Yarın 8
Mart
Dünya
Kadınlar Günü... Bu sayede senede bir kez olsun şiddeti yoğun bir şekilde tartışabiliyoruz, ancak sadece
kadına yönelik şiddeti... Tartışılması, bir an önce tedbir alınması gereken bir şiddet daha var ki
aile içinde; bu en vahimi...
Çocuklara yönelik şiddet... Hatta
çocuklardan da öte bebeklere yönelik şiddet...
Dün gece ajanslara düşen bir haber, tüylerimizi ürpertti. Giresun'da 10 aylık Edanur bebek sürekli ağladığı için babası tarafından
hastanelik edildi. Şimdi
hastane köşesinde
yaşam mücadelesi veriyor... Zannetmeyelim münferit... Gerçi münferit de olsa dehşet bir olay ancak, bunun gibi onlarca haber düşüyor yıl içinde ajanslara...
SÜREKLİ AĞLADIĞI İÇİN DÖVDÜ
Önce okumayanlar, duymayanlar için dün geceki haberi bir özetleyelim: Giresun'un
Gemiler Çekeği Mahallesi'nde Ercan Yayla (34) ve N. Yayla (19) çiftinin 10 aylık çocuğu Edanur, sürekli ağladığı için babası tarafından darp edildi. Olayda ağır yaralanan bebek önce Giresun Kadın Doğum ve Çocuk
Hastalıkları Hastanesine, ardından Giresun Prof. Dr. İlhan Özdemir Devlet
Hastanesine kaldırıldı. Vücudunun birçok yerinde morluklar ve ağır hasar olduğu tespit edilen bebek, hayati tehlike kaydıyla Samsun Özel Medicana
Hastanesinin yoğun bakım servisine sevk edilerek tedavi altına alındı.
Olayın ardından gözaltına alınan baba Yayla, emniyetteki ifadesinin ardından adliyeye sevk edildi. Çıkarıldığı nöbetçi mahkeme tarafından tutuklanan baba, Giresun Kapalı Cezaevine gönderildi.
Hastane Başhekimi Op. Dr. Ferhat Günaydın, aile içi şiddete maruz kalmasından dolayı bebeğin solunumunun tüple sağlandığını söyledi.
DAYAKTAN ŞUURU KAPANDI
Küçük Edanur'un 10 aylık bebek olmasına rağmen gelişme geriliği bulunduğunu belirten Günaydın, şunları kaydetti:
''Bu nedenle sürekli ağladığı için babası bu ağlamalardan rahatsız olarak çocuğa tokat atıyor, sonra çocuğunu yere veya yatağa fırlatıyor. Çocukta morarma meydana gelince aile çocuğu soğuk suyun altına sokuyor. Çocuk kendine gelmeyince hastaneye götürüyorlar. Bebek, geçtiğimiz gece bizim acilimize geldi. Bebek ilk geldiğinde tamamen şuuru kapalıydı. 2 saat sonra tüp çıkartılarak hasta solunum sağlamaya başlıyor ama şuuru tam olarak açık değil. Biraz dalgınlık hali var. Travmaya maruz kaldığı için beyinde sıvı var. Muhtemelen kan var. Bu kan nedeniyle riskli de olsa 10 aylık bebeğimizi ameliyat etmek zorundayız. İnşallah en kısa zamanda bebeğimizi sağlığına kavuşturacağız.''
EVLENECEK ÇİFTLER AKIL VE RUH SAĞLIĞI RAPORU GETİRSİN
Şimdi gelelim konunun bam teline... EVlenecek çiftlerden bir ton evrak isteyen devlet, bu işe bir çözüm getiremez mi? Üstelik evlenecek çiftler sağlık raporu için hastanelere gönderiliyor. Evlenmeye engel hastalığının bulunup bulunmadığına gösteren sağlık raporu isteniyor, ancak bu hastalıkların içinde akıl ve ruh sağlığına ilişkin olanlar yok...
Evlenecek çiftlerden psikolog ve psikiyatrdan alınmış bir rapor da istenemez mi? Evlilik sorumluluğunu kaldırıp kaldıramayacak bir ruh haline sahip olup olmadığı araştırılamaz mı? Akıl ve ruh sağlığında sorun olanların evlenmelerinin önüne geçilmesi doğru bir yaklaşım olmaz mı? Uzmanları bir konuşsa, bunu bir an önce tartışsak... Artık zamanı gelmedi mi? Bu durum, aile içinde hem bebeklere hem de kadınlara yönelik şiddeti önlemez mi? Üzerine bir düşünelim...
İŞTE EVLENİRKEN İSTENEN BELGELER
1. Evlenme beyannamesi (Bu beyanname dört örnek olarak düzenlenir) – Fotoğrafları yapıştırmadan önce mutlaka sorun, hepsine yapıştırmanız gerekmiyor).
2. Nüfus cüzdanları ve fotokopileri (Fotoğraflı olması gerekiyor).
3. Sağlık raporu/resmi sağlık kurulu raporu
Hükümet Tabibliği, Sağlık Ocağı veya Kadıköy Belediye Başkanlığı Sağlık İşleri Müdürlüğü’nden onaylanmış evlenme raporu (Evlenmeye engel hastalığın bulunmadığını gösteren sağlık raporu)
4. İkametgah Belgesi
Çiftlerden birinin ilgili ilçede oturduğunu belgeleyen ikametgah (Fotoğraflı)
5. Vesikalık Fotoğraf,
Verilecek 7şer adet fotoğrafın, inkılap kanunlarına uygun kıyafet içerisinde başı açık, cepheden ve başın yüz ile alın kısımlarını tamamen gösterir şekilde çektirilmiş olması gerekir. Kadınların, yüz ve alın kısımları açık olmak kaydıyla başörtü ile çekilmiş fotoğrafları kabul edilebilir. (İlçelerde fotoğraf adedi ile ilgili uygulamalar farklılık gösterebilir, telefonla teyit edebilirsiniz).
6. Nüfus kayıt örneği
Nüfus Müdürlüğü’nden alınmış son medeni hallerini belirten nüfus kayıt örnekleri, kişinin tam künyesi ile nüfus açısından evlenmesine engel bir halinin bulunup bulunmadığını gösterdiği için evlenme ehliyet belgesi olarak kabul edilir.
Yabancılar için, yetkili merkezi makamlarca veya o devletin yerel temsilcilikleri tarafından; kişinin adını, soyadını, ana ve baba adı ile doğum tarihini ve evlenmesine engel halinin bulunup bulunmadığını gösterir şekilde düzenlenerek verilmiş ve usulüne göre tasdik edilmiş olan belge, evlenme ehliyet belgesi kabul edilir.
İstanbul’da konsolosluğu bulunmayan yabancılar için Ankara’da bulunan Büyükelçiliklerinden alınan bekarlık belgelerinin Dışişleri Bakanlığı’nca onaylatılması gerekmektedir.
7. Rıza Belgesi,
Yaşlarının küçüklüğü veya hacir altına alınmış olmaları sebebiyle evlenmeleri ana baba veya vasinin rızasına bağlı olanlar,müracaat sırasında form beyannameye bunların rızalarını gösterir belgeyi de eklemek zorundadır. Rıza belgelerinin imzalanmış olarak getirilmesi halinde bu imzaların o şahıslara ait olduğunun yetkili merciler tarafından tasdik edilmiş olması şarttır. Rıza belgeleri ana ve baba veya vasi tarafından bizzat evlendirme memurunun huzurunda da imzalanabilir. Bu takdirde imza tasdiki evlendirme memurunca yapılır. Ana ve babadan birinin ölmüş olması halinde sağ olan veya boşanma halinde velayet verilmiş olan tarafın imzası kafidir. Rıza belgesi vasi tarafından imza edildiği takdirde vasi tayinine dair mahkeme kararı istenir ve dosyaya eklenir.
Daha önce evlenme, boşanma veya ölüm varsa nüfus cüzdanlarına işlenmiş en son medeni halleri ve boşanmanın kesinleşmesinden itibaren 300 günü dolmayan bayanların Aile Mahkemesi’nden alacakları iddet müddeti kararı.
Kaynak: Haber365 / İsmail Gıyasoğlu