Prof. Dr. Tevfik Özlü, grip aşısını vurulan kişilerin hastalığa karşı direncinin yüzde 80'lere kadar çıktığını belirtti
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Farabi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Özlü, gribin genellikle kuşlar, atlar ve domuzlarda görüldüğünü, bu hayvanların hastalığı insanlara bulaştırabildiğini ifade etti.Gribin çok kolay bulaştığını ve hızlı yayıldığını ifade eden Özlü, ''Özellikle okullar, yurtlar, kışlalar, kahvehaneler, huzurevleri gibi kalabalık ve topluca yaşanan ortamlar hastalığın yayılmasında önemli rol oynar'' dedi. Salgınlardan korunmanın toplu bulunan yerlerde yaşayanlar için çok zor olduğunu vurgulayan Özlü, şunları söyledi:
''Salgınlar sırasında genellikle ilk olarak arkadaşlarından mikrobu alan okul çocukları hastalanmakta, bunu izleyen ikinci süreçte ise çocuklarından mikrobu alan erişkinler hastalığa tutulmaktadır. Salgınlar genellikle 5-7 hafta dolaylarında kendiliğinden sınırlanmaktadır. Kuzey yarım kürede sıklıkla kış aylarında grip görülmektedir. Bazı insanlar gribe yakalanmamak için grip aşısı vurulmaktadır. Aşının koruyuculuğu değişkendir. Grip aşısının koruyuculuk oranı, uygulanan kişilerin immünolojik direncine göre yüzde 80'lere kadar çıkabilmektedir. Aşının, immünolojik direnç nedeniyle bazı kişilerde grip olmayı önlemese bile hastalıktan dolayı hastanelere yatışı, zatürre ve ölüm gibi ağır komplikasyonların sıklığını azalttığı bildirilmektedir. Bazıçalışmalarda grip sonrası görülen zatürreleri önlemede aşının yüzde 50-60, ölümleri önlemede yüzde 80 etkin olduğu bildirilmiştir.''
EN UYGUN DÖNEM EYLÜL-KASIM AYLARI ARASINDA
Virüsün antijenik yapısının sık değiştiğini kaydeden Özlü, şöyle devam etti:''Bu aşılar her yıl için izole edilen virüslerden yeni olarak hazırlanmakta ve eylül-kasım ayları arasında tek doz olarak yapılmasıönerilmektedir. Çünkü aşılamayı takiben yeterli bağışıklığın oluşmasıiçin 1-2 aylık bir süreye gerek vardır. Eylül-kasım arasında yapılırsa grip salgınlarının başladığı kış ayları içerisinde bağışıklık en yüksek düzeyde olur. Salgın başladıktan sonra aşılanmanın etkisi tartışmalıdır. Çünkü aşıyı takiben 2-8 haftada yeterli koruma gelişmektedir. Oysa salgın zaten bu kadarlık bir sürede kendiliğinden durmaktadır. Üstelik salgın yapan virüsle aşı için kullanılan virüs benzer olmayabilir. Bu durumda koruyuculuğu yoktur.''
65 YAŞIN ÜZERİNDEKİLER MUTLAKA AŞILANMALI
Toplumdaki herkesin aşılanmasının mümkün olmadığını ifade eden Özlü,şunları kaydetti: "Sadece gribe yakalanma ve grip olduğunda ölüm riski fazla olan kişilere aşı önerilmektedir. Bunlara ilaveten bakım ve huzurevlerinde çalışan ve yaşlılara hastalık taşıyabilecek personel ile hekim, hemşire, ebe, hasta bakıcı gibi sağlık personeli, evinde yaşlı,kronik hastası olanlar, toplum hizmeti görenler, insanlarla sıkı temasıolup hastalık bulaştırıcısı olabilecek çalışanlar ve grip mevsimine isabet eden son ikinci veya üçüncü evredeki gebelere de önerilmektedir. Aşı ayrıca, bu hastalığın ağır seyrettiği kişilere, 65 yaşından daha büyük yaşlılara, bakımevinde olup süreğen hastalığı olanlara, astım, kronik bronşit, kalp yetmezliği gibi kalp, akciğer hastalığıbulunanlara, şeker hastalığı, böbrek yetmezliği, AIDS ve bazı kan hastalıkları gibi süreğen hastalıkları olanlar ile sürekli aspirin kullanmak zorunda olan 6-18 ay arası çocuklara öneriliyor.''
Yumurtaya alerjisi olanlara grip aşısı önerilmediğini dile getiren Özlü, ''Aşı bazen aşırı duyarlılık reaksiyonları yapabilmektedir. Uygulama yerinde 1-2 gün içinde lokal sertlik ve kızarıklığa neden olabilir. Daha nadiren uygulamadan 6-12 saat sonra ateş, halsizlik ve kas ağrılarıgörülebilir. Ancak bunlar 48 saat içinde kaybolur. Güvenli bir aşıolarak kabul edilmektedir'' diye konuştu.
Karakter Boyutu
Göz kapağındaki sarı çizgilere dikkat
16 Eylül 2011 Cuma 21:09
Göz kapaklarındaki sarı çizgilerin kalp krizi ya da başka hastalıkların göstergesi olabileceği açıklandı. Danimarkalı uzmanlar, "ksantelazma" (göz kapağı derisindeki kabarıklık ya da sarı renkli lekeler) hastalarının kalp krizi
Göz kapaklarındaki sarı çizgilerin kalp krizi ya da başka hastalıkların göstergesi olabileceği açıklandı.
Danimarkalı uzmanlar, "ksantelazma" (göz kapağı derisindeki kabarıklık ya da sarı renkli lekeler) hastalarının kalp krizi geçirme riskinin normal insanlara göre yüzde 48 daha fazla olduğunu ortaya koydu.
Tıp dergisi BMJ'nin internet sitesinde yayımlanan araştırmada, çoğunlukla kolesterol probleminden kaynaklanan ksantelazmanın, vücudun çeşitli bölgelerindeki yağlanma artışına işaret edebileceği belirtildi.
Danimarka'daki Herlev Hastanesi'nden uzmanların yürüttüğü araştırma kapsamında, yüzde 4,4'ü ksantelazma hastası olan 12 bin 745 kişi 1970'li yıllardan itibaren izlenmeye başlandı. Araştırmanın başlangıcından bu yana geçen otuz yılın sonunda, bu kişilerin bin 872'sinin kalp krizi geçirdiği, 3 bin 699'unun kalp hastalığına yakalandığı, 8 bin 507'sinin ise öldüğü tespit edildi.
Veriler, göz çevrelerinde sarı izler taşıyan kişilerin en yüksek riskle karşı karşıya olduğuna da işaret ediyordu. Göz kapaklarında sarılekeler bulunan katılımcıların kalp krizi geçirme riskinin yüzde 48 daha fazla olduğunun gözlendiğini belirten uzmanlar, bu kişilerin bir kalp hastalığına yakalanmış olma ihtimalinin yüzde 39 daha fazla, ölmüş olma ihtimalinin ise yüzde 14 daha fazla olduğunu kaydetti.
Ksantelazma hastalarının, vücutlarında kolesterol depolamaya daha yatkın olduğunu belirten uzmanlar, önümüzdeki 10 yıl içinde ksantelazma hastası her 5 kadın ya da erkekten birinin kalp hastalığına yakalanma olasılığının bulunduğunu vurguladı.
Araştırmacılar, söz konusu hastaların yaşam tarzlarını değiştirmeleri ve kötü kolesterolü düşürmek için tedavi olmaları önerisinde de bulundu.
AA
Grip Aşısının Yan Etkileri Neler?
Kışın yaklaşmasıyla birlikte grip mevsimi de geldi. Gripten korunmanın en etkili yollarından biri ise aşı olmak. Grip aşısı, erken dönemde yaptırıldığı takdirde bağışıklık sistemini daha da güçlendirerek hastalıklara karşı koruma sağlıyor.
Uz. Dr. Mustafa Nafiz Karagözoğlu grip ve grip aşısı hakkında bilgi verdi. Grip aşısı olmak için geç kalınmaması gerektiğini belirten Karagözoğlu, grip hakkında şu bilgileri verdi:
"Grip, çoğunlukla sonbahar ve kış aylarında görülür. Hastalığı taşıyan kişilerin öksürmesi ya da hapşırması ile havaya yayılan damlacıklarla ve doğrudan temasla bulaşmaktadır. Kapı kolları, bilgisayar klavyeleri, telefonlar gibi ortak kullanılabilecek eşyalar bulaşmaya neden olabilir. Belirtileri arasında ateş, boğaz ağrısı, burun akıntısı, hapşırık, öksürük, baş ağrısı, kaslarda ve eklemlerde ağrı ve halsizlik yer almaktadır. Genellikle 1–2 hafta içinde iyileşme görülür. Ancak yaşlılarda, diyabetlilerde, altta yatan böbreğe, kalbe ya da solunum sistemine ait kronik hastalığı olan kişilerde daha ağır seyredebilir. Bunun yanında zatürree gibi hastalıklara da zemin hazırlayabilir."
Gribin bir virüs hastalığı olduğunu vurgulayan Karagözoğlu, aşının gribe karşı koruma sağladığını ifade etti. Karagözoğlu, "Antibiyotik tedavisine yanıt vermez. Hastalara bol sıvı almaları, yatak istirahati ve belirtilere yönelik ilaçlar önerilir. Virüse yönelik ilaçlar erken dönemde faydalıdır. Gripten korunmak için gripli kişilerle temastan kaçınılması, ellerin sık sık yıkanması, kapalı, kalabalık ortamlardan kaçınılması ve grip aşısı önerilir. Grip virüsü sürekli tip değiştiren bir virüs olduğundan Dünya Sağlık Örgütü her yıl o sene sık görülen virüs tiplerini belirler ve aşı buna göre hazırlanır.
Aşı, 3 tip ölü virüs içerir. Uygulandıktan sonra etkisinin ortaya çıkması 10-15 gün kadar bir süre alır. Bu nedenle sonbahar başlarında yapılması önerilir. Tüm kış boyunca yapılmasının bir sakıncası yoktur, erken yapılmasının nedeni, bağışıklığın bir an önce başlamasının sağlanmasıdır. Bu arada, çoğunlukla koruyucu olsa da grip aşısı yapılması, kişinin o yıl asla grip olmayacağı anlamına gelmez. Aşının koruyuculuğu, yüzde 60-80 arasında değişmektedir. " bilgisini verdi.
GRİP AŞISI YAPTIRMASI GEREKEN RİSK GRUPLARI
Uz. Dr. Mustafa Nafiz Karagözoğlu, grip aşısı yaptırması gereken risk gruplarını da şöyle sıraladı:
65 yaşın üzerindekiler, bazı akciğer hastalığı olanlar (astım, kronik bronşit gibi), kronik kalp ve damar hastaları, şeker hastaları, han hastalığı olanlar, bağışıklığı baskılanmış kişiler (uzun süreli kortizon kullanımı, AIDS, kanser tedavisi görenler gibi), bakım/huzur evlerinde kalanlar ve burada çalışan personel, sağlık personeli, hamileler kendi doktorları önerirse gebeliğin 2. veya 3. haftası yaptırabilir.
GRİP AŞISININ YAN ETKİLERİ
"Grip aşısı canlı olmayan virüs içerdiğinden aşıya bağlı olarak grip geçirmek mümkün değildir." Diyen Karagözoğlu, "Aşı yapılan bölgede ağrı, kızarıklık ya da şişme, kas ağrıları, kırgınlık hissi, hafif ateş yan etkileri arasında sayılabilir." ifadelerini kullandı.
Haber365 Ana Sayfa» Sağlık» Griple Soğuk Algınlığını Karıştırmayın
Çoğu zaman grip ile nezlenin aynı hastalık olduğunu zannederiz.
Halbuki griple nezlenin tedavi yöntemleri de farklıdır. Nezle çoğu zaman ayakta geçirilebilirken, grip için yatak istirahati gerekir.
Hava sıcaklığının düşmesi, ve ortam ısısının ani değişiklikleri insan vücudunda direncin düşmesine ve virüslere karşı savunma gücünün azalmasına neden olmaktadır, sık olarak bu dönemde enfluenza virüslerinin sebeb olduğu gribal enfeksiyonlar görülmektedir, tüm yaş gruplarında, özellikle kalabalık yaşamın olduğu işyerlerinde, kreşlerde ve okullarda solunum yolundan bulaşma ile viral enfeksiyonlar hızla yayılmaktadır. Kulak Burun Boğaz doktoru Prof. Dr. Tanfer Kunt, enfeksiyonlara sebeb olan enfluenza virüslerinin yaklaşık 200 kadar alt grubu bulunduğunu söyleyerek, nezle ve gripal enfeksiyonların klinik tabloları birbirinden farklılık gösterdiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Tanfer Kunt, hastalıkların belirtilerine göre farklıklarına ve belirtilerine açıklık getirdi;
“Belirtiler ortaya çıktıktan sonra bağışıklık sistemindeki değişikler ve virüsün özelliği nedeniyle klinik tablo farklı olmaktadır. Boğaz ağrısı, burun tıkanıklığı, ateş, terleme, halsizlik, öksürük gibi tipik belirtilerinin görüleceği gripal enfeksiyonlar bazı kişilerde ayakta geçirilirken, bazılarında ise yatakta yatma zorunlu olmaktadır. Tedavide genelde yatak istirahati ve bazı ilaçların kullanımı yeterlidir, bu dönemde iyi beslenme, stresten uzak kalma yararlı olacaktır. Kolay iyileştiği düşünülen gripal enfeksiyonlar, risk grubunu oluşturan küçük yaştaki bebekler, yaşlılar ve sistemik hastalıkları olan kişilerde ağır geçmekte, zatürre gibi ciddi solunum yolu enfeksiyonları, allerjisi olanlarda astım krizleri ortaya çıkmaktadır. Tüm yaş gruplarında ortak kullanılan alanlardan dolayı, gripten kaçmak pek olası değildir, havada asılı kalabilen virüslerin solunum yolu ile bulaşmasının önlenebilmesi için ortamın havasının sık temizlenmesi, hastaların maske kullanması gereklidir ”dedi.
Gripten korunmada önemli bir yöntem aşılama olduğunu söyleyen Medicana İnternational İstanbul Kulak Burun Boğaz doktoru Prof. Dr. Tanfer Kunt; “Aşılama ile virüslerin büyük bir kısmına karşı bağışıklık oluşturulacaktır. Sık gripal enfeksiyon geçirenler ve risk grubunu oluşturan bireylerde sonbahar başlangıcında grip aşısı yapılması uygun olacaktır. Altı aydan daha küçük bebeklerde, yumurta alerjisi olanlarda ve enfeksiyonu olanlarda aşılama yapılmamaktadır.
Sonbaharda ve kış mevsiminde küçük çocuklarda görülen viral enfeksiyonlar sonrası gelişen bazı hastalıklar mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. Burun tıkanıklıkları, akıntılar, geniz eti büyümesi ve geniz enfeksiyonları bu dönemde müzminleşmekte, horlama, uyku bozuklukları ve bazı çocuklarda orta kulaklarda sıvı birikimine neden olmaktadır, özellikle ortakulakta sıvı birikimi ağrısızdır ve sinsi gelişmektedir. İşitme kayıplarına neden olan bu durum genellikle aileler tarafından farkedilmemektedir. Okul çağındaki bu çocukların işitme kayıpları eğitimde başarısızlıkların sebebi olacaktır. Bu nedenle bu şikayetlerin ortaya çıktığı çocukların mutlaka kulak burun boğaz hekimlerince görülmesi ve takip edilmeleri yerinde olacaktır. Medikal tedavilere rağmen kulakta sıvı birikimi olan çocuklarda cerrahi müdahale ile geniz etinin alınması ve kulak zarına tüp takılması gerekebilmektedir.” dedi.
Haber365 Ana Sayfa» Sağlık» Şifalı Bitki Almanın Tam Zamanı
Adaçayı, ökse otu, zencefil veya benzerleri... Hepsi birer şifa kaynağı. Ancak, aktarlarda bulabildiğimiz bu bitkilerin yalnızca tazeleri şifa dağıtıyor...
Şifalı bitkilerin, kimi hoş kokusu, kimi de farklı tadıyla ön plana çıkıyor.
Hepsi de farklı dertlere şifa...
Fakat, ne kadar taze olursalar etkileri o kadar fazla oluyor.
Aktar Murat Sarıer, bitkilerin içindeki aromatik yağların ne kadar beklerse özelliğini kaybettiği için yeni sezon ürünlerin kullanılmasının daha sağlıklı olacağını dile getirdi.
Parmak izi kadar benzersiz ilaçlar ve bunları kullanan hastalar, Çin ve Hindistanda üretilen sahtelerinin tehdidi altında!
Bu iki ülke 2012 yılında patent süresinin bitimini ve mevzuat boşluğunu fırsat bilerek taklidi mümkün olmayan ilaçların kopyasını yapmak için hızla çalıştığı belirtiliyor.
2012’de 10 milyar dolarlık ilacın patent süresinin dolacak olması tehlikeyi artırıyor.
Üzücü
Komik
Eğlenceli
Şaşırtıcı
Sevindirici
Düşündürücü
Sıkıcı
Korkunç
Başarılı
İnanılmaz
‘Grip aşısı kalp krizinden koruyor’
Kalp rahatsızlıkları, tüm dünyada hala yaşam kayıplarına neden olan hastalıklar arasında ilk sırada yer alıyor. Bu nedenle, hastalığın önüne geçmek için alınacak önlemler büyük önem taşıyor.
Araştırmaların, grip ile kalp hastalıkları arasındaki ilişkiye dikkat çektiğini belirten Kardiyoloji Uzmanı Dr. Ayşegül Karahan Zor, grip aşısı yaptıran kalp hastalarının kalp krizi riskinde ciddi oranda azalma olduğunu söyledi. Dr. Zor, diyabet, kalp yetersizliği gibi kronik hastalığı olanlar ve 50 yaş üstü kişilerin her yıl mutlaka grip aşısı yaptırması gerektiğinin altını çizdi
Dr. Zor, “Kalp rahatsızlığı olanlar, gribe yakalanma açısından daha fazla risk taşımıyor ancak, kalp yetersizliği olan hastalarda grip ataklarından sonra daha ciddi solunum yolları enfeksiyonlarının oluştuğunu ve vakalarının da arttığını biliyoruz” diye konuştu.
“Damar sertliği süreci iltihabi bir durumdur. Damar sertliği başlangıcı olan hastaların damarlarında, bağışıklık sistem hücreleri plaklar içinde birikir” diyen Dr. Zor, şu bilgileri verdi: “Grip gibi sistemik hastalıklar ortaya çıktığında ise buradaki hücreler daha aktif hale gelir. Bu da içerisinde yoğun miktarda kolesterol bulunan plaklarda yırtılmalara yol açarak pıhtılaşmayı tetikler. Bu sonucu önlemek için grip aşısı yapılması faydalıdır. Grip aşısı bunlara karşı da bir koruma sağlar.”
KALP KRİZİ YÜZDE 50 ORANINDA AZALIYOR
Bir yıl içerisinde erişkin bireylerin yüzde 10’u ya da yüzde 20’sinde grip hastalığı görülüyor. Koroner arter hastalığı olan bireylerde aşılanma oranının yüzde 30’lar seviyesinde olduğunu söyleyen Dr. Zor, herhangi bir kalp krizi veya planlanmış bir anjiyoplasti stent işlemi için hastaneye yatan hastalara aşı yapıldığında, özellikle grip mevsiminde bu hastalarda ölüm ya da yeniden kalp krizi geçirme oranının yüzde 50 azaldığını belirtti.
Dr. Zor’un verdiği bilgiye göre, grip aşısının daha önce kalple ilgili bir sorun yaşamayanlarda, kalp krizini önlediğine dair herhangi bir veri yok. Grip aşısı olmak için önerilen aylar ekim ve kasım, ancak grip atağı yaşayanlar, sonbahar ve kış sezonu boyunca da grip aşısını yaptırabiliyor
Haber365 Ana Sayfa» Sağlık» Gribe Karşı Önleminizi Alın
Mevsim geçişlerindeki ani hava değişiklikleri hastalık riskini de beraberinde getiriyor. Sonbahar-kış mevsimlerinde grip ve nezle gibi üst solunum yolu enfeksiyonları da artış gösteriyor.
Halk arasında grip ile karıştırılan nezlenin gribe göre daha hafif seyrettiğini ve bir haftadan fazla sürebileceğini belirten Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Pınar Korlu, nezlenin, üst solunum yolunun, burun, boğaz ve soluk borusunun viral bir enfeksiyonu olduğunu söyledi.
Hastalığın sonbahar-kış aylarında yaygınlaştığını vurgulayan Korlu, “Kuluçka devri 1-4 gündür. Direkt temas, öpüşme veya solunum yolu ile bulaşan hastalık, genellikle burun tıkanıklığı, hapşırık, boğaz ağrısı ile başlar ve devam eder. Diğer belirtileri ses kısıklığı, öksürük, halsizlik, kas ve eklem ağrısıdır. Ateş genellikle 38°C’nin altındadır. Bu belirtiler 7-10 gün sürebilir” dedi.
Dr. Korlu, nezle ve gripten korunmak için alınması gereken tedbirleri şöyle sıraladı:
• Hastalık elle temasla da bulaşabilir. Bu nedenle hasta kişi, bulaşmayı önlemek için sık sık ellerini yıkamalıdır. Ayrıca hasta kişi ile mümkün oldukça tokalaşılmamalıdır.
• Hasta sık sık kâğıt mendil kullanmalı, hastanın havlu ve bardağı müşterek kullanılmamalıdır.
• Burun akıntısının çok yoğun olduğu dönemde hasta toplu yerlerden uzak kalmalıdır.
• Grip olma riskini azaltmanın bir yolu da grip aşısıdır.
ANTİBİYOTİK KULLANIMININ YARARI YOK
Antibiyotiklerin viral enfeksiyonlarda etkili olmadığını hatırlatan Korlu, grip ve nezlenin tedavisiyle ilgili şu bilgileri verdi: “Antibiyotik kullanılmasının bir yararı yoktur. Antibiyotiklere ancak bakteri kaynaklı durumlar (Sinüzit, orta kulak iltihabı gibi) geliştiği zaman ihtiyaç vardır. Ağrı kesiciler ve ateş düşürücüler şikâyetlerin azalmasında yardımcı olur. Rutin olarak aspirin kullanılması tavsiye edilmez. SOĞUK ALGINLIĞI HİSSETTİYSENİZ... • Ilık ve rahat ortamda bulunun ve ağır fizik aktivitelerinden uzak durun.
• Ateş ve diğer belirtilerin ağır seyrettiği durumda yatak
dinlenin.
• Mukusu yumuşatmak, drenajı sağlamak ve kaybolan sıvıyı tekrar kazanmak için günde en az 8 bardak sıvı alın.
• Nemlendiriciler ve su buharı kullanılarak çevrenin nemini arttırın, bu uygulama, göğüs tıkanıklığının kaybolmasına yardım eder.
• Sigara içmek boğaz tahrişi ve öksürüğü artırır, kesinlikle sigara içmeyin.
• Boğaz ağrılarını azaltmak için ılık, tuzlu su ile gargara yapın.
• Hastalığın şiddetini ve uzamasını önlemek için C vitamini kullanın.
AŞI İLE KORUNUN
• Aşı, kronik kalp ve akciğer hastalığı olan yetişkinler ve çocuklara (Astımlı çocuklar da dahil),
• Kronik metabolik hastalıklar (diyabet gibi) böbrek hastalığı, bağışıklık sisteminde yetersizlik, kan hastalıkları nedeniyle bir önceki yıl düzenli tedavi gören veya hastanede yatanlara,
• Uzun süreli aspirin tedavisi gören çocuklar ve gençlere (6 ay-18 yaş arası),
• 65 yaş ve üzerindekilere,
• Toplu halde yaşayanlara,
• Risk grubunda olan doktor, hemşire, hastabakıcı, kreş ve huzur evi çalışanlarına önerilir.
Grip aşısı, yumurta veya grip aşısının birleşenlerine karşı alerjisi olanlara uygulanmamalıdır. Grip aşısı, tavuk embriyolarında üretilen virüslerden oluşur. Ateşli bir hastalık geçirmekte olanlar, belirtiler yok olana kadar aşılanmamalıdır.”
Haber365 Ana Sayfa» Sağlık» Soğuk Algınlığına Karşı 5 Alternatif
Havaların yavaş yavaş serinlemeye başlamasıyla birlikte çoğumuzda soğuk algınlığı belirtileri başladı bile. Buna karşı evde hazırlayabileceğiniz alternatifler:
Tavuk suyuna çorba: Nebraska Üniversitesi uzmanlarının yaptığı araştırmalara göre, bu çorbanın, gerçekten de ateş düşürücü özelliği var.
Sarımsak: İçerdiği alisin sayesinde, antibakteriyel ve mantar engelleyen bir yapısı var.
Portakal suyu: C vitamini, doğal bir antioksidandır ve vücudun enfeksiyonla mücadele etmesine yardımcı olur.
Naneli çay: Nane; oldukça etkili bir nefes açıcı, balgam sökücü ve viral durumlarda başvurulması gereken bir bitkidir.
Zencefil: Mide bulantısı ve eklem iltihaplarına çok iyi gelir.
'Araştırmalar, grip ilekalp hastalıkları arasında önemli bir ilişki olduğunu gösteriyor' diyen kardiyologlara göre grip aşısı, kalp hastalarının kriz riskini ciddi oranda azaltıyor.
Güncelleme:29 Eylül 2011 14:17
___________________________
Bugünkü Ziyaretçiler : 45
___________________________
Toplam Ziyaretçiler : 380314
___________________________
Bugünkü Tıklanma : 52
___________________________
Toplam Tıklanma : 1008686
___________________________
Ip Adresiniz : 3.144.89.152
___________________________
Yaşadığınız Ülke : T.C
___________________________
Hangi Sayfadasın : Girip aşısı ve Kalp Bilgileri
___________________________