Op.Dr. Bilgin,
erkeklerin
%8'inde
kadınların
ise %0,5'inde
görülen renk körlüğü hastalığının bazı bireylerde
hastalık olarak ortaya çıkarken, bazı bireylerin de
taşıyıcı olarak görev yaptığını ve birçok hastanın
hastalığını ömür boyu fark edemediğini söyledi.
Renk Körlüğü Nedir?
İnsan gözünün renk algılaması retinadaki
koni hücreleri vasıtası ile olur.
Kırmızı, yeşil ve mavi olmak üzere 3 tür koni vardır.
Konilerin beraber
çalışması
neticesinde
ara renkler ve bunların tonları da algılanabilir.
Renk körlüğü bu koni hürcelerinin birinde
veya hepsinde fonskiyon azlığı
veya yokluğu neticesinde gelişir.
Fonksiyon azlığı yani yetersiz
çalışma
durumunda
koyu renkler veya tonlar görülür; pastel yani
zayıf renkler ve tonları görülemez.
Fonksiyon yokluğu durumunda o koni veya
koni grubuyla ilgili renkler hiç görülmez.
Bu oldukça nadirdir.
Renk körlüklerinni çoğu renk görmede zayıflık
veya renkleri birbirine karıştırma şeklinde ortaya çıkar.
En sık rastlanan türü kırmızı-yeşil
Pratikte en sık rastlanan kırmızı-yeşil renk körlüğüdür.
Bu hastalıkla insanlar kırmızı ve yeşil tonlarıyla
beraber bunlara
yakın
renkleri birbirine karıştırırlar.
Mavi tonlarla ilgili renk körlüğü yok denecek kadar azdır.
Kırmızı-yeşil renk körlüğünün toplumda görülme
oranı
erkeklerde
%8,
kadınlarda
%0,5'tir.
İlk
defa Dalton tarafından keşfedildiği için Daltonizm diye de adlandırılır.
Kimlerde görülür, nasıl ortaya çıkar?
Renk körlüğü bazı göz hastalıkları neticesinde
sonradan da oluşabilmekle beraber, esasen
kontjenital (doğumsal) bir hastalıktır ve genlerle taşınır.
Kırmızı ve yeşil renk genleri X-kromozomunda,
mavi renk genleri ise 7. kromozomdadır.
Bizi esas ilgilendiren kırmızı-yeşil kısmı olduğu için,
renk körlüğünü tamamen X-kromozomuyla taşınan
bir hastalık olarak tanımlayabiliriz.
Bu taşınma çok büyük
oranda
X kromozomuna bağlı
resesif pek nadir olarak da X'e bağlı dominantır.
Bildiğimiz gibi
kadının
cinsiyet kromozomları
XX erkeğin XY şeklindedir. X'e bağlı dominant
taşınmayı ihmal ederser (ki ihmal edilebilecek kadar azdır),
X'e bağlı resesif taşınma neticesinde,
sadece bir X kromozomunda defekt varsa,
erkek
renk körü,
kadın
ise sağlam olacak demektir.
Kadının
renk körü olabilmesi için hem
anneden
,
hem de
babandan
arızalı X kromozomunu alması gerekir.
Bu durum, bize renk körlüğünün
neden
erkeklerde
daha fazla görüldüğünü açıklar.
X kromozomunda bir defekt görüldüğü halde
hastalığı olmayanlara taşıyıcı denir.
Taşıyıcılık sadece
kadınlar
için söz
konusudur
.
Taşıyıcılar sağlam oldukları halde hastalığı
özellikle
erkek
çocuklarına
iletebilirler.
Taşıyıcı
kadınların
erkek
çocuklarının
%50'si hasta olur.
Kızlarının ise %50'si taşıyıcı olur.
Kızların hasta olabilmesi için
annenin
hasta veya taşıyıcı,
babanın
ise hasta olması gerekir.
Erkeklerde
taşıyıcılık yoktur.
Erkek
ya hasta ya sağlam olur. Hastadan erkeğin,
hastalığı
erkek
çocuklarına
geçirme ihtimali yoktur.
Kız
çocukları
ise
anneni
durumuna göre,
taşıyıcı veya hasta olabilir (
Anne
sağlam ise
taşıyıcı,
anne
hasta ise mutlaka hasta,
anne
taşıyıcı ise %50 hasta, %50 taşıyıcı).
Tedavisi var mıdır?
Renk körlüğü genel anlamda tedavi olmayan bir hastalıktır.
Ancak günlük
hayatta
insanlara büyük engel oluşturmaz.
Zaten hastaların büyük bir çoğunluğu ton
farklarından renkleri tanıyabilirler.
Son zamarlarda bazı
bilgisayar
destekli
proramlarla renk tonlarının daha canlı görülebilmesine
dair
çalışmalar
olmakla beraber henüz deneme aşamasındadır.
TEST
1 : Kırmızı-yeşil renk körlüğü olanlar
bu kutucukta 21 rakamını görür.
Renk körü olmayanlar 74 görür.
TEST
2: Kırmızı-yeşil renk körlüğü olanlar
bu kutucukta hiçbir rakam göremez.
Renk körü olmayanlar 18 görür.
HABER 7- ZEDHABER