Genç,zinde ve dinç görünmek, cildinize canlılık, güzellik ve tazelik kazandırmak, vücudunuzdan toksin atmak, bağışıklık sisteminizi güçlendirerek enfeksiyonlara karşı direnç arttırmak, dolaşım bozukluğu yaşamadan kilo vermek, ruh sağlığınızı güçlendirmek istiyorsanız..Prof.Dr. İbrahim Saraçoğlu’nun ‘maydanoz ve beyaz lahana kürünü’ uygulayın.
Kökleri hariç, saplarıyla birlikte 15-20 tane taze maydanozu havanda iyice ezin, üzerine yarım limon sıkın. İyice karıştırdıktan sonra sabah kahvaltısından yarım saat önce aç karnına tüketin, üzerine bir bardak su için.
On beş gün ara vermeden her sabah bu kürü uygulayın.
Sonra bir hafta ara verin. Bir hafta aradan sonra tekrar on beş gün aynı şekilde kürü uygulayın. Dört-beş ay sonra duruma göre bu kürü aynı şekilde tekrar edebilirsiniz.
Daha önce uyguladığı taze sıkılmış havuç kürü ile Alzheimer’ı yüzde 30 oranında iyileştiren, depresyona karşı ıspanak kürü öneren, prostat ve üriner sistem için brokoli kürünü tavsiye eden Prof. İbrahim Saraçoğlu, ‘gençlik’ için ‘maydanoz ve beyaz lahana kürü’ hazırladı.
Bitkilerin barındırdığı ve insan sağlığını etkileyen aktif maddeler üzerinde yaptığı çalışmaları uluslararası alanda kabul gören Profesör İbrahim Saraçoğlu, genç görünmek, zinde ve dinç olmak, cildinize canlılık, güzellik ve tazelik kazandırmak, vücudunuzdan toksin atmak, bağışıklık sisteminizi güçlendirerek enfeksiyonlara karşı vücudunuzun direncini artırmak, dolaşım bozukluğu yaşamadan bir miktar kilo vermek, hatta ruh sağlığınızı güçlendirmek için özel iki kür hazırladı.
Profesör Saraçoğlu, maydanoz ve beyaz lahananın etkilerini yazdıktan sonra biran durup düşünmek zorunda kaldığını, bu kadar çok çarpıcı özelliğin bir arada olmasının okuyucuya abartılı gelebileceğini söylüyor. Saraçoğlu, maydanoz ve beyaz lahananın özelliklerini alt alta sıraladığında bu endişesinin yersiz olduğuna inandığını da dile getiriyor.
Gençlik formülünün yer aldığı bu dosyada İbrahim Saraçoğlu’nun maydanoz ve beyaz lahana kürünün yanında, Avrupa Anti-Aging Derneği Başkan Yardımcısı Hasan İnsel’in daha genç kalmak için uyulması gerekli altı altın kuralı ve Amerikan Hastanesi Diyetisyeni Tuğçe Aytulu’nun, daha sağlıklı ve gençlik için gerekli besinleri içeren listesini bulabilirsiniz.
Ancak, önemli bir noktayı hatırlatmakta yarar var. İbrahim Saraçoğlu’nun verdiği iki kürün herhangi bir hastalığı teşhis amacı kesinlikle yok. Eğer, bir rahatsızlığınız var ise doktora gitmelisiniz. Haberimizde yer alan kürleri ise destekleyici ve yardımcı tedavi olarak uygulayabilirsiniz.
Profesör İbrahim Saraçoğlu maydanoz kürünü anlatıyor..
“Maydanoz yemek yetmez kürü uygulanmalı”
Maydanozun, gençleştirme, cilt tazeliğinin, güzelliğinin geri kazanılmasında ve korunmasında rolü büyüktür. Maydanoz bu gücünü, içerdiği etkin maddelerin özellikle karaciğer metabolizması üzerindeki olumlu etkisinden ve tüm vücuttan yabancı kimyasal maddeleri (xenobiotica) atabilme özelliğinden alır. Sağlıksız çalışan karaciğer metabolizması, cildin yavaş yavaş tazeliğini, güzelliğini ve canlılığını yitirmesine ve kişinin yorgun görünmesine, diğer organlarının olumsuz etkilenmesine neden olur.
Maydanoz kürü’ vücudu yabancı kimyasallardan arındırır. Böylece karaciğerin sağlıklı çalışmasında etkin rol oynayarak kişinin daha genç, daha sağlıklı, dinç ve zinde olmasında etkili olur. Maydanoz, karaciğerde bulunan glutathione-S-transferaz (GST) enziminin aktivitesini yükseltir. GST enzimi, gerek besinler yoluyla gerekse de solum yoluyla aldığımız zararlı kimyasal maddeleri zararsız hale dönüştürür.
Bu kürü uygulayanlar kısa zamanda çok başarılı sonuçlar alabilirler. Bunun nedeni, maydanozun insan metabolizması üzerindeki etkilerinin çok hızlı oluşmasıdır. Maydanoz, doğru şekilde uygulandığı taktirde mucize yaratan bir bitkidir. Yemeklerinizde veya salatanızda bolca maydanoz kullanmanızın bir beslenme şekli olduğunu, kesinlikle bir kür olmadığının bilinmesi gerekir. Çünkü, salatanın içindeki tuz, baharat ve ekşi (limon, sirke v.b.) maydanozun etkin maddeleri ile reaksiyona girerek istenilen sonucu almamıza engel olmaktadır. Kür, her bitkinin kendine özgü ve amaca uygun olarak hazırlanması ve kullanılmasıdır.
Günümüzde tükettiğimiz hiç bir besin saf değil. Tükettiğimiz et, sebze ve meyveler, içtiğimiz su, soluduğumuz hava kontamine (kirli) olmuş durumdadır. Kullanılan zirai ilaçlar, hormonlar, transgen tohumlar (genleri ile oynanmış tohumlar), besinlere ilave edilen koruyucu katkı maddeleri, fabrika bacalarından ve araçların motorlarından çıkan egzoz gazları, sonuçta hep insana geri dönen kirlilik kaynaklarını oluşturmaktadır. Kimyasalların zamanla organlardaki birikimi hem hastalıklara karşı direnci zayıflatır hem de organ şikayetlerinin daha erken ortaya çıkmasına neden olur.