırır.
Yılan yastığı: (Dana ayağı / Eşek kulağı / Dracunculus vulgaris / Green dragon)
Yapraklari büyük ve koyu kırmızı olan, mide bulandırıcı bir koku salan, büyük yumrulu bir bitkidir. İstanbul çevresinde, Ege ve Akdeniz bölgesinde yetişir.
Kullanıldığı yerler: Ateşi düşürür. Terletir, vücuda rahatlık verir. Sinirleri uyarır.
Yonca: (Luzerne / Luzerne / Lucerne alfalfa / Medick/ Medicago / Luzerne trefle)
Yapraklari üç parça olan otsu bitkiler. Meyveleri küçük fasulye gibidir veya helezon şeklinde kıvrıktır. Gerek tırfıl (Torijolium) türleri gerek Yonca (Medicago) türleri genel olarak yonca adıyla bilinir. Yoncanın hayvan yemi bakımından önemi oldukça büyüktür. Bu maksatla memleketimizin çoğu yerinde ekimi yapılmaktadır. Tıbbî olan türü kokulu yonca (Melilotus officinalis) olarak bilinir. Bu tür haziran-eylül ayları arasında güzel kokulu, sarı renkli, küçük çiçekler açan 25-100 cm boylarında tarla ve yol kenarlarında rastlanan otsu bitkilerdir. Çiçekleri dalların ucunda, uzunca ve dik salkımlar teşkil ederler.
Kullanıldığı yerler: Kokulu yonca yumuşatıcı olarak, romatizma ağrılarını teskin edici ve kabız edicidir.
Su yoncası (Menyanthes trifoliata): Avrupa ve Kuzey Asya’da yetişen çok yıllık otsu bir su bitkisidir. Memleketimizde Kuzeydoğu Anadolu bölgesinde görülür. Rizomları kalın, silindirik ve sürünücü, Yapraklari uzun saplı üç parçalıdır. Çiçekler pembemsi beyaz renklidir. Bitki glikozit taşır.
Kullanıldığı yerler: Yaprak ve kökleri iştah açıcı, kuvvet verici ve ateş düşürücü olup yüksek dozları zararlıdır.
Yosun: (Moss / Mousse)
Çiçeksiz bitkilerin, suların yüzünde veya diplerinde bulunan bir şubesidir.
Kullanıldığı yerler: Haşlaması barsak kurtlarını dokur. Saçlar yıkanırsa kuvvetlendirir.
Zencefil: (Zencebil / Zingiber / Ginger / Gingembre)
Kullanıldığı yerler: İştah açar. Barsak gazı söktürür. Kusmayı önler. İshali keser. Bedeni ve zihni gücü artırır.
Zerdeçal: (Gelbwurzel / Kurkuma / Curcuma / Turmeric / Zerdeçöp / Hindsafrani / Curcuma longa)
Sari çiçekli, büyük yapraklı, rizomlu çok yıllık otsu bir bitki. Vatani Hindistan olmakla berâber çoğu tropik bölgelerde yetişir. Bitkinin toprak altındaki ana Rizomlari yumurta veya armut seklindedir. Yan Rizomlari ise parmak seklindedir. Rizomlari üst yüzü sarımsı, iç yüzü ise sarı renklidir. Tadı acımsıdır.
Kullanıldığı yerler: Bileşiminde uçucu yağlar, reçine ve kurkumin adında sarı renkli boya maddesi vardır. Tedâvide mîdevî ve gaz söktürücü etkiye sâhiptir

 
 
SİTEME HOŞ GELDİNİZ TEŞEKÜR EDERİM YÖNETİM BABACAN1717 ___________________________
Bugünkü Ziyaretçiler : 231
___________________________
Toplam Ziyaretçiler : 380109
___________________________
Bugünkü Tıklanma : 476
___________________________
Toplam Tıklanma : 1008121
___________________________
Ip Adresiniz : 18.217.207.112
___________________________
Yaşadığınız Ülke : T.Cus
___________________________
Hangi Sayfadasın : ŞİFALI BÄ°TKÄ°LERÄ°N FAYDALARI ___________________________


Google Arama
Sitemde Arama
BABACAN17
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol