Tıptaki tüm gelişmelere rağmen, destek terapilerine olan ilgi de her geçen gün biraz daha artadursun insanoğlu, şifayı doğada aramayı ihmal etmiyor. Çamur banyoları, bitkiler, kaplıcalar, akupunkturlar, opoterapiler, mezoterapiler derken son zamanlarda taşlar büyük ilgi görmeye başladı. Hem tedavi hem de cilt bakımı amaçlı kullanılmaya başlanılan taşlar, bizlere adeta, “taş deyip geçme” diyor.
Taşlar üstüne yaptığı çalışmalarla tanınan Petek Kitamura, taşların birçok rahatsızlığa iyi geldiği için yoğun ilgi gördüğünü söylüyor. Kitamura, doğal taşların milyonlarca yılda meydana geldiğini anlatarak, bünyelerinde topladıkları enerjinin insanlara aktarılmasıyla da birçok hastalığa şifa olabileceğini kaydediyor. Taşların şifa etkisini anlayabilmek için yatağına bakmak gerektiğini ifade eden Kitamura, taşların erkek, dişi ve salkım olarak üç şekilde bulunduğunu söylüyor.
Kitamura, taşların enerji verme kuvvetinin ayın durumu ile ilişkili olduğunu, dolunay zamanında taşların enerji yayımının maksimum seviyeye ulaştığını; hilal zamanında da enerji akışının zayıf olduğunu belirtiyor.
Deo Kristal Kozmetik Genel Müdürü Ali Avcı, 10 yıldır çocuğu gibi gördüğü calıum alum madeniyle yatıp kalkıyor. Balıkesir Sındırgı’da çıkarılan bu maden neredeyse her derde deva! Gözenekleri açan, akne tedavisine iyi gelen, böcek ısırmalarına karşı tende bakteri üremesini engelleyen, nikel alerjisine karşı tenimizi koruyan, tıraş ve epilasyondan sonra tahriş olan cildi rahatlatan, vücut ve ayak kokularını gideren en önemlisi de ter kokularını tamamen ortadan kaldıran bu, hem antialerjik hem kokusuz hem de alkolsüz çok yönlü maden 1-1,5 aya kadar piyasada olacak!
Ter kokularını giderici ürünlerde bulunan ve gözenekleri kapayarak vücuda zarar veren alüminyum klorohidrat ve zirkonyumun bu madende bulunmadığını anlatan Avcı, ayrıca bu ürünün toksin mineraller, kimyasallar, alkol ve parfüm içermediğini belirterek tamamen doğal olduğunu ifade ediyor. Bu ürünün banyodan sonra koltuk altına sürüldüğü takdirde, 24 saat boyunca ter kokusunu ortadan kaldırdığı iddia ediliyor.
Hangi taş, hangi hastalığa iyi geliyor?
Agat: Tansiyon dengeleyicidir.
Akuamarin: Solunum problemlerine iyi geliyor, hafızayı güçlendirip, sinirleri yatıştırıyor.
Ametist: Kan temizleyicidir. Huzurlu ve zinde olmamızı sağlar.
Aventurin: Korkuları yenmede ve yaşlılıkla mücadelede etkilidir.
Hematit: Kan dolaşımının sağlıklı olmasına yardımcı olur.
Jasper: Sindirim sistemine iyi gelir. Karaciğer ve safrakesesini güçlendirir.
Kaplan gözü: Sinirsel spazmları ve baş ağrılarını hafifletir.
Kuvars kristali: Zihinsel, bedensel ve ruhsal düzeyimizi artırıcı enerji üretir.
Krizopras: Sinirsel gerilimleri yok eder. Neşe ve huzur sağlar.
Malahit: Korku ve şüpheleri yok eder. Karaciğer ve dalağın işlevlerine yardımcıdır.
Mavi kuvars: Öksürük azaltıcı ve ateş düşürücüdür. Zihin açıklığı ve güven duygusu sunar.
Pembe kuvars: Stres giderici olup, hata duygularını, korkuyu ve öfkeyi azaltır.
Rodonit: Vücudun sağlıklı gelişmesine yardımcı olur. Kan dolaşımını dengeler.
Rutilat kuvarsı: Depresyonu azaltır.
Sitrin kuvarsı: Toksinlerin atılmasını kolaylaştırır. Cilde serinlik ve sadelik sunar. Cilt hastalıklarına karşı koruyucudur.
Sodalit: Tiroit metabolizmasının dengesini sağlar. Zihin açıklığı ve sakinlik verir.
Topaz (Sitrin): Neşe ve hoşnutluğu uyaran bir taştır.
Tormalin: Vücudu ve zihni güçlendirir. İlham verici ve konsantrasyon sağlayıcıdır
diyabet dünyası
İlaç Endüstrisi AVENTİS PHARMA SAN. TİC. LTD. ŞTİ. Aventis Pharma San. ve Tic. Ltd. Şti. Mecidiyeköy Yolu Cad. no: 102 Mecidiyeköy, 34387 İstanbul Web adresi: http://www.aventis.com.tr/ ATABAY İLAÇ FABRİKASI A.Ş Acıbadem Köftüncü Sok. No:1 Kadıköy/İstanbul Tel:0 216 3266965 Fax: 0 216 3265898 Web adresi: http://www.atabay.com/ ASTRAZENACA İLAÇ SAN. VE TİC. A.Ş Büyükdere Cad. Yapı Kredi Plaza B Blok Kat:3-4 Levent/İstanbul Tel : 0212 317 23 00 Fax: 0212 317 24 03 Web adresi: http://www.astra-zeneca.com.tr/ ALİ RAİF İLAÇ SAN.A.Ş. İkitelli Organize Sanayi Bölgesi Haseyad II.Kısım No.228 34670 İkitelli, İstanbul Tel 212 549 25 42 Pbx Fax 212 549 25 50 Web adresi: http://www.aliraif.com.tr/ ALCON LABORATUVARLARI TİC.A.Ş. Acarlar İş Merkezi Cumhuriyet Cad. No.10/5 C Blok 81640 Beykoz-İSTANBUL Tel 216 425 68 70 Fax 216 425 68 80 ADEKA İLAÇ Ve KİMYASAL ÜRÜNLER SAN. Ve TİC. LTD ŞTİ. General Cahit Aybar Sk. Akademiler Sitesi E Blok No5 D 110-111 Zincirlikuyu/İstanbul Tel 212 275 12 72 Fax 212 267 06 56 Web adresi: http://www.adeka.com.tr/ ABFAR İLAÇ SAN. Ve TİC.A.Ş. Büyükdere Cad. No.205 Levent/Istanbul Tel 212 279 28 20 Fax 212 264 42 68 ABDİ İBRAHİM İLAÇ SAN. Ve TİC. A.Ş. Kore Şehitleri Cad.19 Zincirlikuyu/İstanbul Tel 212 272 20 01 Fax 212 273 06 29 Web adresi: http://www.abdiibrahim.com.tr/ ABBOTT LABORATUVARLARI İTHALAT, İHRACAT Ve TİC. A.Ş. TEM Otoyolu Kavacık Çıkışı Rüzgarlıbahçe Mevkii Hedef Plaza Kat 6 , 81640 - Beykoz / İstanbul Tel 216 425 09 70-74-75-76-77 Fax 216 425 09 65 Web adresi: http://www.abbott.com/ BİOMEKS ECZA VE İLAÇ PAZ. TİC. LTD. ŞTİ. Ulucanlar Cad. Ses Sok. No:2/1-2-3 CEBECİ / ANKARA Tel:0 312 3620417 Fax:0 312 3196443 Web adresi: http://www.biomeks.com/... Devamı
2010-01-27 22:50:00
Diyabetli Çocukların Hakları ve Sosyal Güvenlik Kuruluşlarının Sağladığı İmkanlar Bütün çocuklar gibi diyabetli çocuklar da büyüyen ve büyüdükçe ihtiyaçları değişen varlıklardır. Onlar da yaşıtları gibi oynamak, eğlenmek, derslerinde başarılı olmak, spor yapmak, üniversiteye gitmek, sağlıklı erişkinler olmak, iş bulmak, evlenmek ve çocuk sahibi olma hakkına sahiptir. Yine bütün çocuklar gibi onlar da kendi ihtiyaçlarını kendileri gideremez; her bakımdan ailerine ve yaşadıkları topluma bağımlıdırlar. Bu benzerliklere rağmen diyabetli çocukların diğer çocuklara göre çok farklı tıbbi, psikolojik, sosyal ve duygusal ihtiyaçları bulunmaktadır: İnsülin diyabetli çocuğun yaşamını sürdürebilmesi için gerekli bir ilaçtır. Bu nedenle her koşulda bütün diyabetli çocuklara sürekli ve yeterli insülin sağlanmalıdır. İnsülin tedavisinin doğru planlanabilmesi ve daha önce değinilen yoğun diyabet tedavisinin uygulanabilmesi için evde kan şekeri bakılması gereklidir. Bu nedenle bütün diyabetli çocuklara glükometre ve kan şekeri ölçüm çubuklarının yeterli miktarda sağlanması gereklidir. Diyabetli çocukların bakımı ve izlemi onların değişen ihtiyaçlarına duyarlı, yeni tıbbi bilgi ve teknolojiye sahip merkezlerde yapılmalıdır. Bu merkezlerde hekim, diyabet hemşiresi, diyetisyenve psikologdan oluşan bir diyabet bakım ekibi ile hizmet verilmelidir. diyabetli çocuklara sürekli kendi hekimleri ile ilişki kurma imkanı sağlanmalıdır. Yine bu merkezlerde diyabet komplikasyonlarının erken saptanması ve tedavisini sağlamak üzere göz hekimleri , nefrologlar ve nörologlar ile sıkı bir işbirliği olmalıdır. Yoğun diyabet tedavisinin en ö... Devamı
2010-01-27 22:49:00
Diyabetle Yaşam ÖYKÜLERİM Şeker Bir Hikaye Zaman 1991 Mart. Dokuz yaşında bir çocuk, her şeyi yeni öğrenmeye başlamış hayatı yeni yeni anlamaya çalışan bir çocuk. Üçüncü sınıf sıralarında henüz ilkokul heyecanıyla derslere sarılmış bir çocuk. Genelde başarılı geçen bütün dönemler gibi bu dönem de başarılı geçmişti. Artık mutlu bir sona yaklaşıyor ve bu sona hazırlık düşünceleri kafasını meşgul ediyordu. Tombul, kırmızı yanakları; maviş gözleri ve sırıtan minik dudaklarından okunabiliyordu. Ağzından eksik etmediği top şekeriyle, her şeyden önce o bir çocuktu. Daha küçük, minik, toparlak bir çocuk. Sonra, sonra birden halsiz, yaşama sevincini yitiren bir çocuk oldu o. Artık her zamanki top şekeri ağzında değildi servisine binerken. Annesi endişelendi, korktu önce ama bir de şöyle düşündü: "Acaba tiyatro muydu bütün bunlar?" Hayır, canı toparlağı yalan söylemezdi ona. "Bir doktora baktırmamız gerekiyor" dedi. Şans mıdır? Mart ayında bir gün kardeşi hastalandı. Anne düşündü: hem onu da kontrol ettirebilirdi bu sayede. "Anne nereye gidiyoruz?" , "Hastaneye gidiyoruz yavrum." "Ama anne ben oraya gitmek istemiyorum." Kardeşini götürüyoruz yavrum." Düşündü çocuk : O sevmediği istemediği , kötü kokan yere gidiliyordu. Korku yoktu içinde. Çünkü hasta olan kardeşdi. Biliyordu orayı. Ha! Ha! İntikam dolu bakışlarla baktı kardeşe. " Gül bakalım, gül. Sana iğne yapılınca ağlayacaksın ve de o zaman ben güleceğim sana" Gelinmişti sonunda. Kardeşe baktırıldı bir de iğne yaptırıldı. Ağlayan altı yaşında bir yüz o an. Ha! Ha! Ne kadar komikti. "Hayır anne, hasta olan kardeş;... Devamı
2010-01-27 22:44:00
Hangi meyve neye iyi gelir? Sebze ve meyvelerin insan hayatında bir ilaç kadar önemli olduğunu belirten Doğal Tıp Derneği Başkanı Dr. Ender Saraç, günde yarım kilo sebze ve meyve tüketilmesi gerektiğini vurguluyor. Jay Kordich adlı Amerikalı, 1948 yılında mesane kanserine yakalandı... Hastalığın geldiği aşamayı gören doktorların “İyileşmesi mucize olur” dediği Kordich, taze meyve - sebze suyu terapisini kullanarak hastalığını yendi. Reçetelerini “Meyve ve Sebzelerin Gizli Güçleri” adlı kitapta toplayan Jay Kordich’in hastalıklar için önerdiği karışımlardan bazıları: İncir: Bağırsakları çalıştırır, enerji verir. Cinsel güce yardımcıdır. Elma: Böbeklerin temizlenmesine, sindirim rahatsızlıklarının kontrol edilmesine yardım eder. Kayısı: Kan yapıcıdır. Güzel bir cilt ve saça olumlu etkisi vardır. Kanserin önlenmesinde yardım eden iyi bir karotenoid kaynağıdır. Muz: Kalbe ve kas sistemine yararlıdır. Yorgunluğa ve ishale birebirdir. Vişne: Mineral ve vitamin deposudur. Koyu renkli vişneler, açık renklilere oranla daha fazla mineral içerir. Greyfurt: Sindirimi uyarır. Diş etlerinin kanamasını azaltır, soğuk algınlığına iyi gelir. Lifleriyle yenirse, kolesterolü düşürür. Portakal: Soğuk algınlığı, grip, incinme, kalp hastalığı ve felçten korunmaya yardım eder. Mandalina: Enfeksiyonlarla savaşmayı kolaylaştırır. Üzüm: Böbreklerin çalışmasını uyarıp kalp atışını düzenler. Karaciğeri temizler. Siyah üzüm kabukları ve çekirdekleriyle yenirse hücre yenileyicidir. Kavun: Endişe ve uykusuzluğa iyi gelir. Bağırsak ve cilt kanserine karşı Amerikan Kanser Topluluğu’nca tavsiye edilmiştir. Karpuz: Kabuğundaki çinko iktidarsızlığa iyi gelir. Böbreği temizler. Kiraz: Koles... Devamı
2010-01-27 22:43:00
Tıptaki tüm gelişmelere rağmen, destek terapilerine olan ilgi de her geçen gün biraz daha artadursun insanoğlu, şifayı doğada aramayı ihmal etmiyor. Çamur banyoları, bitkiler, kaplıcalar, akupunkturlar, opoterapiler, mezoterapiler derken son zamanlarda taşlar büyük ilgi görmeye başladı. Hem tedavi hem de cilt bakımı amaçlı kullanılmaya başlanılan taşlar, bizlere adeta, “taş deyip geçme” diyor. Taşlar üstüne yaptığı çalışmalarla tanınan Petek Kitamura, taşların birçok rahatsızlığa iyi geldiği için yoğun ilgi gördüğünü söylüyor. Kitamura, doğal taşların milyonlarca yılda meydana geldiğini anlatarak, bünyelerinde topladıkları enerjinin insanlara aktarılmasıyla da birçok hastalığa şifa olabileceğini kaydediyor. Taşların şifa etkisini anlayabilmek için yatağına bakmak gerektiğini ifade eden Kitamura, taşların erkek, dişi ve salkım olarak üç şekilde bulunduğunu söylüyor. Kitamura, taşların enerji verme kuvvetinin ayın durumu ile ilişkili olduğunu, dolunay zamanında taşların enerji yayımının maksimum seviyeye ulaştığını; hilal zamanında da enerji akışının zayıf olduğunu belirtiyor. Deo Kristal Kozmetik Genel Müdürü Ali Avcı, 10 yıldır çocuğu gibi gördüğü calıum alum madeniyle yatıp kalkıyor. Balıkesir Sındırgı’da çıkarılan bu maden neredeyse her derde deva! Gözenekleri açan, akne tedavisine iyi gelen, böcek ısırmalarına karşı tende bakteri üremesini engelleyen, nikel alerjisine karşı tenimizi koruyan, tıraş ve epilasyondan sonra tahriş olan cildi rahatlatan, vücut ve ayak kokularını gideren en önemlisi de ter kokularını tamamen ortadan kaldıran bu, hem antialerjik hem kokusuz hem de alkolsüz çok yönlü maden 1-1,5 aya kadar piyasada olacak! Ter kokularını giderici ürünlerde bulun... Devamı
2010-01-27 22:42:00
Şeker hastalığının tedavisini kavramak isteyenler bu hastalığın ne olduğunu bilmelidirler. Bu hastalık ırsî istidada dayanır ve bir iç ifraz bezinde bozukluktan ve o bezi idare eden sinirlerin te-şevvüseuğramasmdan ileri gelir. Şeker hastalığının bütün şekillerinde ağırlık merkezi pankreas bezi işleyişinin bozulmasıdır. Bezler çeşitli vazifeler gören bir takım maddeleri meydana getirirler. Bunların iki çeşidi vardır. 1) Meydana getirdikleri maddeyi bir özel kanalla uzvun dışına akıtan bezler. Bunlara (dış ifraz bezleri) denir. Meselâ tükrük bezleri tükrüğü ağız boşluğuna dökerler. Mide bezleri mide usaresini meydana getirerek mide boşluğuna dökerler. Böylece meydana gelen maddeler mayalardır. Bu sayede gıda maddeleri yapı taşlarına parçalanırlar kana karışacak hale gelirler. Şeker hastalığında hazım umumî suretle bozulmuş değüdir.2) Hasıl ettikleri maddeyi özel bir kanalla uzvun dışına akıtmadan derhal kana veren bezler: bunlara «iç ifraz» veya «hormon» bezleri denir. Boyundaki katkan bezi böbrek üstü bezi hipofiz tenasül bezleri gibi. Bu hormonlar vücutta önemli vazifeler görürler. Pankreas özel ve karışık yapılı bir guddedir. Bir taraftan mayalar meydana getirerek barsağa döker bir yandan da bir hormon yaparak kana verir. Bu hormona «insülin» derler. «İnsülin» adada meydana gelen demektir. Bu adı almasının sebebi pankreasın Jüagerhans tarafından keşfedildiği için onun adiyle anılan adacıklarında hasıl olmasındandır. Şeker hastalığı pankreasın yeter derecede inüsülin yapamamasından ileri gelir. înüsülinin vazifesi gıda ile alınan şeker ve karbonhidratlı maddeleri (un hamur işleri ekmek patates süt) gereği gibi değerlen&... Devamı
2010-01-27 22:27:00
Diyabet, başta karbonhidratlar olmak üzere, protein ve yağ metobolizmasını alakadar eden, bir metobolizma hastalığıdır. Kendisini kan şekerinin sürekli yüksek olması ile gösterir. Diyabet hastalarındaki temek metobolik bozukluk, kan yoluyla taşınan, glukozun hücrelerin içine girememesidir. Normal koşullarda besinlerden elde edilen veya karaciğerdeki depolardan kana salınan, glukoz pankreas tarafından salgılanan insülün hormonun yardımıyla hücre içine girer ve orada yakılarak enerjiye dönüşür. Hücrelerin içerisine değişik maddelerin girmesine izin veren, kapılar vardır. Ahmet Maranki’den şeker hastalığı için bitkisel çözümler: ** Arpa çimi, yulaf, kereviz tohumu okaliptüs yaprağı, karadut yaprağı, ceviz yaprağı, keçisakalı, dul avrat otu, zeytin yaprağı, hindiba, ardıç tohumu, böğürtlen yaprağı, adaçayı, yaban mersini, aslan pençesi gibi bitkilerin çaylarından günde 3-4 bardak içilir. ** Kara hindiba, ceviz yaprağı ile kaynatılıp içilmeye devam edilirse kandaki şekeri düşürür. ** Yabani hindiba kökü, zeytin yağıyla bereber, Kaynatılıp içilmeye devam edilirse, kandaki şekeri düşürür. ** Lahana, tere, marul, turp, domates ve patlıcan gibi sebzelerinde şekeri düşürücü özelliği vardır. Kaynak: Kozmik bilim ışığında şifalı bitkiler kitabı Prof. Dr. Ahmet Maranki ... Devamı
2010-01-27 22:26:00
ŞİFALI BİTKİLER ADAÇAYI: Mide ve bağırsak gazlarını giderir.Mide bulantısını keser.Hazım sisteminin düzenli çalışmasını sağlar.Göğsü yumuşatır.Astım hastaları için yararlıdır.Bu uyarıcı bitki kan dolaşımını hızlandırır.Hücre yenilenmesini ve cildin elastikiyetinin artmasını sağlar. Bu bitkiyle sivilcelerinizden de kurtulabilirsiniz. AHLAT: (yaban armudu) : Gülgillerden; kendi kendine yetişen ve üzerine armut aşılanan bir ağaçtır.Yemişi iyice olgunlaştıktan sonra yenir. Faydası : Meyveleri,ishal keser.Zehirli hayvan sokmalarında da filizleri dövülüp, konur. AHUDUDU: : Gülgillerden; böğürtlen gibi çalı halinde, dikenli bir bitkidir. Kümeler halindedir.Kendiliğinden yetişir.Meyvesi duta benzer.Sarımtırak kırmızı portakal renginde,sulu ve güzel kokuludur.Meyvesi toplanıp,kurutulur.Reçel, şurup ve likör yapılır.Meyve olarak da yenir. Faydası : Kanı temizler, vücutta biriken zehirli maddelerin atılmasını sağlar. Terletir ve idrar söktürür,kabızlığı giderir,vücuda dinçlik verir,romatizma,mafsal kireçlenmesi,nikris,boğaz,bademcik ve göz iltihaplarında kullanılır.Kansızlık ve veremde çok iyi bir gıdadır. Ateş'i düşürür.Üre ve şeker hastalarına da faydalıdır. Mide ülseri olanların kullanmamaları gerekir. ALOE VERA (Sarısabır): Eski yunanlılarında güzelleşmek için kullandıkları bir bitki.Yıpranmış ciltleri onarmak ve nemlendirmek için son derece yararlı. Akne sıcaktan kaynaklanan kaşıntılara karşı cildi koruyor.Yıpranmış saçları onarıyor ve nemlendiriyor. ARMUT: Sulu ve tatlı bir meyvedir.Rengi sarı ile yeşil arasında değişir.İçinde A,B1,B2,B3,B6,ve C vitaminleri bulunur.Bu meyve yemeklerden önce yenmelidir.Armut kandaki üre asidi ve üre tuzlarını dışarı attığından,böbreklerin düzenli çalışmasına... Devamı
2010-01-27 22:25:00
ŞEKER HASTALIĞI Tanımı: (Diyabet) Kanda glikozun artması sonucu, idrarda şeker bulunmasıdır. İki türü vardır. 1.Şekersiz Diyabet (Diabetes insipidus): Bu durumda, hasta bol miktarda, çok seyreltik idrar çıkartmaktadır. Nedeni: Hipofız bezinin arka kısmınca salgılanan vazopressin hormonunun yetmezliğidir. 2.Şekerli Diyabet (Diabetes mellitus) : Bilinen şeker hastalığıdır. Nedeni: Pankreas tarafından salgılanan insülün hormonu azlığıdır. Hastalık, orta yaşlarda, çok hafif bir şekilde başlayabilir ve teşhis edilmesi ancak genel bir muayene esnasında olur. Şeker hastalığı aynı zamanda atardamar hastalıklarıyla da ilgilidir. Kadınlardaki ilk şikayet, dış üreme organlarındaki kaşıntıdır Hastalık yaşamın erken döneminde başlarsa, daha ağır seyreder. Hasta, gittikçe artan susuzluk duygusu, halsizlik ve kilo kaybından şikayet eder, sık ve az idrar çıkartır. Kadınlarda adetler kesilebilir ve dış üreme organlarında kaşıntı başlar, erkeklerde ise cinsel güç azalabilir. Dişetleri iltahabına sık rastlanır ve tekrarlayan çıbanlar, geceleri gelen bacak krampları, el ve ayaklarda karıncalanma ve uyuşma, diyabetin sık rastlanan ön belirtileridir. İdrarda şeker boldur ve ağır şeker vakalarında, hastanın soluğu aseton kokar Bu konuda uzman bir doktora danışılmasında fayda vardır, tedavi edilmezse bilinç kaybı ve şeker koması görülür. Bu hastalık, akciğer veremi gibi, diğer bir kronik hastalıkla bir arada bulunabilir. Tedavi uzman bir doktor tarafından yapılmalıdır. Bazen, sadece perhizle idare edilebilir, perhizle birlikte ağızdan bir anti-diyabetik ilaç alınabilir veya daha ağır vakalarda, insülin kullanılması da gerekebilir. Ağır vakalarda, düşük şeker düzeyinden ötürü, koma tehlikesi olduğu gibi, bazen de çok yüksek kan şeker ve keton (v&uum... Devamı
2010-01-27 22:19:00
Acı bakla Semen Lupini şeker hastalığına karşı kullanılır. Ceviz Yaprakları ve kabuklarıyla hazırlanan ilaçlar kanı temizler, kansızlığı giderir. İshal ve dizanteriyi keser. Verem ve şeker hastalığında hem besleyici, hem de tedavi edicidir. Saç ve elleri boyamakta da kullanılır. Bitki bilimcilere göre bol miktarda A, B1, B2, C, E ve K vitaminleri ile Chinon Juglon adlı aktif madde içeren cevizin hem içi, hem ağacının kabukları hem de yaprakları pek çok sağlık sorununa iyi geliyor. Her sabah kahvaltıda bir miktar ceviz içi yenmesinin zekayı geliştirdiğini belirten uzmanlar, yeşil ceviz meyvelerinin kabukları kaynatılarak içildiğinde erkeklerde cinsel gücü artırdığını belirtti. Vücudu besleyip güçlendiren cevizin yararlarından bazıları şöyle sıralanıyor: - Nasırlar üzerine konulan ceviz yağı zamanla bunların yok olmasını sağlar. - Taze dalların kabukları ve meyvelerinin kabukları ile karıştırılıp kaynatılarak elde edilen sıvı mideyi kuvvetlendirir. - Ceviz yapraklarından yapılan çay iştah açar, mideyi kuvvetlendirir, boğaz hastalıklarına iyi gelir. - Bir miktar ceviz yaprağı banyo suyuna karıştırılırsa cilt hastalıklarına iyi gelir. - Ceviz yaprakları pişirilerek çıbanların üzerine sarılırsa iyileşmesini sağlar. - Ceviz yağı yüz lekelerinin üzerine sürülüp masaj yapılırsa lekeler yok olur. Hünnap Jujubae Göğüs yumuşatıcı, öksürük kesici, müshil ve kan temizleyicidir. şeker hastalığına karşı da kullanılır. Kısa mahmut Şeker hastalığına karşı etkilidir. Mahlep Pruni mahaleb Afrodizyak, balgam söktürücü, nefes darlığı ve prostat için, ayrıca şeker hastalığına karşı kullanılır. Mersin yağı Dahilen bronşit, verem ve belsoğukluğu gibi hastalıkların tedavisinde ve şeker hastalığına karşı kullanılmaktadır. ... Devamı
2010-01-27 22:18:00
Diyabet, başta karbonhidratlar olmak üzere, protein ve yağ metobolizmasını alakadar eden, bir metobolizma hastalığıdır. Kendisini kan şekerinin sürekli yüksek olması ile gösterir. Diyabet hastalarındaki temek metobolik bozukluk, kan yoluyla taşınan, glukozun hücrelerin içine girememesidir. Normal koşullarda besinlerden elde edilen veya karaciğerdeki depolardan kana salınan, glukoz pankreas tarafından salgılanan insülün hormonun yardımıyla hücre içine girer ve orada yakılarak enerjiye dönüşür. Hücrelerin içerisine değişik maddelerin girmesine izin veren, kapılar vardır. Ahmet Maranki’den şeker hastalığı için bitkisel çözümler: ** Arpa çimi, yulaf, kereviz tohumu okaliptüs yaprağı, karadut yaprağı, ceviz yaprağı, keçisakalı, dul avrat otu, zeytin yaprağı, hindiba, ardıç tohumu, böğürtlen yaprağı, adaçayı, yaban mersini, aslan pençesi gibi bitkilerin çaylarından günde 3-4 bardak içilir. ** Kara hindiba, ceviz yaprağı ile kaynatılıp içilmeye devam edilirse kandaki şekeri düşürür. ** Yabani hindiba kökü, zeytin yağıyla bereber, Kaynatılıp içilmeye devam edilirse, kandaki şekeri düşürür. ** Lahana, tere, marul, turp, domates ve patlıcan gibi sebzelerinde şekeri düşürücü özelliği vardır. Kaynak: Kozmik bilim ışığında şifalı bitkiler kitabı Prof. Dr. Ahmet Maranki ... Devamı
2010-01-27 22:15:00
Acı bakla Semen Lupini şeker hastalığına karşı kullanılır. Ceviz Yaprakları ve kabuklarıyla hazırlanan ilaçlar kanı temizler, kansızlığı giderir. İshal ve dizanteriyi keser. Verem ve şeker hastalığında hem besleyici, hem de tedavi edicidir. Saç ve elleri boyamakta da kullanılır. Bitki bilimcilere göre bol miktarda A, B1, B2, C, E ve K vitaminleri ile Chinon Juglon adlı aktif madde içeren cevizin hem içi, hem ağacının kabukları hem de yaprakları pek çok sağlık sorununa iyi geliyor. Her sabah kahvaltıda bir miktar ceviz içi yenmesinin zekayı geliştirdiğini belirten uzmanlar, yeşil ceviz meyvelerinin kabukları kaynatılarak içildiğinde erkeklerde cinsel gücü artırdığını belirtti. Vücudu besleyip güçlendiren cevizin yararlarından bazıları şöyle sıralanıyor: - Nasırlar üzerine konulan ceviz yağı zamanla bunların yok olmasını sağlar. - Taze dalların kabukları ve meyvelerinin kabukları ile karıştırılıp kaynatılarak elde edilen sıvı mideyi kuvvetlendirir. - Ceviz yapraklarından yapılan çay iştah açar, mideyi kuvvetlendirir, boğaz hastalıklarına iyi gelir. - Bir miktar ceviz yaprağı banyo suyuna karıştırılırsa cilt hastalıklarına iyi gelir. - Ceviz yaprakları pişirilerek çıbanların üzerine sarılırsa iyileşmesini sağlar. - Ceviz yağı yüz lekelerinin üzerine sürülüp masaj yapılırsa lekeler yok olur. Hünnap Jujubae Göğüs yumuşatıcı, öksürük kesici, müshil ve kan temizleyicidir. şeker hastalığına karşı da kullanılır. Kısa mahmut Şeker hastalığına karşı etkilidir. Mahlep Pruni mahaleb Afrodizyak, balgam söktürücü, nefes darlığı ve prostat için, ayrıca şeker hastalığına karşı kullanılır. Mersin yağı Dahilen bronşit, verem ve belsoğukluğu gibi hastalıkların tedavisinde ve şeker hastalığına karşı kullanılmaktadır. ... Devamı
2010-01-27 22:14:00
ŞEKER HASTALIĞI Tanımı: (Diyabet) Kanda glikozun artması sonucu, idrarda şeker bulunmasıdır. İki türü vardır. 1.Şekersiz Diyabet (Diabetes insipidus): Bu durumda, hasta bol miktarda, çok seyreltik idrar çıkartmaktadır. Nedeni: Hipofız bezinin arka kısmınca salgılanan vazopressin hormonunun yetmezliğidir. 2.Şekerli Diyabet (Diabetes mellitus) : Bilinen şeker hastalığıdır. Nedeni: Pankreas tarafından salgılanan insülün hormonu azlığıdır. Hastalık, orta yaşlarda, çok hafif bir şekilde başlayabilir ve teşhis edilmesi ancak genel bir muayene esnasında olur. Şeker hastalığı aynı zamanda atardamar hastalıklarıyla da ilgilidir. Kadınlardaki ilk şikayet, dış üreme organlarındaki kaşıntıdır Hastalık yaşamın erken döneminde başlarsa, daha ağır seyreder. Hasta, gittikçe artan susuzluk duygusu, halsizlik ve kilo kaybından şikayet eder, sık ve az idrar çıkartır. Kadınlarda adetler kesilebilir ve dış üreme organlarında kaşıntı başlar, erkeklerde ise cinsel güç azalabilir. Dişetleri iltahabına sık rastlanır ve tekrarlayan çıbanlar, geceleri gelen bacak krampları, el ve ayaklarda karıncalanma ve uyuşma, diyabetin sık rastlanan ön belirtileridir. İdrarda şeker boldur ve ağır şeker vakalarında, hastanın soluğu aseton kokar Bu konuda uzman bir doktora danışılmasında fayda vardır, tedavi edilmezse bilinç kaybı ve şeker koması görülür. Bu hastalık, akciğer veremi gibi, diğer bir kronik hastalıkla bir arada bulunabilir. Tedavi uzman bir doktor tarafından yapılmalıdır. Bazen, sadece perhizle idare edilebilir, perhizle birlikte ağızdan bir anti-diyabetik ilaç alınabilir veya daha ağır vakalarda, insülin kullanılması da gerekebilir. Ağır vakalarda, düşük şeker düzeyinden ötürü, koma tehlikesi olduğu gibi, bazen de çok yüksek kan şeker ve keton (v&uum... Devamı
2010-01-27 22:12:00
Diyabet, başta karbonhidratlar olmak üzere, protein ve yağ metobolizmasını alakadar eden, bir metobolizma hastalığıdır. Kendisini kan şekerinin sürekli yüksek olması ile gösterir. Diyabet hastalarındaki temek metobolik bozukluk, kan yoluyla taşınan, glukozun hücrelerin içine girememesidir. Normal koşullarda besinlerden elde edilen veya karaciğerdeki depolardan kana salınan, glukoz pankreas tarafından salgılanan insülün hormonun yardımıyla hücre içine girer ve orada yakılarak enerjiye dönüşür. Hücrelerin içerisine değişik maddelerin girmesine izin veren, kapılar vardır. Ahmet Maranki’den şeker hastalığı için bitkisel çözümler: ** Arpa çimi, yulaf, kereviz tohumu okaliptüs yaprağı, karadut yaprağı, ceviz yaprağı, keçisakalı, dul avrat otu, zeytin yaprağı, hindiba, ardıç tohumu, böğürtlen yaprağı, adaçayı, yaban mersini, aslan pençesi gibi bitkilerin çaylarından günde 3-4 bardak içilir. ** Kara hindiba, ceviz yaprağı ile kaynatılıp içilmeye devam edilirse kandaki şekeri düşürür. ** Yabani hindiba kökü, zeytin yağıyla bereber, Kaynatılıp içilmeye devam edilirse, kandaki şekeri düşürür. ** Lahana, tere, marul, turp, domates ve patlıcan gibi sebzelerinde şekeri düşürücü özelliği vardır. Kaynak: Kozmik bilim ışığında şifalı bitkiler kitabı Prof. Dr. Ahmet Maranki ... Devamı
2010-01-27 22:12:00
Diyabet, başta karbonhidratlar olmak üzere, protein ve yağ metobolizmasını alakadar eden, bir metobolizma hastalığıdır. Kendisini kan şekerinin sürekli yüksek olması ile gösterir. Diyabet hastalarındaki temek metobolik bozukluk, kan yoluyla taşınan, glukozun hücrelerin içine girememesidir. Normal koşullarda besinlerden elde edilen veya karaciğerdeki depolardan kana salınan, glukoz pankreas tarafından salgılanan insülün hormonun yardımıyla hücre içine girer ve orada yakılarak enerjiye dönüşür. Hücrelerin içerisine değişik maddelerin girmesine izin veren, kapılar vardır. Ahmet Maranki’den şeker hastalığı için bitkisel çözümler: ** Arpa çimi, yulaf, kereviz tohumu okaliptüs yaprağı, karadut yaprağı, ceviz yaprağı, keçisakalı, dul avrat otu, zeytin yaprağı, hindiba, ardıç tohumu, böğürtlen yaprağı, adaçayı, yaban mersini, aslan pençesi gibi bitkilerin çaylarından günde 3-4 bardak içilir. ** Kara hindiba, ceviz yaprağı ile kaynatılıp içilmeye devam edilirse kandaki şekeri düşürür. ** Yabani hindiba kökü, zeytin yağıyla bereber, Kaynatılıp içilmeye devam edilirse, kandaki şekeri düşürür. ** Lahana, tere, marul, turp, domates ve patlıcan gibi sebzelerinde şekeri düşürücü özelliği vardır. Kaynak: Kozmik bilim ışığında şifalı bitkiler kitabı Prof. Dr. Ahmet Maranki ... Devamı
2010-01-26 01:43:00
Anadolu Sağlık Merkezi’nden Pediatrik Endokrinoloji Uzmanı Dr. Neslihan Güngör 14 Kasım Dünya Diyabet Günü dolayısıyla çocukluk yaş grubunda şeker hastalığı ile ilgili merak edilen soruları cevapladı. Diyabet ya da şeker hastalığının tanımı nedir? Halk arasında şeker hastalığı olarak bilinen diyabet, tıp dilinde “diabetes mellitus” olarak adlandırılır. Latincede “diabetes” artmış idrar çıkarımı, “melit ya da melitus” ise şeker, bal anlamına gelir. Yani “diabetes mellitus” bol miktarda şekerli idrar çıkarımını ifade etmektedir.Kan şekeri normal sınırlarda olduğu sürece sağlam böbrekler idrarla şeker atmaz. Ancak kan şekeri özellikle 180 mg/dl sınırını aşınca, idrarda şeker atılımı başlar. Demek ki diabetes mellitus denildiğinde, kan şekerinin yükseldiği ve aşırı miktarlarda ve şekerli idrar çıkarımı görülen bir hastalık anlaşılmalıdır. Diyabetin vücuttaki oluş mekanizması (patogenez, pathogenesis) nasıldır? Normal koşullarda tükettiğimiz besin maddeleri ana enerji kaynağımız olan şekere (glukoz) çevrilir. İnsan vücudunun normal çalışması için kan şekerleri belli bir aralıkta tutulmalıdır. Beslenme sonrasında kan şekeri yükselir. Pankreas adlı organımızdan “insulin” adlı hormon salgılanarak glukozun ihtiyaç olan dokular tarafından alınmasını, fazlalığın da kompleks glukoz deposu olan glikojen olarak veya lipid dediğimiz yağa çevrilerek depolanmasını sağlar. Şeker hastalığı insulin yapımında mutlak veya göreceli bir yetersizlik olduğunda ortaya çıkar.İnsulinin mutlak yetersizlik veya yokluğu pankreasta insulin yapımından sorumlu hücrelerin (Langerhans adacıklarındaki beta hücreleri) hasara uğraması veya ölmesi sonucunda ortaya çıkar. İnsulinin göreceli eksikliği dediğimiz zaman, v&uum... Devamı
2010-01-26 01:39:00
Şeker Hastalığı Ürünleri , Diyabetli Ürünleri Life Time Glucosol 60 Capsules Cirkulin Cinnamon Kal Co Q-10 / ALA 30 Tablet Devamı
2010-01-26 01:37:00
0 (212) 646 25 25 Devamı
2010-01-26 01:36:00
Diyabette Şeker Hastasının Dikkat Etmesi Gerekenler 1. Doktorunuzun önerdiği ilaç veya insülin tedavisi ve diyete aynen uygulamaya çalışın. İlaçlarınızı doktorunuza sormadan değiştirmeyin veya kesmeyiniz. Seker düşmeleri oluyorsa doz ayarlaması için hemen doktorunuza başvurunuz. 2. Yılda bir defa göz muayenesi olunuz. Göz doktorunuza seker hastası olduğunuzu söylemeyi unutmayınız. 3. İki yılda bir diş doktoruna giderek muayene olunuz. Özellikle diş etlerindeki iltihap seker hastaları için çok önemlidir. 4. Her yıl Eylül ayında grip asisi olunuz. 5. Ayaklarınızı her gün ilik sabunlu suyla yıkayınız ve arkasından kurulayınız. Devamı
2010-01-26 01:35:00
Şeker Düşürücü Haplar ( Oral Hipoglisemik ) Ülkemizdeki mevcut ilaçlar etki mekanizmalarına göre 3 grupta incelenebilir: - Sulfonilüreler : pankreastan insülin salınımı arttırır ve vücudu insüline daha duyarlı hale getirirler. Betanorm, Diamicron, Diabinese, Glutril, Gliben, Glucotrol XL, Minidiab, Amaryl bu grup ilaçlardandır. - Biguanidler : insülin mevcudiyetinde hücrelere glukoz (şeker) girişini arttırarak kan şekerini düşürürler, ayrıca baırsaktan şeker emilimini azaltırlar. Bu grup ilaçlar arasında Glucophage, Glukophage Retard, Glukofen, Glukofen Retard, Glukoformin, Glukoformin Retard sayılabilir. - Alfa - Glukosidaz inhibitörleri : Ülkemizde Glucobay adıyla bilinen bu grup ilaçlar, bağırsakta karbonhidratların parçalanmasını yavaşlatarak yemek sonrası olan kan şekeri yükselmelerini azaltırlar. Devamı
2010-01-26 01:34:00
Kan Şekerinin Yükselmesi , Yüksek Kan Şekeri , Hiperglisemi Sık idrara çıkma, ağız kuruluğu, çok su içme, ciltte kuruma ve yaralarda geç iyileşme, halsizlik, yorgunluk ve zayıflama belirtileri olan diyabetlide kan şekeri yüksek demektir. Bu durumda kullanılan insülinin : - Son kullanım tarihinin, - Dozunun, - Uygulama tekniğinin doğru olup olmadığı araştırılmalıdır. Bol su içildiği, önerilen insülin rejimine ve beslenme planına uyum tam olduğu halde hiperglisemi sürüyorsa hasta derhal doktoru ile iletişim kurmalıdır. “Şeker hastaları, kanlarındaki insilün miktarı azalıp, şeker miktarı arttıkça daha fazla sıvı kaybeder. Bu kayıp, sıcaklığın 40 dereceyi bulduğu bu dönemde yüksek oranda arttığı için şeker hastaları da büyük bir risk altına girmektedir. Bazı hastalar, kendileri hissetmeseler bile tansiyonun uzun süre yüksek seyretmesiyle olumsuz durumlarla karşılaşabilir. Aşırı sıcaklar nedeniyle kan şekerinin yükselmesi kan akışkanlığının azalmasına neden olur. Şekerinin yükselmesiyle ortaya çıkan sıvı kaybı sıcağın da etkisiyle ani felç ve beyin kanamalarına neden olabiliyor.” “BOL MİKTARDA SU İÇİN” “ Şeker hastaları, aşırı sıcaktan olumsuz yönde etkilenmemek için, terleme durumuna göre günde 2 ile 5 litre arasında su içmelidir. Hasta güneş ışınlarının en etkili olduğu 11.00 ile 15.00 saatleri arasında gerekli olmadıkça dışarı çıkmamalıdır. Düzenli kullanılan ilaçların zamanında alımına önem verilmeli, kendilerine doktor tarafından tavsiye edilen egzersizler, havanın serin olduğu akşam ve sabah saatlerinde yapılmalıdır. ” ... Devamı
2010-01-26 01:33:00
Kan Şekerinin Düşmesi , Düşük Kan Şekeri Kan şekeri düşmesi de yükselmesi gibi acil müdahale gerektiren önemli bir durumdur. Bu nedenle diyabetli kişi bir kolye, bilezik ya da saat kayışında diyabet kimliği taşımalıdır. Diyabetlinin bir öğün ya da ara öğün geciktirmesi ya da her zamankinden fazla hareket yaparak fazla enerji harcaması sonucunda oluşan hipoglisemi durumunda hastada terleme, titreme, renk solukluğu, sinirlilik, huzursuzluk farkedilir. Gerekli önlemler alınmazsa uyum güçlüğü, sonra da şuur kaybı oluşabilir. Hipoglisemide yapılması gerekenler diyabetikte izlenen belirtilere göre değişir. Belirtilerin hafif olduğu durumlarda 2-3 adet kesme şeker bir bardak ılık suda eritilip içirilir ya da 1 bardak şekerli meyve suyu verilebilir. İyileşme belirtileri görülmezse 2 çay kaşığı dolusu şeker veya 5-6 adet kesme şeker az miktarda suda eritilip küçük yudumlar halinde içirilmelidir. Şuur kaybının olduğu hipoglisemide ise ağızdan şeker veya şekerli su verilemez. Bu durumda kas içine glukagon injeksiyonu gereklidir ve bu iğnenin uygulanması hayati önem taşır. Kanın glikoz düzeyi sabit olmalıdır. Normalde 1 gr/lt. (%90-110 mg.)'dır. Kan şekeri düşerse kana glikoz verir. Oruç gibi hallerde dışarıdan olmadığı zaman karaciğer, şekeri; ya glikojen depolarından alacak ya da başka maddelerden şeker yapacaktır. Kan şekeri yükselirse bir bölümünü alır ve depo eder. Diğer bir ifadeyle karaciğer, kandaki şekeri sabit tutar. Bu görevini ya bağırsaktan gelen şeker fazlasını glikojen halinde depo ederek ya da bu glikojeni glikoz haline getirip, gerektiğinde kana geri vererek yerine getirir. Sindirilmiş şekerlerin çoğunluğu ekmek, sebzeler, tatlılar ve diğer şekerlemelerdir. ... Devamı
2010-01-26 01:32:00
Kan şekeri düştüğünde neler yapılmalıdır? Kan şekeri düştüğünde neler yapılmalıdır? Kan şekeri düşmesi de yükselmesi gibi acil müdahale gerektiren önemli bir durumdur. Bu nedenle diyabetli kişi bir kolye, bilezik ya da saat kayışında diyabet kimliği taşımalıdır. Diyabetlinin bir öğün ya da ara öğün geciktirmesi ya da her zamankinden fazla hareket yaparak fazla enerji harcaması sonucunda oluşan hipoglisemi durumunda hastada terleme, titreme, renk solukluğu, sinirlilik, huzursuzluk farkedilir. Gerekli önlemler alınmazsa uyum güçlüğü, sonra da şuur kaybı oluşabilir. Hipoglisemide yapılması gerekenler diyabetikte izlenen belirtilere göre değişir. Belirtilerin hafif olduğu durumlarda 2-3 adet kesme şeker bir bardak ılık suda eritilip içirilir ya da 1 bardak şekerli meyva suyu verilebilir. İyilişme belirtileri görülmezse 2 çay kaşığı dolusu şeker veya 5-6 adet kesme şeker az miktarda suda eritilip küçük yudumlar halinde içirilmelidir. Şuur kaybının olduğu hipoglisemide ise ağızdan şeker veya şekerli su verilemez. Bu durumda kas içine glukagon injeksiyonu gereklidir ve bu iğnenin uygulanması hayati önem taşır. Devamı
2010-01-26 01:30:00
Diyabette Cinsellik , Diyabet ve Cinsel Yaşam Erkekte cinsel aktivite nasıl gerçekleşir? Erkekte testisler (yumurtalıklar) görevlerini yerine getirdiği zaman normal libido (cinsel arzu), cinsel aktivite vardır ve/veya kendiliğinden gün içinde veya gece sertleşme görülür. Ereksiyon (sertleşme) erkek cinsel organının kasları, sinirleri ve damarları arasındaki uyum sonucu gelişir. Diyabetli erkeklerde ereksiyon bozukluğuna neden olan iki ana faktör vardır: diyabetik damar ve sinir hastalıkları. Erektil disfonksiyon ne anlama gelmektedir? Erkek cinsil organında (penis) ereksiyon olmaması veya olan ereksiyonun korunamaması durumuna erektil disfonksiyon denir. Erektil disfonksiyon gelişmekte olan diyabetin habercisi olabilir. Diyabet erkekte nasıl erektil disfonksiyona sebep olur? Diyabet beyinden çıkan sinyallerin erkek cinsel organına ulaşmasını etkiler ve ereksiyon için gerekli kan akımını kontrol eden sinirlerin görevini bozar. Erektil disfonksiyon neden önemli bir durumdur? Erektil disfonksiyon diyabetli erkeklerin %50-70'inde görülür. 20-29 yaş aralığında %9 iken 70 yaşında %95'e yükselmektedir. Diyabet tanısı konduktan sonra ilk on yıl içinde erkeklerde açık olarak erektil disfonksiyon gelişir. Erektil disfonksiyon diyabetlide damar sertliği varlığının bir göstergesi ve hatta kalp krizi riskinin belirleyicisi olabilir. Erektil disfonksiyon değerlendirilmesi nasıl olmalıdır? Erektil disfonksiyonu bulunan erkek ilk muayenesine eğer mümkünse eşiyle birlikte alınmalıdır. Böylelikle eşlerin ilişkisi ve bu bozukluğun düzelmesi halinde bu ilişkiyi nasıl katkıda bulunabileceğinin değerlendirilmesi yapılabilir. Erektil disfonksiyon için hekime başvuran hastada sırasıyla aşağıdaki değerlendirme yapılmalıdır: 1. Öykü, özellikle tıbbi ve cinsel özgeçmiş 2. Fizik mu... Devamı
2010-01-26 01:30:00
Diyabette Cinsellik , Diyabet ve Cinsel Yaşam Erkekte cinsel aktivite nasıl gerçekleşir? Erkekte testisler (yumurtalıklar) görevlerini yerine getirdiği zaman normal libido (cinsel arzu), cinsel aktivite vardır ve/veya kendiliğinden gün içinde veya gece sertleşme görülür. Ereksiyon (sertleşme) erkek cinsel organının kasları, sinirleri ve damarları arasındaki uyum sonucu gelişir. Diyabetli erkeklerde ereksiyon bozukluğuna neden olan iki ana faktör vardır: diyabetik damar ve sinir hastalıkları. Erektil disfonksiyon ne anlama gelmektedir? Erkek cinsil organında (penis) ereksiyon olmaması veya olan ereksiyonun korunamaması durumuna erektil disfonksiyon denir. Erektil disfonksiyon gelişmekte olan diyabetin habercisi olabilir. Diyabet erkekte nasıl erektil disfonksiyona sebep olur? Diyabet beyinden çıkan sinyallerin erkek cinsel organına ulaşmasını etkiler ve ereksiyon için gerekli kan akımını kontrol eden sinirlerin görevini bozar. Erektil disfonksiyon neden önemli bir durumdur? Erektil disfonksiyon diyabetli erkeklerin %50-70'inde görülür. 20-29 yaş aralığında %9 iken 70 yaşında %95'e yükselmektedir. Diyabet tanısı konduktan sonra ilk on yıl içinde erkeklerde açık olarak erektil disfonksiyon gelişir. Erektil disfonksiyon diyabetlide damar sertliği varlığının bir göstergesi ve hatta kalp krizi riskinin belirleyicisi olabilir. Erektil disfonksiyon değerlendirilmesi nasıl olmalıdır? Erektil disfonksiyonu bulunan erkek ilk muayenesine eğer mümkünse eşiyle birlikte alınmalıdır. Böylelikle eşlerin ilişkisi ve bu bozukluğun düzelmesi halinde bu ilişkiyi nasıl katkıda bulunabileceğinin değerlendirilmesi yapılabilir. Erektil disfonksiyon için hekime başvuran hastada sırasıyla aşağıdaki değerlendirme yapılmalıdır: 1. Öykü, özellikle tıbbi ve cinsel özgeçmiş 2. Fizik mu... Devamı
2010-01-26 01:29:00
Diyabet Merkezleri İSTANBUL ÇOÇUK ADOLESAN DİABET. DERNEĞİ 0212 534 00 00 İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ DİYABET BİLİM DALI ÇAPA İSTANBUL DİABET ARAŞTIRMA UYG. DERNEĞİ 0212 533 53 060 ÇAPA TIP FAKÜLTESİ DİABET BİLİM 2.BODRUM KATI ÇAPA İSTANBUL DİABET HASTANESİ 0212 230 49 00 HARBİYE İSTANBUL T.DİABET VAKFI KADİKÖY ŞUBESİ 0216 368 78 11 BAYER CAD.GÜRSOYLU SOKAK NO:50 KOZYATAĞI İSTANBUL T.DİABET VAKFI BAKIRKÖY ŞUBESİ 0212 660 20 07 E-5 KARAYOLU ÜZERİ LEPRA HASTANESİ YANI İNCİRLİ İSTANBUL T.DİABET VAKFI ÇAPA (DETAM) 0212 414 20 00 İSTANBUL DİABET HEMŞİRELERİ 0216 418 16 06 İSTANBUL T.D.C.KADİKÖY DİABET VE OBEZİTE MERKEZİ 0216 385 39 92 TANZİMAT SOKAK NO:50 GÖZTEPE İSTANBUL T.D.C.İSTANBUL ŞUBESİ 0212 233 60 87 DR.CELAL ÖKER SOKAK NO:10 HARBİYE İZMİR T.D.C.İZMİR ŞUBESİ 0232 449 13 19 1199 SOKAK NO:12 YENİŞEHİR BURSA T.D.C BURSA Şubesi 0224 220 46 42 CEMAL NADİR CAD.BİLECİK SOKAK KOYUNCUOĞLU APT NO:5/2 KOCAELİ T.D.C.İZMİT ŞUBESİ 0262 331 77 09 ... Devamı
2010-01-26 01:29:00
insülin , insülin nedir , insülin iğnesi , insülin kullanımı İnsülin 75 yıldır diyabet tedavisinde kullanılmaktadır. İnsülin tedavi yöntemlerinde eşitli gelişmeler yanmıştır. İnsülinin kimyası, farmakolojisi ve etki mekanizmaları aydınlatılmış, ileri derecede saf insan insülin preparatları kullanıma sunulmuştur. Monomerik insülin analogları yakın zamanda geliştirilmiş ve klinik araştırma amaçlı kullanıma sunulmuştur. Nazal yoldan absorbe edilen insülinler üzerinde çalışmalar sürmektedir. Diabet tedavisinde kendi kendine kan şekeri izlemi rutin uygulama haline gelmiş, glikoz ile hemoglabin ölçümleri yaygın kullanılır hale gelmiştir. Diabetik hasta izleniminde kan şekeri kontrolünün ne kadar iyi yapılırsa kronik mikrovasküler komplakasyonların o kadar yavaş geliştiği günümüzde kesin olarak gösterilmiştir. Bu amaçla insülin tedavisinde yoğun insülin rejimleri daha yaygın taraflar bulmaktadır. Bu amaçla multiple enjeksiyonlara uygun dispolin pompaları geliştirilmiştir. İmplate edilebilen insülin sistemleri üzerine çalışmalar sürmektedir. Tip 2 diyabetik hastaların hepsi ve Tip 2 hastaların üçte biri insülin tedavisi altındadır. İnsülin tedavisi almayan hastaların bir kısmının diabet kontrolünün subobtimal seviyelerde olduğu ve insülin tedavisine geçilmesi gerektiği bilinmektedir. Genellikle insülin tedavisi hasta tarafından hatta hekim tarafından tedavinin son döneminde başvurulacak bir tedavi yöntemi olarak görülmekte ve geç safhalarda başlanmaktadır. Fizlolojik olarak insülin sekresyonu kan glukoz seviyesine bağlı olarak portal dolaşıma olmaktadır. Diabetes mellitusta bu fizyolojik kontrol bozulduğunda subkütan yolla periferden insülin vererek aynı etkiyi sağlamak oldukça gü&ccedi... Devamı
2010-01-26 01:27:00
Gizli Şeker , Gizli Şeker nedir , Pre-Diyabet Gizli Şeker (Pre-diyabet) Nedir? Eğer bir kişinin kan şekeri düzeyi normalden yüksek olmasına karşın diyabet tanısı koymaya yeterli yükseklikte değilse bu durumda kişi pre-diabetik (gizli şeker hastası) olarak tanımlanır. Diyabet Önleme Programına katılan pre-diyabetiklerin %11’inde diyabet gelişmiştir. Bazı çalışmalar pre-diyabetik çoğu kişide 10 yıl içinde Tip 2 diyabet geliştiğini saptamıştır. Yani Pre-diyabet Tip 2 diyabete adaylık durumudur. Pre-diyabetli bireylerde kardiyovasküler hastalık riski kan şekeri normal olan bireylere kıyasla 1.5 kat daha fazladır. Diyabetli bireylerde ise 2-4 kat fazladır. Pre-diyabetli bireyler yaşam tarzı değişiklikleri sayesinde prediyabetli olmayı önleyebilir ve geçiktirebilir. Pre-diyabet, Bozulmuş Glikoz Toleransı veya Bozulmuş Açlık Glikozu Aynı Anlamda mıdır? Evet. Doktorlar bazen yükselmiş kan şekeri düzeylerini ifade eden bu durumları kullanılan teste bağlı olarak bozulmuş glikoz toleransı veya bozulmuş açlık glikozu olarak tanımlarlar. Pre-diyabetli Olup Olmadığım Hangi Testler ile Belirlenir? Doktorlar pre-diyabeti belirlemek için açlık kan şekeri veya oral glikoz tolerans testi (OGTT) kullanabilirler. Her iki test içinde bir gece boyu süren açlık gereklidir. Açlık kan şekeri için kahvaltı yapmadan önce kan şekeri ölçülür. OGTT’ de ise açlık ve glikozdan zengin içeçek içildikten sonra 2. saatte tekrar şeker ölçümü yapılır. Açlık Kan Şekeri Testi, Diyabet veya Pre-diyabeti Nasıl Belirler? Normalde açlık kan şekeri 100 mg/dl’nin altındadır. Eğer kişide pre-diyabet varsa açlık kan şekeri 100-125 mg/dl arasındadır. Eğer kan şekeri 126 mg/dl veya daha yüksekse birey diyabetlidir.... Devamı
2010-01-26 01:22:00
Gestasyonel Diyabet Gestasyonel Diyabet Gebeliğin fizyolojisinin gereği bazı hormonlar gebelikte bebeğin gelişimi için normalden daha fazla salgılanır. Bu hormonların salgılanması kan şekerinin yükselmesine neden olur. Bu etki özellikle gebeliğin 24. haftasından sonra hızlanarak artar. Bu nedenle anne adaylarının gebelikte ortaya çıkan diyabet hakkında gebelik öncesinde ve gebelik süresince bilgilendirilmesi, düzenli ve dikkatli izlenmesi gerekir. Gestasyonel Diyabet Nedir? Gebelikte çıkan diyabet, yani tıp dilinde “Gestasyonel Diyabet” ilk defa gebelik sırasında saptanmış kan şekeri yüksekliğidir. Gestasyonel Diyabetli’ de gebelik öncesinde diyabet yoktur. Günümüzde “Gestasyonel Diyabet” görülme oranı yüzde 2-4 olduğundan, her gebeye, özellikle riskli olanlara gebeliğin 24. ve 28. haftaları arasında tarama testi uygulanması gerekir. Bu tarama testinde kişiye önce 50 gr şeker yüklemesi yapılır. Test, günün herhangi bir saatinde suda eritilen 50 gr şeker alındıktan 1 saat sonraki kan şekeri değerine bakılmasından ibarettir. Sonuç, 140 mg/dl’ nin altında ise gebede “Gestasyonel Diyabet” yoktur, eğer kan şekeri 140 mg/dl’nin üzerinde ise gebeye 100 gr’lik ikinci bir şeker yüklemesi yapılır. Bu testte ise kan şekeri değerleri başlangıçta: 95 mg/dl, 60 dakikada; 165 mg/dl, 120 dakikada; 145 mg/dl, 180. dakikada: 125 mg/dl değerlerinin altında olmalıdır. Bu değerlerden ikisi yüksekse kişiye “Gestasyonel Diyabet” tanısı konur. Bu basit testlerin yapılmasının önemi çok büyüktür, özellikle 100 yıl kadar önce, gebe diyabetiklerin çoğunun bebeklerinin, bir kısmının da kendi yaşamlarının kaybettikleri düşünülürse, annenin glukoz düzeylerindeki artış, anne karnındak... Devamı
|